“Atatürk’ün dil hedefleri”

Haberin Eklenme Tarihi: 31.10.2025 17:44:00 - Güncelleme Tarihi: 31.10.2025 17:47:00

1. Millî Kültür Şûrası’nda tatmin edeceğiniz gibi en çok tartışılan ve konuşulan mesele, yine dilimizin yürek parçalayan hâli oldu. Çünkü dil ve edebiyat meselelerine, bilen bilmeyen herkes karışır; hatta kurumlar bile kurarlar. Kara cümlesi olmayanların, Zühre yıldızına, uçuş hazırlıkları gibi, bu şiş göbek ve fermanlı cahillerden “yazar” taslakları bile imal edilmiştir.

Dil konusunda söyleyecek bir sözü bulunmayıp da yalnız yeme, sömürme, bozma kastı bulunanlar, ille de inadına yanlış yorumladıkları Atatürk’ü ileri sürerler. Oysa Atatürk’ün son uyguladığı “Güneş Dil Teorisi”nin sebebini bilseler, çoktan doğru yola gelecekler; bilenler ise yaptıklarından utanacaklar.

Kısacası, dil konusunda ilme hatta ahlaka sığmayan pek antika bozguncu görüşler ileri sürüldü ise de Kültür Bakanlığı’nın resmen görevlendirdiği “Türk Dili ve Edebiyatı Komisyonu” Atatürk istismarcılarını ve hepsini susturacak kıratta bir rapor ortaya koydu.

Dilimizin hastalığını teşhiste, ileri sürdüğü çare ve düşüncelerde tam bir açıklık taşıyan bu kısa ve doyurucu raporun, 10 maddesinden başlıca altı tanesini, kendi imzamı da koyarak yayınlıyorum:

Atatürk’ün dil inkılabıyla ulaşmak istediği hedef:

  1. Türk dilinin millî benliğine kavuşturulması,
  2. Aydın dili ile halk dili arasındaki uçurumun kapatılarak dilde millî birliğin sağlanması,
  3. Türk dilinin çağdaş medeniyetin bütün kavramlarını karşılayabilecek bir dil hâline getirilmesi,
  4. Türk dilinin ilmî yollarla araştırılmasıdır.

Bugüne kadar bu konuda bazı çalışmalar yapılmış olmakla birlikte, bu hedeflere maalesef ulaşılamamıştır.

Aydın dili ile halk dili arasındaki uçurum kaldırılacak yerde daha da derinleştirilmiştir. Atatürk’ün istediği dil birliği ile değil; dil ayrılıkları ile karşı karşıya kalınmıştır.

Çağdaş medeniyetin ihtiyaçlarını karşılayacak işlek ve zengin bir dil meydana getirilememiştir.

Türk dilinin ilmî yollarla araştırılması hususu, istenilen seviyeye ulaşılamamıştır.

Türk dilinin bu durumdan kurtarılması için dil ile sosyal yapı arasındaki bağlantıyı koparmayacak ve kültür yıkıcılığına yol açmayacak karar ve tedbirlerin alınması gerekmektedir.

Komisyonumuzca bu yolda alınan karar ve tedbirler şunlardır:

  1. Ortak bir dil için Cumhuriyet devrinde yazılmış bütün eserlerin taranmasıyla bir “Cumhuriyet Devri Yazı Dili Sözlüğü” hazırlanmalıdır.
  2. Halkın diline yerleşmiş ve Türkçenin malı olmuş “hayat, eser, sebep, akıl, şart, tabiat” gibi kelimelere karşılık aranmamalıdır.
  3. Yeni kavram ve terimler için Atatürk’ün çizdiği yoldan hareketle Türkçe karşılıklar bulunmalı; çağdaş medeniyet ve teknolojinin ihtiyaçları öz dilimizle karşılanmalıdır. Ancak yeni karşılıklar; Türk dilinin yapı ve işleyiş özelliklerine, zevk ölçülerine aykırı olmamalıdır.
  4. Türkçeyi doğru yazmak ve doğru telaffuz etmek için bir komisyon marifetiyle imla ve telaffuz kılavuzları hazırlanmalıdır.
  5. Türk dili ve edebiyatı terimlerinde birliği sağlamak üzere bir komisyon kurulmalıdır.
  6. TRT yayınlarında Türkçenin doğru kullanılması için Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunlarından meydana gelen bir daimi komisyon görevlendirilmelidir.