Yıldız Kenter’den Behçet Necatigil’e mektup

Haberin Eklenme Tarihi: 16.09.2025 16:27:00 - Güncelleme Tarihi: 16.09.2025 16:31:00

Anton Çehov, modern tiyatronun kurucu isimlerinden biri. “Vanya Dayı” adlı oyunu da ünlü eserlerinden… Türkçede pek çok tercümesi bulunan bu tiyatro klasiğini, şairliğinin yanında usta işi tercümeleriyle tanınan Behçet Necatigil’in de çevirdiği biliniyordu ancak çevirinin metni ortalarda yoktu.

Necatigil, “Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü”nde kendisine dair şu satırları yazıyor:

Şiirde kırk yılını, doğumundan ölümüne, orta hâlli bir vatandaşın; birey olarak başından geçecek durumları hatırlatmaya; ev-aile-yakın çevre üçgeninde, gerçek ve hayal yaşantılarını iletmeye, duyurmaya harcadı. Arada biçim yenileştirmelerinden ötürü yadırgandığı da oldu ama genellikle, eleştirmenler onun için, tutarlı ve özel bir dünyası olan bir şair dediler.”

Yıldız Kenter’in ricası

Necatigil burada çevirmen kimliğine dair bir cümle kurmasa da iyi okurlar, onun kaleminden Miguel de Unamuno’nun “Sis”ini, Rainer Maria Rilke’nin “Malte Laurids Brigge’nin Notları”nı, Thomas Mann’ın “Venedik’te Ölüm”ünü ya da Sadık Hidayet’in “Kör Baykuş”unu okumanın nasıl bir ayrıcalık olduğunu biliyor.

Necatigil, “Vanya Dayı”yı da ünlü oyuncu Yıldız Kenter’in ricasıyla, Kent Oyuncuları tarafından sahnelenmek üzere Almancasından çevirmiş ve 1964 yılında teslim etmişti. Ama aradan yıllar geçmesine rağmen oyun bir türlü sahneye konamadı. Necatigil tercümesi “Vanya Dayı” ancak 1978/79 sezonunda Kenter’in yönetmenliğinde sahnelenebilecekti.

60 yıl sonra çıkan kayıp çeviri

Necatigil’in arşivindeki kayıtlarda, Almancadan çevirdiği oyunlar listesinde adı geçen ancak metnine bir türlü erişilemeyen kayıp bir oyundu bu. Nihayet 60 yıl sonra, yazar Başar Başarır tarafından ünlü oyuncu Kâmran Yüce’nin arşivinden bulunarak gün ışığına çıkarıldı.

Çevirinin Yüce’nin arşivinden çıkmasına şaşırmamak gerek. Çünkü Şükran Güngör, Müşfik Kenter, Yıldız Kenter gibi isimlerle birlikte Kâmran Yüce de Kent Oyuncuları'nın kurucu ekibindeydi. Altmışların başından itibaren toplulukta oyunculuğun yanında idari görevler de üstlenmişti. Tiyatronun çıkardığı dergi, ilanlar, basınla ilişkiler, yayın gibi konularda tüm sorumluluk ondaydı. 1986 yılındaki vefatından sonra da arkasında devasa bir arşiv bırakmıştı. İşte bu arşiv sayesinde yakınlarda “Vanya Dayı” da Cevat Çapan’ın önsözüyle Yapı Kredi Yayınları’nın Necatigil külliyatı arasındaki yerini aldı.

Çevirinin macerası devam ediyor

Bir kayıp çeviri macerası daha güzel bir şekilde neticeleniyor ama hikâye burada bitmiyor: Attilâ İlhan’dan Cemal Süreya’ya, Hasan Âli Yücel’den Muhsin Ertuğrul’a, Talat Sait Halman’dan Şakir Eczacıbaşı’ya edebiyat ve sanat dünyasından pek çok ismin Necatigil’e yazdığı mektupları içeren “Şiirinizin Tadına Geç Vardım” adlı kitapta Yıldız Kenter’in de bir mektubu var.

17 Nisan 1979 tarihli, “Sayın Necatigil” hitabıyla başlayan ve “Kenter Sinemacılık ve Tiyatroculuk AŞ. Yönetim Kurulu Başkanı” sıfatıyla imzaladığı bu mektup “Vanya Dayı” tercümesi hakkında…

On katı olarak ödenecek

Kenter mektubunda, 1964’te teslim edilen “Vanya Dayı” çevirisinin ücretinin eksik ödendiğini şairin eşinden öğrenip çok üzüldüğünü belirttikten sonra, “Tiyatro olarak bu kusurumuz affedilemez. Ama bu işlere direkt bakan kişi olmadığım için, hiç olmazsa benim hâlâ affedilme şansım vardır sanıyorum” diyor.

Hemen sonrasında da aradan geçen 15 yılda, enflasyonun da hesap edilerek kalan ücretin on katı olarak ödeneceğini bildiriyor.

İşte Yıldız Kenter’in Behçet Necatigil’e yazdığı mahcup ve zarif mektubun tamamı:

Yanlış hatırlamıyorsam, ‘Vanya Dayı’nın çevirisini sizden rica ettiğim zaman, fiks bir ödeme üzerine durmuş, oynasak da oynamasak da ayni ücreti ödeyeceğimizi açıkça belirtmiştim. Netekim yıllarca oynayamadık.

Bu sezon başı ‘Vişne Bahçesi’ ve ‘Vanya Dayı’ arasında bir seçim yapmak gerekiyordu. Nasılsa elde hiç tekst kalmamış olduğunu görünce asistan arkadaşıma ‘Vanya Dayı’ üzerinde bir çalışma yapmamız gerektiğini ve sizden bir tekst rica etmesini söyledim.

Oyunu gizli gizli değil, aksine elimizden geldiği kadar duyurmaya çalışarak sahneledik. Açmadan çok önce de Kültür Sarayı’nda karşılaştığımız zaman sizi provalara davet ettik.

Size borcumuzun yıllar önce tamamiyle ödendiği inancıyla, tercüme ücreti üzerinde yeniden durmak ihtiyacını duymadım doğrusu. Ama sayın eşinizden vaktiyle kararlaştırdığımız ücretin tam ödenmediğini öğrenince çok üzüldüm. Tiyatro olarak bu kusurumuz affedilemez. Ama bu işlere direkt bakan kişi olmadığım için, hiç olmazsa benim hâlâ affedilme şansım vardır sanıyorum.

Kalan borcumuzun, paranın değer kaybedişi hesap edilerek on katı olarak ödenmesini muhasebeden rica ettim. Takdim ediyoruz. Yanlış bilgimiz ve gecikmemiz için bizi bağışlamanızı rica eder, saygılar sunarım.

Meraklısı için not

  • Kâmran Yüce’nin arşivinden yola çıkarak kızı Deniz Yüce Başarır, “Perde Kapanmasa Görecektiniz: Kâmran Yüce’nin Arşivinden Kent Oyuncularının Kuruluş Hikâyesi (1959-1986)” adıyla bir kitap yazdı (İBB Yayınları, 2021).
  • Serenad Demirhan’ın yayına hazırladığı “Şiirinizin Tadına Geç Vardım” adlı kitap, 1940’lı yıllardan vefatına dek Necatigil’e gelen mektuplardan oluşuyor.