Sahne kimin: Eurovision’un mu, Intervision’un mu?

Haberin Eklenme Tarihi: 7.10.2025 22:29:00 - Güncelleme Tarihi: 7.10.2025 22:38:00

Her şey, dünyanın Demir Perde ile ikiye bölündüğü bir dönemde başladı. Batı'nın pırıltılı Eurovision'u varken, Doğu Bloku ülkeleri neden kendi yıldızlarını parlatmasındı ki? Bu fikirle Uluslararası Radyo ve Televizyon Organizasyonu (OIRT), namı diğer Intervision, 1977'de Eurovision'a bir alternatif olarak kendi şarkı yarışmasını başlattı.

Aslında yarışmanın kökleri, Polonya'nın Baltık kıyısındaki şirin şehri Sopot'ta 1961'den beri düzenlenen Sopot Uluslararası Şarkı Festivali'ne dayanıyordu. 1977-1980 yılları arasında bu köklü festival, Intervision Şarkı Yarışması'na ev sahipliği yaparak onun büyük sahnesi oldu.

Kimler vardı bu sahnede?

Sovyetler Birliği'nin görkemli temsilcilerinden Doğu Almanya'nın disiplinli notalarına, Macaristan'ın melankolik ezgilerinden Çekoslovakya'nın pop ritimlerine kadar geniş bir coğrafya bu yarışmada buluştu. Katılımcılar genellikle "sosyalist kardeş ülkeler" olarak anılan Polonya, SSCB, Doğu Almanya, Macaristan, Çekoslovakya, Bulgaristan, Romanya, İspanya, Yugoslavya ve Finlandiya gibi ülkelerdi. Evet, yanlış duymadınız, coğrafi olarak Doğu Bloku'nda olmasa da Finlandiya gibi bazı ülkeler de zaman zaman bu yarışmada boy gösterdi, hatta Avrupa kıtasında yer almayan Küba, Dominik Cumhuriyeti, Moğolistan, Yeni Zelenda, Nijerya, Peru, Güney Afrika gibi birçok ülkeden katılıma da açıktı.

Yarışma formatı Eurovision'a benzese de kendine has dokunuşları vardı. Örneğin, her ülkenin bir şarkı göndermesi ve ardından diğer ülkelerin performanslarını oylaması tanıdık bir sistemdi. Ancak Intervision, o dönemin ruhuna uygun olarak, ülkeler arası dostluk ve kültürel alışverişi ön plana çıkarma iddiasındaydı. Bu iddia Eurovision’da da Intervision’da da ne kadar gerçekleştirildi ya da gerçekleştirilecekti, tartışmaya sonuna kadar açık elbette. Bunun yanı sıra Intervision, Eurovision’dan farklı olarak kazananı seçmek üzerine çeşitli formüller geliştirmeye çalışıyordu. Örneğin, 1980’de Intervision iki ayrı yarışmaya ayrılmıştı; biri televizyon şirketlerini temsil eden sanatçılar için, diğeri plak şirketlerini temsil edenler için düzenlenmişti. İlkinde jüri, şarkıları değerlendirirken, ikincisinde sanatçıların yaptıkları kritikler dikkate alınıyordu.

Gerek coğrafi gerekse sistemsel açıdan daha kapsamlı bir yarışma hâlini alan Intervision’da hangi ülkeden hangi sesler, hangi melodiler duyuldu peki? Öncelikle bu platform, Batı'da pek tanınmasalar da kendi coğrafyalarında efsaneleşmiş isimleri ağırladı. Intervision'un kısa ama etkili tarihine damga vuran kazananlar ve ikonik performanslarına baktığımızda hâlâ akıllara kazınan isimlerle karşılaşırız.

Sopot sahnesinin yıldızları

Bunlardan biri 1977’de Çekoslovakya’yı temsil eden Helena Vondráčková’nın "Malovaný džbánku" adlı şarkısıydı. Festivalin yarışmaya evrildiği ilk yılın birincisi bu performanstı. Helena Vondráčková, o dönemde sadece ülkesinin değil, tüm Doğu Bloku'nun en popüler seslerinden biriydi. Enerjik sahne performansı ve akılda kalıcı melodisiyle "Malovaný džbánku" (Boyalı Sürahi), yarışmanın açılışını görkemli bir şekilde yapmıştı ve birincilikle yarışmayı tamamlamıştı. Bu zafer, Vondráčková'nın uluslararası kariyerini daha da pekiştirdi ve şarkı, yıllarca dillerden düşmedi.

Ertesi yılın, yani 1978’in kazananı ise Sovyetler Birliği’ni temsilen sahneye çıkan Alla Pugacheva’ydı. "Vsyo mogut koroli" (Krallar Her Şeyi Yapabilir) adlı şarkısıyla Intervision’a katılan Sovyet pop müziğinin kraliçesi, büyük ses getirdi. Zira Alla Pugacheva; sahneye çıktığında teatral performansı, güçlü sesi ve karizmasıyla herkesi büyülemişti. Şarkı, bir kralın bile âşık olduğunda sıradan bir adama dönüştüğünü anlatıyordu ve bu tema dinleyicide büyük yankı uyandırdı. Pugacheva'nın bu performansı, yarışma tarihinin en ikonik anı olarak kabul edilmişti.

1979’da ise yarışmaya Polonya ev sahipliği yapıyordu. Ve bu ülke o yıl yarışmanın birincisi olacak performansa imza atmıştı. Polonyalı sanatçı Czesław Niemen’in "Nim przyjdzie wiosna" (Bahar Gelmeden Önce) adlı şarkısı; şiirsel sözleri ve sanatçının o kendine has, duygu yüklü yorumuyla dinleyenleri derinden etkiledi. Bu şarkı, basit bir pop şarkısından çok, sanatsal bir manifestoydu ve Intervision'un sadece eğlencelik değil, aynı zamanda derinlikli eserlere de sahne olabildiğini kanıtlamıştı. Keza avangart müziğin ve rock’ın Polonya’daki öncülerinden biri olan Czesław Niemen’ın bunda payı çok büyüktü.

Böylesine tam gaz ilerleyen bir yarışmanın uzun süre sahnelere ara vereceği, 1980’e gelindiğinde henüz bilinmiyordu. Ve son kez sahnelerde birincilik kutlanmaktaydı. Hem de Demir Perde’nin dışından gelen bir sesle… Finlandiya’yı temsilen Marion Rung (İlginç bir anekdot olarak eklemek gerekir ki Marion Rung, 1962 ve 1973 yıllarında Eurovision’da da ülkesini temsil etmişti), "Hyvästi yö" (Elveda Gece) isimli güçlü baladıyla zafere ulaşmıştı. Şarkı; yarışmanın kapasitesinin Doğu Bloku’nu aşıp küresel bir ufka doğru ilerlediğini gösterir nitelikteydi ve bir vedayı taşıması sebebiyle fark etmeden yarışmanın sonunu da simgeliyordu.

Evet, hep birincileri andık ama Eurovision’dan da aşinayız ki bazı şarkılar birincilerden çok daha popülerleşir, akılda kalır. Bunlardan biri yine 1977’deki ilk yarışmanın unutulmaz performanslarından olan Frank Schöbel’in seslendirdiği “O Lady” adlı şarkıydı. Sahne, Doğu Almanya’nın pop yıldızlarından biri olan Frank Schöbel’in sesiyle şenlenmişti ve bu katılım sanatçının kendini ve ülkesinin müzik kültürünü uluslararası boyutta duyurma imkânı sağlamıştı.

Bu bahsettiğimiz performanslar, Intervision'un sadece siyasi bir proje olmadığını, aynı zamanda dönemin müzik kalitesini, sanatsal çeşitliliğini ve yıldız potansiyelini de yansıttığını gösteriyordu. Her bir şarkı ve sanatçı, Soğuk Savaş'ın gri perdesini aralayan renkli birer notaydı. Fakat Intervision'un en parlak dönemi ne yazık ki kısa sürdü. 1980'de Polonya'da başlayan Dayanışma (Solidarność) Hareketi ve ülkede artan siyasi gerilim, yarışmanın da sonunu getirdi. Sopot Festivali devam etse de Intervision markası, Soğuk Savaş'ın son demlerinde yavaşça unutulmaya yüz tuttu ve 1980'deki son yarışmanın ardından uzun bir sessizliğe büründü.

Intervision neden şimdi gündemde?

Gelelim en can alıcı soruya: Yıllardır kimsenin hatırlamadığı bu yarışma neden birdenbire yeniden manşetlerde? Cevap, günümüzün jeopolitik ikliminde saklı.

Öncelikle ilk kıvılcıma bakalım. 2008’de on bir ülkenin katıldığı bir yarışma düzenlendi: “Five Stars: Intervision.” Rusya’nın Soçi kentinde gerçekleşen yarışmaya Ermenistan, Azerbaycan, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Moldova, Belarus, Tacikistan, Türkmenistan, Letonya ve Ukrayna katılmıştı.  O zamanın Rusya Başbakanı Vladimir Putin, bu kez Rusya, Çin ve Şangay İşbirliği Örgütü’nün Orta Asya ülkeleri arasında rekabeti yeniden canlandırmayı önermişti. Bu sebeple yarışma Bağımsız Devletler Topluluğu, Şangay İşbirliği Örgütü ve diğer Orta Asya ülkelerinin üyelerine açıktı. 4 gece boyunca süren yarışmanın birincisi, Tahmin Niyazova’nın seslendirdiği şarkı ile birlikte Tacikistan’dı.

Bu kıvılcımın ardından yıllar geçtikten sonra Mayıs 2014’te ancak Bağımsız Devletler Topluluğu ve Şangay İşbirliği Örgütü’nden ülkelerin yeniden yer alacağı yarışmanın geri döneceği açıklanmıştı. Hatta Rus şarkıcı ve yapımcı Igor Matvienko, yarışmanın Ekim 2014’te yine Rusya’nın 2013 Kış Olimpiyatları’na ev sahipliği yapan Soçi kentinde yapılacağını duyurmuştu. Hatta katılımcı ülkeler temsilcilerini dahi seçmişti. Fakat yarışma bir türlü planlanan tarihlerde gerçekleşemedi. Rusya etrafında dönen Intervision’u canlandırma planları, zaten Putin’in kültürel diplomasi gündeminin bir parçası olarak görülüyordu. Keza öyleydi de…

Yıllar sonra…Rusya'nın, özellikle 2022'de Eurovision Şarkı Yarışması'ndan ihraç edilmesi ve Batı ile arasındaki kültürel ve siyasi mesafenin artması, alternatif platform arayışlarını da beraberinde getirdi. Bu noktada, "Biz de kendi yarışmamızı yaparız" fikri, Intervision'u yeniden hayata döndürme projesini ateşledi.

Yarışmanın yeniden canlandırılması fikrinin arkasındaki en büyük itici güç Rusya’ydı elbette. Amaç, Batı merkezli kültürel etkinliklere karşı yeni bir odak oluşturmak. Bu projede Rusya'ya, başta Çin olmak üzere BRICS ülkeleri (Brezilya, Hindistan, Güney Afrika), Bağımsız Devletler Topluluğu ve Latin Amerika ülkelerinin de destek vermesi hedeflenmişti… 8 Haziran 2024’te Rus hükûmet yetkilisi Mikhail Shvydkoy, Rus haber ajansı RIA Novosti’ye Azerbaycan, Belarus, Brezilya, Çin, Küba ve Kazakistan’ın da içinde olduğu on altıdan fazla ülkenin yarışmaya katılacağını söyledi. 3 Şubat 2025’te ise Başkan Putin, yarışmanın yeniden canlanmasını resmîleştiren bir kararname imzaladı. Ve nihayetinde Intervision 2025, 20 Eylül 2025’te Moskova’da gerçekleşti. Başbakan Yardımcısı Dmitry Chernysehnko etkinliğin organizasyon komitesinin başkanıydı; denetim kurulu başkanı ise iç politika şefi Sergey Kiriyenko’ydu.

Organizatörler, yeni Intervision'un "siyasi baskı ve etkilerden uzak", tamamen müziğe odaklanan bir platform olacağını iddia ettiler. Ancak yarışmanın doğuş fikrinin mevcut siyasi konjonktürden kaynaklandığı düşünüldüğünde, komitenin ve kurulun siyasi kimlikleri de baz alındığında bu iddianın ne kadar hayata geçebileceği merak konusu tabii. Hele de savaş suçu işleyen bir ülkenin başını çektiği bir platform, ne kadar siyasi etkiden uzak olabilir, nasıl demokratik bir alan sağlayabilir tartışılır.

Yine de katılım az olmadı. Intervision 2025’in katılımcıları arasında Belarus, Brezilya, Çin, Kolombiya, Küba, Mısır, Etiyopya, Hindistan, Kazakistan, Kenya, Kırgızistan, Madagaskar, Katar, Suudi Arabistan, Sırbistan, Güney Afrika, Tacikistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Özbekistan, Venezuela ve Vietnam yer aldı. İlginçtir ki Avustralya doğumlu sanatçı Vassy, “Avustralya hükûmetinden gelen siyasi baskı” gerekçesiyle son dakika yarışmadan çekilmeseydi ABD adına yarışacaktı ve katılımcılar arasında ABD de bulunacaktı. Daha başındayken bu gerilimleri hissedebiliyorsak iddia edilen gayenin sanata sıçramayacağını söylemek pek mümkün değil gibi.

Yarışmanın birincisine gelirsek… Vietnam’ı temsilen Duc Phuc, “Phù Đổng Thiên Vương” adlı şarkısıyla birinciliği elde ederek 30 milyon rublenin (yaklaşık 365 bin euro) sahibi oldu. 422 puan birincininken 373 puanla Kırgızistan ikinciliği, 369 puanla Katar üçüncülüğü, 347 puanla Kolombiya dördüncülüğü aldı.

Intervision'un küllerinden doğuşu, ifade edildiği gibi sadece bir şarkı yarışmasından ibaret değil. Ya da kültürel bir alternatif yaratma, değişen dünya düzeninde yeniden bir “yumuşak güç” alanı oluşturma girişimi değil. Eurovision’da olduğu gibi siyasi düzleme sahip bir arena. Taraflar farklı olsa da. Eurovision; adaletsiz puanlama sistemi, soykırımcı İsrail’i hâlâ bünyesinde tutup alkışlatması, katılımcılara uyguladığı baskılar ve ambargolar sebebiyle zaten yeteri kadar ideolojik zemine oturtulduğunu kanıtlıyor. Intervision buna alternatif oluştururken; yeni bir adaletsizlik mi üretecek, siyasi dengenin başka bir tarafı olarak müziği yine araçsallaştıracak mı, yoksa hakikaten sanatsal üretime boyutsuz bir alan mı açacak pek çok tartışmalı konuyla birlikte cevapları belirsiz tutuyor.

Acaba sahne kimin? Eurovision’un mu, yoksa Intervision’un mu? Belli ki iki yarışmanın da ilk yıllarından farklı olarak sundukları çerçeve de bu sorunun cevabı da bizim seyrimizi bekliyor...