Bir çağdaş felaket: Gazze’deki soykırımın anatomisi

Haberin Eklenme Tarihi: 25.08.2025 13:37:00 - Güncelleme Tarihi: 25.08.2025 13:44:00

Franz Kafka, Dava adlı eserinde, suçun ne olduğu asla açıklanmayan, ancak cezanın her an hissedildiği bir labirenti anlatır. Bugün Gazze, Kafkaesk bir distopyanın ta kendisi: Suçu sadece var olmak olan 2,3 milyon insan, uluslararası toplumun gözleri önünde, modern tarihin en sofistike silahlarıyla cezalandırılıyor. IPC’nin temmuz 2025 raporu, işte bu cezanın en somut, en dehşet verici kanıtı; bir halkın sistematik olarak yok edilişinin istatistiksel bir dökümü...

İşgalin yeni evrimi: Toprağı değil, yaşamı işgal etmek

Geleneksel işgal anlayışı, toprağı ele geçirmek ve kaynakları sömürmek üzerine kuruluydu. İsrail’in Gazze stratejisi ise bu tanımı aşarak, daha karanlık ve yeni bir paradigmaya işaret ediyor: yaşamın kendisini işgal etmek. Raporun gösterdiği üzere, Gazze topraklarının %88'i artık “askerileştirilmiş bölge” veya “tahliye emri” altında. İnsanların güvenle yaşayabileceği alan, bir şehrin yüzölçümünün %12’sine sıkıştırılmış durumda. Bu, sadece bir toprak işgali değil, bir nefes alma işgali, bir umut işgali, bir gelecek işgali... George Orwell’in 1984'ündeki “Savaş barıştır, özgürlük köleliktir” çift düşünü andıran bir dille, bu operasyonlar “güvenlik” adına yapılıyor; oysa ki yaratılan tek şey, mutlak bir güvensizlik ve ölüm korkusu.

Soykırımın tanımı ve açlığın silah olarak kullanılması

1948 Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi, soykırımı, “ulusal, etnik, ırksal veya dinsel bir grubu, kısmen veya tamamen ortadan kaldırmak amacıyla” işlenen belirli fiiller olarak tanımlar. Bu fiillerden biri, grubun fiziksel varlığını sona erdirmeye yönelik yaşam koşullarını kasten dayatmaktır. IPC raporu, tam olarak bunun gerçek zamanlı bir kanıtıdır.

Kasten dayatılan açlık

Aylarca süren abluka, insani yardım konvoylarının sistematik olarak engellenmesi, balıkçılığın yasaklanması, yerel tarım altyapısının bombalanması... Hepsi, yaşam koşullarını yok etmeye yönelik hesaplı adımlar. Rapora göre, insanî yardımın ihtiyacın yalnızca %14’üne ulaşabildiği bir ortamda, “açlık” artık bir yan etki değil, bir hedeftir.

Çocuklara yönelik hedef

Rapor, 20 binden fazla çocuğun akut yetersiz beslenme tedavisi gördüğünü, 3 binden fazlasının ise ağır derecede yetersiz beslendiğini belgeliyor. Beş yaş altı çocuk ölümleri artıyor. Bir grubun geleceğini yok etmenin en kesin yolu, onun çocuklarını hedef almaktır. Bu, Raphael Lemkin’in soykırım kavramını oluştururken altını çizdiği “grupsal kimliğin yok edilmesi” tanımına acı bir şekilde uyuyor.

Shakespeare’in Macbeth’i, gücün bedelini anlatır. Macbeth, tahtı ele geçirmek için cinayetler işler ve bu onu giderek yalnızlaştırarak bir canavara dönüştürür. İsrail’in sınırsız güç kullanımı ve uluslararası hukuku hiçe sayması, onu uluslararası arenada yalnızlaştırırken, Gazze halkına uyguladığı şiddet, ahlaki meşruiyetini giderek bir canavar imajına dönüştürüyor.

Uluslararası toplumun sessizliği: Bir trajedi seyirci koltuğunda

Raporun altını çizdiği “en kötü senaryo”, İsrail’in eylemlerinin ötesinde, uluslararası toplumun eylemsizliğinin de bir sonucu. Yardım konvoylarına saldırılar, sivil ölümleri ve açlıkla ilgili sayısız uyarıya rağmen, anlamlı bir yaptırım veya fiili müdahale gelmedi. Bu durum, Albert Camus’nün Veba’sında tasvir edilen Oran şehrini andırıyor: Veba (Gazze’de ise şiddet ve açlık) şehri kasıp kavururken dış dünya bir süre sonra bu trajediyi normalleştirir ve uzaktan izlemeyi tercih eder. Bu sessizlik ve pasiflik, suça ortak olmaktan farksız...

Tarih kimi nasıl yargılayacak?

IPC raporu, soğuk ve teknik bir dille yazılmış olsa da satır aralarında bir medeniyetin çöküş çığlığını duyuyoruz. Bu belge, geleceğin tarihçileri için, 21. yüzyılda teknolojik olarak en gelişmiş devletlerden birinin, en temel insani değerleri nasıl hiçe saydığının birincil kanıtı olacak.

Gazze’de yaşanan, basit bir çatışma veya savaş değil. Tek taraflı bir güç gösterisi, bir yıpratma savaşı ve modern zamanların en korkunç şekilde organize olmuş insanlık suçlarından biri. IPC’nin uyarısı, bir son uyarı: Bu abluka kaldırılmadığı, ateşkes sağlanmadığı ve insanî yardım engellenmeye devam edildiği sürece, facianın kaçınılmaz olduğu gerçeğini yüzümüze vuruyor. Tarih, bu felaketi durdurmak için gereken adımları atmayanları, bu raporu ve içindeki korkunç rakamları hatırlayarak yargılayacak. Gazze, dünyanın ahlakî pusulasının sıfırlandığı yer ve IPC raporu, ibrenin artık alarm verdiğini gösteren o son, çığlık sesi...

Kaynak: https://www.ipcinfo.org/fileadmin/user_upload/ipcinfo/docs/IPC_GazaStrip_Alert_July2025.pdf