
Sırbistan’da protestolar bitmiyor, Vucic direniyor
Belgrad ve Novi Sad sokaklarındaki protestolar, polis şiddeti arttıkça daha da büyüyor. Cumhurbaşkanı Vucic “kontrollü kaos” suçlamasında bulunurken halk erken seçim talebinde ısrar ediyor.
Sırbistan’da 2024 kasımında bir tren istasyonunun çatısının çökmesi sonucu 16 kişinin yaşamını yitirmesiyle başlayan hükûmet karşıtı protestolar şiddetini artırarak devam ediyor. Son bir haftadır güvenlik güçlerinin çok sert müdahalesine maruz kalan Sırp protestocuların karşı şiddete başvurması, polise taş ve havai fişeklerle saldırması ve iktidardaki Sırp İlerleme Partisi’nin (SNS) genel merkezini basmaya kalkışıp bazı ofislerini ateşe vermesi tansiyonu iyice artırdı.
Başkent Belgrad ve ülkenin kuzeyinde yer alan ikinci büyük kenti Novi Sad’da 100 binlerce Sırp’ın istifasını istediği Cumhurbaşkanı Aleksandr Vucic olayları “yabancı güçlerin komplosu” olarak değerlendirmeyi sürdürüyor. Avrupa Birliği (AB) yetkilileriyle sık sık polemiğe giren ve Ukrayna’nın işgalinde Kiev’e karşı mesafeli yaklaşımını sürdürdüğü için “Rusya yandaşı” olmakla suçlanan Cumhurbaşkanı Vucic, erken seçim taleplerini geri çeviriyor.
“Çeteler sokaklara hükmediyor”
Hükûmete yakın Politika gazetesinin haberine göre hükûmetin üç-dört gün içinde ülkedeki asayişi yeniden tesis etmek için güçlü adımlar atacağını, baskılar karşısında geri çekilmeyeceğini bildiren Vucic, “Yakında sürpriz kararlarımızı göreceksiniz. Bazılarınız geri çekildiğimizi, ortada olmadığımızı düşünmüş olabilir ama devletimizin kararlılığını göreceksiniz. Düzeni, barışı ve asayişi geri getirmek için elimizdeki her şeyi kullanacağız” dedi.
Ülkenin zor bir dönemden geçtiğini, şiddete dayanan protestoların sadece devleti değil, tüm vatandaşları tehdit ettiğini savunan Vucic; yaşanan sıkıntıları “İnsanların şehirlerine gitmesine izin vermiyorlar, esnaflar çalışamıyor, ekmek parasını kazanamıyor. Çeteler sokaklara hükmediyor. İnsanları dövme ve binaları yakıp yıkma hakkına sahip olduklarını sanıyorlar. Protestoları yasa dışı” şeklinde özetledi.
“Sırbistan için savaşacağım”
Sırbistan’da 2024 Kasım ayından beri “kontrollü kaos teorisi” uygulandığını ileri süren Vucic, bunu planlayanların devlete olan güveni sarsmak ve istikrarsızlık yaratmak istediklerini belirtti. “Başlangıçta dezenformasyon platformları aracılığıyla medya üzerinden bir saldırı başlattılar” diye konuşan Vucic, sonraki aşamada ise protestolara başlandığını kaydetti.
Vucic, şunları aktardı:
“Bu, kontrollü kaosun siyasi düzeni yeniden şekillendirmek ve kabul edilemez olacak çözümleri dayatmak için araca dönüştüğü andır. Adalet istediklerini, yolsuzluğa karşı olduklarını söylüyorlar ama içlerinde en azılı suçlular var. Son aylarda halkı manipüle etmeye çalıştılar. Sözde 15 yaşında bir çocuğun yaralandığı ya da öldürüldüğü yalanını -resmen yalanlanmasına rağmen- yaymaya devam ettiler. Tüm bunlar bana daha güçlü mücadele etme gücü ve enerjisi veriyor. Nefes aldığım, damarlarımda kan aktığı sürece direneceğim ve Sırbistan için savaşacağım. Sırbistan halkıyla ve vatandaşlarıyla birlikte bu kötülüğü yeneceğiz.”
Polis şiddeti sorgulanıyor
Vucic’in durduğu yerin tam karşısında konumlanan muhalifler ise hükûmetin erken seçime gitmemekte direnmesine ve uygulanan yoğun polis şiddetine öfkeli.
Danas gazetesinde çıkan bir köşe yazısında bu şiddet şöyle aktarılıyor:
“Valjevo sokaklarında polisin düzeni koruma amaçlı güç kullanımından daha çok linç sahnelerine benzeyen, çocukların kollarını bacaklarını kırması, böbreklerini parçalayarak yerinden çıkarması, kadınları dövmesi ve halkı döven iktidar yanlısı çetelerin önünde canlı kalkan görevi görmesi gerçekten acı verici… Genç bir insanı hayat boyu sakat bırakmak ya da hayatta kalıp kalamayacağı belirsiz bir şekilde dövmek vahşi bir dürtüdür. Yine soruyorum: Neden?”
Sırbistan’ın içinde bulunduğu krizden tek çıkış yolunun seçimler olduğunu dile getiren yazar, Vucic’in bu talebe yurttaşları döverek karşılık verdiğini belirtiyor.
Meclis’teki durum ne?
Sırbistan’ın 25 Kasım’dan beri bir tür “darbe hali” içinde olduğunu savunan yazar, Meclis’in de işlemediğinden şikâyet ediyor.
Son genel seçimleri Aralık 2023’te düzenlendiği Sırbistan’da SNS öncülüğündeki seçim ittifakı %51,6 oyla 129 sandalye kazanmayı başarmış, muhalefetin Sırbistan Şiddete Karşı (SPN) koalisyonu ise %26 oyla 65 sandalye kazanabilmişti. %7,2 oy almayı başaran sosyalistler ise Meclis’te 18 sandalye kazanmıştı. Sırp sosyalistleri, şu an iktidardaki SNS’yi destekliyor ve bu motivasyonlarının arkasında Vucic’in “emperyalizmin aygıtı” olarak görülen AB’ye karşı eleştirel tavrı ve Sırpların her zaman tarihsel yakınlık hissettiği Rusya’yla iyi ilişkiler kurması var. Meclis’teki bu tablo, muhalefet blokunun düzen içerisinde bir değişim başlatmasının olanaksızlığını gösteriyor.
Vucic’e destek azalıyor
Bununla birlikte kamuoyu araştırmaları Vucic’in etrafında konsolide olan iktidar koalisyonunun toplumsal karşılığının çok zayıfladığını gösteriyor.
Bağımsız araştırma merkezi Yeni Sırp Siyasal Düşüncesi’nin 2-12 Temmuz’da yaptığı bir ankette hükûmeti destekleyenlerin oranı %32,7’lere kadar düşmüş durumda. Muhalefeti destekleyenlerin oranı ise %42,1. Ancak ülkede %25,2’lik bir “kararsız” kitle de mevcut ve bunların büyük kısmının seçim günü geldiğinde -benzer örneklerde görüldüğü gibi- istikrardan yana tavır alacağını öngörebiliriz. Fakat bunun için Vucic’in öncelikle bir “istikrar” sağlaması gerekiyor. Bu “istikrar” elbette Vucic’in bahsettiği “sürpriz adımlar” ve ek güvenlik önlemleriyle sağlanabilir.
İç savaş tehdidi
Muhalefetin buna cevabı ise erken seçime gidilene kadar şiddeti artırmak ve “seçim dışı” yollara başvurmak olacak gibi. Nitekim aynı köşe yazısı şu tehditle son buluyor:
“Bu rejim de artık kendi meşruiyetini kaybettiğinin farkında. İşte bu yüzden, rejim halkın parasıyla tuttuğu sopacıları halka karşı sahaya sürüyor. Bu rejimle Sırbistan’ın bir geleceği yok ama rejim koltuğunu can havliyle korumaya çalışıyor. Artık soru bu otoriterliğin gidip gitmeyeceği değil, ne zaman ve nasıl gideceği. Bunun seçimle olması en iyisi, aksi çok daha kötü olur. Ordunun sokak çatışmalarına katılması ise iç savaş riskini doğurur. Oysa daha basit bir yol var: Seçimler.”
Vucic’in atabileceği en akılcı hamlenin, 2025 Mart’ında eski Başbakan Miloş Vuçeviç’in istifa etmesi ve Vuçeviç’ten pek farklı bir siyasi eğilimi olmayan Duro Macut’un başbakanlığa getirilmesine benzer taktiksel bir geri çekilme olacağı söylenebilir. Daha fazla şiddet ise muhalefeti bastıramadıkça hükûmet destekçilerinde paniğe ve çözülmeye neden olabilir. Karar Vucic’in.

Sesler ve Ezgiler
“Sesler ve Ezgiler” adlı podcast serimizde hayatımıza eşlik eden melodiler üzerine sohbet ediyor; müziğin yapısına, türlerine, tarihine, kültürel dinamiklerine değiniyoruz. Müzikologlar, sosyologlar, müzisyenler ile her bölümü şenlendiriyor; müziğin farklı veçhelerine birlikte bakıyoruz. Melodilerin akışında notaların derinliğine iniyoruz.

Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
Osmanlı Devleti'nden Türkiye Cumhuriyetine miras kalan darbeci zihniyete odaklanarak tarihi seyir içerisinde meydana gelen darbeleri, ihanetleri ve isyanları Doç. Dr. Hasan Taner Kerimoğlu rehberliğinde değerlendiriyoruz.