
Gazze’de ateşkes: “Türkiye öncü rol üstlendi”
İsrail’in Gazze’de iki yılı aşkın süredir yürüttüğü savaş, Mısır’da imzalanan ateşkesle sona erdi. Türkiye, diplomatik ve bölgesel ağırlığıyla sürece yön veren kilit aktörlerden biri olarak öne çıktı.
İsrail ile Hamas, Mısır’ın arabuluculuğunda yürütülen müzakerelerin dördüncü gününde, ABD Başkanı Donald Trump’ın önerdiği 20 maddelik Gazze ateşkes anlaşmasına imza attı. Anlaşmanın resmen yürürlüğe girdiği, Mısır basınından El Kahire Haber Ajansı tarafından duyuruldu.
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, iki yıldır süren savaşın sona erdiğini açıklarken, İsrail ordu radyosu da saldırıların durdurulduğunu duyurdu. ABD Başkanı Donald Trump, tüm rehinelerin Pazartesi günü teslim edileceğini, Gazze’nin yeniden inşa sürecine Körfez ülkelerinin de katılacağını söyledi.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, anlaşmayı “Filistin egemenliğinin teyidi” olarak nitelendirirken Filistinli gruplar da süreci memnuniyetle karşıladıklarını duyurdu. Bununla birlikte Gazze Hükümeti bölge halkına ateşkes “tam olarak” uygulanana kadar dikkatli olunması yönünde uyarıda bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin Şarm El Şeyh’teki görüşmelere aktif katkı sağladığını belirtirken anlaşmanın uygulanmasının yakından takip edileceğinin altını çizdi. Dışişleri Bakanlığı da ateşkesin “iki yıldır devam eden soykırımı sona erdirme yönünde bir umut ışığı oluşturduğunu” açıkladı.
“Olağanüstü haber”
Ateşkesin duyurulmasının ardından dünya liderlerinden de art arda açıklamalar geldi. Avrupa Birliği (AB) cephesinde, Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, ateşkesin “önemli bir diplomatik başarı” olduğunu söylerken AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen de ABD, Türkiye, Katar ve Mısır’ın çabalarını takdir etti. İngiltere Başbakanı Keir Starmer, ateşkesin tüm dünya için “derin bir rahatlama anı” yarattığını belirtti. Almanya Başbakanı Friedrich Merz, “Uzun bir aradan sonra ilk kez bölgede gerçek bir barış ihtimali ortaya çıktı” açıklamasını yaptı. İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ise anlaşmayı “olağanüstü bir haber” olarak niteledi.
“Nihai bir barış değil“
Türk-Alman Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Enes Bayraklı, imzalanan Gazze ateşkesinin “nihai bir barış anlaşması değil, kademeli olarak uygulanacak bir süreç” olduğunu vurguladı. Bayraklı’ya göre, anlaşmanın ilk aşamasında İsrailli ve Filistinli esirlerin karşılıklı olarak serbest bırakılması öngörülüyor. Bu kapsamda yaklaşık 2 bin Filistinli esirin özgürlüğüne kavuşacağı belirtiliyor.
Bayraklı, ikinci aşamada İsrail’in Gazze’de sınırları belirlenmiş bir alana çekileceğini, üçüncü aşamada ise Gazze’ye insani yardım girişinin hız kazanacağını ifade etti.
“Risk hâlen mevcut”
“Bu anlaşmanın hayata geçirilmesinde Türkiye’nin de önemli bir rol oynadığını söyleyebiliriz,” diyen Bayraklı, Mısır’da yapılan görüşmelerde Türkiye’nin arabuluculuk ve hatta garantörlük rolünün gündeme geldiğini hatırlattı. Uzman, bu durumun Türkiye’nin Filistin meselesindeki diplomatik ağırlığının giderek arttığını gösterdiğini belirtti.
Ancak Bayraklı, anlaşmanın geleceğine dair temkinli bir değerlendirme de yaptı:
“Anlaşmanın uygulanmama tehlikesi, özellikle İsrail’in sonraki kademelere uymama riski hâlen mevcut. Bu noktada belirleyici olan ABD Başkanı Trump olacaktır. Eğer Trump anlaşmanın uygulanması konusunda ısrarcı olursa, İsrail’in buna karşı koyamayacağını söyleyebiliriz.”
“İsrail baskılara boyun eğdi”
AKŞAM Gazetesi Yazarı, Türk-Alman Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Tacettin Kutay, Gazze’de sağlanan ateşkesin “dünyanın tamamında olumlu karşılanan bir gelişme” olduğunu belirterek, bunun İsrail’in “mutlak yıkım ve işgal planını bir süreliğine de olsa durdurduğunu” söyledi.
Kutay’a göre bu noktaya gelinmesinde üç temel faktör etkili oldu: “Hamas’ın direnişi, İsrail’in saldırılarının küresel ölçekte yarattığı tepki ve Filistin davasına sahip çıkan bölgesel güç olarak Türkiye’nin rolü.”
“Bu üç faktör bir araya geldiğinde İsrail uluslararası baskılara boyun eğmek durumunda kaldı” diyen Kutay, Türkiye’nin hem diplomatik hem de askeri caydırıcılığıyla sürece yön verdiğini vurguladı.
“Hamas direnmeseydi…”
Kutay, Trump’ın “savaşları bitirme” vizyonunun Gazze’de hiçbir karşılığı olmadığını, buna karşın Türkiye’nin bölgede İsrail’i dengeleyebilen yegâne güç olarak öne çıktığını ifade etti.
“Hamas direnemeseydi, İsrail amacına ulaşacak ve uluslararası tepkileri zerre kadar umursamayacaktı. O durumda, orta vadede Gazze diye bir mesele dahi kalmayacaktı” diyen Kutay, İsrail’in son iki yılda İran’la yaşadığı savaş, Lübnan ve Suriye’ye düzenlediği saldırılar ve Doha’daki suikastlarla bölgede istikrarsızlığı yayma politikasını sürdürdüğünü hatırlattı. Bu ortamda, Türkiye’nin bölgesel caydırıcılığının ve Suriye’deki etkinliğinin, Gazze ateşkesinin sağlanmasında kilit rol oynadığını söyledi.
“Silahsızlanma” maddesi
AKŞAM Gazetesi Yazarı Dr. Murat Özer, Gazze’de imzalanan ateşkes anlaşmasını “son derece olumlu” bulduğunu belirterek, bazı maddelerin sahada uygulanmasının zor olabileceğini söyledi. Özellikle Hamas’ın silahsızlanmasına ilişkin hükümlerin “sahanın gerçekleriyle örtüşmediğini” ifade eden Özer, “Bu maddelerin sahada uygulanabilme şansı düşük. ABD Başkanı da bunu kısa sürede fark edecektir” dedi.
“Son derece başarılı bir anlaşma”
Özer, anlaşmanın muhtemelen çatışmaların tamamen durdurulması ve İsrail’e yönelik operasyonların sona erdirilmesi şeklinde uygulanacağını belirtti. Hamas’ın uzun süredir Filistin yönetimiyle ortak hükümet kurma yönünde temaslarda bulunduğunu, bu nedenle Gazze’nin yönetiminde bundan sonra yer almayabileceğini dile getirdi.
Anlaşmanın Gazze ablukasının kaldırılması ve 19 yıllık kısıtlamaların sona ermesi anlamına geldiğini vurgulayan Özer, “Bu yönüyle son derece başarılı bir anlaşma” dedi. Sürecin kalıcılığı açısından Trump, Türkiye ve Mısır’ın garantörlük rollerinin önemine dikkat çekerek bunun barışın sürdürülmesi açısından umut verici bir tablo oluşturduğunu ifade etti.
Dönüm noktası: Katar’a saldırı
Özer, sürece giden yolda İsrail’in Katar’a yönelik saldırısının bir dönüm noktası olduğunu vurguladı. “İsrail’in kibirine yenik düşerek Katar’a yönelttiği saldırı, barış yolunda kırılma yarattı” diyen Özer, bu saldırının ardından ABD’nin Orta Doğu’daki çıkarlarının tehlikeye girdiğini fark ettiğini aktardı.
Bu gelişmenin, Trump yönetimini hızlı şekilde barış planını öne çıkarmaya ve ateşkesi sağlamaya ittiğini ekleyen Özer, Türkiye’nin bu süreçte Katar’a yönelik ablukayı kırarak ve ülkenin güvenliğini sağlayarak öncü bir rol üstlendiğinin altını çizdi.
“Türkiye ve Katar arasında o dönemde başlayan yakın ilişki, bugün Orta Doğu barışının sağlanmasında temel bir iş birliğine dönüşmüş durumda” tespitinde bulunan Özer, Türkiye’nin artık bölgesel barışın tesisinde belirleyici bir aktör haline geldiğini kaydetti.

Sesler ve Ezgiler
“Sesler ve Ezgiler” adlı podcast serimizde hayatımıza eşlik eden melodiler üzerine sohbet ediyor; müziğin yapısına, türlerine, tarihine, kültürel dinamiklerine değiniyoruz. Müzikologlar, sosyologlar, müzisyenler ile her bölümü şenlendiriyor; müziğin farklı veçhelerine birlikte bakıyoruz. Melodilerin akışında notaların derinliğine iniyoruz.

Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
Osmanlı Devleti'nden Türkiye Cumhuriyetine miras kalan darbeci zihniyete odaklanarak tarihi seyir içerisinde meydana gelen darbeleri, ihanetleri ve isyanları Doç. Dr. Hasan Taner Kerimoğlu rehberliğinde değerlendiriyoruz.