
Filistin'in derin yarası: Rakamlarla Nekbe'den bugüne bir soykırım raporu
Filistin Merkezî İstatistik Bürosu Raporu, 1948'den bu yana 156 bin, 7 Ekim 2023'ten beri ise 55 binden fazla Filistinlinin şehit olduğunu ortaya koyuyor. Dünya genelinde 15,2 milyon Filistinlinin yarıdan fazlası ise vatanları dışında yaşıyor.
Merkezi Ramallah'ta bulunan Filistin Merkezi İstatistik Bürosu'nun (PCBS) Dünya Mülteci Günü'nde (20 Haziran 2025) yayımladığı raporun tercümesini sizlerle paylaşıyoruz. Rapor, Filistin halkının yaşadığı trajedinin boyutlarını çarpıcı rakamlarla gözler önüne seriyor:
1948 Nekbesi'nden bu yana 156 binin üzerinde Filistinli şehit oldu. 7 Ekim 2023'ten itibaren başlayan son İsrail saldırılarında ise 55 binin üzerinde Filistinli şehit düştü -bunların büyük çoğunluğu kadın ve çocuk. Gazze'de yaklaşık 2 milyon insan yerinden edilirken dünya genelinde15,2 milyon Filistinli yaşıyor ve bunların yarısından fazlası vatanları dışında hayatta kalmaya çalışıyor. UNRWA kayıtlarına göre 5,9 milyon Filistinli mülteci statüsünde bulunuyor.
Filistin Merkezi İstatistik Bürosu (PCBS) Başkanı Dr. Ola Awad'ın Dünya Mülteci Günü İçin Bildirdiği (20/06/2025) İstatistiksel Veriler ve Bulgularla Filistin Halkının Durumu
1948'deki Nekbe'den bugüne kadar (Filistin içinde ve dışında) şehit edilen Filistinli ve Arapların sayısı 156 binin üzerine ulaştı. 7 Ekim 2023'te Gazze Şeridi'ne karşı İsrail işgal saldırganlığının başlamasından 18 Haziran 2025'e kadar olan dönemde Filistin'deki şehit sayısı 55 binin üzerine ulaştı. 18 binden fazla çocuk ve 12 binden fazla kadın, ayrıca 219'dan fazla gazeteci şehit edildi. Çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 11 binden fazla kayıp vatandaş bulunuyor. Batı Şeria'da, 7 Ekim 2023'te saldırganlığın başlamasından bu yana en az 991 kişi şehit edildi. İşgalin askerî operasyonlarını yoğunlaştırması ve sivillere karşı süregelen ihlalleri karşısında Gazze Şeridi yaygın olarak yerinden etme durumuna şahit oldu, yaklaşık 2 milyon vatandaş evlerini terk etmek ve şerit içindeki daha güvenli bölgelerde sığınak aramak zorunda kaldı, bu da şeritte insani krizi daha da artırdı.
Etnik temizlik, Filistinlilerin yerinden edilmesi ve yerleşimci sömürgecilik
Filistin'deki Nekbe, silahlı olmayan bir ulusun yok edildiği ve nüfusun dünyanın her yerinden gelen çeteler tarafından sistematik olarak yerinden edildiği bir etnik temizlik sürecini tanımlar. 1914'te tarihî Filistin'in nüfusu yaklaşık 690 bindi ve bunların sadece %8'ini Yahudiler oluşturuyordu. 1948'de nüfus 2 milyonu aştı ve yaklaşık %31,5'i Yahudi’ydi. 225 bin kişiyle en büyük Yahudi göçmen akını 1932-1939 yılları arasında gerçekleşti. 1940-1947 arasında 93 binden fazla Yahudi, Filistin'e geldi. Böylece 1932-1947 arasında Filistin yaklaşık 318 bin Yahudi’yi kabul etmek zorunda kaldı ve 1948'den 2023'e kadar da 3,3 milyondan fazla Yahudi geldi.
1948'de 957 bin Filistinlinin ve Haziran 1967 Savaşı’ndan sonra 200 binden fazla Filistinlinin yerinden edilmesine rağmen, Filistin Devleti'nin tahmini nüfusu 2025 yılının ortalarında yaklaşık 5,5 milyon Filistinliye ulaştı (3,4 milyon Batı Şeria'da ve 2,1 milyon Gazze Şeridi'nde -ki Gazze Şeridi’nde 2025 tahminlerine göre %10’luk azalma var). Filistin Merkezî İstatistik Bürosu tarafından hazırlanan revize edilmiş nüfus tahminlerine göre, 2025 yılının ortalarında dünyada 15,2 milyon Filistinli vardı ve bunların yarısından fazlası tarihî Filistin’in dışındaydı (7,8 milyon; bunların 6,5 milyonu Arap ülkelerinde). Tarihî Filistin'deki sayıları yaklaşık 7,4 milyon Filistinliye ulaştı.
Gazze Şeridi içinde sürgün edilen 2 milyon Filistinli
Gazze halkı defalarca zorla evlerini terk etmek zorunda bırakıldı. Evlerini kaybettiler ve çadırlarda, okullarda yaşayan mülteciler oldular; yoksulluk ve savaş duvarları arasında sıkışıp kaldılar. İsrail işgalinin saldırganlığı arifesinde şeritte yaşayan yaklaşık 2,2 milyon Filistinliden 2 milyonu evlerinden edildi. Mülteciler Gazze Şeridi nüfusunun %66'sını oluşturuyor. Ayrıca binlerce Filistinli vatandaş, İsrail işgal kuvvetleri tarafından Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nde yasa dışı olarak gözaltına alındı. Bir dizi erkek, kadın ve çocuk da Gazze'den zorla kaçırıldı ve 10 binlercesi yerinden edildi.
Batı Şeria'da, 1948 Nekbesi ve 1967 Naksası’na benzer şekilde, İsrail işgal ordusu tarafından başlatılan Demir Duvar Operasyonu sonucu Cenin, Tulkarm ve Tubas şehirlerindeki mülteci kamplarından binlerce Filistinli zorla evlerinden edildi. Bu yerinden etme, Batı Şeria'nın son 80 yılda gördüğü en büyük yerinden etme operasyonunda gerçekleşti. Aynı zamanda söz konusu “yerinden etme” durumu, 7 Ekim 2023'te Gazze'deki savaştan bu yana Batı Şeria'nın kuzeyindeki (Cenin ve Tulkarm) mülteci kamplarına yapılan önceki İsrail saldırılarına eşlik eden birçok yerinden etme operasyonunun en tehlikeli, şiddetli ve acımasızı olarak tanımlandı. Filistinliler, işgal tarafından yıkılan evlerinden bireysel ve grup hâlinde yerinden edildiler. Bazıları akraba ve arkadaşlarının evleri gibi bildikleri yerlere giderken, diğerleri camiler, kulüpler ve okullar gibi barınaklarda sığınak aradılar.
Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA) verilerine göre, devam eden İsrail saldırganlığı, ayrıca devam eden zorla yerinden etme, ev yıkımları ve süregelen tutuklama dalgaları nedeniyle kuzey Batı Şeria'daki mülteci kamplarından yerinden edilen Filistinli mültecilerin sayısı 42 binin üzerine çıktı. Cenin Mülteci Kampı ve çevresinden yerinden edilen kişi sayısı 21 bin kişiye yükseldi ve bu, Cenin Şehri ve Mülteci Kampı nüfusunun %30'unu temsil ediyor. Bu arada, PCBS tarafından yaklaşık 19 bin mülteci olarak tahmin edilen Tulkarm ve Nur Şems Mülteci Kampları sakinlerinin çoğu 2025 yılının ortalarında yerinden edildi.
Filistin ve diasporada UNRWA'ya kayıtlı 6 milyondan fazla mülteci
UNRWA kayıtları, Ağustos 2023'te kayıtlı Filistinli mülteci sayısının yaklaşık 5,9 milyona ulaştığını gösteriyordu. Bunların yaklaşık 2,5 milyonu Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ndeydi ve Filistinli mültecilerin %42'sinden fazlasını oluşturuyordu (Batı Şeria'da %15 ve Gazze Şeridi'nde %27). Arap ülkeleri düzeyinde, Ürdün'de UNRWA'ya kayıtlı Filistinli mültecilerin oranı toplam Filistinli mültecilerin yaklaşık %40'ına ulaşırken, Lübnan ve Suriye'de UNRWA'ya kayıtlı Filistinli mültecilerin oranı sırasıyla yaklaşık %8 ve %10'a ulaştı. Bu tahminler, kayıtsız mülteciler olmaları nedeniyle Filistinli mültecilerin asgari sayısını temsil ediyor, çünkü bu sayı 1949'dan sonra Haziran 1967 Savaşı arifesine kadar -UNRWA’nın tanımına göre- yerinden edilen Filistinlileri içermiyor. Ayrıca 1967'de savaş gerekçesiyle ayrılan veya sınır dışı edilen ve ilk etapta mülteci olmayan Filistinlileri de içermiyor.
Ağustos 2023'te ikamet ülkesine göre Filistinli mültecilerin yüzdesel dağılımı
- Kaynak: UNRWA
- Ürdün: %40.1
- Filistin Devleti: %41.8
- Suriye: %9.8
- Lübnan: %8.3
UNRWA tarafından tanınan resmî Filistin mülteci kamplarının sayısı
- Kaynak: UNRWA
- Lübnan: 12 kamp
- Ürdün: 10 kamp
- Suriye: 9 kamp
- Batı Şeria: 19 kamp
- Gazze Şeridi: 8 kamp
Gazze Şeridi'ndeki toplam nüfusun yaklaşık %66'sı mülteci
2017'de Filistin Devleti'ndeki mülteci nüfusunun oranı, Filistin Devleti'nde ikamet eden toplam Filistin nüfusunun yaklaşık %42,2'sine ulaştı ve veriler Batı Şeria'daki nüfusun %26,3'ünün mülteci olduğunu gösterirken Gazze Şeridi'ndeki mültecilerin oranı %66,1 olarak kayıtlara geçti.
2017'de bölgeye göre Filistin Devleti'ndeki mültecilerin yüzdesi
- Kaynak: Filistin Merkezi İstatistik Bürosu, 2018.
- Filistin Devleti: %42,2
- Batı Şeria: %26,3
- Gazze Şeridi: %66,1
Kaynak: H.E. Dr. Ola Awad. President of the Palestinian Central Bureau of Statistics (PCBS). Highlights the conditions of the Palestinian people through statistical figures and findings, on the occasion of World Refugee Day, 20/06/2025.

Sesler ve Ezgiler
“Sesler ve Ezgiler” adlı podcast serimizde hayatımıza eşlik eden melodiler üzerine sohbet ediyor; müziğin yapısına, türlerine, tarihine, kültürel dinamiklerine değiniyoruz. Müzikologlar, sosyologlar, müzisyenler ile her bölümü şenlendiriyor; müziğin farklı veçhelerine birlikte bakıyoruz. Melodilerin akışında notaların derinliğine iniyoruz.

Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
Osmanlı Devleti'nden Türkiye Cumhuriyetine miras kalan darbeci zihniyete odaklanarak tarihi seyir içerisinde meydana gelen darbeleri, ihanetleri ve isyanları Doç. Dr. Hasan Taner Kerimoğlu rehberliğinde değerlendiriyoruz.