
Bir kadın hareketi: Kandaka
2018'deki Sudan Devrimi’nde genç bir kadın, binlerce kişiye seslendi. Bu ses, binlerce yıllık antik Nubia kraliçelerinin direniş geleneğini, yani Kandaka'yı yeniden canlandırdı. Kadınların öncülük ettiği bu hareket, Sudan'ın hem siyasi hem de toplumsal dönüşümünü başlattı.
Sudan’ın yakın tarihine damga vuran en güçlü görüntülerden biri, beyaz geleneksel elbisesiyle bir otomobilin üzerinde, binlerce kişiye özgürlük çağrısı yapan genç bir kadına ait. Bu kare, sadece bir protesto anını değil, kökleri binlerce yıl öncesine uzanan bir kadın direniş geleneğini sembolize ediyordu. Antik Nubiya kraliçelerinin unvanı olan “Kandaka”, 2018–2019 Devrimi’nde Sudanlı kadınların hem cesaretinin hem de değişim arzusunun adı oldu. Ekonomik krizden siyasi baskıya, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden demokrasi mücadelesine kadar pek çok başlıkta sesini yükselten Kandaka hareketi; yalnızca Sudan’ın siyasi manzarasını değil, toplumun kendine bakışını da kökten değiştirdi. Eski bir unvanın, modern Sudan topraklarında yer alan antik Kuş Krallığı'ndan gelmesine rağmen, 2019 protestocuları tarafından kendiliğinden benimsenmesi, derinlemesine köklü bir kültürel hafızaya ve kadın gücünün sömürge öncesi kimliğine güçlü bir bağlantıya işaret etmektedir. Bu yazıyla tarihsel bir bağlamın topluma nasıl yön verdiğini inceleyeceğiz.
Antik Nubia Kraliçeleri: "Kandaka"
"Kandaka", Sudan’ın kadim Nubia uygarlığından modern direnişe uzanan, kadın gücünün ve özgürlük iradesinin evrensel sembolüdür. Bu unvan, antik Meroe’nin savaşçı kraliçelerinden 2018’de Ömer el-Beşir diktatörlüğünü sarsan kadınların omuzlarında yeniden hayat bulmuştur. "Kandaka" unvanının kökenleri, günümüz Sudan Cumhuriyeti'nde Mavi Nil, Beyaz Nil ve Atbara Nehri'nin birleştiği stratejik bir konumda yer alan antik Nübye Devleti Kuş Krallığı'na dayanmaktadır. Bu terim, Kuş Krallığı'nda bir kraliçeyi veya kraliçe anneyi ifade ederdi. Kandakalar, sadece eşler olarak değil, aynı zamanda kraliçe naibeleri, kraliçe anneler veya hatta tamamen bağımsız hükümdarlar olarak önemli bir güç kullanmışlardır. Kendi başına hüküm süren bir Kandaka, erkek hükümdarların taşıdığı "qore" unvanını da taşımıştır, bu da onların egemen statüsünü daha da vurgulamaktadır. Kuşit kraliçelerinin erken sanatsal tasvirleri, onları sürekli olarak tek başına heykellerde belirgin bir şekilde, Mısır tarzından farklı kraliyet kıyafetleriyle süslenmiş olarak göstermektedir. İkonografileri, onları genellikle güçlü, bazen de sağlam bir fiziğe sahip olarak tasvir ederdi. Bu, sadece estetik bir tercih değil, aynı zamanda muazzam zenginlik ve gücün bir sembolüydü. Kandakalar, Kuşit toplumunda kadınların iktidardaki konumunu sağlamlaştırmada çok önemli bir rol oynamış, birçok çağdaş uygarlıkta yaygın olan geleneksel cinsiyet rollerini etkili bir şekilde zorlamış ve aşmışlardır. Askerî seferlere aktif ve görünür katılımları, kadınların geleneksel ev içi alanların çok ötesindeki yeteneklerini göstermiş; böylece güçlü, yetenekli kadın liderlerin kalıcı bir mirasını oluşturmuştur.
- Amanishakheto: Roma’ya karşı savaş açan, piramidi Sudan ulusal müzesinde bulunan ilk Kandakalardan.
- Amanirenas: Romalıları Aswan’dan püskürten efsanevi kraliçe. İmparator Augustus’la eşit şartlarda barış anlaşması imzaladı.
- Shanakdakhete: Heykellerinde kılıç ve ok taşıyan, hiyerogliflerde "Kralların Kraliçesi" diye anılan ilk kadın hükümdar. Piramitlerinde bu hükümdarların gücü düşmanlarını ayakları altında ezerken tasvir edilir. Kandakaların bağımsız yönetimi, askerî liderlikleri ve kamusal alandaki belirgin rolleri, genellikle tek başlarına veya krallarla eşit güçte tasvir edilerek tutarlı bir şekilde vurgulanmaktadır. Bu, büyük ölçüde erkek egemen olan Mısır da dahil olmak üzere birçok çağdaş uygarlıkla keskin bir tezat oluşturmaktadır. Yunan ve Romalı coğrafyacılar bunu "çok özel" olarak kaydetmişlerdir. Bu tarihsel emsal, modern Sudanlı kadınlara, otoriter yönetime ve dış müdahaleye direnirken güçlü bir kültürel kaynak sağlamakta, mücadelelerini sadece haklar için bir savaş olarak değil, ulusal bir meydan okuma mirasının devamı olarak çerçevelemektedir.
2018 Kandaka’nın dirilmesi
Sudan, Aralık 2018'de Devlet Başkanı Ömer el-Beşir'in otoriter rejimine karşı yaygın protestolarla sarsıldı. Aralık 2018’de ekmek fiyatlarına %300 zam, Atbara kentinde sokakları ateşledi. Protestolar 24 saat içinde Hartum’a sıçradı. Şubat 2019'da olağanüstü hâl ilan edilmesine rağmen, protestolar dramatik bir şekilde yoğunlaştı ve 6-7 Nisan 2019'da Hartum'daki askerî karargâhta benzeri görülmemiş büyük gösterilerle doruğa ulaştı. Ordu sonunda el-Beşir'i iktidardan uzaklaştırmak için müdahale etse de protestocular askerî geçiş konseyini hızla reddederek sivil liderliğinde bir hükûmet talep ettiler. Bu ret, 3 Haziran 2019'daki Hartum Katliamı’yla trajik bir şekilde sona eren bir haftalık oturma eylemine yol açtı.
Katliamdan sonra gösteriler ülke geneline yayıldı ve siviller ile askerî liderler arasında Ağustos 2019’da bir güç paylaşımı anlaşması imzalandı. Bu anlaşma hem siviller hem askerlerden oluşan bir egemenlik konseyi ve sivil liderliğinde bir geçiş hükûmeti kurulmasını öngörmüştür. Gösterilere kadınlar da yoğun katılım sağladı; bazı tahminlere göre eylemcilerin üçte ikisinden fazlasını kadınlar oluşturmuştur. Protestolardaki en ikonik sloganlardan birisi: "Ya Kandaka ya Kabra!" (Kandaka ya da mezar!).
Alaa Salah'ın "Kandaka" imajı
Sudan’ın yakın tarihine damga vuran en güçlü görüntülerden biri, beyaz geleneksel elbisesiyle bir otomobilin üzerinde, binlerce kişiye özgürlük çağrısı yapan genç bir kadına ait. 8 Nisan 2019'da aktivist Lana Haroun, akıllı telefonunu kullanarak 22 yaşındaki mühendislik ve mimarlık öğrencisi Alaa Salah'ın bir dizi fotoğrafını çekti. Salah, bir arabanın üzerinde dururken, geleneksel beyaz bir thoub giymiş ve altın küpelerle süslenmiş olarak, oturma eylemi sırasında güçlü bir şekilde sloganlara liderlik ederken tasvir edildi. Fotoğraf hızla küresel çapta viral hâle geldi ve kısa sürede "Sudan Devrimi'nin Kandaka'sı", "Beyazlı Kadın" ve "Sudan Devrimi'nin Özgürlük Heykeli" olarak adlandırıldı. Sudanlı şair Azhari Mohamed Ali'nin Salah tarafından okunan "Mermi öldürmez. Öldüren, insanların sessizliğidir" dizesi, protestocular arasında yaygın olarak tanınan ve slogan hâline gelen bir ifade olmuştu.
Bu fotoğraf, kadınların devrimdeki yaygın katılımını ve belirleyici liderliğini derinden temsil eden ikonik bir sembol hâline geldi. İmaj, "devrimin imajı" ve "kadın liderliğinin" bir sembolü oldu âdeta. Bu durum, modern sosyal hareketlerde görsel medyanın ve sembolik temsilin gücünü bizlere gösterdi. "Kandaka" imajı, Sudan mücadelesini sadece küresel bir izleyici kitlesine sunmakla kalmamış, aynı zamanda Sudanlı kadınlar arasında tarihsel bir gurur ve eylem duygusunu yaratmıştı. Alaa Salah'ın antik Nübye kraliçeleri ile doğrudan ve açıkça ilişkilendirilmesi, Sudan toplumunda kadın liderliğinin ve direnişinin derin tarihsel köklerini vurgulamıştır.
Mücadele eden “kadın”
Sudan toplumu geleneksel olarak ataerkil ve dindar değerlerin güçlü olduğu bir yapıdaydı; kadınların kamusal alandaki rolü uzun süre anne ve eş rolleriyle sınırlı görülmüştü. Buna rağmen Beşir döneminde bile kadınlar sokak gösterilerinde direnci temsil etmiştir. Gösterilerde kadınlar sadece “yardımcı” değil, eylemlerin örgütleyicileri ve sesi oldular. Gösteri alanlarında uluma gibi geleneksel Sudan yöntemiyle kadınlar protestocuları cesaretlendirip dayanışmaya çağırdı. Kandaka hareketi sayesinde Sudan’da kadınların demokratik dönüşüm sürecine katılımı görünür hâle geldi; artık sokak eylemlerinin de sembolü oldu.
Öte yandan geçiş dönemi anayasası kadınların temsili için önemli düzenlemeler getirdi. Örneğin BM Sudan çalışmalarına göre; geçici anayasada oluşturulması planlanan 300 sandalyeli Yasama Konseyi’nde %40 kadın kotası belirlendi. Kısacası Kandaka hareketi, Sudan’da kadınların siyasi süreçlere aktif katılımını artırdı. Salah 2023'te prestijli Hillary Rodham Clinton Ödülü'nü almasıyla küresel çapta tanındı. Ancak güç paylaşımı anlaşmasının başlangıçtaki vaadine rağmen, General Abdel-Fatah Al-Burhan'ın 25 Ekim 2021'deki askerî darbesi, sivil hükûmeti aniden devirerek, yine kadınların önderliğinde yeni ve yaygın protestoları tetikledi. Derin aksaklıklara ve muazzam zorluklara rağmen, Sudanlı kadınların adalet, hakkaniyet ve demokratik değişim arayışındaki kararlılığı sarsılmazlığını korumaktadır. Onların "bitmemiş devrim"deki sürekli ve sarsılmaz katılımları, ülkenin geleceği için önemli bir umut kaynağı olarak hizmet etmektedir. Kadınlar, yerel direniş komiteleri ve Sudanlı Profesyoneller Birliği tarafından düzenlenen mitinglere ve sivil itaatsizlik kampanyalarına aktif olarak katılmakta, şiddet içermeyen direnişe olan devam eden bağlılıklarını göstermektedirler. Onların devam eden mücadelesi sadece kadın hakları için değil, Sudan demokrasisinin temel dokusu içindir.

Sesler ve Ezgiler
“Sesler ve Ezgiler” adlı podcast serimizde hayatımıza eşlik eden melodiler üzerine sohbet ediyor; müziğin yapısına, türlerine, tarihine, kültürel dinamiklerine değiniyoruz. Müzikologlar, sosyologlar, müzisyenler ile her bölümü şenlendiriyor; müziğin farklı veçhelerine birlikte bakıyoruz. Melodilerin akışında notaların derinliğine iniyoruz.

Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
Osmanlı Devleti'nden Türkiye Cumhuriyetine miras kalan darbeci zihniyete odaklanarak tarihi seyir içerisinde meydana gelen darbeleri, ihanetleri ve isyanları Doç. Dr. Hasan Taner Kerimoğlu rehberliğinde değerlendiriyoruz.