Gazze’de “kırılgan ateşkes”

Haberin Eklenme Tarihi: 15.10.2025 13:04:00 - Güncelleme Tarihi: 15.10.2025 13:06:00

İsrail ile HAMAS arasında, ABD Başkanı Donald Trump'ın aktif ara buluculuğuyla Gazze Şeridi'nde ateşkes anlaşması imzalandı. ABD’nin finansal ve diplomatik desteği olamadan İsrail’in bu savaşı yürütemeyeceği açıktı. Bununla birlikte, ABD’nin bölgede somut stratejik öncelikleri var. Bu çerçevede Amerikan çıkarlarına yönelik eylemlerde net bir tavır sergiliyor. İsrail’in Katar saldırısına karşı sergilenen tutum bu kapsamda değerlendirilebilir. İsrail’in 9 Eylül’deki Katar saldırısı, Trump’ı savaşı durdurmaya zorladı.

ABD, Türkiye, Mısır ve Katar’ın arabuluculuk yaptığı ateşkes planına göre, HAMAS bölgede kalan İsrailli rehineleri serbest bırakmalıdır. İsrail ise Filistinli tutukluları serbest bırakmalı ve bölgedeki askerlerini kararlaştırılan sınırlara çekmelidir. Planın öngördüğü üzere, Hamas üyeleri af ve bölgeden güvenli bir şekilde ayrılma imkânı karşılığında silahlarını teslim edecekler ve bölgenin yönetiminde yer almayacaklar. İktidar geçici olarak “geçiş dönemi teknokratik apolitik Filistin Komitesi”ne, denetim ve kontrol işlevleri ise Trump'ın liderliğindeki uluslararası “Barış Konseyi”ne verilecek. Konseyin liderliği için eski İngiliz Başbakanı Tony Blair’in ismi ön plana çıkıyor. Trump'ın “barış planı” Hamas'ın silahsızlandırılmasını, İsrail kuvvetlerinin Gazze'den üç aşamalı çekilmesini, geçiş dönemi yönetiminin oluşturulmasını, İsrail'in Gazze'yi işgal ve ilhak etmekten vazgeçmesi ve uluslararası yatırım için elverişli koşulların yaratılmasını ve serbest ekonomik bölge oluşturulmasını kapsıyor. ABD ayrıca bölgeye 200 asker göndereceğini açıkladı.

Ateşkes kalıcı olacak mı?

Gazze’de 2025 yılı içerisinde iki ateşkes girişim oldu. 2025 yılının Ocak ve Mart aylarında yapılan ABD, Mısır ve Katar'ın ara buluculuğunda, üç aşamalı bir anlaşma imzalanmıştı. Anlaşma; rehinelerin takası, tutukluların serbest bırakılması, insani yardım sağlanması ve İsrail'in askerlerini çekme taahhüdünü içeriyordu. Bu anlaşma 58 gün sürdü, ardından 18 Mart'ta İsrail beklenmedik bir şekilde hava saldırıları düzenleyerek tam ölçekli savaşı yeniden başlattı. Ateşkesin sağlanmasına ve rehinelerin serbest bırakılmasına rağmen, İsrail’in eylemleri kalıcı bir barış sürecinin oluşmasını tayin edecektir. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Tel-Aviv’in tüm hedeflerine ulaştığını düşünmektedir. Bununla birlikte gerektiğinde yeni askerî operasyonlara hazır olduklarını belirtmektedir. ABD'nin iki devletli çözüm fikrine bakışı, İsrail’in davranışlarını büyük ölçüde tayin edecektir. Bu bağlamda net ve somut bir siyasi plan olmadan uzun vadeli barışı sağlamak mümkün olmayacaktır. Eğer Trump çatışma çözücü imajını pekiştirmek istiyorsa, o zaman İsrail’e verilen sınırsız Amerikan desteğini dizginlemek zorundadır. Dolayısıyla Trump’un verdiği mesajların tutarlılık ve sürdürülebilirlik kazanması için mevzubahis dizginleme gerekli bir adımdır.

Filistin devletinin kurulması tam teşekküllü barış için elzemdir

1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devletinin kurulması, bölgesel barışın sağlanması için zaruret teşkil etmektedir. Egemen ve bağımsız Filistin devletinin kurulması bölgedeki barışın tesisinin önünü açacak ehemmiyetli bir adım olacaktır. Filistin devletinin kurulmasıyla bölge rahat bir nefes alacaktır. Bu durumda insani, iktisadi ve siyasi çözümlemelerde büyük bir ilerleme sağlanacaktır.

Türkiye, bölgedeki tarihî misyonuyla hareket ediyor

Gazze’de ateşkesin sağlanmasında Türkiye belirleyici ve yapıcı bir rol oynamıştır. Bölgesel barış mimarisinin inşasında oynadığı bu rol, Türkiye’nin dış politikadaki pro-aktif eylemlerinin bir sonucudur. Bölgenin kadim aktörü olarak Türkiye’nin üstlendiği yapıcı duruş, barış atmosferinin oluşmasının anahtarı olarak ele alınabilir. Bölgedeki tarihî misyonu Türkiye’nin meselelere daha insani etkenler çerçevesinde yaklaşmasını sağlamaktadır. Bu kapsamda Türkiye’nin ateşkes sonrası gönderdiği ilk insani yardım konvoyu, pazartesi günü Gazze’ye ulaşmıştır. Yardım konvoyu, 17 gıda yüklü tır ile 3 battaniye ve çadır yüklü tırdan oluşmuştur. Türkiye, Gazze’nin yeniden imarında başat bir rol almalıdır. Bu başat rol sadece salt reelpolitik bağlamda değil, aynı zamanda Türkiye’nin mevzubahis tarihî misyonu bağlamında da ehemmiyet taşımaktadır.