Hikayeler artık seramikte hayat buluyor

Haberin Eklenme Tarihi: 8.09.2025 12:00:00 - Güncelleme Tarihi: 8.09.2025 12:04:00

İletişim sektörünün renkli ve dinamik dünyasından, toprağın ve çamurun dinginlik dolu atölyesine uzanan ilham verici bir hikâyenin kahramanı Aslı Kaşeler. Uzun yıllar iletişim sektöründe üst düzey pozisyonlarda çalışmış, sayısız hikâye anlatmış, proje üretmiş bir isim. Ancak o, ürettiği fikirlerin elle tutulur bir karşılığı olmamasından duyduğu huzursuzlukla, hayatına yeni bir yön verdi ve hikâye anlatıcılığını seramikle buluşturdu. Kendisiyle bu benzersiz yolculuğu hakkında konuştuk.

Aslı Hanım, öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? İletişim sektöründen seramiğe uzanan bu yolculuk nasıl başladı?

Merhaba. Ben Aslı Kaşeler. Neredeyse tüm kariyerimi iletişim sektöründe, markalar için hikayeler üreterek, iletişim planları oluşturarak geçirdim. Bu süreçte ürettiğimiz şeyler hizmetti, fikirdi; muhteşem projelerdi ancak somut bir ürün değillerdi. Zamanla bu durum bende “Ürettiklerim uçup gidiyor” hissi uyandırmaya başladı. Yaklaşık 4 yıl önce çamurla tanışmam ise her şeyi değiştiren bir dönüm noktası oldu. İletişimdeki en sevdiğim iş olan “hikâye anlatıcılığı” ile seramiği birleştirdiğimde, aradığım somutluğu ve kalıcılığı buldum.

Peki “Hikayenizi bir de seramikten dinleyin…” fikri nasıl doğdu? Bu süreç nasıl işliyor?

İletişimci yanım ve sanatçı yanımın bir buluşmasıydı aslında. Profesyonel yaşamda markaların ve kişilerin hikayelerini kelimelerle anlatıyordum. Şimdi ise aynı hikayeleri çamurla, renklerle, şekillerle anlatıyorum. Süreç, “Senin hikayen ne?” sorusuyla başlıyor. Kişilerin veya markaların bana anlattıkları o özel hikâyeyi dinliyorum, notlar alıyorum, bazen yazıya döküyorum. Ardından bu duygu ve düşünceleri, geri dönüşüm malzemeleri ve maket malzemelerini de kullanarak seramiğe aktarıyorum. Artık hikayeler sadece dinlenmiyor veya okunmuyor; aynı zamanda sergileniyor, dokunulabiliyor ve kalıcı bir nesneye dönüşüyor.

Çalışmalarınızda geri dönüşüm malzemelerine de yer verdiğinizi söylüyorsunuz. Bu tercihin özel bir sebebi var mı?

Kesinlikle. Bu, hikâyenin bir parçası aslında. Geçmişi temsil eden, atık olarak görülen bir malzemenin, yepyeni ve anlamlı bir eserin parçasına dönüşmesi... Bu dönüşümün kendisi bile başlı başına güçlü bir hikâye anlatmıyor mu? Aynı zamanda sürdürülebilirliğe ve doğaya olan saygımı da bu şekilde ifade ediyorum.

Son olarak, buradan okuyucularımıza ne söylemek istersiniz?

İletişim ve sanatın birbirinden her zaman beslenen iki disiplin olduğuna yürekten inanıyorum. Herkesin anlatılmayı bekleyen bir hikayesi var. Benimle bu hikâyeyi paylaşan herkese, onu elle tutulur, gözle görülür, içine emek ve sevgi katılmış bir ürüne dönüştürmenin mutluluğunu yaşatıyorum. Siz de hikayenizin seramiğe dökülmüş halini görmek, onu bir de seramikten dinlemek isterseniz, buyurun atölyeme. Hikayeniz, burada sizi bekliyor.