Defne Kurt: “Su, benim ikinci evim oldu”

Haberin Eklenme Tarihi: 13.10.2025 15:06:00 - Güncelleme Tarihi: 13.10.2025 15:10:00

Beşiktaş, Fenerbahçe veya Galatasaray bir futbolcu transfer ettiğinde yüzlerce taraftar o futbolcuyu karşılamak için havalimanına gidiyorlar. Bir kulüp takımında oynamak için para alan yabancı bir futbolcu için binlerce övgü dolu gönderi paylaşılıyor sosyal medyada.

Basketbol, voleybol milli takımları ikinci veya üçüncü olduklarında herkes tek bir ağızdan “Siz gönüllerin şampiyonusunuz” diyor. Karşılama törenleri, hediyeler, güzel güzel sözler. Hatta ekonomide mi gittiler, business’da mı gittiler diye günlerce konuştuğumuz bile oluyor.

Olimpiyatlarda hiçbir başarı elde edemesek bile az biraz dereceye girenlere sosyal medyada göklere çıkarmalar.

Peki gerçekten dünya şampiyonu olup bayrağımızı göndere çektiren, istiklal marşımızı okutanlara ne yapıyoruz? Mesela havalimanında bir karşılama var mı? Sosyal medyada yazılı tek bir satır, gazetelerin spor sayfalarında tek bir manşet var mı? Öznur Cüre, Muhammet Khalvandi, Aysel Önder, Büşra Fatma Ün, Sevilay Öztürk, Umut Ünlü, Turgut Aslan Yaraman veya Defne Kurt ülkemize geldiklerinde kimler onları havalimanında karşıladı? Kimler ülkemizi gururla temsil ettiniz dedi?

Defne Kurt, 5 altın madalya, 5 dünya rekoru kırdı. Tam 5 kez bayrağımızı göndere çektirip, istiklal marşımızı okuttu. Peki biz ona hak ettiği değeri verebildik mi?

Sevgili Tercüman okurları için Defne Kurt ile yapmış olduğum röportajın herkese örnek olması dileğiyle:

Sevgili Defne hoş geldin. Bize biraz kendini tanıtır mısın?

Merhaba, Ben Defne Kurt, millî paralimpik yüzücüyüm ve aynı zamanda psikoloğum. Hayatımın büyük bir kısmını suyun içinde geçirdim diyebilirim. Sporla, özellikle yüzmeyle büyüdüm. Bugün geldiğim noktada hem psikolojiyle hem de sporla insanların hayatına dokunabilmek benim için çok kıymetli.

Yüzme sporuna nasıl başladın?

Benim hikâyem küçük yaşta havuzla tanışmamla başladı. Suya girdiğim an kendimi özgür hissettim. Sonra antrenörlerim yeteneğimi fark etti, yarışlara girdim, derken işin içine millî takım süreci girdi. Yani su, benim ikinci evim oldu diyebilirim.

Hayatında bir dönüm noktası var. “Hayatım bitti”, “Neden, neden, neden!”den “Her şeyin bir nedeni vardır”a geçiş nasıl oldu?

Kazadan sonra çok zor günler yaşadım. Bir anda her şey değişti. O dönemde çok sorguladım, çok isyan ettim. Ama zamanla şunu gördüm: her şeyin gerçekten bir nedeni var. Belki de yaşadığım şey, beni daha güçlü bir Defne yaptı. Kendimi yeniden keşfettim, hayata daha farklı bakmaya başladım. Artık “Neden ben?” demek yerine, “bunun bana ne öğreteceğini” sorguluyorum.

Sen artık çok değerli bir rol modelsin. 24 yaşından sonra Paralimpik branşa geçtin. Paralimpik oyunları ve sporcuları nasıl tanımlarsın?

Paralimpik sporcular bence insanüstü bir azmin simgesi. Çünkü herkesin kendi hikâyesi, kendi mücadelesi var. Paralimpik oyunları da sadece spor değil; inanç, umut ve yeniden doğuşun sahnesi.

“Engelli bireyler için spor, ‘yapabilirim’ hissini yeniden inşa ediyor”
Bir psikolog olarak engelli bireylerin spor yapmalarının mental faydası nedir?

Spor, sadece bedeni değil; zihni de güçlendiriyor. Özellikle engelli bireyler için spor, “yapabilirim” hissini yeniden inşa ediyor. Özgüveni, sosyal bağları, hayata tutunmayı çok ciddi şekilde güçlendiriyor.

Paralimpik branşa geçmeden önceki Defne ile sonrasındaki Defne’nin hayata bakış açısını nasıl değerlendirirsin?

Öncesinde başarı odaklı, daha çok “hedef-hedef-hedef” diyen bir Defne vardı. Şimdi ise sürecin kıymetini daha çok biliyorum. Yaşadığım şey bana şunu öğretti: Hayat sadece sonuçlardan ibaret değil, yolun kendisi de çok değerli.

Hep söylerim. Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde yüzme sporu yeteri kadar başarılı mı sence? Daha fazlası için neler yapılmalı?

Potansiyelimiz çok yüksek ama yeterince değerlendiremiyoruz. Daha fazla altyapı çalışması, yüzmenin daha küçük yaşlarda yaygınlaştırılması ve doğru antrenör desteği gerekiyor. Bir de ailelerin bu spora yönlendirmesi çok önemli.

Singapur’da ilk altını aldıktan sonra diğerlerinin geleceğini hissettin mi? İstiklal Marşı’nın çalınması, bayrağımızı görmek sana o an hissettirdikleri neydi?

İlk altını aldığımda inanılmaz bir duygu hissettim. O an “Evet, devamı gelecek” dedim. İstiklal Marşı çalarken gözlerim doldu, çünkü sadece kendi başarımı değil, ülkemi temsil ediyordum. O anı kelimelerle tarif etmek imkânsız.

Eğitim hayatı nasıl gidiyor? Okulda alkışlarla seni karşılama çok güzeldi. Neler hissettin?

Psikoloji okumak benim için büyük bir tutku. Okulda o alkışlarla karşılanmak çok özel bir andı. O an hissettiğim şey; yaptığım şeyin sadece benim için değil, başkaları için de bir anlamı olduğuydu. Çok gurur vericiydi.

Her sporcuya sorduğumuz soru: En sevdiğin yemek, kitap, film, müzik hangileri?

Yemek: Babaannemin dolması, pirzola.

Kitap: Canan Tan’ın çoğu kitabı diyebilirim

Film: Harry Potter, Rocky Balboa

Müzik: Fame- Irene Cara