Yeni dönemin ayak sesleri: Mısır ve Türkiye enerji hattı
Haberin Eklenme Tarihi: 29.09.2025 15:13:00 - Güncelleme Tarihi: 29.09.2025 15:16:00Son yıllarda Doğu Akdeniz; sadece doğal gaz rezervleriyle değil, aynı zamanda bu kaynakların paylaşımı ve transferi üzerindeki diplomatik satranç hamleleriyle de gündemin merkezine oturmuştur. Bu dinamik tabloda, iki önemli ülke; Türkiye ve Mısır, uzun süredir donuk seyreden ilişkilerini enerji üzerinden yeniden tanımlama yoluna gitmektedir.
Diplomatik buzlar enerjiyle eridi
Enerji, sadece ekonomik değil, aynı zamanda diplomatik bir araç hâline gelmiştir. 2021 yılında başlayan normalleşme süreci, 2023 yılı itibarıyla büyükelçilerin karşılıklı atanmasıyla somutlaşmıştır. Ancak asıl dikkat çekici gelişme, enerji alanında yapılan teknik görüşmeler ve projelendirme çalışmaları olmuştur. Artık iki ülke arasında yalnızca geçmişin gölgeleri değil, geleceğin potansiyeli de konuşulmaktadır.
Ortak çıkar: Enerji koridorları
Mısır, Doğu Akdeniz’deki zengin doğal gaz yataklarının sahibi ve bölgedeki en büyük LNG (sıvılaştırılmış doğal gaz) ihracatçılarından biridir. Türkiye ise enerjiye yüksek talep duyan ve aynı zamanda Avrupa’ya açılan stratejik bir geçiş noktası konumundadır.
Bu bağlamda iki ülkenin çıkarları büyük ölçüde kesişmektedir. Enerji hatlarının çeşitlendirilmesi, hem arz güvenliği hem de politik istikrar açısından büyük önem taşımaktadır. Bunun yanı sıra Mısır gazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınması, hem maliyetleri düşürecek hem de bölgesel barışa katkı sunacak bir model olarak öne çıkmaktadır.
İki ülke arasındaki enerji iş birliği potansiyeli yalnızca boru hatlarıyla sınırlı olmayıp, yenilenebilir enerji, hidrojen teknolojileri ve enerji verimliliği gibi alanlarda ortak projeler geliştirilmesi de gündemdedir. Türk ve Mısırlı özel sektör temsilcileri arasında artan temaslar, bu iş birliğinin ekonomik boyutunu da derinleştirmektedir.
Yeni yaklaşımlar, yeni diplomasi
Bu gelişmeler sadece enerji anlaşmaları değil, jeopolitik pozisyonların yeniden tanımlanması anlamına da gelmektedir. Türkiye-Mısır hattında kurulacak yeni enerji koridoru, AB'nin Rusya’ya olan enerji bağımlılığını azaltmak isteyen politikalarına da uyum sağlamaktadır. Böylece, iki ülke hem ekonomik hem stratejik anlamda Avrupa'nın enerji mimarisinde daha güçlü konumlara ulaşabilecektir.
Enerji, geleceği şekillendiriyor
Enerji artık yalnızca bir ihtiyaç değil; diplomatik ilişkilerin yeniden inşasında bir kaldıraç görevi görmektedir. Mısır ve Türkiye arasında kurulması muhtemel enerji ortaklığı, sadece bu iki ülkeyi değil; tüm bölgeyi etkileyebilecek bir potansiyele sahiptir.
Bu yeni dönem, diplomasideki klasik kalıpların dışına çıkıldığını, enerji politikalarının artık yalnızca teknik meseleler değil, stratejik ve barışçıl bir gelecek vizyonunun parçası olduğunu göstermektedir.
Gelişmelerin somut adımlara dönüşmesi hâlinde, Doğu Akdeniz’de yalnızca enerji değil, güvenlik, ticaret ve barış adına da yeni bir çağ açılabilecektir.