TPAO-Pakistan iş birliği neleri ön görüyor?

Haberin Eklenme Tarihi: 4.12.2025 12:19:00 - Güncelleme Tarihi: 4.12.2025 12:31:00

Türkiye, enerji diplomasisinde yeni ve stratejik bir eşiğe hazırlanıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın temaslarıyla netleşen plan uyarınca Türkiye, 2026 itibarıyla Pakistan’ın üç deniz ve iki kara sahasında petrol ve doğal gaz arama faaliyetlerine başlayacak. Türkiye Petrolleri’nin (TPAO) Pakistanlı şirketlerle imzaladığı anlaşmalar, Ankara’nın yurt dışı enerji hamlelerinde Güney Asya’yı da kapsayan yeni bir açılım yaptığını ortaya koyuyor.

Anlaşma kapsamında TPAO, beş sahada ortaklıklara girerken deniz alanlarından en az birinde operatörlük üstlenecek. Sismik araştırma gemilerinin 2026’da Pakistan sularına ulaşması, ardından ise doğrudan sondaj aşamasına geçilmesi planlanıyor. Hükümet kaynakları, bu çalışmalardan hem enerji arz güvenliği hem de ekonomik kazanımlar açısından yüksek beklenti içinde.

Hidrokarbonla sınırlı değil

Enerji iş birliği yalnızca hidrokarbonla sınırlı kalmayacak. Türkiye, Pakistan’da madencilik alanında da sahaya inmeye hazırlanıyor. Milli maden şirketleri MTAIC ve Eti Maden’in Pakistan’da aktif faaliyet yürütmesi için karar alındı. Böylece iki ülke arasındaki iş birliği, enerjiyle birlikte yeraltı kaynaklarını da kapsayan daha geniş bir ekonomik zemine taşınacak.

Ankara ve İslamabad arasındaki bu hamlenin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ortaya koyduğu beş milyar dolarlık ticaret hacmi hedefinin de ana taşıyıcılarından biri olması bekleniyor. Enerji ve LNG alanında ortak satın alma projeleri de masada. Gelişmeler, Türkiye-Pakistan hattında sadece siyasi değil, uzun vadeli ekonomik bir entegrasyonun da hız kazandığını gösteriyor.

“Mavi Vatan’da yoğun çalışma”

Anlaşmanın bölgesel ve küresel etkilerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi İİBF Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kamer Kasım, Prof. Dr. Kamer Kasım, Türkiye’nin hem yurt içinde hem de yurt dışında enerji alanında çok yönlü bir strateji izlediğine dikkat çekerek, “Türkiye hem karada hem de Mavi Vatan’da enerji kaynaklarının keşfedilmesi ve ekonomiye kazandırılması yönünde yoğun bir çalışma içerisinde” dedi. Bu kapsamda arama ve sondaj faaliyetlerinin ülke sınırlarının dışına da taşındığını vurgulayan Kasım, Oruç Reis araştırma gemisinin Somali’de yürüttüğü çalışmaları hatırlatarak, Türkiye’nin Pakistan’la da petrol ve doğal gaz üretimi ve araması konusunda anlaşma yaptığını ifade etti.

“Enerji sektörü kilit rolde”

Türkiye ve Pakistan’ın enerji açısından dışa bağımlı iki ülke olduğuna işaret eden Kasım, her iki tarafın da hem enerji kaynaklarını hem de tedarikçi ülkeleri çeşitlendirmek istediğini söyledi. Türkiye’nin arama ve sondaj alanındaki teknik kapasitesine dikkat çeken Kasım, “Türkiye’nin arama ve sondaj konusundaki tecrübesi ve teknik kapasitesi sayesinde iki ülkenin iş birliğinin kazan-kazan prensibiyle iki ülkeye önemli yaralar sağlayacağı açık” tespitinde bulundu. Kasım, iki ülkenin ticaret hacmini bei milyar dolara çıkarma hedefi koyduğunu hatırlatarak, bu hedefin gerçekleşmesi açısından enerji alanındaki iş birliğinin kilit rol oynayacağını vurguladı.

Maden: Sürdürülebilirliğin anahtarı

Doğal gaz ve petrol arama faaliyetlerinin yanında iki ülkenin madencilik alanında da iş birliğine gideceğini ifade eden Kasım, Pakistan’ın henüz yeterince değerlendirilmeyen maden kaynaklarının sürdürülebilir kalkınma açısından öncelikli bir konu olduğunu dile getirdi. “Pakistan, altın, bakır, lityum ve değerli toprak elementleri bakımından zengin bir ülke” diyen Kasım, bu kaynakların ekonomiye kazandırılmasının Pakistan için stratejik önem taşıdığını kaydetti. Kasım ayrıca Türkiye-Pakistan enerji iş birliğinde gelinen sürecin şubatta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Pakistan ziyaretiyle başladığını da hatırlattı.

“Kuşak-Yol etkinliği artıracak”

Kasım, iş birliğinin yalnızca ekonomik değil, stratejik bir boyut taşıdığına da dikkat çekerek, “Türkiye-Pakistan ilişkileri özellikle askeri ve güvenlik konularında zaten artan bir ivmeyle gelişmekteydi” dedi. Pakistan’ın İkinci Karabağ Savaşı sırasında Azerbaycan’a verdiği desteğin, bölgesel ölçekte Türkiye, Türk Cumhuriyetleri ve Pakistan arasındaki iş birliği açısından önemli bir örnek oluşturduğunu belirten Kasım, enerji alanındaki ortaklığın askeri iş birliğiyle birlikte ele alındığında süreci çok daha stratejik bir düzleme taşıdığını ifade etti. Kasım, “Türkiye-Pakistan iş birliği, oluşturulacak yeni enerji yollarında iki ülkenin etkili ve yönlendirici olmasını sağlayacağı gibi, Çin’in Kuşak-Yol projesinde de Türkiye ve Pakistan’ın stratejik birlikteliği iki ülkenin etkinliğini artıracak” dedi. Bu noktada Pakistan ve Çin’in zaten stratejik ortak olduğuna dikkat çeken Kasım, Çin’in yeni ticaret yolları ve enerji konusuyla yakından ilgilenmesinin de ayrıca önemsenmesi gereken bir unsur olduğunu vurguladı.