24 Aralık 2025

21. yüzyılın ilk çeyreğinde spor: İmkânsız zaferler, devrimler ve ikonlar

Rekorların kırıldığı, oyunların yeniden yazıldığı ve sporun sahadan topluma taştığı son 25 yıl; Leicester mucizesinden Curry devrimine, Şahika Encümen’in rekor dalışlarından VAR tartışmalarına uzanan unutulmaz anlarla spor tarihine damga vurdu.

Geride bıraktığımız çeyrek yüzyıl, spor dünyasında sadece rekorların altüst edildiği değil, aynı zamanda oyunun oynanış biçiminin, finansal bariyerlerin ve kültürel algıların kökten değiştiği dinamik bir dönem olarak tarihe geçti. Bu süreçte sporseverler, Leicester City'nin 1'e 5000 oranla imkânsız görülen Premier Lig şampiyonluğu gibi modern futbolun "peri masalı" olarak kabul edilen mucizelerine tanıklık etti. Aynı zamanda, basketbolda Stephen Curry'nin fiziksel güce dayalı geleneksel anlayışı "üç sayı devrimi" ile değiştirmesi gibi, branşların dokusunu temelden sarsan bireysel dehaların yükselişini izledik.

​Bu dönemde sporun etkisi sadece saha çizgileriyle sınırlı kalmadı. Şahika Encümen gibi sporcuların kırdıkları rekorların yanı sıra iklim çeşitliliği ve deniz kirliliği üzerine verdikleri güçlü sosyal mesajlar dikkat çekti. Benzer şekilde, Londra Olimpiyatları'nın açılış törenleri İngiltere'nin kültürel bir meydan okumasına dönüşürken, futbol dünyası "VAR" uygulaması gibi radikal teknolojik adımlarla tanıştı. Türkiye özelinde ise Kenan Sofuoğlu, motor sporlarının ülkede saygın bir branş haline gelmesini sağlayarak dünya çapında tanınırlığa öncülük etti.

​Aşağıdaki dosya, John Cena'nın güreş dünyasına damga vuran istikrarından, Oscar Pistorius'un azim sembolü olmaktan trajik bir dönüm noktasına uzanan hikâyesine kadar, son 25 yılda sporun farklı yüzlerini gösteren unutulmaz anları ve figürleri bir araya getiriyor. 

80 - Şahika Encümen ve rekorları...

Şahika Encümen; sadece ülkemizde değil, dünyada da tanınan bir sporcu hâline gelmeyi bu çeyrek yüzyılda başarmıştır. İlk başarısı 2006 yılında İspanya'nın Tenerife kentinde düzenlenen Serbest Dalış Dünya Şampiyonası'nda gelen sporcumuz, bu yıldan sonra hemen hemen her sene kırdığı yeni rekorlarla ülkemizi fazlasıyla gururlandırmıştır. Encümen son olarak, Ekim 2025'te Gazze'ye dikkat çekmek amacıyla kendisine ait olan değişken ağırlık paletsiz kategorisindeki 106 metre rekorunu "Gazze nefes alsın, karanlıklar aydınlığa çıksın" sloganıyla 107 metreye dalarak kırmıştır. Şahika Encümen, yakaladığı başarıların yanında aynı zamanda vermiş olduğu sosyal mesajlarla da dikkat çekmeyi başarmıştır. İklim çeşitliliği ve deniz kirliliği üzerine birçok dalış gerçekleştirmiştir. Sporcumuz, vermiş olduğu bu güçlü mesajlarla çeyrek yüzyıla damga vurmuştur.

79 - Leicester mucizesi

Leicester City'nin 2015-16 sezonundaki Premier Lig şampiyonluğu, modern futbolun finansal bariyerlerini yıkan ve spor tarihinin en büyük "peri masalı" olarak kabul edilen eşsiz bir başarıdır. Sezon başında 1'e 5000 bahis oranıyla imkânsız görülen bu zafer, dev bütçeli devlerin hegemonyasının saf bir takım ruhu ve doğru stratejiyle sarsılabileceğini tüm dünyaya kanıtlamıştır. Bir önceki yıl küme düşmekten son anda kurtulan bir takımın zirveye çıkması, futbolun sadece paradan ibaret olmadığını hatırlatarak dünya genelindeki tüm mütevazı kulüplere umut aşılamıştır. Bu başarı, kolektif bir inancın bireysel yıldızlardan daha güçlü olabileceğini göstererek futbol romantizmini yeniden canlandırmıştır. Leicester'ın hikâyesi, sporun öngörülemezliğini ve "imkânsız" kavramının sahada nasıl yok edilebileceğini belgeleyen tarihî bir dönüm noktasıdır. Claudio Ranieri, kariyeri düşüşte görülürken takıma aşıladığı özgüven ve meşhur pizza ödülleriyle bu mucizenin taktiksel mimarı ve birleştirici gücü oldu. Fabrika işçiliğinden gelerek üst üste 11 maçta gol atıp Premier Lig rekoru kıran Jamie Vardy, azmin ve pes etmemenin sahadaki en büyük sembolü hâline geldi. Orta sahada bitmek bilmeyen enerjisiyle adeta iki kişilik performans sergileyen N'Golo Kanté ise savunmanın sigortası olarak şampiyonluğun en kilit ve gizli kahramanıydı.

78 - Son gerçek tartışmasız şampiyon

Ülkemizde bir ara pankreas, daha sonra Amerikan Güreşi olarak bilinen profesyonel güreşe karşı olanlar hep sahteliğinden bahseder bilirsiniz. Bizim buna cevabımız nettir; sahte olan insanlar ve dostluklarıdır güreşin bunda hiç payı yoktur.  Güreş tarihinden yüzlerce unutulmaz isimler gelip geçerken 21.yüzyıla damgasını vuran adam John Cena oldu dersek yanlış olmaz. 2002 yılında Kurt Angel’ın karşısında ilk kez WWE evreninde gözüken John Cena, emekliye ayrıldığı 2025 Aralık’ına kadar WWE’nin ana kolanlarından biri olurken aynı zamanda da yüzü oluyordu. Tarihin en çok dünya şampiyonluğu unvanını alan (17) Cena uluslararası Make a Wish organizasyonunda 650 dileği yerine getirerek kimsenin ulaşamadığı bir rakama da imza atıyordu. Bugün 10-40 yaş aralığında olan herkeste onun ne kadar sevildiğini anlamanız için etrafınıza bakabilirsiniz kesin ülkemizde ya da dünyanın herhangi bir yerinde “You Can’t See Me” yapan birilerini görebilirsiniz. Tarihin en yetenekli güreşçisi değildi kimilerinin gözünde ama istatistik olarak da bu spora kendini adamışlık olarak da gelmiş geçmiş en iyiydi: G.O.A.T.

77 - James Bond, Kraliçe Elizabeth ve Olimpiyat

Londra Olimpiyatları açılış ve kapanış törenleri İngiltere’nin tüm dünyaya biraz da bir meydan okuma, hatta kabarma şovuna dönüştü desek yanlış olmaz. Sanayi de müzik de hatta sinema da bizde diye gözümüze soktular diyebiliriz. Haksız da değiller belki bilemem. Ama asık yüzlü monarşiyi de bu kutlamanın içine sokmak çok akıllıca bir fikirdi. Senelerce -özellikle Prenses Diana üzerinden de- gerek duygusuzluğu gerek halkın önem verdiği birçok olgudan uzakta görüntü çizen, katılığı uğruna punk şarkıları yazılan, neredeyse hiç gülmeyen biri olarak akıllara kazının Kraliçe Elizabeth’in, belki de tüm dünyada insanlarının gözünde ilk kez sempatik görülmesini sağlayan bir senaryo düşünülmüştü. Tarihin en ünlü ajanı 007 James Bond (David Craig) himayesinde açılış törenine giden Kraliçe tüm monarşi kalıplarının dışına çıkarak bir senaryonun parçası hâline geliyor ve açılış töreninin yıldızlarından biri oluyordu. Tabii ki protokol tribününde halkı selamlarken yine gülmüyordu majesteleri.

76 - Oscar Pistorius

Oscar Pistorius, her iki bacağı ampute edilmiş bir atlet olarak karbon fiber protezleri nedeniyle "Blade Runner" lakabıyla tanınan, spor dünyasında azmin sembolü hâline gelmiş bir isimdir. 2012 Londra Oyunları'nda Olimpiyatlar'da yarışan ilk ampute atlet olarak tarihe geçmiş, Paralimpik Oyunları'nda ise çok sayıda altın madalya kazanarak küresel bir ikon olmuştur. Ancak bu başarı dolu kariyer, 2013 yılında kız arkadaşı Reeva Steenkamp'ı evinde vurarak öldürmesiyle trajik bir dönüm noktasına girmiştir. Pistorius, eve giren bir hırsız sandığı gerekçesiyle ateş ettiğini savunsa da yapılan yargılamalar sonucunda cinayetten suçlu bulunarak hapis cezasına çarptırılmıştır. Yaklaşık 11 yıl cezaevinde kaldıktan sonra 5 Ocak 2024 tarihinde şartlı tahliye edilen eski sporcu, günümüzde gözetim altında yaşamını sürdürmektedir.

75 - Stephen Cury

Stephen Curry, basketbol tarihinde oyunun dokusunu en temelden değiştiren figürlerin başında gelir. Geleneksel olarak pota altına ve fiziksel güce dayalı olan basketbol anlayışını, "üç sayı devrimi" ile tamamen dış sahaya ve şut kalitesine taşımıştır. Sadece bir şutör değil, yarı sahayı geçer geçmez tehdit yaratan hücum gücüyle savunma stratejilerinin baştan kurgulanmasına neden oldu. Oyunun alan paylaşımını (spacing) kalıcı olarak değiştirdi. Kariyerindeki 4 NBA şampiyonluğu ve kırdığı sayısız rekorun ötesinde, çocukların ve gençlerin "fiziksel devler" olmadan da yetenek ve çalışma ile en üst seviyede domine edebileceğini kanıtlayan bir ilham kaynağı oldu.

74 - Kenan Sofuoğlu

Kenan Sofuoğlu; sadece bireysel bir başarı hikayesi değil, aynı zamanda Türk motor sporlarının dünyada tanınmasını sağlayan en önemli figürdür. Dünya Supersport Şampiyonası'nda 2007, 2010, 2012, 2015 ve 2016 yıllarında şampiyon olarak bu kategoride en fazla şampiyonluk kazanan sporcu rekorunu elinde bulundurmaktadır. Kariyeri boyunca Supersport sınıfında en çok yarış kazanan, en çok podyuma çıkan (68 kez) ve en çok pole pozisyonu alan pilot olma unvanlarını kazanmıştır. 2007 yılındaki ilk şampiyonluğuyla Türkiye’nin motor sporlarındaki ilk dünya şampiyonu olmuştur. Ayrıca Moto2 kategorisinde yarışan ilk Türk pilottur. Kenan Sofuoğlu, Türkiye'de "zengin sporu" veya "tehlikeli bir hobi" olarak görülen motosiklet yarışçılığını, profesyonel ve saygın bir spor branşı haline getirmiştir. Aktif yarışı bıraktıktan sonra bir "mentor" (eğitmen) rolü üstlenmiştir. Bugün dünya çapında başarılar kazanan Toprak Razgatlıoğlu (Dünya Superbike Şampiyonu), Can Öncü ve Deniz Öncü gibi isimleri yetiştirerek, Türkiye'nin motor sporlarındaki sürekliliğini sağlamıştır. 2016 yılında Osmangazi Köprüsü'nün açılışı sırasında bir motosikletle 400 km/s hıza ulaşarak bu alanda dikkat çeken bir dünya rekoruna imza atmıştır.

73 - Futbolda VAR uygulaması

Dünya üzerinde, özellikle endüstriyel anlamda da önemli olan her spor branşı gelişen teknolojiyi bünyesine katmak ister, katar ve genelde de bundan yüksek fayda alır. Dönen paranın artması ile karar mekanizmalarında da teknolojinin kullanılması her spor branşında var neredeyse ve o da çok iyi uygulanıyor. Bundan ilham alan futbol dünyası 2018 yılında resmen “VAR” uygulamasına geçmeye karar verdi ve tabii ki sonuç kaostan başka bir şey değildi. Muhafazakârlığını en sıkı şekilde koruyan spor olan futbol, geri pas’ın kaldırılmasından sonra ki en radikal uygulamaya gidiyordu VAR ile. Ama o zaman da şimdi de bu uygulamadan kaos dışında dünya futbolu ne kazandı bilemiyoruz. Özellikle ülkemiz gibi futbol iklimlerinde hakemler VAR’a kendilerini tamamen teslim etmişken başka ülkelerde de malum protokol sorunu gündemi tutuyor. Oyunu teknolojiyle günümüze uygun hâle getireceğiz derken, güven sarsıcı hataların konuşulduğu bir iklime yöneldik. Var ile yaradı mı? Tabii ki yaradı. Peki sorunu çözdü mü? Hayır aksine sorunlar yarattı. VAR ilk geliyorken radyoda dediğim gibi. Bir yayıncı olarak VAR’ı kesinlikle destekliyorum. Çünkü eskisinden daha çok kavga çıkacak ve reyting gelecek. Ama karşıyım, çünkü futbola katkısı zararında fazla olmayacak. Karar sizin…

72 - Rio’da bir madalya canavarı

Hepimizin spor müsabakası izlerken farklı amaçları vardır. Kimisi keyfine izlerken kimisi acaba sürpriz olur mu der, bir diğeri kendini bir sporcuyla yek bir kimlik hâline getirirken bir başkası da öngördüğü tarihî bir başarıya şahitlik etmek için televizyonun başına oturur. Tıpkı Rio’da kadınlar yüzme yarışlarında Katie Ledecky’i izlemek için televizyon başına geçen milyonlar gibi. 4 sene önce Londra’da henüz 15 yaşındayken yaptıkları bile yeterliydi kendisini bu derece hasretle beklemek için. 2016’ya kadar yaptıklarını saymıyorum bile. 200-400-800 metre serbest yarışlarında rakiplerini güle oynaya geçen Katie, Amerika’nın bayrak yarışında da altın almasına yardımda bulunuyordu. 4 altın ve 2 dünya rekoru. İnsan şunun için de hayıflanmadan edemiyor. O sene 1500 metre yarışları da kadınlarda eklenmiş olsaydı acaba dünya rekorunu ne kadar geliştirip bir altın daha alırdı.

71-  İngiltere Kadın Futbol Millî Takımı

İngilizler 66 Dünya Kupası’ndan beri bir Dünya ya da Avrupa şampiyonluğu bekler durumdaydı. Özellikle Southgate dönemine gelinceye kadar da büyük bir hayal kırıklığı yaşıyorlardı. Southgate döneminde ise hiç olmadığı kadar kupalara yaklaşsalar da kendi evlerinde dahi başaramıyorlardı. Ama İngiliz futbolunun bahtsızlığını kırmak için sahneye artık kadınlar çıkacaktı. 1998 senesinde başlayan yatırımlar adım adım karşılığını almaya başlarken, 2010’lu yıllardan itibaren başlayan kadın futbol devrimine de ayak uydurmayı başarıyordu İngiltere. 2020 senesinde FA’in yeni bütçe programı ile birlikte Kadın Futbolu maddi olarak da bağımsızlığına kavuşmuştu. Artık tek ihtiyaç olunan şey bir kupaydı ve bu yolda Hollandalı Sarina Wiegman takımın başına getirildi. Ve tarih yazılmaya başlandı. İngiltere’de gerçekleştirilen EURO2022’de finalde Almanya’yı yenen İngiltere, 1966 senesinden sonra ilk kez kadın ya da erkeklerde uluslararası bir kupa almayı başarıyordu. Bir başka rekor ise final seyirci sayısında kırılmıştı. Tarihin en kalabalık EURO finali 87.192 kişi. Sonraki sene Dünya Kupası’nı ispanyaya kaybeden İngiltere, bu finalin rövanşı EURO 2025’de ise kupayı bir kez daha kaldırıyordu.

 
 
 
 
 
 
 
 
 

Podcast

19 December 2023
Doç. Dr. Hasan T. Kerimoğlu
Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
28:19
0:01

Url kopyalanmıştır...