
Fotoğrafın hikâyesi: Kahraman Gerilla
Bu yazımızda, Alberto Korda'nın vizörüne yansıyan ve bir devrimin ruhunu tek bir kareye sığdıran "Guerrillero Heroico" adıyla bilinen ünlü Che portresinin ardındaki gizemli hikâyeyi birlikte keşfedeceğiz.
1960 yılında Küba... Fidel Castroʼnun, Fulgencio Batista diktatörlüğünü devirerek iktidara gelmesinin henüz birinci yılı. Fidel Castro, hızlıca müdahale ettiği siyasi ve ekonomik hamlelerle Kübaʼyı yeniden şekillendiriyordu. Yeni hükûmet politikasıyla; özellikle ABD merkezli şeker fabrikaları, petrol rafinerileri, elektrik şirketleri, bankalar gibi pek çok şirket kamulaştırılmaya başlamıştı. Devrim sonrası gelen ilk siyasi şokun ardından ABD, bu kez de ekonomik üstünlüğünü Kübaʼda kaybediyordu. Bu durum ABDʼnin Kübaʼya ekonomik ambargo uygulamasıyla sonuçlandı. Ambargonun ardından Küba hükûmeti, SSCB ve diğer sosyalist ülkelerle ekonomik ilişkiler kurmak amacıyla önemli adımlar atmaya başladı. Bu üçüncü adım ABDʼnin hüküm sürmek istediği uluslararası ticaretler masasındaki koltuğuna atılan bir tekme gibiydi. Küba, uyguladığı bu ticari programlarının ardından SSCBʼnin ticari ortağı hâline gelmişti.
Yeni hükûmet; sadece uluslararası alanda değil, Küba genelinde de farklı uygulamalar yapmaya devam ediyordu. Bunlardan en önemlisi toprak reformuydu. Bu reformla birlikte, ülkenin kırsal yapısını değiştirmek ve yoksulluğu azaltmak amacıyla toprak sahiplerinin arazileri kamulaştırılıp, köylülere ve devlet çiftliklerine devredildi. Bu uygulamayı okuma-yazma seferberliği ve sağlık hizmetlerinin yurt genelinde tüm yurttaşlara eşit koşullarda sağlanması için uygulanmaya başlayan programlar izledi.
Che
Kübaʼda bu ekonomi ve kalkınma politikaları uygulanmaya başlamışken, Che Guevera da kritik görevlerde aktif rol alıyordu. Bunlar, Küba Ulusal Bankasıʼnda başkanlık görevi, ekonomi bakanı ve diplomatlık gibi görevlerdi. Che, ABDʼnin uyguladığı ambargoya karşı koyarak, ekonomik bağımsızlık hareketinin yürütülmesinde büyük önem taşıyordu. Bir taraftan Kübaʼnın sanayi ve tarım alanındaki uygulamalarının yürütülmesini sağlarken, diğer taraftan da SSCB ve Çin gibi sosyalist ülkelere sıklıkla ziyaretler yaparak diplomatik bağları güçlendirmekle meşguldü.
Küba ekonomik kalkınmanın yanı sıra ülke bütünlüğünü koruyabilmeli ve dış tehditlere de karşı askerî savunmasını sağlayabilmeliydi. Bunu çok iyi bilen Fidel Castro, uluslararası pazarlardan silah ve mühimmat temin etmeye çalışıyordu. Bu süreç devam ederken Fransaʼdan satın alınan askerî mühimmatı Belçika sınırları içerisinde bulunan Antwerb Limanıʼdan Kübaʼya ulaştırmak için La Coubre gemisi yola çıkmıştı. Atlantik Okyanusuʼnu geçerek haftalar boyu süren seyrini tamamlayan La Coubre, 4 Mart 1960 tarihinde Havana Limanıʼna ulaştığında her şey olağan ve programa uygun görünüyordu.
Taşıdığı mühimmat içerisinde 76 ton el bombası da bulunan La Coubreʼden rıhtıma taşınması devam ederken 15.10 sıralarında gemide bir patlama meydana geldi. Küba ordusu tarafından organize edilerek kurtarma operasyonuna katılan yüzlerce insan patlamanın yaşandığı alana gönderildi. Fakat ilk patlamanın ardından sadece yarım saat geçmişti ki daha büyük bir patlama can kaybı ve yaralanmaya sebep oldu.
Patlamanın yaşandığı saatlerde Che Guevera, Ulusal Tarım Reformu Enstitüsü (NIAR) merkezinde toplantıdaydı. Patlama haberini alır almaz bölgeye giderek yaralılara yardım eden ekibe katıldı. Patlamaların ardından hızla kurulan geçici revirlerde, eski bir doktor olmasının avantajını kullanarak tıbbi bilgisini ve tecrübesini ivedilikle devreye soktu. Yaralılara ilk müdahalenin yapılmasına ve durumu ağır olanların stabilize edilmesine bizzat yardımcı oldu. Olaylar neticesinde hayatını kaybeden kişi sayısının 75, yaralı sayısının ise 200ʼün üzerinde olduğu tahmin ediliyor.
Guerrillero Heroico (Kahraman Gerilla)
Ertesi gün, patlamaların ardından yaşamını yitiren 27 liman işçisi için düzenlenen anma töreninde konuşma yapan Fidel Castro, bu patlamanın CIA tarafından düzenlendiğini ve sorumlunun ABD olduğunu bildirdi. Yarım saat aralıklarla yaşanan patlamalar Fidel Castroʼnun açıklamasını destekler nitelikte olsa da gemiden indirilen askerî malzemeye uygulanan yanlış prosedür yaşananların aslında bir kaza olduğu şüphesini akıllara getirmiştir.
Fidel Castroʼnun kendi görüşlerinin ve politikalarının doğruluğunu savunarak, “Patria o Muerte!” (Vatan ya da ölüm!) cümlelerini sarf ettiği anma törenindeki hararetli konuşması esnasında en ön sıralarda Jean-Paul Sartre ve Simone de Beauvoir gibi dikkatle dinleyenlerin arasından Che Guevera belirdi. O sıralarda Küba gazetesi Revolución için çalışan fotoğrafçı Alberto Korda, Fidel Castroʼnun konuşmasını fotoğraflarken, kısa bir süreliğine görünen Cheʼnin 90 mm lens takılı bir Leica M2 ve Kodak Plus-X Pan film kullanarak yaklaşık 10 metre mesafeden iki pozunu çekmeyi başardı.
Revolución gazetesinin editörü, teslim edilen fotoğraflar arasından sadece Fidel Castro, Jean-Paul Sartre ve Simone de Beauvoir‘ın fotoğraflarını kullanarak, filmi tekrar Kordaʼya gönderdi. Korda, gazetede yer almayan Che fotoğraflarının etkisinin farkındaydı. Çektiği, Che portresinin kırpılmış bir versiyonunu, duvarında yer alan Pablo Neruda portresinin hemen yanına astı ve hayatı boyunca tanıdığı insanlara Cheʼnin bu fotoğrafının bir kopyasını vererek anısını yaşatmayı sürdürdü.
Fotoğraflar, Che Guevera hayattayken sadece bir kez Revolución gazetesinde 28 Nisan 1961 tarihinde bildirisi yapılan bir konuşmanın haberi için kullanıldı. 6 yıl sonra hayatını kaybeden Che Gueveraʼnın bu ikonik fotoğrafını sadece bu bildiriyle görmüş olabileceği tahmin ediliyor.
Küba halkı, Che Gueveraʼnın 9 Ekim 1967 tarihinde henüz 39 yaşındayken yaşamını yitirmesi haberinin basında yer almasıyla Guerrillero Heroico (Kahraman Gerilla) fotoğrafıyla gerçek anlamda ilk kez tanıştı.
Ünlü Kübalı poster yapımcısı ve grafik sanatçısı José Gómez Fresquet, Guevara'nın ölüm haberini duyduktan sonra, ertesi gün onu onurlandırmak için yapılacak mitingde kullanılacak Che posterini üretmek amacıyla bütün gece çalıştığından bahsetmiştir. Korda, Fresquet'e portrenin bir kopyasını vermişti. Fresquet bu kopyayı kırmızı kâğıt üzerinde yarattığı posterin temeli olarak kullandı. Bu poster Küba'da özel olarak üretilen ilk Guerrillero Heroico'ydu.
Guerrillero Heroico, fotoğrafının dünya genelinde tanınması ise 1967ʼde Cheʼnin ölümünden sonra, Bolivya Günlüğüʼnün kapağında yer almasının ardından olmuştur. Kitabın tanıtımı için binlerce poster dağıtılarak fotoğrafın bilinirliği artmıştır. İkonik fotoğraf, Che Guevera için yapılan tüm anma törenlerinin vazgeçilmez bir unsuru haline gelmiştir.
Alberto Korda vefatından önce kendisiyle yapılan bir röportajda çektiği ikonik fotoğraflar için şu sözleri söylemişti: “Sanki bugünmüş gibi hatırlıyorum ... onu hâlâ vizörde o ifadeyle çerçevelenmiş olarak görüyorum. Üzerimdeki etkisi beni şaşırtıyor ... beni güçlü bir şekilde sarsmaya devam ediyor.ˮ

Sesler ve Ezgiler
“Sesler ve Ezgiler” adlı podcast serimizde hayatımıza eşlik eden melodiler üzerine sohbet ediyor; müziğin yapısına, türlerine, tarihine, kültürel dinamiklerine değiniyoruz. Müzikologlar, sosyologlar, müzisyenler ile her bölümü şenlendiriyor; müziğin farklı veçhelerine birlikte bakıyoruz. Melodilerin akışında notaların derinliğine iniyoruz.

Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
Osmanlı Devleti'nden Türkiye Cumhuriyetine miras kalan darbeci zihniyete odaklanarak tarihi seyir içerisinde meydana gelen darbeleri, ihanetleri ve isyanları Doç. Dr. Hasan Taner Kerimoğlu rehberliğinde değerlendiriyoruz.