Cumhuriyet heyecan içinde kutlanıyor

29 Ekim 1957

29 Ekim 1957… “Cumhuriyet’in 33’üncü yıl dönümünü kutluyoruz” cümlesi manşette Tercüman’da. “Yurdun her tarafında bugün büyük merasim yapılacak” diyor ve o güne dair planları şöyle anlatıyor: “Cumhuriyet Bayramı’nın 33’üncü yıl dönümü bütün yurtta olduğu gibi bugün şehrimizde de büyük merasimle kutlanacak ve bayramın şanına layık olarak İstanbul halkının eğlenmesi ve bu mesut günü kutlaması için muhtelif yerlerde eğlenceler tertiplenecektir. Merasime saat 10’dan itibaren Taksim Meydanı’nda başlanacaktır. Merasime İstanbul’da bulunan mebuslar, vali, ordu erkânı, jandarma komutanı, malûl gaziler, eşli muharipler, üniversite rektörleri, dekanlar, profesörler, İstanbul Müftüsü, adliye erkânı, vilayet ve belediye temsilcileri, diğer dernekler, ruhani reisler ve konsoloslar iştirak edeceklerdir. Sabah 9.30’da vali tarafından vilayette konsolosların tebrikleri kabul edilecek ve devlet namına yapılan kabul resmini takiben törene dâhil zevat saat 10.30’da Taksim Cumhuriyet Meydanı’ndaki yerlerini alacaklardır. Merasim kumandanının vereceği tekmil üzerine vali ve garnizon kumandanı kıtaları teftiş edeceklerdir. Müteakiben şehir bandosu İstiklal Marşı’nı çalacak, abidenin etrafındaki izci ve askerî okullar talebeleri bir ağızdan marşa iştirak edeceklerdir. Bundan sonra abideye çelenkler konulacak ve Vali Prof. Gökay tarafından bir konuşma yapılacaktır. Geçit resmine tören kumandanın vereceği işaret üzerine başlanacaktır. Bundan sonra şehir bandosu, izciler, hemşire okulu, ebe okulu, gönüllü hemşireler, diğer okullar, askerî okullar, yaya birlikler, polis okulu, belediye motorlu birlikleri ile itfaiye birlikleri geçiş resmi yapacaklardır…” Törenin detaylı planının yer verilmesi, nasıl bir coşkuyla bayramın kutlandığını gösteriyordu. Aynı zamanda Tercüman’ın ilk sayfasında Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Cumhuriyet’in ilanına dair hatıraları da röportaj olarak yayımlanıyor; birincil tanıklık doğrudan Tercüman’ın da yazarı olan büyük ustadan doğrudan aktarılıyordu.

30 Ekim 1960

27 Mayıs 1960 Darbesi’nin ardından aylar geçmiş fakat ülkenin siyasi gündemi bir an olsun durulmamıştı, bu sefer anayasa tartışmaları odaktaydı. Cumhuriyet’in 37’ıncı yılında bayram elbette daha canlı kutlanacaktı, Tercüman’ın bayramın kutlandığı 30 Ekim 1960 günü yayınının ilk sayfasında “Cumhuriyet Bayramı’nı milletçe kutladık” manşeti yer alıyor; “Yurdumuzun her köşesinde muhteşem ve parlak kutlama törenleri yapıldı. Ankara’daki törende Cemal Gürsel İnönü’yü şeref loncasına davet etti. Törende NATO Başkumandanı da hazır bulundu” bilgisi de veriliyordu. Detaylar şöyleydi: “Cumhuriyet’in 37’nci yıl dönümü bütün yurtta olduğu gibi Ankara’da da parlak bir törenle kutlandı. Bu münasebetle şehir hipodromunda büyük bir askerî tören yapıldı. Devlet Başkanı Gürsel Büyük Millet Meclisi’nde tebrikleri kabul etti. Bu merasime ve hipodromdaki resmî geçide İnönü de katıldı. Halk kendisini coşkun bir şekilde alkışladı, İnönü resmî geçidi Gürsel’in daveti üzerine Şeref tribününden takip etti. Hipodromdaki resmî geçitte memleketimize gelen NATO Müttefik Kuvvetleri Başkumandanı General Nordstadt da hazır bulundu.” Bu heyecanın yanı sıra ülke gündemi durulmuyordu: Üniversitelerde tasfiye olayları devam etmekteydi, Ankara Üniversitesi Rektörü Suud K. Yetkin bu duruma tepki olarak istifa etmişti. Ayrıca Yassıada davaları başlamak üzereydi ve muhtemelen cezaevlerini boşaltmak ve yerine yeni mahkûmları getirebilmek için sadece İstanbul’da 700’e yakın mahkûm cezaevlerinden tahliye edilmişti.

30 Ekim 1961

Ertesi yıl, yani 29 Ekim 1961’de de benzer bir hava hâkimdi bayrama. 30 Ekim 1961’de Tercüman “Cumhuriyet’in 38. yıl dönümü dün kutlandı” manşetiyle ilk sayfasını açıyordu: “Ankara’da Gürsel tebrikleri kabul etti ve devlet erkânı ile Atamızın manevi huzurunda saygı duruşunda bulundu. İstanbul’daki törene Ankara’dan gelen Harp okulu talebeleri de iştirak etti” açıklamasıyla birlikte detayları şöyle veriyordu: “Cumhuriyetimizin 38’nci yıl dönümüne erişmiş olmanın mutluluğu içinde on binlerce Ankaralı Dikmen’den Balgat’tan, Esat’tan, Yeni Mahalle’den, Altındağ’dan ve şehrin bütün semtlerinden erken saatlerden itibaren Anıtkabir’e ve Hipodroma doğru adeta bir insan seli hâlinde akıyordu. Anıtkabir meydanına sığmayan on binler, Anıt Tepe’yi çevrelemiş ve Tandoğan meydanına taşmış bir hâlde Cumhuriyetimizin banisi ölümsüz Atatürk’ün manevi huzurunda saygı duruşunda bulunmak üzere gelecek olan İkinci Cumhuriyet’in ilk Cumhurbaşkanı Gürsel’i bekliyordu. Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel saat 10.30’da Anıt Tepe’yi çevreleyen Ankaralıların sevgi gösterileri sırasında Anıtkabir’e geldi. Önde kırmızı beyaz karanfillerden yapılmış bir çelenk, onu takiben Cumhurbaşkanı Gürsel, daha sonra yan yana Senato Başkanı Hayri Ürgüplü, Başbakan Vekili Fahri Özdilek, daha arkada sıra ile bakanlar kurulu üyeleri Genelkurmay Başkanı, Kuvvetler Kumandanları, Diyanet İşleri Başkanı, Üniversite Rektörü, Yargıtay, Danıştay, Sayıştay Başkanları, yüksek rütbeli subaylar ve protokole dâhil diğer davetliler ağır ağır methalden geçerek mozoleye girdiler. Bu anda verilen (ti) işaretiyle kırmızı beyaz karanfillerden yapılmış olan çelenk kabre konuldu ve Atatürk’ün manevi huzurunda saygı duruşunda bulunuldu. Bu sırada avludaki bando İstiklal Marşı’nı çalıyordu. Saygı duruşundan sonra Cumhurbaşkanı Gürsel, salonun sağ kısmında bulunan defterin bulunduğu masaya yaklaştı ve deftere şunları yazdı: ‘Büyük Atam, Adımlarımız ve hamlelerimiz hep ileriye doğru olacaktır, izinde ve ışık bildiğin yolunda. Derin saygılar.’ Cumhurbaşkanı Gürsel, Anıtkabir’den sonra 27 Mayıs İnkılabı şehitlerinin kabirlerini de ziyaret etti ve saat 10.40’da tebrikleri kabul etmek üzere Büyük Millet Meclisi’ne hareket etti.”

Podcast

19 December 2023
Doç. Dr. Hasan T. Kerimoğlu
Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
28:19
0:01

Url kopyalanmıştır...