23 Temmuz 2025

Ukraynalıların iki cephede süren savaşı: İşgal ve yolsuzluk!

Zelenski’nin Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Bürosu ve Uzmanlaşmış Yolsuzlukla Mücadele Savcılığı’nın bağımsızlıklarını kısıtlayan yasa tasarısını onaylamasıyla Ukrayna, işgal sonrasının en büyük protestolarına sahne oluyor.

Ukrayna, Rusya’nın 2022’de başlattığı işgalden bu yana en büyük halk protestolarıyla karşı karşıya. Başkent Kiev ve diğer kentlerde sokağa çıkan Ukraynalılar, Kiev hükûmetini ve özellikle de göreve “yolsuzlukla mücadele” (ve elbette “barış”) vaatleriyle seçilen ancak her iki vaadini de gerçekleştiremeyen Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’yi hedef alıyorlar.

"Veto" çağrılarını dinlemedi

Yaklaşık bir senedir Batı basınında sıkça bir arada dillendirilen “Ukrayna” ve “yolsuzluk” başlıklarında vatandaşları bu kadar öfkelendiren adım, Ukrayna Parlamentosu’nun (Rada) Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Bürosu (NABU) ile Uzmanlaşmış Yolsuzlukla Mücadele Savcılığı’nın (SAPO) bağımsızlıklarını kısıtlayan bir yasa tasarısını kabul etmesi oldu. NABU’nun 15 üyesi hakkında ön soruşturma başlatılmış ve iki üst düzey yetkilisi de Rusya güdümünde çalıştığı iddia edilen Rada Milletvekili Fedir Khrystenko ile bağlantılı olmak gibi siyasi bir suçla tutuklanmıştı. Bu şekilde “ulusal çıkar” kılıfına sokulan yasa tasarısı, Parlamento Başkanı Ruslan Stefançuk tarafından imzalandı ve protestocuların tüm “veto” çağrılarına rağmen Zelenski tarafından da onaylandı.

Aslında Kiev hükûmetinin yolsuzlukla mücadele yürüten kurumlara karşı ilk adımı bu değil. 11 Temmuz’da bağımsız bir sivil toplum kuruluşu olan Yolsuzlukla Mücadele Merkezi’nin kurucularından Vitaliy Shabunin’in de evine “asker kaçağı” olduğu gibi bir gerekçeyle baskın düzenlenmişti. Ancak NABU ve SAPO’ya yönelik baskılar, söz konusu kurumların çok daha “dişli” olması ve geçmişte birçok üst düzey Ukraynalı ismin rüşvet skandallarında “suçüstü” tutuklanmalarında rol almaları nedeniyle daha çok ses çıkardı. NABU ve SAPO’nun 2015’te eski Devlet Başkanı Petro Poroşenko tarafından Avrupa Komisyonu, Avrupa Birliği (AB) ve IMF’nin talepleri doğrultusunda “AB’ye entegrasyon” kapsamında kurulması da elbette atılan bu adımı Batılı yetkililerce eleştiri oklarının hedefine soktu.

AB endişeli, Zelenski ısrarcı

X’ten tepkisini dile getiren AB’nin Genişlemeden Sorumlu Komiseri Marta Kos, yaşananlardan endişeli olduğunu, NABU ve SAPO’nun bağımsızlığının Ukrayna’nın AB’ye katılımı yolundaki önemini vurgulayarak “Hukukun üstünlüğü, katılım müzakerelerinin tam merkezinde yer alıyor” ifadesini kullandı. Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün Ukrayna şubesi, parlamentonun aldığı bu kararın “2014 Onur Devrimi” sonrası hayata geçirilen en önemli reformlarından birini baltaladığını savunarak, hükûmetin “uluslararası ortaklarla güven ilişkisine zarar verdiğini” kaydetti. Zelenski ise geç saatte vatandaşlara yaptığı açıklamada NABU’nun üst düzey yetkilileriyle görüştüğünü ve bu kurumların çalışmasına “elbette” devam edeceğini belirtti ancak bunu “Rus etkisi olmadan” yapacaklarının da altını çizdi. Bu da Kiev hükûmetinin iki büyük kurumu ve bir bütün olarak “yolsuzlukla mücadele” faaliyetini “Rus etkisi” gibi muğlak bir iddiayla işlevsiz kılma siyasetinde ısrar edeceğinin işareti oldu.

Protestolar, henüz yüz binleri sokağa dökmemiş olsa da kendisine Batı basınında bir hayli yer buldu. Kiev hükûmetinin “Rusya’yla iş birliği” gerekçelerini tamamen görmezden gelen Batı basını, öfkeli vatandaşların karelerine, özellikle de Zelenski’yi hedef alan dövizlere geniş yer ayırdı. Bu, bir süredir Ukrayna’nın “haklı” mücadelesi ile Zelenski’nin ülke içindeki “otoriter” eğilimleri arasında bilinçli bir ayrım yapan tavrın bir devamıydı.

Kiev, Batı basınını inandıramadı

Reuters, gelişmeleri “Ukrayna yolsuzlukla mücadele kurumlarının özerkliğini kısıtlıyor” gibi keskin bir başlıkla haberleştirdi ve ekledi: “Ülkedeki kronik yolsuzluğun kökünü kazımak, Kiev’in AB’ye katılımının yanı sıra Batı’dan milyarlarca dolarlık destek alabilmesi için de bir şart.” Associated Press, haberinin içeriğinde “Yasanın kabulü Ukraynalıların öfkesine neden oldu. Bazıları bunun Rus İHA ve füzelerinin saldırılarından daha büyük manevi bir darbe olduğunu söyledi” cümlesine yer verdi. Guardian, “Zelenski’nin bu adımı, ülkenin AB’ye katılma umutlarına darbe vurabilir” değerlendirmesini yaparken; Wall Street Journal “Yasa, 2015’te ABD ve diğer Batılı devletlerin baskısıyla kurulan NABU’nun bağımsızlığını kaldırıyor” ifadesini kullandı. Atlantic Council’de çıkan bir analizde yer alan “Ukraynalılar Rus saldırganlığına ve yolsuzluğa karşı iki cepheli bir savaş veriyorlar” ifadesi ise dikkat çekti.

Ukrayna’da yolsuzluk hâkim

Batılı anlatıda Ukrayna’nın “Rusya’nın güdümünde” olduğu günlerden kalma bir “Sovyet geleneği” ve Batı basınındaki haberlerde de bu vurgu sıkça yer alıyor. Bu da protestoların Kiev’in istediği gibi “Rusya’nın provokasyonu” olarak aktarılmasının, “dış güçler” söyleminin önüne geçiyor ve haber kurgusu Zelenski hükûmetini AB yolundaki reformları engellemekle suçlayan Ukraynalıların “haklı” ve demokratik protestosu olarak kuruluyor. Öyle anlaşılıyor ki Kiev hükûmeti bu anlatı etrafında “sıkıştırılmaya” da devam edilecek.

Bu anlatı pek haksız da sayılmaz. Nitekim Ukrayna’da yolsuzluk, AB tarafından sadece katılım müzakereleri kapsamında ele alınan ve gerektiğinde Kiev’e karşı kullanılan bir “suni gündem” değil, uzun süredir uluslararası örgütlerin merceği altında incelenen gerçek bir sorun.

180 ülkenin 105’incisi!

Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün 2024 raporu bu sorunun yakıcılığını gözler önüne seriyor. Vatandaşlarının %23’ünün son bir yıl içinde kamu hizmetlerinde bile rüşvet vermek zorunda kaldığını belirttiği Ukrayna, 180 ülkenin sıralandığı yolsuzluk ölçeğinde 105. sırada bulunuyor! Raporda yargı bağımsızlığının kırılgan olduğuna ve büyük iş çevrelerinin medya ve siyaset üzerindeki nüfuzlarıyla soruşturmalardan kurtulabildiğine dikkat çekiliyor.

Elbette bu soruşturmalardan “kurtulamayan” da birçok isim oldu ve bu isimlerin soruşturma sürecinde NABU ve SAPO çok önemli roller üstlendi. SAPO, 2023’te 2,7 milyon dolar rüşvet alırken yakalanan ve azledilen Ukrayna Yüksek Mahkemesi Başkanı Vsevolod Kniaziev vakasında, NABU ise eski Savunma Bakanı Rustem Umerov’a karşı bu yıl açılan “görevi kötüye kullanma” incelemesinde yer aldı. Eski Milletvekili Yaroslav Dubnevych’in 2023’te 2,1 milyar Ukrayna Grivnalık doğal gaz hırsızlığından yakalanmasında, 2018’e kadar geriye gidildiğinde eski Devlet Vergi Servisi Başkanı Roman Nasirov’un 5,5 milyon dolar ve 21 milyon avroluk “haksız kazanç” suçundan tutuklanmasında NABU ve SAPO’nun payı büyük. Nitekim Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü (OECD) tarafından mayıs ayında hazırlanan Yolsuzlukla Mücadele İncelemesi’nde bu iki kurumun profesyonelliğine özel vurgu yapılmıştı. Bununla birlikte aynı raporda, Uluslararası Şeffalık Örgütü’nün tespitlerine benzer şekilde bazı mahkemelerde “şüpheli” hakimlerin varlığına, başta belediyeler olmak üzere devlet kurumlarında rüşvetin devam ettiğine de değinilmişti.

Potansiyel tehlike

Protestoların ne kadar süreceğini hem Kiev’in tavrı hem de Batılı hükûmetlerin ve basının duruşu etkileyecek. Yasa veto edilmese de Zelenski’nin yapacağı öz eleştirel bir açıklama ve atacağı bir geri adımla kendiliğinden geliştiği anlaşılan protestoları dindirebilir. Bununla birlikte 3,5 yıldır tam seferberlik şartlarında sürdürülen savaşın yorgunluğu, görev süresi dolmasına rağmen seçimi erteleme kararı alarak başkanlığına devam eden Zelenski’den duyulan bıkkınlık, kamudaki maaşların bile AB hibeleriyle ödenebildiği korkunç ekonomik şartların neden olduğu öfke, Kiev’in vatandaşlara polis müdahalesi kararı alması gibi bir hatayla birleşirse işleri çığırından çıkarabilir.

 
 
 
 

Podcast

19 December 2023
Doç. Dr. Hasan T. Kerimoğlu
Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
28:19
0:01

Url kopyalanmıştır...