
Trump’ın ek vergileri, beklenmedik ittifaklar mı doğuruyor?
Trump'ın Endonezya'ya %19, Peru'ya %10 ek gümrük vergisi uygulaması, iki ülkeyi beklenmedik bir stratejik hamleye itti. Vergi kararının ardından sadece dört gün içinde imzalanan Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması (CEPA), küresel ticaretteki korumacı dalgaya karşı bir direnç gösterisi oldu.
Donald Trump'ın Endonezya'ya %19, Peru'ya %10 ek gümrük vergisi kararının üzerinden dört gün bile geçmeden, Jakarta ve Lima'nın bir Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması (CEPA) imzalaması, modern ticaret diplomasisinde nadir görülen bir paradoksu gözler önüne seriyor: Tek taraflı korumacılık, Global Güney'de beklenmedik yeni ittifakların kapısını aralıyor.
Jeopolitik şokun doğurduğu taktik yanıt
Trump'ın "Önce Amerika" politikalarının somut tezahürü olan bu vergiler, geleneksel olarak ABD pazarına bağımlı birçok ekonomiyi ani bir stratejik gerçeklikle yüzleştirdi. Peru Devlet Başkanı Dina Boluarte'nin Endonezya ziyaretinin bu kritik zamana denk gelmesi tesadüf değil.
Bu hamle, "ticaret saptırması" (trade diversion) teorisinin canlı bir örneği: Engellerle karşılaşan ülkeler, alternatif rotalar ve ortaklar arayışına giriyor. CEPA imzası, bu teorinin diplomasi masasındaki somut zaferiydi. İki ülke, küresel sistemdeki kırılganlıklarını, karşılıklı güçlenmeye dönüştürme iradesini gösterdi.
Coğrafyayı aşan ortaklık
Peru (Güney Amerika) ile Endonezya (Güneydoğu Asya) arasındaki bu anlaşmanın önemi, sadece Trump sonrası döneme tepki olmasından değil, geleneksel olmayan bir coğrafi köprü kurmasından kaynaklanıyor. Endonezya Ticaret Bakanı Budi Santoso'nun vurguladığı gibi; CEPA, Endonezya için "Orta ve Güney Amerika pazarlarına açılan potansiyel bir kapı."
Peru ise dinamik Asya pazarında, Çin veya diğer büyük oyuncular dışında, yeni bir dayanak noktası kazanıyor. Bu, "güney-güney iş birliği"nin (south-south cooperation) gücünü ve çeşitlendirilmiş ticaret ağlarının jeopolitik sigorta işlevini gösteriyor.
CEPA'nın ötesindeki büyük resim
Anlaşma sadece kısa vadeli bir tepki değil, daha geniş stratejik entegrasyon planlarının parçası:
- CPTPP bağlantısı: Peru, Kapsamlı ve İlerici Trans-Pasifik Ortaklığı Anlaşması (CPTPP) üyesi. Endonezya'nın CPTPP'ye katılım çabaları, CEPA'yı daha geniş bir bölgesel entegrasyon sürecinin ilk adımı hâline getiriyor. İkili anlaşma, Endonezya'nın bu prestijli kulübe giriş yolunda Peru'nun desteğini sağlamlaştırabilir.
- Düşen ticaretin canlandırılması: 2022'de 554 milyon USD olan ikili ticaret, 2023'te 444 milyon USD'ye geriledi. CEPA, bu düşüşü tersine çevirmeyi ve Endonezya'nın araç, ayakkabı ve biyodizeldeki 290 milyon USD'lik ticaret fazlasını daha da büyütmeyi hedefliyor.
- Tedarik zincirlerinin çeşitlendirilmesi: Küresel jeopolitik gerilimler ve tedarik zinciri şokları, ülkeleri kaynaklarını ve pazarlarını çeşitlendirmeye zorluyor. Peru (mineraller, tarım) ve Endonezya (palm yağı, nikel, işlenmiş ürünler) arasındaki potansiyel tamamlayıcılık, bu çeşitlendirmeye hizmet ediyor.
Küresel ticarette domino etkisi riski
Trump'ın vergileri ve Peru-Endonezya'nın yanıtı, daha geniş bir eğilimin parçası: Tek taraflı korumacı önlemler, zincirleme reaksiyonlarla beklenmedik yeni ticaret bloklarını tetikleyebilir. ABD'nin vergi kararı, Jakarta ve Lima'yı bir araya getirdi.
Benzer hamleler, başka ülkeleri de benzer "zorunlu ittifaklar" arayışına itebilir. Bu, küresel ticaret sistemini daha parçalı ancak belki de daha çok kutuplu ve dirençli bir yapıya doğru evriltebilir.
Korumacılığın diplomatik mirası
Trump'ın Endonezya ve Peru'ya yönelik vergi artırımı, hedeflenen ekonomilere acı verse de beklenmeyen bir diplomatik sonuç doğurdu: Uzak coğrafyaları birleştiren ve küresel ekonomik sistemdeki kırılganlıklara karşı kolektif bir panzehir oluşturan stratejik bir ortaklık.
Peru-Endonezya CEPA'sı, tek taraflı ticaret önlemlerinin, hedeflenen ülkeler arasında "düşmanıma düşman olan dostumdur" mantığından öte, pragmatik dayanışma ve karşılıklı fayda temelli yeni bağlantılar yaratabileceğinin güçlü bir kanıtı. Bu durum, küresel ticaretin geleceğinde, geleneksel eksenlerin dışındaki "zorunlu ittifakların" giderek daha önemli olabileceğine işaret ediyor. Koruma duvarları, beklenmedik köprülere dönüşebilir.

Sesler ve Ezgiler
“Sesler ve Ezgiler” adlı podcast serimizde hayatımıza eşlik eden melodiler üzerine sohbet ediyor; müziğin yapısına, türlerine, tarihine, kültürel dinamiklerine değiniyoruz. Müzikologlar, sosyologlar, müzisyenler ile her bölümü şenlendiriyor; müziğin farklı veçhelerine birlikte bakıyoruz. Melodilerin akışında notaların derinliğine iniyoruz.

Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
Osmanlı Devleti'nden Türkiye Cumhuriyetine miras kalan darbeci zihniyete odaklanarak tarihi seyir içerisinde meydana gelen darbeleri, ihanetleri ve isyanları Doç. Dr. Hasan Taner Kerimoğlu rehberliğinde değerlendiriyoruz.