Eski ABD Başkanı Jimmy Carter nasıl hatırlanacak?
ABD’nin Nobel ödüllü 39. Başkanı Jimmy Carter 100 yaşında hayata veda etti. Carter’ı diğer ABD başkanlarından ayıran özellikler nelerdi? Carter’ın ABD’ye ve dönemin dış politikalarına ne gibi katkıları oldu? Carter geride nasıl bir siyasi miras bıraktı? Yeni kuşak onu nasıl hatırlayacak?
ABD’nin 39. Başkanı Jimmy Carter, 30 Aralık 2024 tarihinde hayata veda ederek Donald Trump’ın ikinci kez ABD başkanlık koltuğuna oturduğunu göremedi. Görevde olduğu sürenin haricindeki faaliyetleri ile de kendisinden söz ettiren Carter, ABD Başkanlığı döneminde uluslararası ilişkilerde daha çok olumlu faaliyetleri ile iz bırakırken, ABD iç siyasetinde başarısız ve özellikle ekonomik anlamda kötü bir miras bırakmıştı. Öyle ki ikinci seçimlerde sadece 6 eyalet ve Washington D.C’yi kazanırken, başkanlık seçimini Ronald Reagen’a kaybetti.
1977-1981 yılları arasında ABD’de başkanlık görevini yürüten Carter’ın uluslararası ilişkilerdeki başarıları arasında Camp David Antlaşması’nın imzalanması, ABD ve Rusya arasındaki stratejik nükleer silah sayısının sınırlandırılmasını öngören SALT Sözleşmesi’nin imzalanması, Panama Kanalı’nın Panama’ya devri ve Çin ile diplomatik ilişkilerin kurulması gösterilebilir.
Diğer yandan İran Devrimi sonrası rehine krizi ve Sovyetler Birliği’nin Afganistan işgaline karşı CENTCOM’un kurulmasını öngören “Carter Doktrini” gibi konular yine Carter döneminde yaşanmıştı. Bugün ABD’nin Orta Doğu devletlerine müdahalesinde en temel rolü oynayan CENTCOM’un kuruluşu ABD’nin Orta Doğu politikalarının yeniden şekillenmesinde çok önemli bir rol oynadı.
Popülaritesini yitiren alçakgönüllü bir başkan
İlginç olan dış politikada bu kadar önemli gelişmelerin yaşandığı süreçte özellikle ekonomik gelişmelerin Başkan Carter’ın popülaritesini oldukça düşürmesi ve belki de tarihte en kötü sonuçlardan birisini alarak ikinci seçimi kaybetmesi ile sonuçlanmasıdır. Ancak Carter başkanlığı kadar görevi bıraktıktan sonra kendisini küresel sorunlara çözüm bulma çabası ile daha çok ön plandaydı. Nitekim kurduğu Carter Merkezi ile 2002 yılında Nobel ödülü kazanmıştı.
Bu açıdan bakıldığında Trump ve yeni yönetiminin iktidarı devralmasının hemen öncesinde, Gazze’de soykırımın devam ettiği ve Orta Doğu da denklemlerin önemli oranda değiştiği bir dönemde Filistinlilerin -bir yandan da hakkın- yanında olan bir başkanın ölümü enteresan bir gelişme olarak karşımıza çıktı.
Carter; yaşamı boyunca dürüstlüğüyle, etiğe ve kamu hizmetine olan bağlılığıyla tanındı. Başkanlık görevi sırasında, birçok kişi onu sert bir liderlik tarzı ve pragmatik kararları ile tanımış olsa da kişisel olarak sadelik ve alçakgönüllülüğü ön planda tuttu. Uzun yıllardır sağlık sorunlarına boğuşmasına rağmen, halkla ilişkilerde genellikle samimi ve sakin bir profil sergilemesi de dikkat çekiciydi. Carter'ın başkanlık dönemi genellikle karmaşık ve tartışmalı olarak değerlendirilse de başkanlık sonrası barışçıl ve insancıl çalışmalarına verdiği katkılarla geniş bir saygı kazanmış ve böyle de hatırlanacaktır.
Sesler ve Ezgiler
“Sesler ve Ezgiler” adlı podcast serimizde hayatımıza eşlik eden melodiler üzerine sohbet ediyor; müziğin yapısına, türlerine, tarihine, kültürel dinamiklerine değiniyoruz. Müzikologlar, sosyologlar, müzisyenler ile her bölümü şenlendiriyor; müziğin farklı veçhelerine birlikte bakıyoruz. Melodilerin akışında notaların derinliğine iniyoruz.
Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
Osmanlı Devleti'nden Türkiye Cumhuriyetine miras kalan darbeci zihniyete odaklanarak tarihi seyir içerisinde meydana gelen darbeleri, ihanetleri ve isyanları Doç. Dr. Hasan Taner Kerimoğlu rehberliğinde değerlendiriyoruz.