01 Ekim 2025

Avrupa kupalarındaki başarısızlığın nedeni rekabet eksikliği mi?

Süper Lig’in rekabet düzeyinin UEFA’daki başarısızlıklarla ilgisi var mı? Verilere göre “rekabet yok, o yüzden Avrupa’da kazanamıyoruz” tezi pek güçlü değil. Belki de sorun rekabette değil, Süper Lig’in futbolu ne kadar “futbol gibi” oynadığı sorusunda yatıyor.

Süper Lig takımlarının UEFA turnuvalarında aldıkları başarısız sonuçlardan sonra ligin rekabetçiliği hakkında tartışmalar tekrar gündeme geldi. Süper Lig’in yeterince rekabetçi olmadığı, takımlar arasında çok fark olduğu ve bu yüzden UEFA turnuvalarına katılan kulüplerin yerel ligde yeterince test edilmediği için uluslararası maçlarda başarısız olduğu sık sık öne sürülüyor. Benzer tartışmalar, kendi liginde yıllarca üst üste şampiyon olurken Şampiyonlar Ligi’nde bir türlü istediği başarıyı yakalayamayan Paris Saint-Germain ve Juventus için de yapılmıştı. Buna karşılık olarak da İngiltere Premier Lig örneği gösteriliyor; neredeyse bütün takımlar rekabetçi olduğu halde İngiliz kulüpleri UEFA turnuvalarında her zaman başarılı olamıyor. Yani yerel rekabetin uluslararası performansı doğrudan olumlu etkilemediği savunuluyor.

Son yıllarda şampiyonluk yarışı iki takım arasında geçtiği ve bu iki takımla diğerleri arasındaki puan farkı giderek açıldığı için Süper Lig’in rekabetçi olmadığı söyleniyor. Peki Süper Lig gerçekten yıllar içinde daha az rekabetçi hâle mi geldi? Bu soruya yanıt ararken ekonomide ve spor literatüründe kullanılan bazı ölçütlerden yararlanmak mümkün.

Spor ekonomisi ve son yıllardaki parametreler

Spor ekonomisi literatüründe, rekabet dengesini incelemek için sıklıkla kullanılan iki yöntemden biri Varyasyon Katsayısı (VK), bir diğeri de işletme literatüründen de bilinen Herfindahl-Hirschman Endeksi (HHE). Varyasyon Katsayısı, takımların sezon sonunda topladığı puanların standart sapmasının ortalama puana bölünmesiyle hesaplanıyor. Ligdeki takım sayısı yıllar içinde değiştiği için toplam puan yerine maç başına puan üzerinden hesaplamak daha doğru oluyor. HHE ise her bir takımın topladığı puanın, o sezon ligde toplanan toplam puandaki payının karesinin alınmasıyla bulunuyor. Değerin yükselmesi ligde rekabetin azalması anlamına geliyor.

2015/2016 ile 2024/2025 arasındaki 10 sezonluk dönem incelendiğinde, varyasyon katsayısının arttığı (yani rekabetin azaldığı), buna karşılık Herfindahl-Hirschman Endeksi’nin zaman içinde az da olsa gerilediği (yani rekabetin arttığı) görülüyor. Dolayısıyla Süper Lig genelinde veya şampiyonluk yarışının dışında kalan takımlar arasındaki rekabetin azaldığını kesin olarak söylemek kolay değil.

Peki, Süper Lig’in son 10 sezonuna bakıldığında, ligdeki rekabet dengesi ile UEFA turnuvalarındaki performans arasında nasıl bir ilişki kurulabilir? Hem Varyasyon Katsayısı hem de Herfindahl-Hirschman Endeksi’nin takım başına toplanan ülke puanıyla pozitif ilişkili olduğu görülüyor. VK ile takım başına ülke puanı arasındaki korelasyon katsayısı oldukça yüksek (0,75), HHE ile takım başına ülke puanı arasındaki korelasyon katsayısı ise 0,26. Yani her iki rekabet göstergesi de toplanan puanla pozitif ilişki gösteriyor. Burada altı çizilmesi gereken önemli bir nokta ise rekabet dengesi ile UEFA turnuvalarındaki performans arasında bir korelasyon bulunmasının nedensellik hakkında doğrudan bilgi vermemesi. Başka bir deyişle, hangisinin sebep hangisinin sonuç olduğu yalnızca korelasyona bakılarak söylenemez. UEFA turnuvalarında daha çok puan toplanan sezonlarda, katılan takımlar gerçekten daha güçlü oldukları için mi ligde rekabet dengesi bozuluyor, yoksa rekabet dengesi bozulduğu ve Süper Lig maçları daha az yıpratıcı hâle geldiği için mi Avrupa’da daha başarılı olabiliyorlar?

Bu soruların yanıtını bulabilmek için çok daha fazla parametre dikkate alınmalı ve nedensellik ilişkisi detaylı biçimde incelenmelidir. Ancak mevcut veriler ve yapılan basit analiz, “Süper Lig’de rekabet bitti, bu yüzden Avrupa’da başarısız oluyoruz” tezini çürütmek için yeterli görünüyor. Süper Lig takımlarının UEFA turnuvalarındaki başarısızlığını ligdeki rekabet dengesine bağlamak yerine, oynanan oyunun dinamikleriyle açıklamak çok daha makul olabilir. Örneğin topun oyunda kalma süresi, verilen ya da verilmeyen faullerin detaylı incelenmesi, hatta toplam faul sayısı gibi hem seyir zevkini düşüren hem de sürekli polemik yaratan unsurlar, Avrupa’daki başarısızlığı açıklamak açısından daha faydalı olabilir.

Rekabetin çok ya da az olması tek başına UEFA turnuvalarındaki performansı açıklamak için yeterli değil. Tartışmayı sürekli “ligde rekabet yok” argümanına sıkıştırarak Avrupa’daki başarısızlığı açıklamaya çalışmak yerine, oyunun kalitesini belirleyen yapısal sorunlara odaklanmak gerekiyor. Belki de asıl sorgulanması gereken, Süper Lig’in futbolu gerçekten futbol gibi oynayıp oynanmadığıdır.

 
 
 

Podcast

19 December 2023
Doç. Dr. Hasan T. Kerimoğlu
Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
28:19
0:01

Url kopyalanmıştır...