23 Ekim 2025

39 gün, 0 galibiyet, 1 rekor: Futbolda sabır tükendi

Futbolda teknik direktörlük, sabırla başarı arasındaki en ince çizgidir. Sonuç odaklı futbol dünyasında bazen birkaç maç, bazen birkaç gün kariyerinizi belirler. Kısa süren görevler, yönetim baskısı ve beklentiler, “ateşten gömlek” metaforunun en gerçek karşılığıdır.

Futbolda teknik direktör koltuğu, ateşten bir gömlektir. Özellikle sonuç odaklı liglerde yöneticilerin kötü sonuçlar sonrasında sabırlı davranmakta zorlandıklarını görürüz. Bazen birkaç maç, bazen de birkaç gün kovulmanıza neden olur. Süper Lig ve Premier Lig’de son yıllarda bu durumun sayısız örneğine denk geldik. Keza İtalya Serie A’da da benzer durumları görüyoruz fakat büyük umutlarla getirilen teknik adamlar, beklentilerin altında kalınca sahneden inerler.

İşte tam bu noktada geçtiğimiz günlerde teknik adama ne kadar zaman tanınmalı ve bir teknik direktör takımına kendi oyununu kaç haftada anlatır gibi soruların sorgulanacağı bir görevden alma süreci yaşandı. Eski Celtic ve Tottenham Hotspur teknik direktörü Ange Postecoglou, 9 Eylül 2025 günü Nuno Esprito Santos yerine Nottingham Forest teknik direktörlüğüne getirildi. Chelsea'ye karşı alınan 3-0'lık iç saha yenilgisinin ardından takımdan ayrılan Ange Postecoglou, Premier Lig’de 17. sırada yer alan takımı başında görev yaptığı 8 maçta hiç galibiyet alamadı. Nottingham Forest'tan 39 gün sonra kovulan Ange Postecoglou, Premier Lig'de bir kulübün başında en kısa süre kalan isim olma rekorunu eline aldı. Kovulmadan birkaç hafta önce verdiği bir röportajda “Ocak ayına kadar takımın başında kalabilirsem ligi ilk on sıra içerisinde tamamlayabiliriz” açıklamasını yapan Ange Postecoglou, takımın sahibi olan Evangelos Marinakis’in aslında ne kadar sabırsız olduğunu ve onunda Esprito Santos gibi bir sonla gönderileceğinin aslında farkındaydı.

Son dönemde kısa süreli birlikteliklere çok sayıda örnek gösterebiliriz. Kasım ve Aralık 2006'da Charlton'da sadece 40 gün geçiren Les Reed, yedi lig maçında sadece dört puan topladığı için gönderildi ve Ange Postecoglou’nun kırdığı rekorun önceki sahibiydi. Sam Allardyce’da Leeds United’la kısa süreli bir serüven yaşamıştı. Takımı Premier Lig’de tutmak için 3 Mayıs 2023 günü imza atan Big Sam, dört maç takımın başında kaldı ve sonrasında ayrıldı. Zaten bir aylık olan bu anlaşma belki tam olarak bu yazının içerisindeki ana temayı karşılamamasına rağmen kısa döneli bu çalışmada futbol arenasındaki devamı olmayan ilişkiler arasına eklenebilir.

Bu sezon tüm futbol kamuoyunun anlam veremediği bir kontrat imzalandı. Xavi Alonso sonrasında Leverkusen takımı Erik Tan Hag’a emanet etti. Manchester United'ın eski teknik direktörü, 62 günlük görev süresinde Leverkusen ile sadece üç resmi maça çıktı; ikincisini kaybetti ve son maçında berabere kaldı. Leverkusen’in kalesinde gördüğü pozisyon ve yediği goller en büyük tartışma konusuydu ve Hollandalı teknik adamı koltuğundan etti.

Leroy Rosenior, 2007 yılında Torquay United'ın başında 10 dakika görev yaptı. Keith Curle'nin yerine teknik direktör olarak atanmasından kısa bir süre sonra, kulüp yeni sahipleri tarafından devralındı ​​ve Rosenior'dan farklı bir teknik direktör atandı. Temmuz 2009'da amatör ligde mücadele eden Cambridge United'ı, sekiz gün boyunca Martin Ling yönetti. Ling, o dönemki başkan George Rolls ile yaşadığı bir tartışmanın ardından istifa etti.

Türkiye’deki teknik direktörler

Peki ya ülkemizde yaşananlar? Listeye bakıldığında, özellikle son on yılda dikkat çeken örnekler bulunuyor. Bunların başında ülkenin en fazla takım çalıştıran teknik direktörü Yılmaz Vural bulunuyor. Gençlerbirliği’nde 25 Aralık 2015 günü imzaladığı kontratından 6 gün sonra çıkan Yılmaz Vural, sadece bir maçta takımının başında sahaya çıkabildi. Giresunspor’la 15 gün ve Osmanlıspor’la 17 günlük bir iş ortaklığı olan Yılmaz Vural kariyer rekorunu da kırmış oldu.

Listenin ikinci sırasında ise İrfan Buz bulunuyor. Kasımpaşa’da çalışmak zordur. Çünkü Kasımpaşa takımı patron takımı, yani sahibi bulunuyor. Dönemin Kulüp sahibi Turgay Ciner’in çok sık teknik adam değiştirmesi ve Nottingham Forest patronu Evangelos Marinakis’e biraz benzetilmesine neden olabilir. 16 Kasım 2020 yılında Kasımpaşa ile kontrat imzalayan İrfan Buz, bu süreçte sadece iki maçta takımın başında görev alabildi. “Büyük hedeflerimizin örtüştüğünü düşündüğümüz Kasımpaşa SK ile çıktığımız yola, yaşanan gelişmeler sonrasında kulüp içerisinde sağlıklı bir ortam bulunamayacağını değerlendirerek, ekibimle birlikte devam etmeme kararı aldık” açıklaması ile istifasını veren İrfan Buz’un dönemin takım sahibi Turgay Ciner’in taktik taleplerini karşılamadığı için istifaya zorlandığına yönelik iddialar vardı. Listenin üçüncü sırasında ise ekranlarda yorumcu olarak izlediğimiz ve zaman zaman kurduğu büyük cümlelerle taraftarın tepkisini toplayan Giray Bulak var. Giray Bulak 26 Mayıs 2011’de Gençlerbirliği ile kontrat yapan Giray Bulak 13 gün sahada kalabildi. Transferde ve kadro yapılanmasında yönetimle ters düşen Giray Bulak takımdan ayrılmak zorunda kaldı.

Diğer örnekler arasında Samet Aybaba (18 gün, Kayserispor), Mustafa Dalcı (17 gün, Ankaragücü) ve Hüseyin Cimşir (19 gün, Erzurumspor) sayılabilir. Ayrıca Mustafa Kaplan, Bayram Bektaş, İsmail Kartal ya da Ümit Özat gibi isimler de 25–32 gün arasında değişen kısa görevlerle listede yer alıyor. Bu kısa süreler, bazen sezon ortasında yaşanan krizlerin, bazen yönetim baskılarının, bazen de takım içine uygunlaşamamanın bir sonucu olarak ortaya çıkabiliyor.

Kulüp yönetimleri, özellikle büyük bütçeler yapılan takımlarda, hem lig hem de Avrupa sonucunu hemen ister. Başarısız birkaç maç, teknik direktörün koltuğunu sallayabilir. Kulüp içinde hedefler, bütçe veya futbolcu tercihleri konusunda fikir ayrılıkları oluşabilir. Teknik direktörle yönetim arasındaki vizyon farkı, kısa sürede ayrılık getiren bir diğer faktör. Oyuncularla ilişki, kamp organizasyonu, moral ve disiplin gibi faktörler teknik adamın takımı devraldıktan sonra çözmesi gereken dinamikler. Ayrıca teknik adamların koltuğunu sallayan bir diğer unsurda kulüplerin mali durumu, gelir-kısıtlamalar, sponsor baskıları da ayrılık kararlarında daha hızlı değişmesine neden olabiliyor. Sezon ortasında “acil çözüm” niteliği taşıyan değişikliklerde teknik direktörlerin başlangıçtan itibaren karşılaştığı en büyük zorluk.

“En kısa süreli teknik direktör” gibi unvanlar medya ve taraftarların ilgisini çeker. Ayrıca kulüplerin karar alma süreçleri, teknik direktörlerin kariyerine yansıyan bir tecrübeye dönüşebilir. Bazısı için bu deneyim, sonraki görevlerinde daha temkinli adımlar atmalarını sağlar. Futboldaki teknik direktörlük mesleği hiçbir zaman güvenli bir liman değildir. Oyun planı, taktik vizyon ve liderlik yeteneği kadar, sabır, iletişim ve uyum belirleyici olduğu bir süreç kısa süreli görev yapan hocalar bize şunu gösteriyor, futbolda “zaman” nasıl sonuçlar alındığına bağlı olarak bir düşman ya da bir dost olur.

Podcast

19 December 2023
Doç. Dr. Hasan T. Kerimoğlu
Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
28:19
0:01

Url kopyalanmıştır...