17 Kasım 2025

2026 Dünya Kupası: 48 takımlı yeni format iyi mi, kötü mü?

2026 Dünya Kupası, 48 takımlı yeni formatıyla hem büyük fırsatlar hem de ciddi tartışmalar getiriyor. Kapsayıcılık artarken kalite endişesi yükseliyor. Kaos mu, yeni efsaneler mi? Futbolun en büyük sahnesi bu kez daha kalabalık, daha belirsiz ve belki de daha heyecan verici.

Evet, 2026 FIFA Dünya Kupası, önceki 22 turnuvadan çok daha farklı olacak.  Bu farklılık hem olumlu hem de olumsuz yönleriyle dikkat çekiyor.

1998’den 2022’ye kadar Dünya Kupası’nın 32 takımlı formatı temiz, anlaşılır ve meritokratikti. 2026’da ise 48 takım yarışacak ve bu, turnuvanın yapısını tamamen değiştirecek.

Haziran 2026’da başlayacak grup aşamasında 12 grupta dörder takım yer alacak. 16 gün içinde 72 maç oynanacak ve yalnızca 16 takım elenecek. Her grubun ilk ikisi doğrudan, ayrıca en iyi 8 üçüncü de son 32’ye kalacak. Bu sistem, geçmişte dört takımlı gruplarda üç puanla (bir galibiyet) bile bir üst tura çıkılabildiği durumların daha abartılı versiyonunu yaratma riski taşıyor. Hiç galibiyet almadan, sadece berabere kalarak bir üst tura yükselen takımlar görebiliriz.

Bu format, izleyici ve analist açısından karmaşık ve tatmin edicilikten uzak. 32 takımlı sistem liyakat ve düzen açısından çok daha başarılıydı. 48 takımın yarattığı bu kaos, bazılarınca FIFA Başkanı Gianni Infantino’nun bir sonraki hedefi olan 2030’da 64 takıma geçişin önünü açmak için bilinçli bir adım olarak yorumlanıyor.

Bardağın dolu tarafı: Daha kapsayıcı bir turnuva

Öte yandan, 48 takım kontenjanı eleme havuzunu genişletti ve tarihsel olarak başarı şansı düşük ülkelere kapı açtı. Dünya Kupası “dünya” turnuvası olduğuna göre, mümkün olan en fazla coğrafyanın ve kültürün temsil edilmesi gerektiği tezi güçlü bir argüman. Yeni takımlar, yeni hikâyeler, milyonlarca insan için ilk kez ulusal bayrağın bu sahnede dalgalanması… Bunlar, aynı 15-20 ülkenin tekrar tekrar boy gösterdiği bir turnuvadan çok daha değerli ve ilgi çekici olabilir.

Bardağın boş tarafı: Kalite düşer mi?

Karşı görüş ise oldukça net: Daha fazla “küçük” takım daha fazla tek taraflı maç, daha fazla farklı skor, daha düşük rekabet ve genel kalitenin düşmesi.

Bu endişe yersiz değil. Şu anda 2026’ya katılma hakkı kesinleşen veya çok yakın olan ilk kez katılacak ülkelerden bazıları:

  • Ürdün (FIFA sıralaması 66.) 
  • Özbekistan (55.) 
  • Katar (52.) 
  • Yeşil Burun Adaları (71.) 

Potansiyel katılımcılar arasında ise Surinam (126.) ve Yeni Kaledonya (150.) gibi ülkeler var. Dünya Kupası tarihinde en düşük sıradan katılan takım 2010’daki Kuzey Kore’ydi (105.). Üç maçta 1 gol atıp 12 gol yemişlerdi; Portekiz’e 7-0 yenilmişlerdi.

Bu rakamlar ilk bakışta karamsarlık yaratıyor.

Tarih bize ne öğretiyor?

Ancak genişleyen turnuvaların tarihi, “kalite mutlaka düşer” tezini tam olarak doğrulamıyor:

  • 2023 Kadınlar Dünya Kupası 24’ten 32 takıma çıktı. Evet, Vietnam gol atamadan elendi ama Portekiz son şampiyon ABD’yi eleme noktasına getirdi; Fas ise Almanya’yı grupta geride bırakarak son 16’ya yükseldi.
  • 2016 Avrupa Şampiyonası 16’dan 24 takıma genişledi. İlk kez katılan İzlanda, İngiltere’yi eledi; Galler yarı finale çıktı; Kuzey İrlanda ve Arnavutluk da unutulmaz anlar yaşattı.
  • Erkekler Dünya Kupası’nda ilk kez katılan ekiplerin yarattığı şoklar: 2002’de Senegal’in son şampiyon Fransa’yı yenmesi, 1990’da İrlanda Cumhuriyeti’nin çeyrek finali, 1994’te Nijerya’nın Arjantin’in önünde grubu lider bitirmesi…

Büyük sürprizler genellikle “küçük” takımlardan gelir. Büyük ülkeler ise bazen kendi kendilerini yakar: 2022’de Almanya, Belçika, Uruguay ve Meksika gruptan çıkamadı; 2018’de Mısır üçte sıfır çekti.

Hikâyeler kaliteyi dengeler

Evet, 2026’da birkaç maç farklı skorlarla bitebilir. Birkaç küçük takım erken vedalarla hayal kırıklığı yaratabilir. Ama aynı turnuvada Yeşil Burun Adaları’nın eski sömürgecisi Portekiz’i elemesi, Ürdün’ün yıllardır zor günler geçiren halkına eşsiz bir mutluluk yaşatması, Özbekistan veya Kosova gibi ülkelerin ilk kez bu sahnede yer alması… Bunların yaratacağı duygusal ve sportif değer, birkaç tek taraflı maçın yaratacağı geçici rahatsızlıktan çok daha ağır basar.

Dünya Kupası sadece “en iyi 32 takımın” kapışması değil, aynı zamanda dünyanın en büyük futbol festivalidir. 48 takımlı format bu festival ruhunu güçlendirme potansiyeline sahip. Küçük balıkların bazıları yem olabilir ama bazıları da köpekbalığı avlayabilir. Ve o avlanma anları, futbolun en güzel anlarıdır.

2026 Dünya Kupası’nı  “kalite düşecek” diye değil, “yeni efsaneler doğacak” diye beklemek çok daha heyecan verici olabilir.

Podcast

19 December 2023
Doç. Dr. Hasan T. Kerimoğlu
Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
28:19
0:01

Url kopyalanmıştır...