14 Mart 2025

Mektupların izinden: Yola ustalarla çıkmak

Geçtiğimiz günlerde okuruyla buluşan “Konuşan Mektuplar: Ustadan Gençlere Mesajlar” adlı kitap; alanlarında uzmanlaşmış sanatkârların, yazarların, ressamların ve akademisyenlerin geleceğe bıraktıkları mektuplardan oluşuyor. Peki, atiye hitaben yazılan bu mektuplar neler anlatıyor, birlikte bakalım.

Geçtiğimiz günlerde Evrim Sanat Galerisi’nde gerçekleşen bir lansmanla birlikte tanıtıldı “Konuşan Mektuplar: Ustadan Gençlere Mesajlar” adlı kitap. Kitap diyorum ama şu anki derlenmiş formundan bahsederken kullandığımız tabirden dolayı. Alanında uzman akademisyenlerin, yazarların, ressamların, doktorların, sanatkârların geleceğe, süregiden nesillere bıraktıkları tecrübe mirası mektuplarda ses oluyor; hafıza oluyor. Elbette bu mektuplar Günsu Saraçoğlu, Betül Ketenci ve Seha Dosdoğru’nun ortak çalışmasıyla bir araya getiriliyor ve bir kitap hâlini alıyor.

Kimlerin sözleri, cümleleri yok ki bu mektuplarda? Ataol Behramoğlu, Ayşe Kulin, Cihat Aral, Prof. Dr. Çağatay Öztürk, Prof. Dr. Gülgün Dilek Arman, Gülseren Südor, Hülya Küpçüoğlu, Işıl Dural, Mümin Candaş, Sunay Akın, Zahit Büyükişliyen… Ekim ayında aramızdan ayrılan ressam Teoman Südor… Ve daha onlarca isim… Yıllarca, hayatları boyunca emek verdikleri mesleklerde yer alırken yaşadıkları zorluklar, meşakkatler hiçbirini yıldırmamış; aksine yürüdükleri yolu kazandıkları tecrübeler ışığında inşa etmeleri de bu emek isteyen zorlu süreçler sayesinde olmuş. Bu sebeple henüz yola çıkmamış, adım atmaya hevesli genç nesillere kendi motivasyonlarını, süreci yönetebilecekleri temel duygularını anlatarak meşale tutuyorlar. Bazı usta isimler bu kitap yayımlanırken aramızdan ayrılmış olsalar da sesleri, kalemlerinden süzülen kelimeleri yadigâr kalıyor; ömürlerini vakfettikleri sanatlarına, zanaatlarına, alanlarına bakış açıları geleceğe yol gösteriyor.

Geçmişte yapılan hatalardan ders çıkarırken mazinin gölgesine takılı kalmamayı, düzenli, istikrarlı ve çok çalışmanın önemini, ufku her daim geniş tutmayı, başarı kıstaslarının başkalarından ziyade kişinin kendisinde yaratılabileceğini, değişen zamana uyumu, her şeyden öte insani değerleri önde tutmanın gerekliliğini, dürüst ve adil bir duruşun kıymetini vurguluyor çoğu kalem sahibi. Her yönüyle bu mektuplar kaybetmekten endişelendiğimiz değerlere dokunuyor, ardında güzel ve yaşanılabilir bir dünya bırakmanın tüm çeperleriyle ancak mümkün olabileceğinin altını çiziyor. Geleceğe dönük bu iz, sayfalara ve QR koduyla işitsel hafızaya bırakılıyor olsa da aslında yarını oluşturacak bugünün çocuklarının hayatlarına da dokunuyor. Nitekim mektupların derlendiği bu kitap, Çocuk Eğitim Derneği’ne bağışlanıyor; böylelikle geleceğe duyurulan ses, işitme engelli çocukların eğitim süreçlerine destek oluyor.

Peki, bilgiye ve tekniğe ulaşmak artık bu kadar kolayken bu aktarımlar ne işimize yarayacak? Teknolojinin süratle ilerliyor olması; bilgiye ulaşmayı, onu işlemeyi ve kullanmayı kolaylaştırıyor, üretime verilen emeği azaltıyor, bu doğru. İlerleyen yıllarda, çağlarda teknolojinin üstleneceği işlev belki de çok daha farklı bir hâl alacak, bunu da bilemeyiz. Fakat insanın bir amaç, bir misyon, bir hayal uğruna yaşamını anlamlandırma çabasının ilelebet devam edeceğinden eminiz. Teknik, teknoloji bu durumda sadece araç olmakla kalacağı için bizi bu amaçlarımıza, ideallerimize ulaştıran unsur kendimizle olan yolculuğumuz olacak. Bu yüzden o yolculukta bocalamış, yorulmuş, yine de pes etmeden hayallerine kavuşmak için çabalamış ve o yolun ustası olmuşların deneyimleri yıllar da geçse, çağlar da atlansa önemini korumaya devam edecek.

Şimdi gelin bu kitabın ortaya çıkış hikâyesini, amacını, projenin sahiplerinden Günsu Saraçoğlu ve Betül Ketenci'den dinleyelim.

Projeyi hayata geçirenlerden notlar

Bu proje fikri nasıl ortaya çıktı?

Günsu Saraçoğlu: "Konuşan Mektuplar: Ustalardan Gençlere Mesajlar" projesi, sanatın ve insani değerlerin birleştiği bir hayalle doğdu. Uzun yıllardır sanatın dönüştürücü gücüne olan inancımı, çocukların geleceğine katkı sağlayacak bir sosyal sorumluluk projesine dönüştürmek istedim. Bu fikir, Sevgili Betül Ketenci ile yaptığımız bir telefon görüşmesinde somutlaştı. Betül’ün, “Haydi yapalım, ben yanındayım!” sözleri, projenin ilk kıvılcımı oldu. Ve sonra projede destek verenlerle birlikte yürüdüğümüz bir süreç başladı. Bugün geldiğimiz noktada: “biz” olabilmenin ve “paylaşarak çoğalmanın” ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. Hepimizin temel amacı, hem nesiller arası bilgi aktarımını sağlamak hem de işitme engelli çocukların eğitimine destek olmaktı. Kitabın satışından elde edilecek tüm gelir, Çocuk Eğitim Derneği aracılığıyla 0-6 yaş grubu işitme engelli çocukların eğitimine aktarılacak.

Bu projede kimlerle birlikte çalıştınız? Hangi alanlardan isimler vardı ve yaklaşımları nasıldı? 

Betül Ketenci: Proje; sanat, eğitim, akademi, tıp ve iş dünyasından birçok değerli isim ile gerçekleştirildi. Katılımcılar, gençlere rehberlik eden mektuplarını hem yazıyla hem de ses kaydıyla paylaşarak deneyim aktarımını kişiselleştirdiler. Yaklaşımları, "bilgiyi sevgi ve dayanışmayla birleştirmek" üzerine kuruluydu. Projede yer alan herkes, tüm sevgisi ve heyecanıyla destek verdi. Bu anlamlı hareket, Monik İpekel, Liv Hospital, İstanbul Lale Vakfı, Bülent Ketenci, Aydın Boru, Evrim Sanat Galerisi, Mikado Dijital İletişim Ajansı, Doğru Adımlar Danışmanlık ve Kültürlü Gençlik Derneği gibi önemli kurum ve isimlerin desteğiyle hayata geçirildi.

Mesleki, sanatsal ve zanaatsal aktarımda nesiller arası ilişki sizce ne kadar önemli? 

Günsu Saraçoğlu: Nesiller arası aktarım, kültürün ve bilginin sürekliliği için hayati önem taşıyor. Ustaların deneyimleri; gençler için yalnızca bir rehber değil, aynı zamanda motivasyon ve ilham kaynağıdır. Bu projede, sanatçıların ve akademisyenlerin mektupları, teorik bilginin ötesinde yaşanmışlıkları ve duygusal birikimi aktarıyor. Bu köprü, gençlerin hata yapmaktan korkmadan özgüvenle ilerlemesini sağlıyor. İleri dönem perspektifinde değerlendirirsek; bu döneme ait geriye dönük bilgiler arandığında önemli bir veri kaynağı.

"Tecrübe, zorluklarla başa çıkma direncini artırıyor"

Sizce tecrübe insana neler kazandırıyor? 

Betül Ketenci: Tecrübe, “kitaptan öğrenilemeyecek pratik bilgileri ve iç görüleri” beraberinde getiriyor. Projedeki ustaların mektuplarında da vurgulandığı gibi, tecrübe; karar verme yeteneğini geliştiriyor, zorluklarla başa çıkma direncini artırıyor, empati ve insan ilişkilerinde derinlik kazandırıyor. 

Örneğin; bir cerrahın mektubunda, "Başarısızlıklarım bana sabrı ve detaylara saygıyı öğretti" cümlesi, tecrübenin dönüştürücü gücünü yansıtıyor. Her mektup sahibinin tecrübelerini duygu süzgecinden geçirdiği bir aktarıma sahip. Herkes kendine yakın bulduğu bir ipucu yakalayacak diye düşünüyoruz.

Bu proje, izleyicisine ve okuruna ne bırakıyor?

Günsu Saraçoğlu: "Konuşan Mektuplar" projesi, üç temel miras bırakmaktadır. İlk olarak, sosyal sorumluluk açısından önemli bir katkı sağlamakta; kitabın geliri, işitme engelli çocukların eğitimine aktarılmakta ve bu sayede toplumsal bir farkındalık yaratılmaktadır. İkinci olarak, kültürel köprü oluşturma amacı güdülmekte; QR kodlarla dinlenen sesli mektuplar, teknoloji ve sanatı birleştirerek çok katmanlı bir deneyim sunmakta ve bu döneme ait önemli ipuçları bırakmaktadır. Son olarak, ilham ve umut vermek hedeflenmektedir; gençler, ustaların yaşam derslerinden "hiçbir hayalin erişilemez olmadığını" öğrenmekte ve proje, "Dayanışmayla her engel aşılır" mesajının altını çizmektedir. İnsanlığın ortak iyilik arayışından yola çıkarak gençlere "Yalnız değilsiniz" diyebilmek ve onlara umut olabilmek bu projenin temel odaklarından biridir.

Projenin bundan sonraki süreci nasıl olacak, kitaba okuyucular nasıl ulaşabilirler?

Günsu Saraçoğlu: Projede yer alan mektuplar, önümüzdeki günlerde farklı mecralarda sergilenmeye devam edecek. Kitaba, Çocuk Eğitim Derneği’ne ulaşarak ve sergi etkinliklerinin gerçekleştiği alanlardan temin edilebilecek. Etkinlikler, sanat ve kitapseverler tarafından sosyal medya ve basın aracılığıyla yapılacak duyurulardan takip edilebilir.

 
 

Podcast

19 December 2023
Doç. Dr. Hasan T. Kerimoğlu
Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
28:19
0:01

Url kopyalanmıştır...