
Yeni nesil bataklık: Sanal kumar bağımlılığı
Pandemi ile birlikte sanal kumar bağımlılarının sayısında artış yaşandığı aşikâr. Cep telefonlarından kolaylıkla oynanabilen sanal kumardan kurtulmanın yolları var mı? Bu bağımlılığın uzun vadede olumsuz etkileri neler? Psikologlar sanal kumar bağımlılarına çözüm için yol haritası sundu…
20. yüzyılın sonlarında ortaya çıkan dijitalleşmenin, günümüzde şirketlerin daha verimli çalışmasına, kamu hizmetlerinin daha erişilebilir olmasına ve bireylerin yaşamlarını daha kolay hâle getirmesine olanak sunduğu yadsınamaz bir gerçek. Dijitalleşme, zaman içerisinde manuel işlemleri otomatikleştirerek zaman ve iş gücü tasarrufu sağlanmasına neden oldu. Dijital araçlar, coğrafi sınırlamalardan bağımsız olarak bilgiye ve hizmetlere kolay erişimi mümkün kıldı. Çalışanların daha esnek bir şekilde çalışmasına imkân sundu. En önemli hususlardan birisi de dijitalleşmenin, kâğıt kullanımını azaltarak çevreye olan olumsuz etkileri düşürmesi oldu. “İnternetin yaşamımıza kattığı pek çok yenilik ve olumlu durumun haricinde getirdiği riskler de yok mu?” diye sorabilirsiniz. Elbette, var. İnternetin kullanımı ile artan siber suçlar, çevrim içi tehditler, veri ihlalleri gibi güvenlik sorunları da günümüzde yüksek sesle tartışılıyor.
Dijitalleşme ile birlikte kumar oyunlarının çevrim içi ortamlara taşındığı hepimizin malumu. İnternet üzerinden kolayca erişilebilen sanal kumar siteleri, oyunculara oyunlar, bahisler ve şans oyunları sunuyor. Akıllı telefonlar ve mobil uygulamalar sayesinde, kişiler her yerden online kumar sitelerine kolayca ulaşabilir. Dijitalleşme ile kumar oyunları daha erişilebilir hâle gelmişken, sanal kumarın yol açabileceği bağımlılık riski de her geçen gün artıyor. O esnada eğlenceli ve heyecan verici bir aktivite olarak görünebilen sanal kumar, uzun vadede maddi kayıplar, aile ve arkadaş çevresin üzerindeki olumsuz etkiler, ruhsal ve toplum sorunlara neden oluyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in sanal kumarla mücadelenin önemine işaret ederek, "Vergi kaybına ve vatandaşlarımızın mağduriyetine neden olan kayıt dışı ekonomik faaliyetleri ve mali suçları önlemeye kararlıyız. Yasa dışı bahis, sanal kumar ve izinsiz çekilişleri önlemek için her türlü tedbiri alıyoruz, almaya devam edeceğiz" sözleriyle yaptığı açıklama bir hayli dikkat çekiciydi. Bunun haricinde Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı’nın 81 ilde yürüttüğü çalışmalar ve gerçekleştirdiği operasyonlar, dijitalleşmenin olumsuz yanlarını bir nebzede olsa bertaraf edilmesini sağlıyor.
Pandemi sonrası ülkemizde artış gösteren sanal kumar bağımlılığı şu an en büyük tehlike. Yapılan araştırmalar, Türkiye’deki gençlerin %80’inin sanal kumar platformlarıyla karşılaştığını bize söylüyor. Buradan hareketle, “Dijitalleşme ve sanal kumar”, son yıllarda teknoloji ile birlikte birbirini etkileyen iki önemli başlık olarak karşımızda duruyor.
“Dopamin sistemini bütünüyle olumsuz yönde etkiliyor”
Bu bilgiler ışığında sanal kumara dair değerlendirmelerde bulunan Doç. Dr. Hüseyin Günay, “Bir kereden bir şey olmaz” diyerek bu çıkmaz sokağa girenlerin bağımlıların büyük bölümünü oluşturduğunu söyledi. Günay, “Online bahis denildiği zaman kimi çevrelere pek ürkütücü gelmiyor olabilir ancak sanal kumar dediğimiz şey en az alkol ve uyuşturucu madde kadar zararlıdır. Sanal kumar bireylerin haz sistemini bozmakla kalmayıp dopamin sistemini de bütünüyle olumsuz yönde etkiliyor” yorumunu yaptı.
Günay, “Kişi sanal kumardan nasıl kurtulabilir?” sorusuna da şu cevabı verdi: “Elbette hiçbirimizin elinde sihirli bir değnek yok. Evvela kişi sanal kumarı bırakmak isteyecek. Sonrasında kişiye özgü tedavi yöntemleri mevcut. Buradan hareketle bir psikoterapi süreci başlayabilir. En önemli husus, sanal kumar bağımlısı kişiye zaaflarını öğretmek ve o zaaflara karşı önlem aldırabilmek.”
Sanal kumara bağımlı olanların toplumdan dışlanmaması gerektiğinin altını çizen Günay, “Nasıl ki alkol, uyuşturucu ve sigara bağımlısı insanları aramızdan dışlamıyorsak sanal kumara bağımlı insanları da yok saymamak gerekiyor. O kişileri topluma kazandırmak, eski hâllerine kavuşabilmeleri çok büyük bir kazançtır” dedi.
“Sanal kumar oynayan kişilerin, çevreleri tarafından fark edilmeleri zorlaştı”
Uzman Klinik Psikolog Aysu Çelenoğlu, sanal kumar oynayan kişilerin sayısının her geçen yıl katlanarak arttığını ve sanal kumar oynama yaşının giderek düştüğünü söyledi. “Özellikle pandemi döneminde, sokağa çıkma kısıtlamaları ile birlikte internet üzerinden kumar oynama davranışında ciddi bir artış yaşandı” diyen Çelenoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bahis ve kumarın sanal ortama taşınması; fiziksel çabayı, yer ve zaman sınırlamasını ortadan kaldırarak, 7’den 70’e herkesin elinin altındaki telefon ve tabletlerle bu sitelere dilediği an kolayca erişimine imkân sağladı. Bu durum, kolay yoldan para kazanma beklentisi ile birleşince her yaştan insanın sanal kumara yönelmesine sebep oldu. Telefon ve tabletler gün boyunca hemen herkesin elinde olduğu için sanal kumar oynayan kişilerin, çevreleri tarafından fark edilmeleri zorlaştı. Böylelikle kumar evlere, iş yerlerine ve hatta okullara kolaylıkla yayıldı. Sanal kumarın hızla yayılan ve kolay ulaşılan bir kumar türü olması, oynayan kişiye kontrolün kendisinde olduğunu hissettirmesi, durumun masumane algılamasına sebep oldu. Oysa sanal kumar; diğer kumar türlerine göre bağımlılık yapma potansiyeli daha yüksek olan, kişinin hayatında birçok zorluğa neden olan, sorunlu bir davranışa ve hatta bağımlılığa dönüşme potansiyeline sahip ciddi bir tehlike!”
“Sanal kumar, kendini aylar ve belki yıllarca gizleyebilen bir hastalık”
Çelenoğlu, “‘Kumar oynama bozukluğu’ ya da ‘kumar bağımlılığı’ olarak nitelendirdiğimiz durum; aslında psikolojik, fiziksel ve sosyal etkileri olan ilerleyici bir hastalık mıdır?” sorusuna ise “Üstelik kendini aylar ve belki yıllarca çok iyi gizleyebilen bir hastalık! Sanal kumar oynayan kişiler, bundan keyif aldıkları ve kontrolün kendilerinde olduğunu düşündüklerinden ötürü; yaşadıkları problemin ciddiyetini anlamakta ve bunun kumara bağlı olduğunu fark etmekte güçlük çekiyorlar. Zaman içerisinde sosyal hayatları ve aile ilişkileri bozuluyor, yalan söyleme alışkanlığı gelişiyor, iş yaşamında ilgi ve motivasyon kaybı yaşanıyor, sağlık sorunları baş gösteriyor, mali borçlar giderek artıyor ancak tüm bunlara rağmen kumar oynama davranışı devam ediyor. Kayıpları tekrar kumar oynayarak gidermeye çalışma beklentisi ortaya çıkıyor. Tüm bunlar varsa; kumar üzerindeki kontrol kaybolmuş, kayıplar öngörülemez duruma gelmiş, kişi artık hayatının birçok alanında zarar görmeye başlamışsa, burada artık bağımlılığın oluştuğundan söz etmemiz gerekiyor” cevabını verdi.
Çelenoğlu’na göre sanal kumar bağımlılığı şöyle bir döngüde seyrediyor:
- Kumar oynamak için aşerme…
- Giderek daha fazla para ile oynama ve daha sık bahis yapma isteği…
- Mali borçların artması…
- Artan borçlara rağmen kayıpları tekrar kumar oynayarak giderme inancı…
- Çevresindeki kişilere yalan söyleme…
- Kumar sonrası pişmanlık duyguları…
- Kumar oynamayı durdurmaya yönelik başarısız bırakma girişimi…
- Kumar oynamamaya çalışırken yoğun sıkıntı ve huzursuzluk yaşama…
“Sanal kumar bağımlılığı geliştiğinde, kumar artık kişinin hayatının önemli bir parçası olmuştur. Zihni hep onunla meşguldür” diyen Çelenoğlu, döngünün ayrıntılarını şu şekilde özetledi:
“Başlangıçta aldığı keyfi alabilmek için git gide daha fazla miktarda para ile oynamaya başlar ve her gün, her saat oynama isteği duyar. Planladığından daha fazla sürede ve miktarda oynamaya başladığı için mali borçları artar. Belirli bir miktarda oynayıp bırakacağım diye başlasa da bırakamaz ve kaybettiklerini geri almak için oynamaya devam eder. Borçlarını ancak bu yolla kapatacağını düşünür. Kumar oynamak ya da kumar için para temin etmek nerdeyse tüm zamanını alır. Kumar oynadığını, aldığı borçları, kumarla ilgili yaşadığı sorunları saklamak için yalan söylemeye başlar. Kumarda kaybedilen para, kumarın kendi hayatına, ailesine ve çevresine verdiği zararlar pişmanlık duygusu yaratır ancak buna rağmen oynamaya devam eder. Birçok defa bırakma girişimleri olur ancak sonra tekrar oynar, bırakır, tekrar başlar. Kumara ulaşamadığında kendini sıkıntılı, huzursuz hisseder. Keyif almasa da yoksunluk hissettiği için tekrar oynamak ister. Sanal kumar oynayan birçok kişi, içinde bulunduğu maddi krizi aşmak için ailesine ve yakınlarına bel bağlar. Maddi yardım alamamak, bazı kişileri şiddete ve suça itebilir. Sağlıksız başa çıkma yolları olarak alkol ve madde bağımlılığı gelişebilir.”
“Sanal kumar oynayan kişilerin yakınları bu durumu kolaylıkla fark edemeyebilir”
Sanal kumar bağımlısı kişilerin yaşayacağı rahatsızlıklardan da bahseden Çelenoğlu, “Sanal kumar bağımlılığı olan kişilerin depresyon, anksiyete, uyku problemleri ve strese bağlı sorunlar (migren, cilt, mide ve bağırsak hastalıkları vs.) yaşama ihtimali yüksektir. İlerleyen evrelerde intihar düşünceleri ve girişimleri görülebilir. Sanal kumar bağımlılığı kendini gizleyebilen bir hastalık olduğu için kumar oynayan kişinin yakınları bu durumu kolaylıkla fark edemeyebilirler. Ancak saydığımız belirtiler varsa dikkatli olunmalıdır. Özellikle aileler bu konuda bilinçli olmalı ve çocuklarının internette nasıl zaman geçirdiğini kontrol etmelidir. Sanal kumar bağımlılığının küçük yaşlara kadar indiği unutulmamalıdır. Sanal kumar oynadığını düşündüğünüz biri ile konuşurken durumu anlamaya yönelik bir iletişim başlatmak, eleştirel ve sorgulayıcı tavırdan uzak olmak ve sakin davranmak önemlidir. Bu sorunu yaşayan kişilerin içinde oldukları durumu paylaşmaktan çekinecekleri, saklama veya yalan söyleme eğiliminde olabilecekleri göz önünde bulundurulmalıdır. Sanal kumar oynayan birine yardım etmek istediğinizi belirttiğinizde, size borçlarını kapatmanızı ve bir daha oynamayacağını söyleyebilir. Borçları kapatmak çözüm sağlamayacağı gibi, durumu daha da kötüleştirir. Sanal kumar bağımlılığı, zihin ve ruh halini değiştirdiği için kişinin kendi başına aşabileceği bir durum değildir. Profesyonel yardım almayı gerektirir” ifadelerini kullandı.
“Profesyonel destek almak, sanal kumar bağımlılığının tedavisinde en güçlü silahtır”
Sanal kumar bağımlılığının tedavisi hakkında da bilgi veren Çelenoğlu, “Psikoterapi, ilaç tedavisi ve aile desteğini içeren bir süreçtir. Tedavi, uzman psikolog ve psikiyatristler tarafından yürütülür. Öncelikle kişinin sanal kumar oyunlarına karşı olan bağımlılığını fark etmesi ve durumu kabul etmesi gerekir. Psikoterapi; kişinin kumara yönelmesine neden olan duygusal tetikleyicileri fark edip, sağlıklı başa çıkma yolları bulmasını sağlar. Kişiye dürtü kontrolü kazandırmak, kumar oynama isteğini kontrol altına almasına yardımcı olur. Mali kayıplara karşı geliştirilen yanlış inanışları ortadan kaldırır. Bazı durumlarda, bağımlılığı kontrol altına almak için antidepresanlar ve dopamin düzenleyici ilaçlar kullanılabilir. Bu ilaçlar psikiyatrist tarafından reçete edilir. Aile bireyleri, bir destek sistemi oluşturmalı ve bağımlılıkla mücadelede aktif rol almalıdır. Sanal kumar bağımlılığı olan bireyin içine kapanabileceği unutulmamalı, tedavi süreci boyunca cesaretlendirici olunmalıdır. Profesyonel yardım almak ve destek aramak, sanal kumar bağımlılığının tedavisinde en güçlü silahlardır. Tedavi ve yardım, bireyin yaşamının tüm alanlarını (sosyal, aile, eğitim, mali, yasal ve mesleki) içerirse başarı oranı artacaktır” diyerek sözlerini noktaladı.
“Sanal kumar beynimizdeki ödül ve ceza merkezini harekete geçiriyor”
Psikolog Kader Yıldız da Doç. Dr. Hüseyin Günay ve Uzman Klinik Psikolog Aysu Çelenoğlu gibi teknolojinin hızla geliştiği bu çağda pek çok alışkanlığımız gibi kumar ve bahisin de sanal dünyaya taşındığını ifade etti. Yıldız, “Cebimizde taşıdığımız cep telefonuyla yasal olmayan yollardan birkaç tıklamayla bahis oynayacak duruma gelindi. Bu da oyunun heyecanına kendimizi kaptırıp bağımlılığı hızlandıracak bir boyuta taşıdı” dedi
Yıldız, “Peki, bu dijital dünyada bahis ve kumar neden bu kadar ilgi çekici? Arkasında yatan psikolojik dinamikler bize nasıl zarar veriyor?” sorusuna ise şu yanıtı verdi: “İlk olarak, sanal bahis ve sanal kumarın beynimizdeki ödül ve ceza merkezini harekete geçirdiğini söylemeliyim. Bahis oynarken ya da kumarda şansını denerken yaşanan heyecan, dopamin hormonunu salgılar ve bir an için bile olsa tatmin edici bir keyif verir. Ancak burada durdurulamayan bir döngü başlar. Özellikle bir kayıpla başlayan, ‘Bu sefer kazanacağım’ düşüncesi, bu döngüyü devam ettirir. Kişi, tekrar tekrar aynı düşünceyle denemeye yönelir ve bu davranış çok hızlı bir bağımlılık yaratır. Sanal ortamda kişinin gizlilik ile ilgili rahatlığı ve her an erişilebilir olması da işleri daha kolaylaştırıyor. Gerçekte bir para olmayışı, sanal para ve kredilerin kullanılması da kaybedilen paranın gerçeklik algısının yitirilmesini sağlıyor; bu da kaybetmeyi göze alma eğilimini artırır”
“Bu alışkanlık finansal kayıpları beraberinde getirebilir”
Sanal kumara başlamadan evvel uzun vadede bünyemizde yaratacağı psikolojik hasarı düşünmek gerektiğini vurgulayan Yıldız, “Öncelikle, bu alışkanlık finansal kayıpları beraber borçlanmayı beraberinde getirebilir. Bu durum kişinin özgüvenini zedelerken, kaybettiklerini telafi etmek için daha fazla bahis oynamaya sebep olabilir. Aynı zamanda sürekli olarak sanal kumarla vakit kaybetmek insanları sosyal bağlarından uzaklaştırır; aile ve arkadaşlık bağları zarar görür. Çoğu zaman yalnızlık duygusu ağır basar ve bir süre sonra sanal kumar bağımlılığı kişide depresyon, anksiyete ve stres gibi ruhsal sorunlara kapı aralar. Ödül ve ceza durumu kişide kazanma ya da kaybetme döngüsü sürekli bir stres altında bırakır ve ruh sağlığını olumsuz izler yaratır” uyarısında bulundu.
Yıldız, “Sanal kumar bağımlılığından nasıl kurtulabiliriz?” sorusuna ise şöyle yanıtladı: “Öncelikle hangi bağımlılık derecesinde olduğunu bilmek gerekir. Bir kişi her defasında ‘Bu son oyunum’ diyorsa ve başkasından borç para alarak kumar oynuyorsa bağımlılık boyutunda olduğunu söyleyebiliriz. Sanal kumar bağımlısı bir kişi öncelikle bu durumu en yakın gördüğü ve kendisini ikna edebileceğini düşündüğü bir arkadaşına anlatabilir. Bu yeterli gelmiyorsa kumar bağımlısı kişi destek gruplarına katılmalıdır. Bahis ve kumar bağımlılığı ile mücadele eden kişilerle deneyimlerini paylaşması, kişinin kendini daha az yalnız hissetmesine yardımcı olabilir. Eğer bunlar da yeterli değilse kesinlikle bir uzmandan destek alınmalı. Sanal kumar ve bahis 1-2 defa kazanç sağlayıp anlık bir heyecan ve keyif verebilir; fakat unutmayalım ki uzun vadede hayatımıza vereceği zarar, bu keyfi gölgede bırakacaktır. Bu yüzden, sanal kumar cazibesine kapılmamak gerekiyor.”
Genel bir toparlama yapacak olursak bireyin kumarı bırakması hem kişisel hem sosyal sağlık hem de toplumsal açısından son derece önem arz ediyor. Psikologların da aktardığı üzere kumarı bırakmak, kişinin kendine olan saygısını ve güvenini artıracağı gibi sağlıklı bir yaşamın kapısını da açacaktır. Kumarı bırakmak, başlangıçta elbette zor olabilir ancak uzun vadede kişinin hayat kalitesini büyük ölçüde artıracaktır. Bu noktada ihtiyaç duyulduğu takdirde profesyonel yardım almak, kumar bağımlılığıyla mücadelede çok önemli bir adım diyebiliriz.

Sesler ve Ezgiler
“Sesler ve Ezgiler” adlı podcast serimizde hayatımıza eşlik eden melodiler üzerine sohbet ediyor; müziğin yapısına, türlerine, tarihine, kültürel dinamiklerine değiniyoruz. Müzikologlar, sosyologlar, müzisyenler ile her bölümü şenlendiriyor; müziğin farklı veçhelerine birlikte bakıyoruz. Melodilerin akışında notaların derinliğine iniyoruz.

Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
Osmanlı Devleti'nden Türkiye Cumhuriyetine miras kalan darbeci zihniyete odaklanarak tarihi seyir içerisinde meydana gelen darbeleri, ihanetleri ve isyanları Doç. Dr. Hasan Taner Kerimoğlu rehberliğinde değerlendiriyoruz.