Eskişehirspor küllerinden yeniden doğuyor

Türk futbolunun köklü takımlarından biri olan Eskişehirspor, bir döneme damgasını vuran, taraftarın coşkusuyla statları inleten bir gelenek takımıydı. 1965 yılında kurulan ve kısa sürede Anadolu’nun önemli takımlarından biri olan kırmızı-siyahlı takım Türkiye Kupası’nda final oynarken, Avrupa Kupalarında da mücadele etti.

Kulübün ligden düşüş süreci, yalnızca sportif başarısızlıkla açıklanamayacak kadar karmaşık ve dramatik. Yönetimsel sorunlar, mali krizler, transfer yasakları, puan silmeler ve borç yükü, Eskişehirspor’un âdeta kamburu hâline geldi. Genç oyuncularla kurulan kadrolar, mücadeleci ruhlarını sahaya yansıtsa da altyapıdan yetişen futbolcular tek başlarına bu yükü sırtlayamadı.

2008’de çıktığı Süper Lig’den 2016 yılında düşen Eskişehir, Süper Lig'den düştükten sonra alt liglerde mali krizlerle mücadele etmek zorunda kaldı. 2020’den itibaren krizleri çözmekte zorlanan ve aldığı puan silme cezalarıyla birlikte önlenemez bir düşüşe geçen Eskişehirspor, TFF 1. Lig’deki dördüncü sezonuna mali krizin yanı sıra eski oyuncularına olan borçlarından kaynaklı puan silme cezalarıyla başladı. Sezon öncesinde 2015-2016 sezonunda transfer edilen Sebastian Pinto’nun 497 bin euro’luk alacağına karşılık başvurduğu FIFA, geçen yıl haziran ayında 6 puan silme cezası verdi.

Lige eksi 6 puanla başlayan Eskişehirspor’a geçen yıl eylül ayında ise Ulusal Kulüp Lisans Sistemi kapsamında yapılan sportif, altyapı, personel, hukuki ve mali kriterleri yerine getiremediği için 3 puan silme cezası verildi. Nisan ayında ise eski kalecisi Ruud Boffin’e olan 438 bin euro’luk borcunu ödeyemediği için FIFA tarafından bir kez daha 6 puan silme cezası alan Eskişehirspor’a 2 dönem transfer yasağı da getirildi. Bu dönemde toplamda 15 puanı silinen Eskişehirspor, özellikle takımı sırtlayan yabancı oyuncularını da kaybetti.

Mali kriz nedeniyle zor günler geçirdiler

Mali krizi nedeniyle Jesse Sekidika Galatasaray’a, Marko Milinkovic Giresunspor’a, Kamal Issah İstanbulspor’a, Ibrahim Sissoko ise Erzurumspor’a kaptırdı. Mali krizin yanı sıra transfer yasağıyla zor bir dönemden geçen Eskişehirspor, o dönemde iki kez başkan değiştirdi ve bu çabada onların TFF 1. Lig’den düşmesine engel olamadı.

Mustafa Akgören, yönetimiyle TFF 2. Lig’de sezona başlayan Eskişehirspor, ekonomik sıkıntılardan dolayı 17-18 yaşındaki gençlerle mücadele etmek zorunda kaldı ve sonrasında amatör kümeye kadar düştü.

2024-2025 sezonunda Bölgesel Amatör Lig’de (BAL) Ergun Ortakcı ile yola çıkan Eskişehirspor, altyapıya verdiği önemle dikkat çekti. Genç yeteneklere şans vererek hem maliyetleri düşüren Eskişehirspor, sezon ortasında oyunun gelişmediğini fark ettiği noktada Ümit Metin Yıldız’ın kapısını çaldı ve teknik adam değişikliğine gitti. Daha önce Kocaelispor’da benzer ekonomik sıkıntıları yaşamış ve alt ligleri çok iyi bilen Ümit Metin Yıldız ile yola devam edilirken oyun öğretisi gelişen Eskişehirspor, taraftar desteğini de arkasına alarak büyük bir yükseliş yaşadı.

Eskişehirspor için sezonun kırılma maçı neydi?

Manavgat Belediyespor maçı öncesinde otobüsü taşlanan, soyunma odası koridorlarında saldırıya uğrayan Eskişehirspor kafilesi maçtan mağlubiyetle ayrılmasına rağmen mücadele etmekten vazgeçmedi. Yaşanan bu olay şehrin önde gelen siyaset insanlarını ve iş adamlarını bir araya getirdi ve kulübün çıkarları için beraber hareket etme gayesini tekrar ortaya çıkardı.

Takımı hep beraber ziyarette bulunan ve desteklerini ileten şehrin önde gelenlerinin başlattığı hareket 27 Nisan 2025 tarihinde Akşehirspor ile oynanan maçta 33 bin 247 taraftarın stadyumu doldurması, Bölgesel Amatör Lig tarihinin en yüksek seyirci rekorunu kırılmasını ve maçın kazanılmasını sağladı.

Son maçında da Mezitlispor’u 1-0 yenen Eskişehirspor, 4 Mayıs 2025 tarihi itibariyle profesyonel liglere geri döndü. Ümit Metin Yıldız Hoca Lig Radyo’da yayınlanan ‘Sürmanşet’ programında söylediği gibi Eskişehirspor ve taraftarı anın tadını doyasıya çıkarıyor.

Genç taraftarlar ve sporcular için bu şampiyonluk kutlamasının ilham verici olabileceği de unutulmamalı. Pek çoğunda “Bir gün ben de...” duygusunu gözlemlemek çok olası. Elbette bundan sonraki süreç teknik adam ve sporcular için ne getirir bilinmez. Fakat aradan tam dokuz sene geçtikten sonra Eskişehir’in yıldızı parlamaya başladı. Bu parlayış beraberinde ekonomik gelirin yükselmesi, marka değerinin artması, taraftar kitlesinin genişlemesi ve kent tanıtımını da beraberinde getirecektir.