Avrupa’da İHA kâbusu: Neden vuramıyorlar?

Haberin Eklenme Tarihi: 29.09.2025 14:58:00 - Güncelleme Tarihi: 29.09.2025 15:05:00

Polonya, Estonya ve son olarak Danimarka… Kimliği belirsiz İHA’lar bir haftadır Avrupa havalimanlarını kilitlemiş durumda. Rusya’nın geliştirdiği ve Ukrayna’daki savaşta test ettiği İHA’ların Avrupa hava sahasına sızması, bu ülkelerin savunma reflekslerinin sorgulanmasına yol açtı. Hava savunmalarının bir zafiyeti mi söz konusu, yoksa asıl mesele “ekonomik dengeler” mi?

İHA’ların değişen doğası

İHA’lar artık yalnızca keşif amaçlı kullanılan hafif platformlar değil. Rusya’nın İran yapımı Shahed-136 gibi “düşük maliyetli, tek kullanımlık” kamikaze drone’ları ve yine savaşta test ettiği daha birçok Rus yapımı drone, Avrupa için en ciddi tehditlerden biri hâline geldi. Bu araçlar, radar izlerini küçültmek için düşük irtifada ve sürüler hâlinde hareket edebiliyor. Yavaş hızda uçmaları, onları pahalı füzeler için âdeta verimsiz hedefler hâline getiriyor.

Sistemlerin yetersizliği

Avrupa’nın klasik hava savunma mimarisi, Soğuk Savaş’ın mirası olan büyük tehditlere göre şekillendi. Yani Sovyet yapımı dev balistik füzeler düşünülerek kuruldu. Daha sonra seyir füzeleri için de gerekli teknolojik iyileştirmeler yapıldı. Oysa küçük ve ucuz İHA’lara karşı bu sistemlerin çoğu “aşırı güçlü ama verimsiz” kalıyor. Patriot veya SAMP/T gibi uzun menzilli sistemlerin tek bir füzesi, yüz binlerce hatta milyonlarca euro maliyetindeyken, karşısındaki hedef birkaç bin dolarlık bir kamikaze drone olabiliyor.

Bu asimetrik tablo, Avrupa başkentlerini şu soruyla yüzleştiriyor: 500 bin euroluk bir füzeyi, 20 bin dolarlık bir drone için harcamak akıllıca mı?

Maliyet asimetrisi

Savaş ekonomisi açısından en kritik unsur “harcanabilirlik.”

Rusya, düşük maliyetli İHA’larla Avrupa’yı hem psikolojik hem de maliyet bazlı baskıya sokuyor. Her düşürülen drone, aslında Avrupa için devasa bir bütçe açığına denk geliyor. Bu nedenle birçok ülke, her görülen İHA’yı hemen düşürmek yerine, “hedef önceliği” belirlemeye yöneliyor. Kritik altyapıları tehdit etmeyen bazı İHA’lar göz ardı edilebiliyor.

Çözüm aranıyor

Avrupa ülkeleri “ucuz savunma” arayışına girmiş durumda. Lazer silahları, elektromanyetik toplar, sıkışma sistemleri (jammer) veya drone-avlayan drone konseptleri gündemde. Ancak bunların çoğu ya prototip aşamasında ya da sınırlı sayıdaki test birliklerinde bulunuyor. Henüz kıta çapında entegre edilmiş, düşük maliyetli bir çözüm yok.

Siyasi tereddütler

İşin yalnızca teknik ve ekonomik kısmı değil, siyasi boyutu da var.

Avrupa devletleri, Rusya ile doğrudan bir askerî sürtüşmeye girmekten çekiniyor. Her düşürülen İHA, diplomatik gerilimi artırma ihtimali taşıyor. Bu yüzden kimi zaman “askerî refleks ile diplomatik ihtiyat” arasında gri bölgeler oluşuyor. Özellikle NATO ülkeleri, hangi durumda ateş açılması gerektiği konusunda ortak bir protokol oluşturma arayışında. Bu da ateş açıldıktan sonra çıkabilecek bir çatışmada NATO’nun ortak bir kararda birleşmesini de şüpheli hâle getiriyor. Dolayısıyla bir Rus drone’una ateş açmak ABD Başkanı Donald Trump’ın “izin vermesiyle” basitçe gerçekleştirilebilecek bir eylem değil. Çünkü bunun nasıl sonuçlanacağını kestirmek güç.

Tecrübe sorunu

Bugün Avrupa’nın yaşadığı sorun, aslında modern savaşın karakterini de özetliyor: Büyük yatırımlarla kurulan sistemler, düşük maliyetli tehditlere karşı kırılgan hâle gelebiliyor. Bu nedenle önümüzdeki dönemde kıtanın iki temel hedefi olacağı söylenebilir: Ucuz ve çok katmanlı savunma çözümleri ve İHA’lara karşı özel askerî doktrinler oluşturmak.

Rusya bu süreçleri Ukrayna Savaşı’nda geliştirmeye başladı. Nitekim savaşın başlangıcında İHA’lar konusunda oldukça tecrübesiz olan ve birçok kez de Ukrayna’nın -özellikle TB2’leri tarafından- gafil avlanan Rusya’nın bu yeni teknolojilere adapte olduğunu görüyoruz.

Avrupa’nın da bu yoldan geçmesi için bir süre geçmesi gerek.

Zamanla yarış

Avrupa ülkeleri için mesele, aslında bir yarış.

Bir tarafta sınırsız sayıda üretilebilen ucuz İHA’lar, diğer tarafta yavaş adapte olan pahalı savunma sistemleri... Avrupa kısa sürede daha düşük maliyetli karşı önlemler geliştiremezse, gökyüzü uzun süre Rusya’nın -Amerikan jeopolitikçilerinin gözlerinde büyüttüğü- hibrit savaşında bir “oyun alanı” olmayı sürdürecek.