
“Zirkon” paniği: Rus füzesinin farkı ne?
Rusya’nın Barents Denizi’nde gerçekleştirdiği Zirkon hipersonik füze denemesi NATO’nun doğu kanadında güvenlik dengelerini sarsan yeni bir caydırıcılık hamlesi olarak dikkat çekti.
Rusya, Belarus ile gerçekleştirdiği “Batı 2025” adlı ortak tatbikat kapsamında Barents Denizi’nde hipersonik Zirkon füzesi denemesi yaparak askerî kapasitesini bir kez daha gözler önüne serdi. Bu hamle, yalnızca Rusya’nın gelişmiş silah teknolojilerini sahaya sürme kabiliyetini göstermekle kalmadı, aynı zamanda Ukrayna’daki savaş üçüncü yılına girerken Batı’ya yönelik güçlü bir caydırıcılık mesajı da verdi. Ayrıca tatbikatlarda beşinci nesil savaş uçağı Su-57’lerin de yer alması, Moskova’nın çok katmanlı askerî stratejisini gösterdi. Bununla birlikte tatbikat NATO’nun doğu kanadında yer alan ülkelerin güvenlik endişelerini tetikledi. Özellikle son günlerde Polonya ve Romanya hava sahasını ihlal eden Rus yapımı İHA’ların Rusya’ya karşı 4. ve 5. maddelerini işletmekten çekinen NATO’nun doğu kanadında büyük paniğe neden olması, bölgesel tansiyonun yalnızca tatbikatlarla sınırlı olmadığını, fiilî risklerin de giderek arttığını gösteriyor.
Engellenmesi çok zor
Deniz tabanlı ve nükleer başlık taşıma kapasiteli Zirkon hipersonik seyir füzesi, Rusya’nın geliştirdiği en ileri teknolojilerden biri olarak öne çıkıyor. En dikkat çekici özelliği Mach 8-9 hızına (9.000–11.000 km/s) ulaşabilmesi. Bu hız, Zirkon’ların mevcut hava savunma sistemleri tarafından engellenmesini neredeyse imkânsız hâle getiriyor. Ayrıca denizaltı ve savaş gemilerinden fırlatılabilmesi, Rusya’ya deniz gücü üzerinden küresel bir vurucu yetenek sağlıyor. Uçuş irtifası ve manevra kabiliyeti sayesinde radarlar tarafından geç fark edilmesi, Zirkon’u mevcut füze kalkanlarına karşı özel bir tehdit hâline getiriyor.
ABD test aşamasında
Batı’daki benzer sistemlerle kıyaslandığında, Zirkon’un öne çıkan farkı hız ve manevra kabiliyetinde. Örneğin ABD’nin geliştirdiği SM-6 veya Tomahawk seyir füzeleri, 800–1.000 km/s hızlarda hareket ederken Çin’in DF-17 sistemi hipersonik kayma aracı taşımasına rağmen Zirkon kadar yüksek hızlara erişemiyor. ABD’nin test aşamasındaki X-51 Waverider programı hipersonik hızlara ulaşabilse de henüz operasyonel seviyede kullanılamıyor. Bu nedenle Zirkon, mevcut Batılı muadillerine kıyasla hem teknolojik açıdan daha gelişmiş hem de operasyonel seviyede kullanılan bir füze sistemi.
Neden panik yarattı?
Zirkon’un yarattığı asıl endişe, yalnızca teknik üstünlüğünden değil, caydırıcılık ve stratejik belirsizlik yaratmasından kaynaklanıyor. Çünkü bu füze, uçak gemileri gibi yüksek değerli hedefleri dakikalar içinde vurabilecek kapasiteye sahip. Zirkon’la NATO’nun Doğu Avrupa’daki üsleri ve Karadeniz ile Baltıklar’daki deniz gücü doğrudan risk altına giriyor. Ayrıca hipersonik silahların “savunma kalkanlarını aşma” kapasitesi, nükleer dengeyi bozabileceği için büyük güçler arasında yeni bir silahlanma yarışı tetikliyor.
Ukrayna’da kullanılmıştı
Aslında Zirkon ilk defa bu tatbikatta kullanılmadı. Rus ordusu daha önce Ukrayna hedeflerini Zirkon’larla hedef almıştı. 2024 yılı başlarında gerçekleştirilen saldırılarda Ukrayna tarafı, füzeye ait parçaların ele geçirildiğini duyurmuş ve bu durum Rusya’nın sahada Zirkon’u fiilen devreye soktuğuna dair ilk somut kanıt olarak yorumlanmıştı. Dakikalar içinde hedefe ulaşabilen hızı ve mevcut hava savunmalarını aşma potansiyeli nedeniyle bu kullanım, yalnızca askerî sonuçlarıyla değil, aynı zamanda yarattığı psikolojik ve stratejik etkiyle de dikkat çekmişti. ABD merkezli Business Insider’da çıkan bir haberde, Zirkon ve Rusların diğer hipersonik silahı olan -balistik- Kinjal gibi füzelerin saldırılarında Amerikan hava savunmasının başarı oranının yalnızca %25’lerde kaldığı belirtilmişti. Amerikan hava savunma sistemlerindeki radar ve izleme teknolojilerinin hipersonik teknolojisine karşı yeterince geliştirilmediğini dile getiren ABD’li askerî uzmanlar, mevcut sistemlerin yetersiz olmadığını ve gerektiği takdirde yapılacak sistem takviyeleriyle bu açığın kapatılabileceğini öne sürmüşlerdi.

Sesler ve Ezgiler
“Sesler ve Ezgiler” adlı podcast serimizde hayatımıza eşlik eden melodiler üzerine sohbet ediyor; müziğin yapısına, türlerine, tarihine, kültürel dinamiklerine değiniyoruz. Müzikologlar, sosyologlar, müzisyenler ile her bölümü şenlendiriyor; müziğin farklı veçhelerine birlikte bakıyoruz. Melodilerin akışında notaların derinliğine iniyoruz.

Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
Osmanlı Devleti'nden Türkiye Cumhuriyetine miras kalan darbeci zihniyete odaklanarak tarihi seyir içerisinde meydana gelen darbeleri, ihanetleri ve isyanları Doç. Dr. Hasan Taner Kerimoğlu rehberliğinde değerlendiriyoruz.