18 Ağustos 2025

Zengezur'dan Trump geçti: Kafkasya'nın yeni sahibi kim?

Sahne hazırdı, roller dağıtıldı ve perde açıldı. Oyunun adı: “Trump’ın Rotası”.

Ne günlere kaldık!

Bir zamanlar adını sadece savaşın, işgalin ve çözümsüzlüğün yankılandığı dağlardan duyduğumuz Zengezur, şimdi bambaşka bir hikâyeye sahne oluyor. Savaşın, barutun, nefretin hüküm sürdüğü bu kadim coğrafyada, artık Trump’ın adını taşıyan bir köprü yükseliyor. Evet, yanlış duymadınız: Trump Köprüsü.

İronik değil mi?

Zengezur gitti, Trump geldi.

Amerika, Orta Doğu’dan sonra şimdi de Kafkasya’da

Donald Trump... Kimi için çılgın, kimi için dahi... Ama ne olursa olsun, her defasında ipleri eline almayı başarıyor. Birleşmiş Milletler’in (BM) çuvalladığı, Avrupa Birliği’nin (AB) gölge gibi dolaştığı, Rusya’nın dizlerinin titrediği bir dönemde, sahneye çıkıyor ve “Ben geldim” diyor. Üstelik sadece sözle değil; dozerle, vinçle, projeyle, şirketlerle geliyor.

"Uluslararası Barış ve Refah İçin Trump Rotası"... Nam-ı diğer TRIPP (Trump Route for International Peace and Prosperity). Ne şaka ama!

Proje mi? Hayır, stratejik bir satranç hamlesi

42 kilometrelik bir güzergâh. Ermenistan’ın toprak bütünlüğü korunacak şekilde, bir ABD şirketine tahsis edilecek ve bu şirket tarafından işletilecek bölge. Önce kara yolu, sonra demir yolu, ardından petrol, doğal gaz ve fiber optik hatları. Zengezur üzerinden Nahcivan’a, oradan da Türkiye’ye uzanan bir ağ… Ama bu sefer tünelin ucunda Rusya değil, Amerika var.

Yani? Klasik ABD yöntemleri: Biraz tehdit, biraz şantaj, biraz vaat… Sonuç? Masaya oturmayan kalmadı. Oturan da kalkamadı.

Ermenistan için bu, toprak bütünlüğünü koruyarak ABD güvencesine sığınmak anlamına geliyor. Azerbaycan içinse Nahcivan ve Türkiye’ye kavuşmak. Türkiye için uzun süredir hayalini kurduğu Türk dünyasıyla kesintisiz bağ. Ama hepsinin yolunun kesiştiği yerde ABD olacak artık.

“Kaybedenler Kulübü”: Rusya, İran ve belki de Çin

Rusya, Karabağ’dan sonra Zengezur’da da masadan kalktı. Ukrayna’daki bataklık, onu Kafkasya’da etkisiz hâle getirdi. O eski kudret, o soğuk savaş diplomasisi... Artık sadece bir gölge.

İran ise daha trajik bir pozisyonda. ABD’yi burnunun dibinde görmek... Her İranlı generalin geceleri uykusunu kaçıracak bir durum. Ama ne yapsın? “Aras Koridoru” projesiyle durumu toparlamaya çalışıyor. Geç kaldı. Gündemi okuyamadı.

Çin mi? Sessiz sedasız izliyor. Ama çok da uzun süreceğe benzemiyor. Kuşak Yol’un kalbinde ABD kontrolünde bir geçiş güzergâhı görmek, Çin’in canını yakacak. Şimdilik kartlarını açık oynamıyor ama perde arkasında kıpırdanmalar var. Yakında piyonlar ilerlemeye başlar.

Trump Köprüsü: Sadece bir yol değil, bir manifesto

Mesele sadece bir geçiş hattı değil. Bu, bir çağ değişimi. Jeopolitik ağırlığın yeni bir yöne kayışı. ABD, bu koridorla yalnızca Azerbaycan ve Ermenistan arasında değil, Doğu ve Batı arasında da geçişi kontrol etmek istiyor.

Adını bile kendi koydu: TRIPP. Her harfi hesaplanmış, her kelimesi stratejik: Peace (Barış), Prosperity (Refah)... Ve hepsi Trump’ın adıyla. Şirketler kuruldu. Güvenlik garantileri verildi. Anlaşmalar imzalandı. Zemin düzleniyor. Ama en önemlisi: Oyun yeniden yazılıyor.

Türkiye nerede?

Türkiye için bu proje hem bir kazanç hem bir hayal kırıklığı. Kazanç, çünkü Türk dünyasıyla bağ güçleniyor. Hayal kırıklığı, çünkü sınırsız geçiş, tam kontrol hayalleri askıya alındı. Amerika devreye girince, bizim için “yan masa” yeterli görüldü.

Yine de açılacak gümrük kapıları, kurulacak ticaret ağları Türkiye’ye yeni bir nefes alanı oluşturacaktır. Siyaset bir maraton. Uzun vadede bu yol, daha da genişleyebilir.

Şimdi ne olacak?

Tüm göstergeler, 2026 yılında karayolunun devreye gireceğini gösteriyor. Demir yolu ve enerji hatları biraz daha zaman alacak.

Zengezur’dan Trump geçti. Ardında sadece bir yol değil, yeni bir düzen bıraktı.

Perde kapanmadı. Sadece sahne değişti.

Podcast

19 December 2023
Doç. Dr. Hasan T. Kerimoğlu
Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
28:19
0:01

Url kopyalanmıştır...