13 Ekim 2025

Yine şaşırtmadı: Nobel Barış Ödülü, İsrail dostu Machado’nun

Nobel Barış Ödülü bir kez daha barıştan çok siyasete hizmet etti. Maduro’ya karşı Batı yanlısı çizgisi ve İsrail’le kurduğu yakın ilişkilerle tanınan Venezuelalı muhalif María Corina Machado, ödülün yeni sahibi oldu.

Norveç’in başkenti Oslo’da Norveç Nobel Enstitüsü 2025 Nobel Barış Ödülü’nün sahibini açıkladı. ABD Başkanı Donald Trump’ın bir süredir talip olduğu ödül, Venezuelalı muhalif siyasetçi María Corina Machado’ya verildi. Nobel Barış Komitesi’nden yapılan paylaşımda Machado’nun “Venezuela halkının demokratik haklarını savunmadaki yorulmak bilmez çalışmaları” ve “diktatörlükten demokrasiye adil ve barışçıl bir geçiş için verdiği mücadele” gerekçesiyle ödüle layık görüldüğü belirtildi.

Komite, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı paylaşımda ayrıca, “Súmate adlı, demokratik gelişime adanmış kuruluşun kurucularından biri olarak Machado, 20 yılı aşkın süredir özgür ve adil seçimleri savunuyor” ifadelerini kullandı. Bu açıklamayla Nobel Barış Komitesi, Machado’nun yalnızca siyasi bir figür değil, aynı zamanda Venezuela’daki muhalefeti bir araya getiren birleştirici bir lider olduğunu da ilan etmiş oldu.

Ödülün sahibini bulmasıyla birlikte gözlerin çevrildiği ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray’da yaptığı konuşmada Machado’nun kendisini arayarak “Bu ödülü sizin onurunuza kabul ediyorum çünkü gerçekten siz hak ediyorsunuz” dediğini aktardı. Beklentilerin aksine pozitif bir tavır sergileyen Trump, Machado’nun jestini “çok nazik bir hareket” olarak nitelendirdi ve “’O zaman bana ver’ demedim tabii, verebilir gibiydi çünkü” sözleriyle de esprili bir yorumda bulundu.

Vente Venezuela ve Súmate’nin mimarı

María Corina Machado, ABD’nin on yıllardır mücadele ettiği Latin Amerika’nın petrol zengini ülkesi Venezuela’nın “demokratik dönüşüm” adı verilen liberalleştirme sürecinin başrollerinden biri. Devlet Başkanı Nicolás Maduro’nun “otoriter” yönetimine karşı en etkili muhalefet figürlerinden biri olarak tanınan Machado, liberal çizgideki Vente Venezuela adlı partinin de kurucusu.

Hükûmet tarafından 2014’te siyasetten uzaklaştırılan Machado’nun yolculuğu ise 2002’de başlıyor. Venezuela’da seçimlerin şeffaflığını izlemeyi amaçlayan Súmate adlı sivil toplum kuruluşunu kuran Machado, 2010-2015 arasında Venezuela Ulusal Meclisi’ne -Miranda bölgesini temsilen- en yüksek oy oranıyla seçilen milletvekili olarak girmeyi başardı. 2012’deki başkanlık seçimlerinde adaylığı reddedilen Machado, iki yıl sonra başlayan hükûmet karşıtı kitlesel protestoların da önde gelen isimlerinden biri hâline geldi.

Machado’nun sonraki yılları baskı ve yasaklarla geçti. 2019’da ABD destekli Maduro muhalifetinin “meşru başkanı” Juan Guaidó’nun seçim çağrısını destekledi. 2023’te 15 yıl süreyle kamu görevinden men edilse de Machado, bu kez 2024 ön seçimlerinde muhalefetin ortak adayı Edmundo González’e desteğini açıkladı. Aynı yıl, Avrupa Parlamentosu’nun (AP) Sakharov Düşünce Özgürlüğü Ödülü ve Václav Havel İnsan Hakları Ödülü’ne layık görüldü. TIME da kendisini “Dünyanın En Etkili 100 İnsanı” arasında gösterdi.

“Venezuela’nın mücadelesi, İsrail’in mücadelesidir”

Machado’nun bu gösterişli biyografisinin ardında ise İsrail’le kurduğu yakın ilişkiler yatıyor. 2018 yılında dönemin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yle temasa geçerek Venezuela’daki siyasi krize yönelik “uluslararası müdahale” desteği isteyen Machado, İsrail lideriyle yaptığı görüşmede, iktidara gelmesi hâlinde Tel Aviv’le diplomatik ilişkileri yeniden kuracağına dair güvence vermişti.

2019’da sosyal medya üzerinden yayımladığı mesajlarda da İsrail’e desteğini açıkça ortaya koyan Machado, İsrail Bağımsızlık Bildirgesi’nin 71. Yılında yaptığı paylaşımda, “Venezuela’nın mücadelesi, İsrail’in mücadelesidir” ifadesini kullanmaktan çekinmemişti. Bu söylem, yalnızca dayanışma mesajı değil, aynı zamanda ideolojik bir ortaklık vurgusuydu. Machado bu yolla, İsrail’in güvenlik söylemi ve kendi ülkesindeki “otoriterliğe karşı mücadele” anlatısı arasında bir tür paralellik kuruyor ve İsrail’in lobi desteğini arkasına alıyordu. Nitekim bu lobi desteği, Machado’nun üstte sıralanan ödüllerle birlikte Nobel Barış Ödülü’nü kazanmasında da etkisini gösterecekti.

Uluslararası müdahale isteği, “ortaklık” sözü

Machado’nun en kibar dille “kompradorluk” olarak tanımlanabilecek bu çizgisi, 2020 temmuzunda somut bir siyasi iş birliğine de dönüştü. Machado’nun liderliğini yaptığı Vente Venezuela ve İsrail’in aşırı sağcı, Siyonist ve Gazze Soykırımı’nın faili olan iktidar partisi Likud arasında imzalanan “stratejik iş birliği anlaşması”, iki partinin politik, ideolojik ve güvenlik alanlarında ortak çalışma yürütmesini öngörüyordu. Anlaşmada “özgürlük, demokrasi, piyasa ekonomisi ve hukukun üstünlüğü” gibi Anglosakson medeniyetinin ikinci ve üçüncü dünya ülkelerinin halklarına işgal, yağma ve gözyaşı olarak dönen değerleri sıkça vurgulanıyordu. Bununla birlikte anlaşmada yer alan “operatif ortaklık” maddesi oldukça dikkat çekti ve Venezuela muhalefetinin dış aktörlerle kurduğu ilişkilerin sınırlarını da tartışmaya açtı.

Machado sonraki yıllarda da İsrail’e desteğini sürdürdü. Çeşitli röportajlarda, Venezuela’yı yönettiği takdirde ülkesinin İsrail Büyükelçiliği’ni işgal altındaki Kudüs’e taşıyacağını ifade etti. 2023 ekiminde Gazze’de Hamas’ın başlattığı saldırılardan sonra Tel Aviv’e açık destek bildiren machado, bekleneceği üzere 2024 nisanındaki İran-İsrail geriliminde de bir kez daha İsrail’in yanında yer aldı.

Elbette bu “parlak” kariyeri düşünüldüğünde Machado’nun Nobel Barış Ödülü’nü alması pek de şaşırtıcı değil. Aslında bu ödülü kimin alacağının her yıl büyük bir heyecanla takip edilmesi asıl şaşırtıcı olan. Nitekim “kurallara dayalı liberal düzenin” barış ödülleri üçüncü dünya ülkelerinin “goyimlerine” değil, “seçilmiş” olanlara ya da onların “dostlarına” gidiyor.

Podcast

19 December 2023
Doç. Dr. Hasan T. Kerimoğlu
Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
28:19
0:01

Url kopyalanmıştır...