
Trump ve Putin: Alaska’da dünyanın kaderi
2025 yılı yazında, Donald Trump ve Vladimir Putin, 158 yıl sonra Alaska üzerine konuşmaya başladı. Ama bu kez haritalar değil, çatallar ellerindeydi. Birbirlerinin gözlerinin içine baka baka kraliyet somonunu çatallarken, dünya nefesini tuttu: Acaba bu ikili Alaska’da neyin pazarlığını yapıyor?
Bir zamanlar Çarlık Rusyası’na ait olan Alaska, 1867 yılında Amerika Birleşik Devletleri’ne sadece 7,2 milyon dolara satıldı. O günlerde bu satış “Seward’ın Çılgınlığı” olarak adlandırılmıştı. Ancak 20. yüzyılda altın, petrol ve doğal gaz bulunduğunda, herkes çılgın olanın aslında Ruslar olduğunu fark etti. Bugün ise, küresel ısınmanın etkisiyle buzullar eriyor, yeni ticaret yolları açılıyor ve kutup altı enerji kaynakları paha biçilmez hale geliyor. Putin’in gözleri buza, Trump’ınki ise potansiyele kilitlenmiş durumda.
Zirvede gergin somon
Geçtiğimiz hafta, Trump ve Putin, Alaska’nın Nome kasabasında, kameralara kapalı bir görüşmede bir araya geldi. Ancak dışarıya sızan görüntülerde ikilinin bir balık lokantasında yan yana oturdukları ve önlerinde servis edilen dev bir Alaska somonunu büyük iştahla yedikleri görüldü. Bu yemek yalnızca bir yemek değildi; bir simgeydi. Çünkü hem Trump hem Putin Alaska’nın, sadece bir bölge değil, aynı zamanda 21. yüzyılın yeni jeopolitik satranç tahtası olduğunu biliyor.
Putin için Alaska, tarihsel bir özlem. Trump içinse bu eyalet, Çin’e ve Biden’a karşı bir “enerji kozu.” İkisi de bunu biliyor. Ve ikisi de bu somonu yerken aslında birbirlerine satranç hamleleri yapıyor.
Kuzey Kutbu, sıcak hesaplar
İklim değişikliği, Kuzey Kutbu'nu dünyanın yeni enerji ve lojistik üssü haline getiriyor. Alaska, hem Rusya hem ABD için bu yarışın başlangıç noktası. Trump, başkanlığa yeniden oynarken “Enerji Bağımsızlığı 2.0” söylemleriyle Alaska’daki petrol yataklarını yeniden masaya getiriyor. Putin ise Arktik Okyanusu'ndaki varlığını genişletmek için Amerika'nın kuzey sınırına bir gözle değil, tüm haritayla bakıyor. Buradaki ironi şu: Birbirini sevmeyen bu iki lider, dünyanın kaderini belirleyecek olan aynı coğrafyada çatal çatala, strateji stratejiye çarpışıyor.
Alaska, bir “yeni Berlin” olur mu?
Tarih severler için bu tablo tanıdık: II. Dünya Savaşı sonrası Berlin, dört büyük gücün kontrolüne geçmişti. Şimdi ise Alaska, bir başka güç dengesinin eşiğinde. ABD, Rusya ve hatta Çin bu bölgeye yatırım yapıyor. Kanada ise dikkatle izliyor. Peki, Alaska gelecekte bir uluslararası yönetim bölgesi mi olur, yoksa yeni bir Soğuk Savaş cephesi mi? Bu sorunun cevabı, muhtemelen Putin’in kadehini ne kadar kaldıracağına, Trump’ın ise kaç tweet atacağına bağlı olacak.
Çatal savaşları
Trump ve Putin’in Nome’da yediği o yemek, tarihe “Somon Zirvesi” olarak geçecek. Belki masada sadece balık vardı, ama aslında konuşulan şey şuydu: Kim, dünyayı nasıl şekillendirecek? Alaska’da buzlar erirken, liderler arasındaki mesafeler de eriyor mu, yoksa sadece donmuş bir gülümsemeyle sahne mi yapılıyor?
Bir şey kesin: Alaska artık sadece soğuk bir toprak değil. O artık dünyanın kaderini belirleyen sıcak bir satranç tahtası. Trump ve Putin bu tahtada karşı karşıya oturmuşken, dünya bir kez daha nefesini tuttu. Çünkü birileri somon yerken, başka birileri haritaları yeniden çiziyor olabilir.

Sesler ve Ezgiler
“Sesler ve Ezgiler” adlı podcast serimizde hayatımıza eşlik eden melodiler üzerine sohbet ediyor; müziğin yapısına, türlerine, tarihine, kültürel dinamiklerine değiniyoruz. Müzikologlar, sosyologlar, müzisyenler ile her bölümü şenlendiriyor; müziğin farklı veçhelerine birlikte bakıyoruz. Melodilerin akışında notaların derinliğine iniyoruz.

Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
Osmanlı Devleti'nden Türkiye Cumhuriyetine miras kalan darbeci zihniyete odaklanarak tarihi seyir içerisinde meydana gelen darbeleri, ihanetleri ve isyanları Doç. Dr. Hasan Taner Kerimoğlu rehberliğinde değerlendiriyoruz.