
Soykırıma karşı “onur” filosu: “Sumud” nedir?
İsrail ablukasını kırmak için Akdeniz’e açılan Sumud filosu, 44 ülkeden 50’den fazla sivil gemiyle Gazze’ye doğru ilerliyor.
Geçtiğimiz hafta İtalya’nın Sicilya yarımadasından yola çıkan uluslararası Sumud filosu, İsrail’in kuşatması altındaki Gazze’deki ablukayı kırmak ve açlıkla boğuşan sivillere ulaşabilmek için Akdeniz’de ilerliyor. Yol boyunca farklı limanlardan filoya katılan gemilerle Akdeniz açıklarında gittikçe kalabalıklaşan filonun yaklaşık on gün sonra Gazze’ye varması bekleniyor. Organizasyona eşlik eden gazeteciler, liman izinlerinde çıkartılan engeller ve Tel Aviv’in diplomatik baskı ve tehditlerine rağmen filonun rotasını sürdürdüğünü, katılımcıların da kararlılığını koruduğunu aktarıyor.
Kimlerden oluşuyor?
Arapçada “sebat, kararlılık” anlamına gelen sumud, Filistinlilerde “sivil direniş” fikrini çağrıştırıyor. En az 50 gemiden oluşan Sumud filosunda Türkiye, İspanya, Bangladeş, Brezilya, Kolombiya, Endonezya, İrlanda, Libya, Malezya, Maldivler, Meksika, Pakistan, Katar, Umman, Slovenya ve Güney Afrika gibi farklı ülkelerden sivil toplum örgütü temsilcileri, hekimler, hemşireler, denizcilik gönüllüleri, insan hakları savunucuları ve bağımsız gazeteciler bulunuyor. Bu çeşitlilik filonun uluslararası meşruiyet kazanmasına yol açsa da filonun güvenliği açısından ciddi bir risk oluşturuyor. Nitekim hiçbir devletin koruması altında bulunmayan bu filo, can güvenliği, sigorta, liman izinleri, denizde ikmal ve iletişim gibi konuların tamamını gönüllülük ağları üzerinden çözmeye çalışıyor.
Amacı ne?
Klasik bir devlet misyonundan uzak filonun amacı her gün açlıktan hayatını kaybeden Filistinlilere gıda, su, ilaç ve tıbbi malzeme ulaştırmak ve yolculuk boyunca da insanların dikkatini İsrail’in devlet terörüne çekmek. Filonun organizatörleri, İsrail’in deniz ablukasının tüm Gazzelileri hedef alan, uluslararası hukuka aykırı, insanlık dışı bir toplu cezalandırmaya dönüştüğünü ve bunun artık kırılması gerektiğini belirtiyor.
İsrail nasıl tepki verdi?
İsrail, filo katılımcılarını “terörist” olarak yaftalıyor ve Hamas’la ilişkilendirerek itibarsızlaştırmaya çalışıyor. Ayrıca İsrail donanması Gazze odaklı tatbikatlarla askerî hazırlıklarını artırıyor. Şu ana kadar filo, Tunus açıklarında iki kez İHA saldırısına uğradı. İlkinde bir teknede yangın çıktı, ikincisinde ise İngiliz bayraklı “Alma” gemisi dâhil bazı teknelerin üst güvertelerinde ciddi hasarlar oluştu. Saldırılarda herhangi bir can kaybı yaşanmazken, filonun ilerleyişi de durdurulamadı.
Başarılı olabilir mi?
Filo için başarı yalnızca Gazze’ye fiziksel olarak ulaşabilmekle sınırlı değil. Gemiler bir şekilde engellenebilse bile Sumud, Gazze’deki ablukayı görünür kılmak, Gazze’deki soykırıma sessiz kalan uluslararası mekanizmaları harekete zorlamak ve insani geçişler için bir adım atılmasını sağlamak amaçlarını güdüyor. Bu süreçte can kayıplarının yaşandığı, çok daha olumsuz bir senaryo da mümkün ve Sumud, böyle bir durumla karşılaşması durumunda, tüm uluslararası basının gündemindeki, tamamen sivil bir insani yardım misyonuna yönelen İsrail’in devlet terörünü ifşa etmiş olacak.
Daha önce benzer girişimler oldu mu?
Sumud benzeri bir girişim daha önce oldu. 2010 yılında, Türkiye bandıralı Mavi Marmara’nın da parçası olduğu Özgürlük Filosu, Gazze’ye ulaşmak üzere yola çıkmış ancak İsrail güçlerinin saldırısına uğramıştı. Yaşanan baskında dokuz aktivist olay yerinde katledilmiş, ağır yaralanan biri ise kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirmişti. Sonraki yıllarda da küçük teknelerden karma filolara kadar birçok deneme yapıldı ve çoğu İsrail müdahalesiyle sonuçlandı.
Bununla birlikte Sumud şu ana kadar Gazze’ye insani yardım amaçlı yola çıkan filolar arasında en geniş katılımlısı olarak öne çıkıyor.

Sesler ve Ezgiler
“Sesler ve Ezgiler” adlı podcast serimizde hayatımıza eşlik eden melodiler üzerine sohbet ediyor; müziğin yapısına, türlerine, tarihine, kültürel dinamiklerine değiniyoruz. Müzikologlar, sosyologlar, müzisyenler ile her bölümü şenlendiriyor; müziğin farklı veçhelerine birlikte bakıyoruz. Melodilerin akışında notaların derinliğine iniyoruz.

Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
Osmanlı Devleti'nden Türkiye Cumhuriyetine miras kalan darbeci zihniyete odaklanarak tarihi seyir içerisinde meydana gelen darbeleri, ihanetleri ve isyanları Doç. Dr. Hasan Taner Kerimoğlu rehberliğinde değerlendiriyoruz.