27 Ekim 2025

OpenAI Atlas: İnternetin geleceği mi, "anti-web"in başlangıcı mı?

OpenAI’nin yeni hamlesi Atlas, interneti kullanma biçimimizi kökten değiştirebilir. Bilgiyi sadece gösteren değil, yorumlayan bir yapay zekâ tarayıcısı… Ancak kolaylık ve verimlilik vaadiyle gelen bu dönüşüm, gizlilik, kontrol ve dijital özgürlük açısından yeni soruları da beraberinde getiriyor.

OpenAI, yapay zekâyı hayatımıza entegre etme yarışında yeni bir adım attı. ChatGPT ile başlayan süreç, şimdi ChatGPT’nin Atlas adını verdiği yeni bir tarayıcıyla kullanıcıların çevrim içi bütün eylemlerinde olma yoluna evrildi. Dolayısıyla bu hamleyi basit bir tarayıcı rekabeti olarak okumak, büyük resmi kaçırmak olabilir.

Şirketin ekosistemi (DALL-E, Sora vb.) zaten muazzam bir güce ulaştı. Atlas, bu gücün son kullanıcıya ulaştığı bir kapı olarak tasarlanmışa benziyor. Artık bilgiye ulaşmak için sekme açmak, bağlantı kopyalamak veya arama motoruna gitmek gerekmiyor.

Kullanıcı bir sayfadayken, Atlas o içeriği analiz edip özetleyebiliyor, ilgili bağlantıları çıkarabiliyor veya konuyu derinleştirebiliyor. Tarayıcı böylece bir okuma, anlama ve aksiyon alma aracı olmaktan çıkıp bunları düşünen, planlayan ve aksiyon alan bir partner hâline geliyor. Bu bakış açısı şüphesiz OpenAI’nin temel vizyonunu yansıtıyor ve bireylerin hayatının merkezinde olmak hedefleniyor. Bu; teknik bir yenilikten öte, köklü bir dijital dönüşümün somut operasyonudur.

Her vaadin bir de katlanılması gereken bir bedeli vardır. OpenAI'ın resmî duyurusu, bu yeni düzenin temelini "browser memories" (tarayıcı hafızası) olarak tanımlıyor. Bu özellik, Atlas'ın "ziyaret ettiğiniz sitelerden bağlamı hatırlamasına" ve bu bilgiyi gerektiğinde geri getirmesine olanak tanıyor.

Verdikleri bir örnek, vaadin ne kadar kapsamlı olduğunu gösteriyor: “Geçen hafta baktığım tüm iş ilanlarını bul ve mülakatlara hazırlanabilmem için sektör trendlerinin bir özetini oluştur.”

Özel ve kolektif bilinç

Bu örnekleri gördüğünüzde ve şu an sadece MacOS işletim sisteminde kullanılabilen Atlas’ı deneyimlediğinizde, arkanıza yaslanıp düşünme ihtiyacı hissediyorsunuz. Hedeflenenin herkes için ayrı ayrı özelleştirilmiş, yaşlandıkça bilgeleşen, kolektif bilinci olan, kişiyi ondan daha iyi bilen, unutmayan, ondan daha iyi ve daha hızlı kararlar alabilen, neleri seveceğini, ne düşüneceğini, kime oy vereceğini bilen (bu yetenekler arttırılabilir) bir dijital ikiz oluşturmak olduğu anlaşılıyor. Ancak madalyonun diğer yüzü, çok daha kritik bir soruyu akıllara getiriyor: Bu öğrenme sürecinin toplumsal maliyeti nedir? Nasıl sürdürülebilirliği sağlanacak?

Bu konu hakkında düşünen herkesin altını çizdiği gibi, bu sistemin çalışması için muazzam miktarda kişisel verinin sürekli analizi gerekiyor. Mesele artık klasik gizlilik endişesinin ötesine geçmiş durumda. Kullanıcının sadece ne aradığı değil, bulduğu bilgiyi nasıl yorumladığı, hangi kısımları atlayıp nerelere odaklandığı da sistemin bir parçası oluyor. Kontrolün kimde olduğu sorusu belirsizliğini koruyor ve dürüst olmak gerekirse ürkütüyor.

Eleştirilerin odağında, teknik risklerden (prompt injection gibi açıklar ciddi bir güvenlik açığıdır fakat bunlar bir şekilde çözülür) daha derin bir felsefi kaygı yatıyor. Atlas, doğası gereği kapalı bir sistem oluşturuyor. En azından şu an için bu böyle. İnternetin temel felsefesi, bağlantılardan (hyperlinks) oluşan açık, merkezi olmayan, çok sesli bir yapıya dayanıyor. Atlas ise bu yapının üzerine bir filtre ve tek bir kapı koyuyor. Bilgiye doğrudan erişmek yerine, bilgiyi bir yapay zekâ aracılığıyla tercüme ettiriyorsunuz.

Bazı eleştirmenlerin anti-web olarak adlandırdığı bu model, uzun vadede internetin özgür doğasını tehdit ediyor. Bilgiyi değil, bilginin yapay zekâ tarafından yorumlanmış hâlini tüketen bir toplum modeli gibi.

Yapay zekâ pazarından sızan riskler

OpenAI'nin bu hamlesi, Google ve Apple'ın hâkim olduğu pazara bir devin daha girmesi anlamına geliyor. Ancak bu kez rekabet, kullanıcının verimliliğini artırmaktan çok, onu tek bir ekosisteme (OpenAI) daha sıkı bağlamayı hedefliyor. Kolaylık ve verimlilik vaadiyle gelen bu ekosistem bağımlılığı, dijital tekelleşme riskini artırıyor.

OpenAI, tanıtım yazısına şu cümleyle başlıyor: "Yapay zekâ, bize web'i kullanmanın ne anlama geldiğini yeniden düşünmek için nadir bir an veriyor." Bu tespitte sonuna kadar haklılar. Bu, gerçekten de internetle kurduğumuz ilişkiyi yeniden düşünmek için tarihi bir an. Sunduğu kolaylıklar cazip görünse de verimlilik karşılığında kontrolü ve bağımsız erişimi ne kadar feda etmeye hazır olduğumuzu sorgulamamız gerekiyor.

Atlas, geleceğin tarayıcısı olabilir. Ancak geleceğin, bugünün açık internetinden daha kapalı bir yer olmamasını sağlamak zorundayız. OpenAI ve rakipleri kolektif bilinç ile hareket eden kurumları bireyselleşmeye sevk ederken, kendileri bilginin tek merkezde toplandığı yeni bir kale inşa ediyor. Eğer dikkatli olmazsak, gücün birkaç teknoloji devine tamamen teslim edildiği modern bir dijital feodalizmin hüküm sürdüğü dünyada yaşamak zorunda kalacağız.

Podcast

19 December 2023
Doç. Dr. Hasan T. Kerimoğlu
Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
28:19
0:01

Url kopyalanmıştır...