07 Temmuz 2025

Meksika ve ABD arasındaki en büyük bilinmeyen: Trump

ABD Başkanı Donald Trump, Amerika’nın güney sınırında siyasi tansiyonu yeniden yükseltti. Bunun en büyük nedeni sadece göç, ticaret ya da uyuşturucu kartelleri değil. Bu defa en büyük bilinmeyen, Donald Trump’ın kendisi oldu.

ABD Başkanı Donald Trump, Amerika’nın güney sınırında siyasi tansiyonu yeniden yükseltti. Bunun en büyük nedeni sadece göç, ticaret ya da uyuşturucu kartelleri değil. Bu defa en büyük bilinmeyen, Donald Trump’ın dönmesi oldu.

2016-2020 yılları arasında ABD Başkanı olan ve 2024 seçimlerinde Cumhuriyetçi Parti’nin adayı olarak tekrar sahneye çıkan Trump, yalnızca Amerikan iç siyasetinde değil, Meksika ile ilişkilerde de kalıcı izler bırakmış bir figür. Ancak Trump’ın dış politika vizyonu, bir stratejiden çok; bazen bir tehdide, bazen de ani bir geri çekilmeye dayalı olduğu için onun olası dönüşü, Latin Amerika’nın tamamı için bir bilinmezlik simgesi hâline geliyor. Özellikle de Meksika için…

“Duvar”ın gölgesi hâlâ sınırda

Trump denince Meksika’nın aklına ilk gelen, elbette ki sınır boyunca örülmesi planlanan devasa “duvar projesi” oluyor. Başkanlık koltuğunda bulunduğu yıllarda Trump, ABD’nin güney sınırına örülecek bu duvarı hem fiziksel bir engel hem de siyasi bir sembol olarak kullandı. Üstelik bu duvarın finansmanını da “Meksika’nın ödeyeceği” yönündeki söylemi, iki ülke arasında diplomatik krizlerin başlangıcı olmuştu.

Bugün itibarıyla söz konusu duvarın %50’si tamamlanmış durumda. Ancak Trump’ın yeniden seçilmesi; kalan kısmının tamamlanması ve sınır politikasının daha da sertleşmesini gündeme getiriyor. Bu; sadece Meksika değil, Guatemala, Honduras ve El Salvador gibi ülkelerden gelen göçmenler için de ciddi sonuçlar doğuracak bir gelişmedir.

López Obrador’un ardından gelen belirsizlik

Trump’ın yeniden seçilmesi, Meksika’da da siyasal hesapları etkiliyor. Haziran 2024’te göreve başlayan Meksika’nın yeni Devlet Başkanı Claudia Sheinbaum, önceki lider López Obrador’un ılımlı çizgisini devam ettirmeye çalışsa da Trump gibi öngörülemez bir liderle baş etmek için ciddi stratejik hazırlıklara ihtiyaç duyuyor.

Sheinbaum Hükûmeti’nin şu anda en büyük kaygısı; Trump’ın, Meksika üzerindeki ekonomik ve siyasi baskılarını daha ne kadar artıracağıdır.

Ekonomik baskılar: NAFTA’nın siperinde yeni tehditler

Trump’ın bir diğer büyük müdahalesi ise NAFTA’nın (Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması) revizyonuydu. Bir önceki başkanlığı döneminde bu anlaşmayı sona erdirerek yerine USMCA adında yeni bir anlaşma getiren Trump, Meksika ile ticari ilişkilerde daha katı kurallar getirmişti.

Trump’ın bu son döneminde, anlaşmanın yeniden masaya yatırılması, Meksika sanayisi ve ihracatı üzerinde ağır bir baskı oluşturabilir. Özellikle otomotiv, tarım ve elektronik sektörleri, Amerikan pazarına olan bağımlılık nedeniyle en kırılgan alanlar olarak öne çıkıyor.

Buna karşılık Trump’ın Çin’e karşı ekonomik savaşında Meksika’yı bir “yedek üretim üssü” olarak kullanma ihtimali de masada yer alıyor. Ancak bu yaklaşım tamamen Trump’ın günübirlik kararlarına bağlı olacağından, Meksika için kazançtan çok, risk taşıyor.

İş birliği mi, baskı mı?

Göç krizinden kartellere, ticaretten iklim değişikliğine kadar uzanan geniş bir yelpazede Meksika-ABD ilişkileri, Trump döneminde sertleşti ancak diplomatik köprüler asla tamamen yıkılmadı. Zira her iki ülke de birbirine ekonomik ve güvenlik açısından bağımlı durumdadır.

Ancak Trump’ın diplomasiyi “pazarlık masası” olarak gören, ittifakları “sadakat testi” gibi yorumlayan anlayışı, Meksika’nın geleceği için önemli bir belirsizlik oluşturuyor.

Geleceğe bakış: İki ülke, bir kader

Geleceğe dair olası senaryoları şöyle sıralayabiliriz:

  • DEA (Uyuşturucu ile Mücadele Polisi) ile iş birliği yeniden sorgulanabilir.
  • ABD-Meksika sınırında askerî tedbirler artabilir.
  • Meksika’daki ABD yatırımları, siyasi tansiyona göre dalgalanabilir.

Sonuç olarak Trump; Meksika için sadece bir siyasetçi değil, bir denklem dışı değişkendir. Kuralları değiştirebilen, piyasaları sarsabilen, sınırda duvarlar yükseltebilen bir figürdür. Onun adı yalnızca Washington’da değil, Meksiko’da da dikkatle izlenmektedir.

Meksika, ABD ile olan ilişkilerini Biden dönemindeki yönetiminin görece dengeli yaklaşımı üzerinden sürdürürken, seçim sonrasında Trump’ın dönüşüyle her şey yeniden yazılıyor. Göç politikaları yeniden katılaşarak, ticaret anlaşmaları feshedilebilir, diplomaside “tehdit dili” yeniden baskın hale gelebilir.

Kısacası, Meksika ile ABD arasındaki en büyük bilinmeyen; ne sınır ne duvar ne de göç… O bilinmeyen, Trump’ın bizzat kendisidir.

Podcast

19 December 2023
Doç. Dr. Hasan T. Kerimoğlu
Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
28:19
0:01

Url kopyalanmıştır...