
İstanbul: Barışın merkez üssü
Geçtiğimiz günlerde Ukrayna ve Rusya heyetleri, Türkiye’de bir araya geldi. Dünya diplomasisinde barışın yanında olan Türkiye’nin ev sahipliği, iki ülke arasındaki müzakerelerde önemli bir rol oynayacağı aşikâr. Peki, Türkiye’de gerçekleşen bu görüşmeler savaş üzerinde ne tür bir etki yaratacak?
2022 yılında başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı’na yönelik barış görüşmelerine Türkiye aktif olarak arabuluculuk yapmıştı. Perşembe günü Türkiye'ye gelen Ukrayna ve Rusya heyetleri, Cuma günü Dolmabahçe'de bir araya geldi. Toplantı öncesinde Dış İşleri Bakanı Hakan Fidan ve ABD'li mevkidaşı Marco Rubio, iki ülkenin heyetleriyle görüştü. Görüşmelere ABD heyeti de gözlemci statüsünde katıldı. Zelenski devletlerarasında bir görüşme olma umuduyla Ankara’ya gelmiş fakat hayal kırıklığına uğrayarak uçakla Ukrayna'ya geri dönmüştü. İstanbul zirvesindeki görüşmelerin başına Savunma Bakanı'nı getiren Zelenski, dönmeden önce "Benim için İstanbul'da yapacak bir şey yok" ve "Ancak hiçbir şeyi kabul etmedi" diyerek "Putin'i, heyetine gerçek yetkiler vermeye çağırıyorum," ifadelerini kullandı. Peki, görüşmelerden istenilen sonuç çıktı mı?
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Müşaviri Vladimir Medinskiy'in başkanlık ettiği Rus heyetinde, Rusya Dış İşleri Bakan Yardımcısı Mihail Galuzin, Rusya Genelkurmay Başkanlığı Ana İstihbarat Dairesi (GRU) Başkanı İgor Kostyukov, Rusya Savunma Bakan Yardımcısı Aleksandr Fomin ve yetkililer hazır bulundu. Ukrayna Savunma Bakanı Rüstem Umerov'un başkanlık ettiği Ukrayna heyetinde ise Ukrayna Dış İşleri Bakan Yardımcısı Sergiy Kyslytsya, Ukrayna Güvenlik Servisi (SBU) Başkan Yardımcısı Oleksandr Poklad, Dış İstihbarat Servisi Başkan Yardımcısı Oleh Luhovskyi ve yetkililer yer aldı. Türk heyetinde, Millî İstihbarat Teşkilâtı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın bulunuyordu.
Ukrayna tarafı ateşkesi öncelik ilan ederken, Rus heyetinin bu talebe çok da sıcak bakmadığı görüldü. Yaklaşık iki saat süren görüşmelerin sonucunda Rusya'nın talepleri gerçeklikten kopuk ve daha önceki taleplerinin çok ötesinde" olduğu aşikârdı. Liderlerin düşük katılımı, Putin’in zirveye gelmemesi veya barış görüşmelerinin istenilen seviyede sonuçlanmaması hayal kırıklığı etkisi yarattı. Zelenski, "Ukraynalıların bir numaralı önceliğinin ateşkes olduğunun fakat Rus heyetin ise ateşkesi kabul etmediğinin ve Putin'in savaşı sona erdirme yönünde bir girişimde bulunmadığının’’ altını çizdi. Görüşmenin ardından ulaşılan en etkili sonuç ise Rusya ve Ukrayna, "bin kişiye karşılık bin kişi takas edilmesi" konusunda anlaşmaya varmaları oldu. İstanbul görüşmelerinin istenilen sonucu vermemesi zirvenin önemini düşürdü. Rusya heyetinden yapılan açıklamada, her iki tarafın ateşkes vizyonunu detaylı olarak ortaya koyacağı, ateşkes konusundaki beklentiler her iki tarafça paylaşıldıktan sonra müzakerelere devam edileceği belirtildi.
Dünya diplomasisinin merkezi: Türkiye
Dünya basını Türkiye’deki diplomasi trafiğine odaklanarak süreci yakından takip etmeye başladı. Türkiye, 14-15 Mayıs'ta kritik bir toplantıya ev sahipliği yaptı. NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, ABD Dış İşleri Bakanı Marco Rubio ile müttefik ülkelerin Dış İşleri Bakanları ve diğer üst düzey NATO yetkililerinin Antalya’da buluştu. Rubio, "Başkan Trump ve Başkan Putin birebir etkileşime girmedikçe bu konuda büyük bir ilerleme olmayacağını düşünüyorum" ifadelerini dile getirerek bu görüşmeye yönelik beklentilerini düşük olduğunu açıkça belirtti. Türkiye Dış İşleri Bakanı Hakan Fidan ise "360 derece güvenlik" anlayışıyla bu görüşmelerde de Rusya-Ukrayna Savaşı’nın sonlandırılmasının önemine değindi.
İstanbul’daki görüşmeler Rusya- Ukrayna Savaşı’nın başladığı tarihten itibaren barışa en çok yaklaşılan zaman olarak tanımlandı. Barış masasının İstanbul’da kurulmasıyla Türkiye yumuşak gücünün önemini bir kez daha ortaya koydu. Böylelikle ikili görüşmelere ortak bir zemin hazırlayarak barış inşası sürecine önemli katkı sağlayan Türkiye, diplomasinin dilini en iyi kullanan ülke imajını yeniden kazandı. Türkiye’nin diplomatik misafirperverliği ve tarafları bir araya getirmeye yönelik gösterdiği yoğun çaba, savaşı sona erdirme yönündeki güçlü iradenin bir sonucudur. Zira Hakan Fidan da "Gelinen aşamada iki yol bulunmaktadır. Yollardan biri bizi barışa götürecek bir süreci başlatacak, diğeri ise daha fazla yıkıma ve can kaybına yol açacak" ifadelerine yer vererek yapıcı bir anlayışla müzakere ederek barışa ulaşmanın mümkün olduğunun altını çizdi.
Barış görüşmelerinde Türkiye’nin istikrar sağlama yolunda attığı önemli girişimler, aynı zamanda Batı ile daha fazla diyalog kurma imkânı tanırken, uluslararası itibarını arttırıyor. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump arasında son on günde iki defa telefon görüşmesi gerçekleştirmesi, barış görüşmeleri için İstanbul’u seçmesi ve Trump’ın kendi sosyal medya sitesi Truth Social'dan "Rusya ve Ukrayna arasındaki saçma ve ölümcül savaşa bir son vermek için Cumhurbaşkanı Erdoğan ile çalışmaya sabırsızlanıyorum" ifadelerine yer vermişti. Trump'ın yanı sıra Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile de Ukrayna gündemli telefon görüşmeleri gerçekleştirdi. NATO Genel Sekreteri Mark Rutte ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’yi Ankara’da ağırladı.
Sonuç olarak, Mart 2022'den bu yana taraflar arasında gerçekleşen ilk düzey doğrudan temas niteliğini taşıyan bu görüşme kritik bir öneme sahiptir. İstanbul görüşmelerinin Rusya-Ukrayna arasındaki barış sürecindeki kolaylaştırıcı rolü, müzakerelerin geleceğine yönelik artan beklentiler ve güven artırıcı önlemlerin hız kazanması dolasıyla önemli bir diplomatik başarının sembolüdür.

Sesler ve Ezgiler
“Sesler ve Ezgiler” adlı podcast serimizde hayatımıza eşlik eden melodiler üzerine sohbet ediyor; müziğin yapısına, türlerine, tarihine, kültürel dinamiklerine değiniyoruz. Müzikologlar, sosyologlar, müzisyenler ile her bölümü şenlendiriyor; müziğin farklı veçhelerine birlikte bakıyoruz. Melodilerin akışında notaların derinliğine iniyoruz.

Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
Osmanlı Devleti'nden Türkiye Cumhuriyetine miras kalan darbeci zihniyete odaklanarak tarihi seyir içerisinde meydana gelen darbeleri, ihanetleri ve isyanları Doç. Dr. Hasan Taner Kerimoğlu rehberliğinde değerlendiriyoruz.