23 Ekim 2025

Engel değil, erişimsizlik zor

Engelli bireyler için zorluk; başarmak değil, görmezden gelinen detaylarla dolu bir dünyada yaşamak. Onlar azimleriyle her engeli aşabilir, yeter ki şehirler, yollar ve hayat onların da varlığı düşünülerek şekillensin. Çünkü asıl engel, duyarsızlıktır.

Herkes engelli bireylerin başarılarını alkışlar. Oysa onlar için alkışlanan başarılar zor değildir. Asıl zorluk görmezden gelinen, herhangi bir engeli veya engelli yakını olmayan kişiler tarafından düşünülerek hayatın şekillendirilmesidir.

Mesela, Franklin Delano Roosevelt çocuk felci geçirip, tekerlekli sandalye kullanmasına rağmen Amerika Birleşik Devletleri'nin 32. başkanı olması onun için zor değildir.

Onur Güntürkün’ün küçük yaşta geçirdiği felç nedeniyle yürüme engelli olmasına rağmen 35 yaşındayken profesör olması, beyin ve sinir sistemi üzerine çalışarak sağ ve sol beynin nasıl beraber işlem yaptığına dair bulgular elde etmesi zor değildir.

Stephen Hawking’in ALS hastalığına yakalanıp ömrünü tekerlekli sandalyede konuşamadan ve hareket edemeden dünyanın en büyük fizikçisi ve evrenbilimcisi olup kuantum fiziği ve kara delikler üzerine çalışması zor değildir.

Stevie Wonder’ın görme engelli olmasına rağmen müthiş bir şarkıcı olması zor değildir.

Farida Bedwei’nın serepral palsi hastası olmasına rağmen, Afrika’nın en iyi girişimcisi ve yazılımcısı olması zor değildir.

Sang-Mook Lee’nin bir kaza sonucu felç olup tekerlekli sandalye kullansa bile okyanus bilimci olması zor değildir.

Bennur Karaburun veya Serkan Bayram için milletvekili olmak zor değildir.

Nil Mısır, Öznur Cüre, Yiğit Caner Aydın’ın tekerlekli sandalyede dünyanın en iyi okçuları olması, Öznur Cüre’nin dünya şampiyonu olması zor değildir.

Umut Ünlü, Defne Kurt, Sümeyye Boyacı’nın ülkemizi yüzme dalında temsil edip madalya alması zor değildir.

Bunları yapmak engelli bir birey için zor değil. Çünkü hepsini çalışarak, imkân verildiğinde yapabilirler. Bu ve bunun gibi binlerce örnek verebilirim.

Ancak bir engelli için zorluk, engeli olmayan kişiler için görülmeyen detaylardır.

Düşünün, canınız kebap yemek istiyor, veya çok güzel bir oyun var vetiyatroya gitmek istiyorsunuz. Veya bir müzeye gitmek istediniz, kitap almak için sahaflara gideceksiniz. Saçınızı kestirmek için bir berbere veya kuaföre gitmeniz gerekiyor, hatta tuvalet ihtiyacınız geldi ve bunun için umumi bir tuvalet gerekiyor.

Bütün bunları yapmak engeli olmayan bir kişi için çok kolay.

Asıl zorluk: Düşüncesizlikle mücadele

Öznur Cüre’nin canının Brezilya kahvesi içmek istediğini düşünün. En iyi yapan yerlerden biri Kavacık’ta. Ve Öznur tek başına kahve almaya gitti.

Karşılaşacağı nedir biliyor musunuz? Kahve dükkânının önünde sıra sıra merdiven olması ve daha komiği hemen yanında yüksek bir kaldırım gibi “dostlar alışverişte görsün” rampası. Yani engelli bir birey tek başına kahve içemez.

Engelli bir birey yemeğe gideceğinde, sinema veya tiyatroya gideceği zaman önceden araştırmak zorunda. Gideceği yerde rampa var mı? Tuvaleti ona uygun mu? Merdiven var mı?  Bütün bunlar, engelli olmayan kişiler için herhangi bir zorluk teşkil etmese bile engelliler için gerçek zorluk bunlar.

Bir kez olsun engellilerin gözünden bakarak etrafınızı gözlemleyin. Mesela, Taksim, Beşiktaş, Kadıköy, Beykoz’da gittiğiniz yerlere bakın. Merdivenlere, engellere, koltuklara, masalara hepsine bakın. Sonra oturup düşünün tekerlekli sandalyede bir kişi tek başına buraya gelebilir mi?

Kadıköy’de Akmar Pasajı’ndan okul kitabı alabilir mi?

Ataşehir’de tiyatro izlemek için üst kata asansör olmadığı için çıkabilir mi?

Beşiktaş’ta Barbaros’tan aşağı inerken istediği bir kafeye girebilir mi?

Türkiye’de yaklaşık 8,5 milyon engelli var. Ama hiçbir yer onları düşünülerek yapılmıyor. Onlar da yemek yemek, berbere tıraş olmak, tiyatroya gitmek, sinemada film izlemek istiyorlar.

Burada belediyelere büyük iş düşüyor. Her belediye başkanının muhakkak bir tekerlekli sandalyeye oturup bulunduğu bölgeyi dolaşması lazım. İşte o zaman bütün bu sorunlar düzelir.

Engelliler büyük zorlukları rahatlıkla aşar. Paralimpikler ülkemize yine madalyalar kazandırıp İstiklal Marşı'mızı okutur. Yeter ki onların yolundaki taşları temizleyelim. O zaman dünya daha güzel olur.

Podcast

19 December 2023
Doç. Dr. Hasan T. Kerimoğlu
Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
28:19
0:01

Url kopyalanmıştır...