
Kudüs’ün Miracı: Sırrı Kudüs olanların kalpleri bir atar
“Evliya Çelebi'nin Gözüyle Kudüs’ün Miracı” adlı kitap ve aynı adlı fotoğraf sergisi Taksim Camii Kültür Sanat Merkezi’nde sanatseverlerle buluştu. Evliya Çelebi ve Kudüs arasında nasıl bir bağlantı var? Kudüs’ün miracına dair neler biliyoruz? Yazar Mustafa Aksay projeyi nasıl hayata geçirdi?
Dinî, tarihî, kültürel, siyasi, sosyal ve coğrafi bakımdan dünya genelindeki insanların önem atfettiği yerlerin başında hiç şüphesiz Yehuda Dağları’ndaki bir plato üzerinde kurulmuş olan Kudüs geliyor. Sadece bir şehir değil, aynı zamanda dinî ve kültürel bir kimliğin simgesi olan Kudüs; Müslümanlar için Mekke ve Medin’'den sonra en kutsal şehir.
Bu noktada Hz. Muhammed’in israsına ve miracına ev sahipliği yapan Kudüs’ün mahiyetini anlamak için Evliya Çelebi’nin “Seyahâtname”si önemli bir referans kaynağı. Yazar ve yapımcı Mustafa Aksay da bu referanstan yola çıkarak Sur Grup Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Altan Elmas’ın katkılarıyla Evliya Çelebi'nin Kudüs ziyareti notlarından ve şehrin sokaklarının yanı sıra kutsal mekânlarında çekilen özgün fotoğraflardan oluşan kitabını, sergisini ve Kudüs'ün ilk VR filminin tanıtımını yayımladı. Aksay’ın kadrajına takılanlardan oluşan “Evliya Çelebi'nin Gözüyle Kudüs'ün Miracı” adlı serginin tarihe not düşebilmek adına görücüye çıktığını söylemek gerek.
30 yıldır Kudüs-İstanbul arasında mekik dokuyan ve çok sayıda çalışma yürüten Aksay, “Başta İbrahim Camii, Muallak Taşı ve Şam Kapısı olmak üzere diğer bazı noktalarda çekimleri zor şartlarda 12 gün içerisinde tamamladık. İsrail askerlerinin gölgesinde hayatımızı hiçe saydık. Nihayetinde Kudüs’ün manevi derinliğini tarihî zenginlikleriyle birlikte insanlara sunduk. Bu projelerle Müslümanların şuurlarının artmasına vesile olmak istedik. Fotoğraf sergisi, Kudüs’ün evrensel değerlerini ve miraç olayının kutsal boyutunu bugünün dünyasında yeniden keşfetmeye olanak sağlıyor” diyerek projenin öneminden bahsetti.
Kudüs’ün ilk VR filminin içeriğinden de bahseden Aksay, “Hem Kubbetü’s-sahra’da hem Mescid-i Aksa’da miraç gecesinin 360 derece VR çekimleri yer alıyor. 400 yıllık serüveni daha iyi anlayabilmek adına önemli bir gösterge oldu. Geleneksel sanat anlayışından farklı olarak izleyiciyi de içinde barındıran ve etkileşimli bir deneyim Kudüs davasını daha anlaşılır kılmıştır” dedi.
Mustafa Aksay’ın kadrajına yansıyanlar, kitabına konu olanlar ve VR filmde bahsi geçen hikâyelerden hareketle antik çağlardan günümüze kadar farklı imparatorluklar ve dinler tarafından yönetilmiş ve kutsal kabul edilmiş olan Kudüs’ün; tarihî, farklı kültürler ve inançlar arasında sürekli bir etkileşim ve çatışma halinde olduğunu rahatlıkla görebiliriz. Sadece “Şam Kapısı”, “Zeytin Dağı’ndan Mescid-i Aksa Panoraması”, “Hz. Ömer’in Kudüs’ü Fethi” ve “Kubbetu’s-sahra’nın Avlusu” temalı fotoğraflara bakarak Kudüs'ün Müslümanlar için hem manevi hem de tarihî açıdan neden son derece önemli bir şehir olduğunu anlamak mümkün. Aksay’ın kaleme aldığı kitaptan hareketle Kudüs için “Mekke-Medine hattından Şam’a, Bağdat’a, İstanbul’a, Buhara’ya, Kurtuba’ya, Lahor’a ve ötesine uzanan bir hattı birbirine bağlayan kutlu bir halka” çıkarımında da bulunabiliriz.
Beş maddede Kudüs neden önemli?
Kudüs, dinler ve kültürler açısından oldukça variyetli ve çok katmanlı bir mana taşıyor. Yahudiler, Hristiyanlar ve Müslümanlar için aynı anda kutsal olan bu şehir, hem geçmişin izlerini taşıyan hem de günümüzdeki siyasi gerilimlerin noktalarından birisi. Kudüs’ün dinî, kültürel, tarihsel ve coğrafi önemi, onu dünya tarihinin en ilgiyle izlenen şehirlerinden biri yapmakta. Kudüs'ün İslam'daki yeri ve önemi beş temel unsurda özetlenebilir:
Mescid-i Aksa ve ilk kıble: Kudüs, İslam dininde Mescid-i Aksa'nın bulunduğu şehir olarak bilinir. Mescid-i Aksa, İslam'ın en kutsal üçüncü mekânıdır (birinci Kâbe, ikinci Medine'deki Mescid-i Nebevi, üçüncü Mescid-i Aksa). İlk olarak, Müslümanlar namazlarını Mekke'deki Kabe’ye yönelerek kılarken, daha sonra bu kıble, Kudüs'teki Mescid-i Aksa'ya yönlendirilmiştir. Bu, İslam'da büyük bir kırılma noktasıdır. Çünkü bu değişiklik, İslam'ın özgün kimliğini sağlamlaştıran bir olay olarak kabul edilir.
Miraç olayı: Kudüs, miraç olayının gerçekleştiği yerdir. İslam inancına göre, Hz. Muhammed bir gece Mescid-i Haram'dan (Mekke) Mescid-i Aksa'ya (Kudüs) taşıdıktan sonra göğe yükselmiştir. Bu olay, miraç olarak bilinir ve Hz. Muhammed'in Allah ile görüştüğü, Müslümanlara namazın farz kılındığı olaydır. Bu sebeple Kudüs'ün İslam'daki dinî mahiyeti son derece büyüktür.
Kudüs’ün kutsal sayılması: Kudüs, Müslümanlar için kutsal bir şehir olarak kabul edilir ve İslam tarihinde, Kudüs'ün fethinin çok önemli bir yeri vardır. Halife Ömer zamanında (636 yılında), Kudüs, Bizans İmparatorluğu'ndan fethedilmiş ve şehirdeki tüm dinî inançlara saygı gösterilmiştir. Bu durum, Kudüs'ün İslam dünyasında barışçıl bir şekilde yönetilmesinin simgesel bir örneği olmuştur.
Kudüs’ün İslam dünyasındaki siyasi ve dinî önemi: Kudüs, sadece dinî değil; aynı zamanda siyasi bir merkez olarak da İslam dünyasında önemli bir yer tutar. İslam'ın yayılmasından sonraki dönemlerde Kudüs, İslam imparatorlukları tarafından önemli bir şehir olarak kabul edilmiştir. Kudüs, Emevîler, Abbâsîler, Selçuklular ve Osmanlılar gibi birçok büyük İslam devleti tarafından yönetilmiştir. Bu yönetimlerde Kudüs’ün dinî, kültürel ve eğitimsel açıdan gelişmesi sağlanmıştır.
Kudüs ve Filistin: Günümüzde Kudüs, İsrail ve Filistin arasındaki çatışmanın merkezlerinden biridir. Filistinliler Kudüs'ü kendi başkentleri olarak görürken, İsrail Kudüs'ü başkent ilan etmiştir. İslam dünyası, Kudüs'ün Filistinlilerin başkenti olarak kabul edilmesini savunurken, Mescid-i Aksa’nın korunması gerektiğini vurgulamaktadır.
Sergiyi gezip dolaştıktan dünyanın dört bir tarafında atılan “Özgür Filistin!” sloganlarının ne anlam ifade ettiği daha iyi anlaşılabilir. Kimilerimizin zihninin derinliklerinden 2019’da yitirdiğimiz merhum mütefekkir Nuri Pakdil’in Kudüs üzerine yazdığı “Anneler ve Kudüsler” adlı şiirinin de yankılanması çok olası:
“Tûr Dağı’nı yaşa
Ki bilesin nerde Kudüs
Ben Kudüs’ü kol saati gibi taşıyorum
Ayarlanmadan Kudüs’e
Boşuna vakit geçirirsin
Buz tutar
Gözün görmez olur
Gel
Anne ol
Çünkü anne
Bir çocuktan bir Kudüs yapar
Adam baba olunca
İçinde bir Kudüs canlanır
Yürü kardeşim
Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin…”
Bugün Kudüs hâlen tüm Siyonist saldırılara rağmen dimdik ayakta ise Pakdil’in de şiirinde vurguladığı üzere “Ben Kudüs’ü kol saati gibi taşıyorum” şiarıyla mesele yaklaşan fertlerin azimkârane tutumları ve Türkiye başta olmak üzere Birleşmiş Milletler üyesi ülkeden 143’ünün Filistin'i bağımsız bir devlet olarak tanıması sayesindedir.
Bu doğrultuda 26 Şubat’a kadar Taksim Camii Kültür Sanat Merkezi’nde gezilebilecek “Evliya Çelebi'nin Gözüyle Kudüs'ün Miracı” adlı sergi de bir kez daha Kudüs’ün neden gönül coğrafyamızın incisi olduğunu ve Filistin’in özgür olma meselesinin sadece Filistinlilerin haklarıyla ilgili değil; aynı zamanda küresel adalet, insan hakları ve uluslararası barış açısından da önemli bir konu olduğunu bize hatırlatıyor…

Sesler ve Ezgiler
“Sesler ve Ezgiler” adlı podcast serimizde hayatımıza eşlik eden melodiler üzerine sohbet ediyor; müziğin yapısına, türlerine, tarihine, kültürel dinamiklerine değiniyoruz. Müzikologlar, sosyologlar, müzisyenler ile her bölümü şenlendiriyor; müziğin farklı veçhelerine birlikte bakıyoruz. Melodilerin akışında notaların derinliğine iniyoruz.

Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
Osmanlı Devleti'nden Türkiye Cumhuriyetine miras kalan darbeci zihniyete odaklanarak tarihi seyir içerisinde meydana gelen darbeleri, ihanetleri ve isyanları Doç. Dr. Hasan Taner Kerimoğlu rehberliğinde değerlendiriyoruz.