01 Mayıs 2025

30 yıl sonra: Ucuz Roman

Eğer hamburger siparişinizi verdiyseniz ve doğru koltuk seçiminizi yaptıysanız, 30 yıl sonra yeniden Türk sinema seyircisiyle buluşan “Pulp Fiction” filminin detaylarını birlikte incelemek için sizi bu yazımıza davet ediyoruz.

1995 yılı... Tokyoʼda sarin gazı saldırıları yapıldı, Amerikan uzay mekiği Discovery, Rus uzay istasyonuyla buluştu, henüz Japonya depreme dayanıklı binalar konusunda uzman değil ve Osaka-Kobe bölgesinde 7,2 büyüklüğünde bir deprem meydana geldiğinde 6 binin üzerinde insan yaşamını yitirdi, Nasuh Mahruki Everestʼin zirvesine tırmanan ilk Türk oldu. Hollywood filmlerinin Türkiyeʼde aylar sonra vizyona girdiği günler... İsimleri ise genellikle, ticari amaçlarla orijinal anlamlarından farklı isimlerle gösterimde... The Shawshank Redemption / Esaretin Bedeli, Speed / Hız Tuzağı, Leon / Sevginin Gücü... Bütün bu filmlerin arasında 1992 yapımı Reservoir Dogsʼla sinemaseverlerin dikkatini çeken, kimilerine göre tuhaf, kimilerine göre deha bir yönetmen sayılan Quentin Tarantinoʼnun yeni filmi 14 Nisan 1995 tarihinde Türkiye salonlarda yerini aldı. İsmi ise...

Pulp Fiction / Ucuz Roman

Tarantino, Reservoir Dogs’un (1992) gişe başarısının henüz tadını çıkarırken yapımcılar Speed, Men in Black gibi projelerle gözde yönetmenin kapısını çalıyordu. Fakat Tarantinoʼdan söz ettiğimizi unutmayalım... Filmografisini incelediğinizde ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Tarantino filmlerinin ortak özellikleri, absürt olay örgüsü, estetik şiddet sahneleri ve gerilimle yüceltilen diyaloglardır. Özetle yapımcıların teklifleri, Tarantinoʼnun önemsediği projeler değillerdi. Bu yüzden kendi projesi üzerinde çalışmak için Amsterdamʼa gitti. Burada üç ayını telefonu ve faksı olmayan bir odada geçirdi. Los Angelesʼa yeniden döndüğünde ise yanında Vincent Vega ve okul defterlerine yazılmış ucuz bir roman vardı.

Aslında Pulp Fictionʼın senaryosu, Los Angelesʼta bulunan, sık sık Josh Olson, Jeff Maguire, John Langley ve Danny Strong gibi senaristlerin sıklıkla ziyaret ettiği bir film kiralama dükkânı olan Video Archives’te birlikte çalışan iki sinefile kadar uzanır. Biri Quentin Tarantino, diğeri ise Roger Avery... Roger Avery, 1992'de New York Timesʼa verdiği bir röportajda burayı "bir video mağazasından çok bir film okulu" olarak tanımladı. “... sinema hakkında yoğun, sekiz saatlik tartışmalar yapardık. Müşteriler içeri girer ve dâhil olurlardı. Bu büyük bir film yapımcılığı kulübü hâline geldi ve muhtemelen birinin yaşayabileceği en iyi film yapımcılığı deneyimiydi." Tarantino ise 1994'te Rolling Stone ile yaptığı bir röportajda, burayı "Los Angeles bölgesindeki en iyi video mağazası" olarak adlandırdı ve "Video Archives, Los Angeles'in Cahiers du Cinéma'ya cevabı gibi" olduğundan bahsetmişti. Video Archives, Cahiers du Cinéma’yla karşılaştırılabilir miydi bilinmez ama Tarantino sinemasının temellerinin bu yıllarda atıldığı kesindir. Tarantino burada her hafta yeni bir tema belirler ve oluşturduğu reyonunda ziyaretçileri için sergilerdi. Daha sonra oyunculuk için dersler almaya başladığında yazma konusunda da yeteneği olduğunu fark etti. Sahneler içerisinde kendi eklemelerini yapıp kendi diyaloglarını yazmaya başladı. Tarantino, yazma tutkusuna dair, fazla sayıda roman okumasının da etkisinden bahsetmeyi unutmaz. “Eğer anlatımı romanlardaki gibi yaparsak, doğası gereği sinematik olurˮ düşüncesini savunur. 1980ʼlerin sonlarına doğru Video Archives’te Tarantinoʼyla senaryo hakkında planlar yapan Roger Avery, aslında Pulp Fictionʼı başta üç kısa film olarak tasarladılar. Bir filmin karakteri, başka bir filmde konuk olarak yer alacaktı. Fakat daha sonra bu fikirden vazgeçtiler.

1993 yılının Ocak ayında Pulp Fictionʼın senaryosu tamamlandı. Tarantino ve yapımcısı Lawrence Bender ilk olarak Columbia TriStar’a projeyi sundu. Senaryo üzerinde revize yoluna gidilmesine rağmen film “fazla deliceˮ bulundu. Roger Avery stüdyonun senaryo hakkındaki görüşünü şu şekilde açıklar: “Bu şimdiye kadar yazılmış en kötü şey. Hiçbir mantığı yok. Birisi ölüyor ve sonra tekrar yaşıyor. Çok uzun, şiddet dolu ve çekmek mümkün değil.ˮ

Yapımcı Lawrence Bender, Colombia TriStarʼın senaryoyu geri çevirmesinden sonra bu kez şansını o zamanlar bağımsız bir yapım şirketi olan Miramax Filmsʼe sundu. Miramax Filmsʼin kurucuları, aynı zamanda kardeş olan Harvey Weinstein ve kardeşi Bob Weinstein bu “fazla deliceˮ fikrin şahane olduğunu düşündüler ve senaryoyu satın aldılar. Şimdi ise akıllarda tek bir soru vardı:

Biz bu filmde kimi oynatacağız?

Film henüz senaryonun geliştirilmesi aşamasındayken, Tarantinoʼnun aklında birkaç isim vardı. Hatta boksör Butch Coolidge rolü Matt Dillon için yazılmıştı. Fakat teklif Matt Dillonʼa götürüldüğünde, ünlü oyuncu rolü geri çevirdi. Akıllara gelen başka bir isim de Bruce Willisʼti. Önceki yıllarda her ne kadar Moonlighting dizisi ve Die Hard serisiyle başarıyı yakalamışsa da sonrasında bu başarılı çıkışını sürdürememişti. Bruce Willisʼin yeni bir başlangıca ihtiyacı vardı. Bu yeni başlangıcı Pulp Fiction ile yakalayacaktı. Bir anlamda Butch Coolidge karakteri ve Bruce Willis, kariyerlerine bakıldığında paralellik gösterir. Tarantino bir röportajında o günlerde otuzlu yaşların sonlarında olan Bruce Willis için şunları söyler: “Bruce 50'li yaşlarda bir aktör görünümüne sahip. Bu görünüme sahip başka bir yıldız düşünemiyorum.ˮ

Miramax, Mia karakteri için Meg Ryanʼı veya Holly Hunterʼı düşünüyordu. Hatta, Alfre Woodard ve Meg Tilly de ihtimaller arasındaydı. Tarantino bu aktrisleri gözden geçirdi fakat sonrasında Uma Thurmanʼla tanışmasının ardından Mia rolü için başka bir isim düşünemedi. Uma Thurmanʼın Pulp Fiction afişlerinde kullanılan kült fotoğrafı bugün tüm sinemaseverlerin hafızasında yerini korumaktadır.

Tarantino, Vincent Vega rolü için Reservoir Dogsʼta birlikte çalıştığı Michael Madsenʼı düşünüyordu fakat Madsen, Kevin Costnerʼın Wyatt Earp (1994) filmindeki Virgil Earp rolünü kabul ettiği için teklifi geri çevirdi. Bunun üzerine Harvey Weinstein Daniel Day-Lewisʼin iyi bir tercih olabileceği fikrini ortaya attı. Ancak My Left Foot (1989) filmindeki Christy Brown rolüyle En İyi Erkek Oyuncu Oscar ödülünü daha birkaç yıl önce kazanan Daniel Day-Lewis için belirlenen ücret bütçeyi aşınca Vincent Vega rolü John Travoltaʼya verildi.

Samuel L. Jacksonʼın hayat verdiği Jules Winnfield rolü için Tarantinoʼnun düşündüğü ilk isim Laurence Fishburneʼdü. Fakat Fishburne rolü geri çevirdi. Daha sonra bu rol için oyuncu seçmelerin yapılmasına karar verildi. Öncesinde Tarantino, Samuel L. Jackson ve Paul Calderón arasında tercih yapmakta zorlanıyordu. Samuel L. Jacksonʼın restoran sahnesindeki deneme çekimi performansıyla bütün isimleri geride bıraktı. Jules Winnfield karakterinin afro bir saça sahip olması planlanıyordu. Tarantino, ekibine böyle bir peruğun bulunması için talimat verdi ancak eline ulaşan sadece siyah kıvırcık bir peruktu. Bu durum karşısında oldukça öfkelenen Tarantinoʼyu sakinleştiren Samuel L. Jackson oldu. N.W.A. isimli müzik grubunun ne kadar popüler olduğundan bahsederek bu saç modelinin iyi bir tercih olabileceği konusunda onu ikna etti.

Filmdeki suç ağının lideri olan Marsellus Wallace rolü için başta Max Julian ve Sid Haigʼe teklif götürülse de ikisi de reddetti. Seçmelerde Wing Rhames şahane bir performans sergileyince rolün sahibi oldu.

Winston Wolfe rolü için Tarantinoʼnun düşündüğü tek isim, Harvey Keitelʼdi. Tarantino bir konuşmasında şöyle bahseder: "Harvey 16 yaşımdan beri en sevdiğim aktördü.ˮ Benzer bir role, yönetmenliğini John Bedhamʼın üslentiği Point of No Return (1993) filminde de hayat vermişti.

Christopher Walken, Tim Roth, Amanda Plummer, Maria de Medeiros, Eric Stoltz, Angela Jones ve Rosanna Arquetteʼin de filme dâhil olmasıyla kadro tamamlandı.

Pulp Fiction için ekip ve oyuncular artık hazırdı. Sadece bir kişinin koltuğuna oturması bekleniyordu...

Yönetmen: Quentin Tarantino

Çekimlerine 20 Eylül 1993 yılında başlanan Pulp Fiction, oldukça ilginç bir atmosferi vardır. Tıpkı Albert Camusʼnun Yabancı isimli kitabının içinden çıkıp gelerek başlı başına bir esere dönüşen Yanlışlıkʼtaki olay örgüsü gibi oldukça absürttür. Bu sıra dışı yapıyı kurabilmek için Tarantino yeteneklerini filmin süresi boyunca sergiler.

Tarantino, lens seçimi ve kamera hareketlerini kullanarak sahne içerisine seyirciyi de katar. Filmi seyreden kişi artık seyirci olmaktan çıkıp tanık durumuna geçer. Diyalog gelişiminin tüm sürecine dâhil olup, aksiyon üst düzeye tırmandıkça gerilimi ve endişeyi içimizde hissederiz. İşlenen suçlar bize bulaşır, üzerimizden atmak isteriz. Aslında Tarantino bu yöntemi Hitchcock filmlerini doğru analiz ederek öğrenmiştir. Coolidge ve Wallace’ı buluşturan kırmızı ışık sahnesinde Tarantino, Hitchcock’un Sapık filmine gönderme yapar.

Pulp Fiction her ne kadar bizi restoran soygunuyla karşılasa da gerilimi zirveye çıkaran sahne tıpkı Reservoir Dogs filminin karakterleri gibi giyinen Vincent Vega ve Jules Winnfieldʼın ev baskını sahnesidir. Komik olan kısım şu ki ev baskınında bu iki karakter alışık olduğumuz biçimde zorla değil, sadece kapıyı çalarak içeri girer. Peşinden kapanan daire kapısı içerideki gençler için “çıkış yokˮ mesajı taşır. Karakterlerin mekân içerisindeki dağılımı, hiyerarşiyi temsil eder. Burada patron Julesʼtur. Diyaloğa, yargıya ve şiddete sadece o hâkimdir. Tarantino benzer bir tekniği 2009 yılında çektiği Inglourious Basterds filminde de uygular. Bu filmde Albay Hans Landa, benzer bir şekilde gerilimin tırmandığı sahnelerde sık sık yemeklerden ve spontane konulardan sohbet açar. Pulp Fictionʼa dönersek ev baskını sahnesinde Vincent ise burada bilinçli olarak geri planda kalır. Fakat gerilimin tırmandığı planlarda karakterlerin sahne dağılımı da dengesizleşir. Vincent almaya geldikleri mücevher çantasını bulduktan sonra, sahne içerisinde bir yılan gibi süzülerek hareket etmeye başlar. Tarantino bu sahnede ilginç bir kontrast yaratır. Mücevher çantası 666 şifresiyle açılıp, bir ışık huzmesi Vincentʼın yüzüne vururken, Jules İncilʼden bir pasaj okur. Fakat Julesʼun okuduğu pasaj, Tarantino evreninde orijinal metinden oldukça farklıdır.

Burası Jack Rabbit Slimʼs...

Filmin unutulmaz sahnelerinden biri de John Travolta ve Uma Thurmanʼın dans performansıdır. Vincent ve Mia, Jack Rabbit Slimʼs isimli mekâna girdiklerinde içeride nostaljik bir hava gözlemleriz. Marilyn Monroe, Ricky Nelson, James Dean ve Zorro kostümü içerisinde garson ve çalışanlar vardır. 50ʼli yıllardan kalma film posterleri ve gövdelerinden kesilmiş klasik otomobillerden yapılma kabinler... Hepsi seyirciyi başka bir zamana götürmek için tasarlanmış özel dekorlardır. Tarantino burada görsel kontrast fırsatını da kaçırmaz. Film bütçesinin 150.000 $ʼlık kısmı sadece bu setin kurulumu için harcandı.

Quentin Tarantino, bu mekânda Vincent ve Mia karakterleri diyalog hâlindeyken bilinçli olarak dengeli bir kompozisyon kurmaz. Göz hizaları ve çerçeve içerisindeki konumlarında değişiklik yaparak, tansiyonu arttırmayı amaçlar ve Mia hamlesini yapar: “Dans etmek istiyorum.ˮ Vincent, Miaʼnın ısrarına direnemez ve kendisini ayakkabılarını çıkartmış vaziyette dans pistinin ortasında bulur. Kamera çok yavaş hareketlerle çifte ilerler ve müzik başlar. Çalan şarkı “You Never Can Tellˮdir ve iki gencin düğününü ve sonrasındaki yaşam tarzını anlatır. Vincent ve Mia, bu şarkı eşliğinde 1960ʼlarda oldukça popüler bir dans olan twist yapar. O yıllarda oldukça muhafazakâr olan Amerikan toplumundan, “kışkırtıcıˮ olması sebebiyle sert eleştiriler alan bu dans, Pulp Fictionʼun unutulmaz dans sahnesine konu olur. Bu ikonik sahne izleyicisiyle buluşmak için aylar sonra uzun bir yola çıkacaktı...

Şimdi Cannesʼa gidiyoruz!

Pulp Fictionʼın çekimleri 30 Kasımʼda tamamlandı. Prömiyeri 1994 yılının Mayıs ayı içerisinde Cannes Film Festivaliʼnde yapıldı. Filmin tüm oyuncu kadrosu buradaydı. Film Cannesʼın en büyük ödülü olan Altın Palmiyeʼyi kazandı.

Cannesʼtan sonra Tarantino, Avrupaʼnın diğer festivallerine doğru yola koyuldu. Nottingham, Münih, Taormina, Locarno, Norveç ve San Sebastián... Eylül ayının sonlarına doğru ise New York Film Festivaliʼne katıldı ve eleştirmenler tarafından film övgüyle karşılandı. Film, Akademi Ödülleriʼnde En İyi Senaryo, İngiliz Akademisi Film Ödülleriʼnde En İyi Senaryo ve Samuel L. Jacksonʼa En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu, David di Donatello Ödülleriʼnde En İyi Yabancı Film, Altın Küre Ödülleriʼnde En İyi Senaryo ile birlikte aday gösterildiği 51 kategoriden 23 ödülün sahibi olarak döndü.

14 Ekim 1994ʼte ise Amerikaʼda genel gösterimi yapılmaya başlanan Pulp Fiction, Türk seyircileri ile 14 Nisan 1995 tarihinde buluşabilecekti...

30 yıl sonra...

Quentin Tarantino, 30 yıl içerisinde Jackie Brown (1997), Kill Bill: Volume 1-2 (2003-2004), Inglourious Basterds (2009), Django Unchained (2012), The Hateful Eight (2015) ... gibi başarılı filmler yapmaya devam etti. Bu filmlerde birkaçında yine Uma Thurman ve Samuel L. Jacksonʼla kariyer yolculuğuna devam etti.

Pulp Fiction öncesi Bruce Willisʼin sallantıda olan kariyeri yeniden yükselişe geçti. 12 Monkeys (1995), Last Man Standing (1996), The Fifth Element (1997), The Jackal (1997), Armageddon (1998) gibi filmlerle yerini sağlamlaştırdı. Yıllarca sinemaseverlerin takdirini ve sevgisini kazanan Bruce Willisʼe 2022 yılında afazi, 2023 yılında ise demans teşhisi konulduğu kamuoyuyla paylaşıldı. Politik görüşleri her ne kadar tartışmaya açık olsa da özellikle 80ʼler ve 90ʼlar kuşağı için Bruce Willis, tıpkı Sylvester Stallone ve Arnold Schwarzenegger gibi Hollywood filmlerinin önemli bir değeri olarak kabul edilir.

En ilginç kariyer yükselişi ise Ving Rhamesʼe aittir. Bu yıl son bölümü gösterime girecek olan ve ilk kez 1996ʼda çekilen 8 filmlik Mission Impossible serisinin vazgeçilmez oyuncusudur. Bununla birlikte Con Air (1997), Striptease (1996) gibi önemli yapımlarda rol almayı sürdürmüştür.

Miramax şirketinin kurucu ortağı ve Pulp Fiction film projesine ilk güvenen isim olan Harvey Weinstein, 2017 yılının Ekim ayında cinsel istismar iddialarının ardından kendi şirketinden ve Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi'nden kovuldu. 31 Ekimʼe kadar 80ʼin üzerinde kadın Weinstein tarafından cinsel saldırıya uğradığını iddia etti. Bu olayın ardından “#MeToo” sosyal medya hareketini başlatan kadınlar, tıpkı Weinstein gibi sosyal statülerini kullanarak taciz suçu işleyen erkeklerin ifşa edilmesinin yolunu açtı ve bu suçu işleyenlerin işten çıkarılmasını sağladı. Weinstein, işlediği suçlar sebebiyle hüküm giydi ve mümkün olan en erken tahliye tarihi 9 Kasım 2039 olarak bilinmektedir.

Pulp Fiction, 30 yıl sonra 25 Nisan 2025 tarihinde yeniden Türk sinemaseverlerin karşısına çıktı. Sinema endüstrisi, her ne kadar dizi yapımlarına ve dijital platformlara yönelse de beyaz perde güncel ana akımın yanı sıra Pulp Fiction gibi kült hâline gelen yapımlarla geleneksel yapısını sürdürmeye devam ediyor. Dünya şüphesiz 30 yıl önceki gibi değil. Yine de sinema salonuna o ilk adımı attığımız andan itibaren, Vincent ve Miaʼnın Jack Rabbit Slimʼsʼten içeri girmesi gibi hissetmez miyiz?

Kaynakça

Peter Biskind. Down and Dirty Pictures: Miramax, Sundance, and the Rise of Independent Film. New York: Simon & Schuster, 2004.

Jeff Dawson. Quentin Tarantino: The Cinema of Cool. Applause Books, 1997.

Gerald Peary. Quentin Tarantino: Interviews, Revised and Updated. University Press of Mississippi, 2013.

Peter Mcalevey. All's Well That Ends Gruesomely. The New York Times, 1992.

Mark Seal. Cinema Tarantino: The Making of Pulp Fiction. Vanity Fair, 2013.

David Wild. Quentin Tarantino: The Madman of Movie Mayhem. Rolling Stone, 1994.

William Degenaro. Post-Nostalgia in the Films of Quentin Tarantino and Robert Rodriguez. Journal of American Studies of Turkey, 1997.

Jerome Charyn. Raised by Wolves: The Turbulent Art and Times of Quentin Tarantino. Thunder's Mouth Press, 2006.

Reid Goldberg. You Won't Believe Who Quentin Tarantino Had in Mind for 'Pulp Fictionʼ. Collider, 2024.

Lancelloti. How this scene takes Pulp Fiction from good to masterpiece, 2024.

Studiobinder. The Pulp Fiction Dance Scene - A Masterclass in Tarantino Directing Subtext and Tension, 2021.

Studiobinder. Quentin Tarantino Explains How to Write & Direct Movies | The Directorʼs Chair, 2019.

Studiobinder. How Quentin Tarantino Keeps You Hooked - Directing Styles Explained, 2019.

Quentin Tarantino. Reservoir Dogs. Miramax Films, 1992.

Quentin Tarantino. Pulp Fiction. Miramax Films, 1994.

Fotoğraf: Annie Leibovitz.

Podcast

19 December 2023
Doç. Dr. Hasan T. Kerimoğlu
Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
28:19
0:01

Url kopyalanmıştır...