28 Ekim 2025

Türk futbolunda bahis depremi: 371 hakem soruşturma altında

TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’nun “371 hakemin bahis hesabı var” açıklaması, Türk futbolunda deprem etkisi yarattı. Hakemlerden teknik direktörlere uzanan soruşturma, sadece bir skandal değil; futbolun adalet, güven ve etik değerleri için tarihi bir dönemeç.

Türk futbolu yakın dönemdeki en ciddi sorunlarından biri ile karşı karşıya kaldı. 27 Ekim 2025 günü TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu Riva’daki tesislerde bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Bu basın toplantısı öncesinde kamuoyu UEFA’nın Türkiye’de açacağı ofis özelinde gerçekleşecek bir basın toplantısına katıldığını düşünüyordu. Özellikle basın toplantısına katılan basın mensuplarından Lig Radyo Genel Koordinatörü İlker Duralı, bağlandığı yayınımda “Sayın Başkan, açıklama yapmaya başladığında bütün salon olaydan habersizdi. Başkan açıklamasını yaptığı sırada bütün salon şaşkınlık reaksiyonlarını sesli bir şekilde dile getirdi” dedi. Peki TFF Başkanı neyi açıklamıştı?

Sayın Başkan, profesyonel liglerde görev yapan 571 hakemin denetlendiğini ve bu hakemlerden 371’inin bahis hesabı bulunduğunu, 152’sinin ise aktif olarak bahis oynadığını açıkladı. Bahis oynayan hakemlerin klasmanlara göre dağılımı ise 7 üst klasman hakem, 15 üst klasman yardımcı hakem, 36 klasman hakem, 94 klasman yardımcı hakemdi. Sayın İbrahim Hacıosmanoğlu’nun açıklamalarına göre bazıları sahada bahis sitelerinin maç yayını hizmetinden faydalanmak için bir kullanıcı hesabı oluşturmuş. Fakat buradaki asıl sorun şu ki bu sitelerden maç izlemek için yine belli bir miktar bahis oynamanız gerekiyor.

“Geçmiş maçlar dahi iptal edilebilir veya şampiyonluklar geri alınabilir”

Lig Radyo’da Tahir Kum’un konuk olduğu programda, Türk futbolunda yankı uyandıran bahis skandalı masaya yatırıldı. Futbol Federasyonu’nun, futbol ailesindeki 3.700 kişiyi kapsayan bir bahis soruşturması başlattığı ve bu soruşturmanın iki yıl önceki Nazilli Spor-Ankara Spor maçındaki şüpheli durumdan kaynaklandığı belirtildi. Soruşturma kapsamında kulüp başkanı, teknik direktör, futbolcu ve masör gibi isimlerin bahis hesaplarının tespit edildiği ortaya çıktı. Özellikle, bir kulüp başkanının 15.676, bir teknik direktörün ise 5.786 kez bahis oynadığı gibi çarpıcı rakamlar gündeme geldi.

Tahir Kum, Federasyon Başkanı’nın hakemlerle ilgili açıklamasının beklenmedik olduğunu ancak kendisinin bu tür bir sorunun varlığından haberdar olduğunu ifade etti. Yaklaşık bir ay önce, müsabaka sonuçları ve hakem kararları üzerine özel bahislerin oynandığını öğrendiğini belirten Kum; bu bahislerin VAR kararları, kırmızı kart, penaltı ve korner gibi unsurları kapsadığını aktardı. Federasyon’un, savcılık nezdinde yasal bahis sitelerinde ve yurt dışında Medya Radar firması aracılığıyla yaptığı incelemelerde, hakemlerden futbolculara kadar birçok ismin bahis hesaplarının tespit edildiği vurgulandı. Kum, Federasyon’un şu an sadece hakemlerle ilgili kısmı açıkladığını ancak futbolcu ve teknik direktörlerle ilgili detayların da önümüzdeki günlerde ortaya çıkabileceğini belirtti. Aktif 152 hakemin bahis soruşturmasıyla ilişkilendirildiğini ve bu isimlerin açıklanmasının zorunlu olduğunu ifade eden Kum, aksi takdirde her hakemin zan altında kalabileceğini söyledi. Ayrıca müsabaka sonucunu etkilemeye yönelik bahis oynama durumunda zaman aşımı olmadığını, bu nedenle geçmiş maçların dahi iptal edilebileceğini veya şampiyonlukların geri alınabileceğini söyledi.

Federasyon Başkanı’nın “Kulüpler kendi önünü temizlemeli” açıklamasına değinen Kum, kulüplerin kendi soruşturmalarını yapmasının zor olduğunu, zira isimlerin ortaya çıkması durumunda kulüplerin zarar görmekten çekinebileceğini belirtti. Ayrıca Futbol Federasyonu’nun 57. madde kapsamında bahis oynayanlara ağır cezalar verebileceğini, bir hakemin sadece bahis hesabı sahibi olmasının bile meslek hayatını bitirebileceğini ifade etti.

“Toplumsal mutabakat sağlanırsa, güçlü bir başlangıç noktası oluşturulabilir”

Yine Türk sporunun usta gazetecilerinden ve hakem camiasına yakın olan isimlerinden Cem Dizdar ile Lig Radyo’daki programımda yaptığı değerlendirmede ise “Türkiye Futbol Federasyonu, futbolun en hassas konularından biri olan hakemlik meselesine el atmış durumda. İlk adım olarak, kendi kurumsal yapısı içinde Merkez Hakem Kurulu’nun sorumlu olduğu hakemlerden başlamış. Federasyonun açıklamalarına göre, 10’un üzerinde hakem, 10 binden fazla bahis oynamış. Bu durum, hakemlerin maç sonuçlarını manipüle ederek kâr elde etmek amacıyla bir sistem kurduğu şüphesini doğuruyor. Hakemler, yardımcılarıyla ya da başka aktörlerle iletişim kurarak maçları kendi çıkarlarına göre yönlendirmiş olabilir. Federasyon, şu an için bu çerçeveyi ortaya koyuyor. Bahis ve şike, futbolun farklı aktörlerini (masör, futbolcu, teknik adam, yönetici) içine alan karmaşık bir yapıya sahip. Şike, maç sonuçlarının manipüle edilmesiyle kişisel ya da kurumsal kazanç sağlama amacı taşıyor. Bu, küme düşme, şampiyonluk, Avrupa’ya katılma ya da yayın gelirleri gibi unsurları etkiliyor. Geçmişte Juventus örneğinde görüldüğü gibi, şike skandalları puan silme ve para cezaları gibi yaptırımlarla sonuçlanmıştı. Günümüzde ise şike, daha çok bahis faaliyetleriyle ilişkilendiriliyor. Türkiye Futbol Federasyonu, devletin ilgili kurumlarıyla uzun süredir yürüttüğü bir çalışmayla bu karmaşayı çözmek için önemli bir adım attı ve bu yolda kararlılıkla ilerliyor. Ancak Türkiye’nin üç büyük takım etrafında şekillenen sosyolojik yapısı, bu süreci zorlaştırabilir. Propagandist söylemler ve magazinsel yaklaşımlar, konunun netleşmesini engelleme riski taşıyor. Hakemler, bu süreçte icracı konumda olsa da asıl mesele, diğer aktörlere uzandığında ortaya çıkıyor. Toplumsal destek sağlanamazsa, bu girişimler magazin düzeyinde kalarak şüpheleri büyütür. ‘O takım şunu yaptı, bu yönetici bunu yaptı’ gibi söylemler, futbol kültürümüzde çantaların taşındığı, oyuncuların kaçırıldığı gibi anlatılarla büyüyerek kaosa yol açar. Eğer toplumsal mutabakat sağlanırsa, ‘Bizim takım dâhil olsa bile bu mesele sonuna kadar gitsin’ anlayışıyla hareket edilirse, futbolun sağlığına kavuşması için güçlü bir başlangıç noktası oluşturulabilir. Federasyonun hakemlerden başlaması, zaten toplumda şüpheli görülen bir grubu hedef aldığı için bir handikap yaratıyor. Ancak süreç, diğer halkalara (futbolcu, yönetici, teknik adam) yayıldığında ve kalabalıklar bu konuda ikna edildiğinde, daha sağlıklı bir zemin oluşabilir. Manipülatif oyun alanını daraltarak, herkes için adil ve kullanışlı kurallar koyan bir manifesto ya da nizamname hazırlanması için ideal bir fırsat doğar. Umut, bu sürecin şeffaf ve kararlı bir şekilde ilerlemesinde. Aksi takdirde, birkaç suçlu bulunup dosya kapatılırsa, şüpheler daha da derinleşir ve yaygınlaşır” yorumunu getirdi.

“27 Ekim 2025, Türk futbolunda bir milat olarak görülüyor”

Ülke futbolumuzda hakemlik camiası özelinde yaptığı haberlerle ön plana çıkan Ömer Faruk Ünal ise “27 Ekim 2025, Türk futbolunda bir milat olarak görülüyor; bu tarih, futbolun marka değerini sarsan ciddi bir bahis ve manipülasyon skandalıyla anılıyor. Süper Lig ve Birinci Lig'de hakemlerin yaklaşık %12'sinin bu işe karıştığı belirtiliyor. Futbol Federasyonu'nun bu skandalı tek başına çözemeyeceği, devletin istihbarat, polis ve MASAK gibi kurumlarının güçlü bir soruşturma yürüttüğü düşünülüyor. Avrupa medyası olayı yakından takip ederken, Türk futbolunun marka değeri ciddi zarar gördü. Skandala karışan hakemlerin isimlerinin açıklanması, manipüle edilmiş maçların durumu ve ligin geleceği belirsizliğini koruyor. Hakem seçiminde güvenlik soruşturmalarının önemi vurgulanıyor; etik ve ahlaki değerlere uygun hakemlerin seçilmesi gerektiği belirtiliyor. Ferhat Gündoğdu'nun MHK döneminde yapılan ‘temizlik’ girişimlerinin yetersiz olduğu, yeni nesil hakemlerin cesur ve sorumsuz davranışlarının skandalı büyüttüğü ifade ediliyor. Kulüpler, oyuncular ve yöneticilerin de mercek altına alınması gerektiği, Türk futbolunda kapsamlı bir temizlik ihtiyacı olduğu vurgulanıyor. Soruşturmanın hızlıca sonuçlanması ve şeffaflık sağlanması gerektiği, aksi takdirde ligin güvenilirliğinin daha fazla zarar göreceği uyarısı yapılıyor” değerlendirmesini yaptı.

“Türk futbolunda bahis oynamayan hakem ya da futbolcu neredeyse yok”

Spor yazarı Volkan Demir ile yaptığımız yayında ise “Bu oran sadece yasal hesapları kapsıyor. Eş, dost, akraba üzerinden açılan hesaplar ve illegal bahislerle bu rakamın daha da yüksek olabileceğini düşünüyorum. Türk futbolunda bahis oynamayan hakem ya da futbolcu neredeyse yok” dedi. Demir, radikal önlemler alınması gerektiğini vurgulayarak, “Belki de maçları durdurmak lazım. Bugün oynanacak maçlarda bahis hesabı olmayan hakemlerin görev yapacağını tahmin ediyorum” diye ekledi. Fenerbahçe Eski Başkanı Ali Koç’un da bir yıl boyunca bahis skandalına dikkat çektiği ve bir savcının bu konuda hareket geçtiği ancak tayininin çıktığı iddiaları da gündeme geldiğini hatırlatarak “Netflix dizisi gibi ilginç olaylar yaşanıyor. Türk futbolunda güven ortamının sağlanması için acil adımlar bekliyorum” dedi.

“Geriye kalan 200 hakemle liglerin yönetilmesini imkânsız”

Günün sonunda Türkiye Kupası’ndaki hakem atamalarında değişikliğine gidildiğini öğrendik. Bu noktada Fanatik gazetesi Haber Müdürü Umut Eken ile Lig Radyo için yaptığım son bağlantıdaki paylaşımları şu şekildeydi: “571 hakemden 371’inin bahis hesabı bulunuyor. Bu, profesyonel ligleri yönetmek için yeterli hakem sayısını (yaklaşık 300-330) ciddi şekilde tehdit ediyor. Üstelik, bir hakemin 18 bin, on hakemin ise 10 binin üzerinde bahis yaptığı iddia ediliyor. Bu rakamlar, bazı hakemlerde bahis bağımlılığı şüphesi uyandırıyor. MHK, sadece bahis hesabı olan hakemleri bile maçlardan çekerek titiz bir tutum sergiliyor. Bazı hakemlerin bahis hesaplarını, maç izlemek için sponsor platformlarda hesap açma zorunluluğu nedeniyle açtığı belirtiliyor. Eğer bu hesaplarda bahis hareketi yoksa, bu durum masum kabul edilebilir. Ancak savcılık soruşturmasıyla yasal bahis platformlarından alınan veriler, hakemlerin hesap hareketlerini detaylıca ortaya koyuyor. Bu noktada, bir hakemin geçmişte alt liglerdeyken bahis yapmış olması ancak üst klasmana yükseldiğinde bu alışkanlığı bırakması durumunda nasıl bir değerlendirme yapılacağı belirsiz. Örneğin, bir hakemin tartışmalı kararlarla bir takımı zayıflattıktan sonra rakip takıma bahis yapması, ciddi etik ve hukuki sorunlar doğurabilir. Ayrıca hakemlerin sadece futbol değil, NBA gibi farklı spor dallarında bahis yapması durumunda cezai yaptırımların nasıl uygulanacağı da tartışma konusu. Süper Lig ve 1. Lig’de her hafta yaklaşık 100-120 hakem ataması yapılıyor. Ancak 371 hakemin bahis hesabıyla ilişkilendirilmesi, geriye kalan 200 hakemle liglerin yönetilmesini imkânsız hale getiriyor. MHK’nın bu krizi nasıl çözeceği merak konusu. Ayrıca atanamayan hakemlerin zan altında kalmaması için PFDK sevklerinin hızla yapılması ve şeffaf bir soruşturma süreci yürütülmesi gerekiyor.’’

“Kim korunacak, kim bırakılacak, birkaç gün içinde belli olacak”

PFDK Eski Başkan Vekili Avukat Taha Çalık’ın Lig Radyo’ya yaptığı açıklamada ise “Hacıosmanoğlu gereğini yapar ancak önüne eksik evrak gelir mi, emin değilim. İddiaların merkezinde, Ferhat Gündoğdu’nun MHK Başkanlığı döneminde ‘Kıbrıs ağı’ ile bağlantılı isimlerin kollanması yer alıyor. Yaşar Kemal Uğurlu’nun, yasa dışı bahis sitesi sahibinin otelinde kumar oynarken görüntülenmesi ve emeklilik yerine VAR Direktör Yardımcılığına atanması tartışma yarattı. Ahmet Şahin’in ise MHK Başkan Vekili’yken darp edilmesi ve sessizce istifa etmesi soru işaretlerini artırdı. 6222 Sayılı Kanun’a göre, müsabaka sonucunu etkilemeye yönelik bahis yapan hakemler, ömür boyu futboldan men ve 1-3 yıl hapis cezasıyla karşı karşıya kalabilir. Beş yıl zaman aşımı sınırlaması doğru değil, yargılama zaman aşımı 8 yıl, bazı durumlarda 12 yıla uzar” diyerek geriye dönük incelemelerin mümkün olduğunu belirtti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Antalya’daki hakem şikâyetleriyle birleştirilen soruşturmayı yürütüyor. Çalık, İstanbul’un soruşturmayı daha sağlıklı yöneteceğini ifade ederek, “Kim korunacak, kim bırakılacak, birkaç gün içinde belli olacak” dedi. Taha Çalık, PFDK Eski Başkan Vekili olduğu dönemde, Ferhat Gündoğdu’nun “kirli ağlarla” bağlantılı olduğunu defalarca dile getirdiğini ancak manipülasyonlar nedeniyle önlem alınamadığını belirtti. Adana Demirspor maçında Tayfun Aydoğan’a yanlış kart gösterilmesi olayında, hakemin kötü niyetle hareket ettiği tespit edilse de “Gündoğdu bu konuyla alakalı bir işlem yapmadı” dedi.

“Herkes için adil kurallar” anlayışıyla hareket edilmeli

Soruşturmanın şeffaf ve kararlı bir şekilde yürütülmesi, Türk futbolunun marka değerini koruma ve yeniden inşa etme açısından kritik bir öneme sahip. Özellikle PFDK Eski Başkan Vekili Avukat Taha Çalık’ın iddiaları ve söylemleri titizlikle incelenmeli.  Cem Dizdar’ın vurguladığı gibi, toplumsal mutabakat sağlanarak “Herkes için adil kurallar” anlayışıyla hareket edilmezse, bu süreç magazinsel söylemlerle sulandırılabilir ve şüpheler daha da derinleşebilir. Ömer Faruk Ünal’ın belirttiği üzere, devletin istihbarat ve yargı organlarının desteğiyle yürütülen bu soruşturma, Türk futbolunda köklü bir temizlik için bir milat olabilir. Ancak Volkan Demir’in dikkat çektiği illegal bahis hesapları ve dolaylı yollardan yapılan bahis faaliyetleri, sorunun boyutlarının açıklanandan çok daha büyük olabileceğini gösteriyor.

Merkez Hakem Kurulu’nun hakem atamalarındaki titiz tutumu ve Türkiye Kupası’nda yapılan değişiklikler, krize karşı acil bir tepki olarak değerlendirilebilir. Ancak Umut Eken’in ifade ettiği gibi, 371 hakemin bahis hesabıyla ilişkilendirilmesi, liglerin yönetilmesi için yeterli hakem sayısını tehdit ediyor. Bu durum, hem kısa vadede maç yönetimini zorlaştırıyor hem de uzun vadede hakemlik mesleğinin etik standartlarının yeniden tanımlanmasını zorunlu kılıyor. Soruşturmanın futbolcu, teknik direktör ve yöneticilere uzanması durumunda, kulüplerin ve taraftarların tepkileri, sürecin sosyolojik boyutlarını daha da karmaşık hâle getirebilir. Türk futbolunun bu krizden çıkabilmesi için Federasyon’un şeffaf bir iletişim politikası izlemesi, bahis oynayan isimlerin hızla açıklanması ve PFDK sevklerinin adil bir şekilde yapılması gerekiyor. Ayrıca bahis bağımlılığı şüphesi uyandıran hakemlerin durumunun psikolojik ve etik boyutlarıyla ele alınması, gelecekte benzer skandalların önlenmesi için önem arz ediyor. Eğer bu süreç, manipülatif oyun alanını daraltarak adil ve güvenilir bir futbol ortamı yaratma fırsatına dönüştürülebilirse, Türk futbolu için umut verici bir başlangıç yapılabilir. Aksi takdirde, şüpheler ve kaos büyüyerek liglerin güvenilirliğini tamamen ortadan kaldırabilir. Türk futbolunun bu zorlu sınavdan alnının akıyla çıkması, kararlılık, şeffaflık ve toplumsal destekle mümkün olacaktır.

Podcast

19 December 2023
Doç. Dr. Hasan T. Kerimoğlu
Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
28:19
0:01

Url kopyalanmıştır...