20 Kasım 2025

Seul’den “diyalog” çağrısı: Yarımada'da yeni dönem mi?

Güney Kore’nin Kuzey Kore’ye yaptığı askerî görüşme teklifi, 2018’den bu yana donmuş bulunan “Koreler arası” güvenlik diyaloğunda kırılma anına işaret ediyor.

Güney Kore’de iktidardaki Demokratik Parti’nin (DP) Kuzey Kore’ye yaptığı “askerî görüşmeler” çağrısı, Kore Yarımadası’nda giderek tırmanan güvenlik geriliminin ortasında atılmış stratejik bir adım olarak öne çıkıyor. DP Grup Başkanı Kim Byung-kee’nin Ulusal Meclis’te yaptığı açıklama, Seul’ün Pyongyang’la resmî diyalogu yeniden başlatma niyetini açık biçimde ortaya koyuyor. Bu teklif, yalnızca teknik bir sınır hattı tartışması değil, Başkan Lee Jae-myung’un göreve gelmesinden bu yana Kuzey Kore’yle ilişkilerde yeni bir sayfa açma girişimi niteliği de taşıyor ve 2018’den beri askıya alınan “Koreler arası” askeri iletişimi canlandırma potansiyeli taşıyor.

MDL’de çatışma riski

Güney Kore’nin teklifinin ardındaki en temel neden, Military Demarcation Line (MDL) olarak adlandırılan askerden arındırılmış hat boyunca son aylarda belirginleşen riskli durum. Pyongyang’ın 2023 sonunda “iki devlet arasındaki ilişkiler artık düşmanlığa dayanıyor” açıklamasının ardından, Kuzey Koreli birlikler nisan 2024’ten itibaren bu bölge çevresinde mayın döşeme, arazi temizleme ve tel örgü güçlendirme faaliyetlerine başladı. Güney Koreli yetkililer, Kuzey Kore askerlerinin yıl içinde 10 kez MDL’yi ihlal ettiğini iddia etti. Hatta ekim ayında iki Kuzey Kore askerinin, kendi taraflarından kaçmaya çalışan bir asker nedeniyle sınırı kısaca geçtiği olay, gerilimin tehlikeli bir şekilde tırmanabileceğini gösterdi. Bu durum Seul açısından hem “kazara çatışma” riskini artırıyor hem de uzun süredir işlemeyen güvenlik mekanizmalarının yeniden devreye sokulmasını zorunlu kılıyor.

Seul’ün hesabı ne?

Seul’ün askeri görüşme teklifinin temel amacı, MDL hattındaki belirsizliği ve bir felaketle sonuçalnabilecek yanlış anlaşılmaları azaltmak. Güney Kore, sınır hattındaki her hareketin karşı tarafta hızla “tehdit” olarak algılanabildiği bir dönemde, iletişim kanallarının kapalı kalmasının doğuracağı riskleri ortadan kaldırmak istiyor. DP’li Kim Byung-kee’nin ifade ettiği “Eğer söyleyecekleri bir şey varsa, bunu görüşmelerde ifade edebilirler” çıkışı, Seul’ün provokasyonlara yanıt vermek yerine diyalogu önceliklendirme stratejisini yansıtıyor. Bu tutum aynı zamanda ABD’yle gerçekleştirilen son zirvenin ardından Pyongyang’ın yönelttiği sert eleştirilere karşı da gerilimi azaltan bir hamle niteliğinde.

Pyongyang’ın pozisyonu

Kuzey Kore cephesinden şimdilik resmî bir yanıt yok, ancak Pyongyang’ın son yıllardaki davranışları, Seul’ün bu teklifinin kabul edilip edilmeyeceği konusunda belirsizliğe neden oluyor. Kuzey Kore Devlet Başkanı Kim Jong-un’un 2024 başında iki Kore arasındaki tüm iletişimin kesilmesi talimatı vermesi, Güney Kore’yle ilişkilere bakışın sertleştiğini göstermişti. MDL’de mayın döşeme, anti-tank bariyerleri inşa etme ve sınırda asker sayısını artırma adımları, Pyongyang’ın askeri caydırıcılığı önceleyen bir strateji izlediğini açığa koyuyor. Buna karşın Kuzey Kore’nin taktiksel düzeyde bazı “geri adım” sinyalleri verebildiği biliniyor, özellikle ABD’yle yürütülen perde arkası diyaloglarda elde etmek istediği tavizler söz konusu olduğunda, Güney Kore’yle temaslara kapıyı aralayabildiği geçmiş örneklerden biliniyor.

Washington belirleyici

Elbette Güney Kore’nin teklifi, ABD-Güney Kore ittifak mimarisinden bağımsız düşünülemez. Pyongyang’ın geçtiğimiz günlerde ABD-Güney Kore zirvesine yönelik sert eleştirileri, Washington-Seul hattının Kuzey Kore üzerindeki baskısının arttığını gösteriyor. Güney Kore’nin böyle bir dönemde Kuzey’e diyalog çağrısı yapması, Seul’ün iki yönlü bir strateji izlediğini ortaya koyuyor: Bir yandan ABD’yle askeri koordinasyonu derinleştiriyor, diğer yandan ise Kore içi gerilimi kontrol etmek için iletişim kanallarını yeniden açmaya çalışıyor. Bu dengeleme çabası, özellikle Lee Jae-myung’un Kuzey’le ilişkilerde “kontrollü angajman” yaklaşımını gösteriyor.

“2018 süreci” canlandırılabilir mi?

2018’deki son genel düzey askeri görüşmeler, Kore Yarımadası’nda kısa süreli bir yumuşama yaratmış, MDL’de askerî faaliyetlerin sınırlanması ve iletişim kanallarının işler hâle gelmesi sağlanmıştı. Ancak bu kazanımlar, 2020 sonrası sürede siyasi gerginlikler, balistik füze denemeleri, sınır provokasyonları ve karşılıklı güven eksikliği nedeniyle tamamen çökmüştü. Bugün Güney Kore’nin yaptığı teklif, 2018 ruhunun yeniden canlandırılıp canlandırılamayacağı sorusunu yeniden gündeme taşıyor.

Olası sonuçlar

Kuzey Kore’nin teklifi kabul etmesi hâlinde, MDL’de çatışma riski belirgin şekilde azalabilir, askerî iletişim kanalları yeniden işler duruma gelebilir, Seul-Pyongyang ilişkilerinde yıllardır görülmeyen bir “normalleşme penceresi” oluşabilir ve ABD-Güney Kore-Kuzey Kore üçgeninde gerilim, kontrollü biçimde düşebilir. Pyongyang’ın görüşmeyi reddetmesi ise sınır hattındaki mayın faaliyetleri ve geçiş ihlalleri göz önüne alındığında gerginliğin daha da tırmanmasına yol açabilir.

Podcast

19 December 2023
Doç. Dr. Hasan T. Kerimoğlu
Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
28:19
0:01

Url kopyalanmıştır...