Sahra Wagenknecht görevi bıraktı: BSW'yi ne bekliyor?
Son Bundestag seçimlerinde barajı aşamayan BSW’nin lideri Sahra Wagenknecht’in görevi bırakma kararı alması, Alman solunda güç dengelerini yeniden şekillendirebilecek bir dönüm noktasına işaret ediyor.
Almanya siyasetinde uzun süredir tartışmaların merkezinde yer alan Sahra Wagenknecht, kendi kurduğu Sahra Wagenknecht İttifakı’ndaki (BSW) liderlik görevini bırakma kararı aldı. Bu gelişme, yalnızca bir kişisel geri çekilme değil, aynı zamanda Almanya’nın sol-popülist hareketinin yönünü belirleyecek bir kırılma olarak değerlendiriliyor. Wagenknecht’in kararının en büyük gerekçesi olarak ise partinin bu yılki genel seçimlerde barajı kıl payı bir farkla aşamaması gösteriliyor.
“Seçmenler AfD’ye yöneldi”
Yıllardır hem geleneksel sosyalist değerleri öne çıkarmasıyla liberal sola karşı bir umut hem de sert eleştirilerin hedefindeki bir isim olarak görülen Wagenknecht, pazartesi günü düzenlediği basın toplantısında partisinin geleceğinde ön safta yer almayacağını açıkladı. 56 yaşındaki siyasetçi, bunun yerine “temel değerler komisyonu” adını taşıyacak yeni bir kurulun başkanlığını üstlenmeyi planlıyor.
“Zihnimi boşaltmak ve BSW’ye gerçekten katkı sağlayacak konulara odaklanmak istiyorum” diyen Wagenknecht, partinin mesajının son dönemde seçmen nezdinde “bulanıklaştığını” ve bunun anketlere doğrudan yansıdığını vurguluyor.
“Bazı seçmenleri kaybettik, bir kısmı AfD’ye yöneldi. Bununla yetinemeyiz” sözleri, hem kendi özeleştirisini hem de partinin gidişatına dair uyarısını yansıtıyor.
Tipik suçlama: “Rusya yanlısı”
Ocak 2024’te kurulan BSW, kısa sürede Almanya siyasetinin dengelerini sarsan bir çıkış yapmıştı. Parti, sosyal ve ekonomik konularda sosyalist sol, liberalizmin dayattığı “kimlik” sorunları ve diğer kültürel gündemlerde ise muhafazakâr bir tutum izleyerek Avrupa’da birbirine karışan sol ve sağ siyaseti 20. yüzyılın fabrika ayarlarına döndürmeyi, kısa bir süreliğine de olsa başarmıştı.
Wagenknecht, yıllardır “sosyal adalet” temasını devletçi ekonomi temasıyla birleştiriyor, düşük gelirli Alman seçmene hitap ederken, küreselleşmenin kazananlarına karşı bir “sistem eleştirisi” yürütüyordu.
Yüksek asgari ücret, kira artışlarına sınır, enerji fiyatlarında devlet müdahalesi gibi politikalar bu çizginin somut örnekleri oldu. Ancak aynı Wagenknecht, göç politikalarında daha sert önlemleri savunarak özellikle kentli, liberal sol seçmen içinde derin bir tartışma yarattı.
Rusya-Ukrayna Savaşı konusundaki tutumu ise onu Almanya’daki ana akım siyasetten iyice ayırdı. Batı’yı, Rusya’nın saldırganlığını tetikleyen politikalar izlemekle suçladı, yaptırımlara karşı çıkarak, “barış diplomasisi” vurgusu yaptı. Bu söylem, kimi çevrelerde “Rusya yanlısı” olarak etiketlenmesine yol açtı.
BSW’nin hızlı yükselişi ve düşüşü
Aslında kuruluşundan sadece birkaç ay sonra BSW, Avrupa Parlamentosu seçimlerinde %6,2 gibi hatırı sayılır bir oy alarak dikkat çekici bir başarı elde etmişti. Ardından Thüringen ve Brandenburg eyaletlerinde çift haneli oranlarla meclise girerek, özellikle Almanya’nın doğusunda kalıcı bir taban oluşturdu.
Ancak bu başarı, federal düzeyde aynı etkiyi yaratamadı. BSW, 2025 genel seçimlerinde %4,98’de kalarak Bundestag’a giremedi, barajı yalnızca birkaç bin oyla kaçırdı.
Parti, sonucu Federal Seçim Komitesi’ne taşıdı ancak yeniden sayımlar bile tabloyu değiştirmedi. Komite, BSW’ye 4.200 ek oy tanıdı, buna rağmen parlamentoya girmek için hâlâ 9.500 oya ihtiyaç vardı. Bu sonuç ise hem partinin örgütlenme zafiyetlerini hem de Wagenknecht’in kişisel etkisinin sınırlı kalmaya başladığını gösterdi. Zira BSW kampanyalarının merkezinde neredeyse yalnızca onun yüzü vardı. Medyada görünürlük avantajı sağlasa da parti, sahadaki örgütlenmesini güçlendiremedi.
Öte yandan sol içi tartışmalar da BSW’yi etkiledi. Göç, Avrupa Birliği (AB) ve dış politika konularındaki sert çıkışları, Sol Parti’nin liberalleriyle sık sık karşı karşıya gelinmesine neden oldu. Bu süreçte birçok gözlemci, Sol Parti’nin eriyeceğini öngörse de tam tersi oldu. Şubat seçimlerinde %8,8 oy oranına ulaşan Sol Parti, BSW’nin kültürel çoğulculuk, kimlik sorunları ve cinsel “yönelim” sorunlarına bakışı kentli gençler tarafından fazla Ortodoks bulununca yeniden ivme kazandı.
Alman siyasetinde denge arayışı
BSW, parlamentoya girebilseydi, Alman Şansölyesi Friedrich Merz liderliğindeki merkez sağ hükümetin çoğunluğunu tehlikeye atacaktı ancak bu gerçekleşmedi.
Ülkede artan yaşam maliyetleri, enerji krizi ve göç tartışmaları halkın mevcut partilere olan güvenini zedeliyor. Genelde Avrupa solunun, özelde ise Alman solunun suni “kimlik” gündemlerine saplanıp kalması özellikle Doğu Alman kentlerinde işçi sınıfının, ekonomik sıkıntıları ve toplumsal adaletsizliği doğrudan dile getiren AfD ve BSW gibi partilere yönelmesini hızlandırıyor. Dolayısıyla BSW’nin mesajı bu ortamda hâlâ yankı bulabilir ama güçlü bir örgütlenme ve net bir liderlik olmadan kalıcı olma şansı düşük görünüyor.
Bununla birlikte Wagenknecht’in çekilmesiyle birlikte BSW’nin durağanlaşması ve ivmesini yitirmesi riski de bulunuyor. Bu aslında Avrupa’daki diğer liberalizm ekseni dışında kalan solun da yaşadığı bir kader. Fransa’da Jean-Luc Mélenchon’un Sol Halk Birliği (LFI), İspanya’da Podemos ve İtalya’da Beş Yıldız Hareketi gibi yapılar da başlangıçta “halkçı sol” dalgasıyla yükselmiş, sonra inişe geçmişti. Bunda elbette Alex Soros’un “değerli dostu” Zohran Mamdani’den büyük bir düzen karşıtı “kahraman” yaratmayı başaran liberal-sol medyanın gerçek düzen karşıtlarını gözden düşürme siyasetinin de büyük payı var.
Wagenknecht’in mirası, geleceğe bakış
Aldığı “çekilme” kararına rağmen Sahra Wagenknecht, Almanya’daki savaş sonrası kuşağının en dikkat çekici politik figürlerinden biri olarak tarihe geçmiş bulunuyor. Nitekim Wagenknecht, 21. yüzyıl Avrupa siyasetinin çarpıklaşan sol ve sağ ilişkisinde gerçek sol değerleri hatırlamayı, Rusofobi dalgasına kapılmamayı ve militarizme karşı durmayı, -sahte “kimlik” sorunlarını değil- işçi sınıfının gerçek gündemi olan emek mücadelesinde diretmeyi temsil ediyor.
Doğru noktalara temas ederek yükselen BSW “karizmatik lideri” olmadan da yürümeyi öğrendiği ölçüde ayakta kalacak denilebilir.
Kaynakça
Thurau, J. (2025, 11 Kasım). What will become of the Sahra Wagenknecht Alliance?, DW.

Sesler ve Ezgiler
“Sesler ve Ezgiler” adlı podcast serimizde hayatımıza eşlik eden melodiler üzerine sohbet ediyor; müziğin yapısına, türlerine, tarihine, kültürel dinamiklerine değiniyoruz. Müzikologlar, sosyologlar, müzisyenler ile her bölümü şenlendiriyor; müziğin farklı veçhelerine birlikte bakıyoruz. Melodilerin akışında notaların derinliğine iniyoruz.

Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
Osmanlı Devleti'nden Türkiye Cumhuriyetine miras kalan darbeci zihniyete odaklanarak tarihi seyir içerisinde meydana gelen darbeleri, ihanetleri ve isyanları Doç. Dr. Hasan Taner Kerimoğlu rehberliğinde değerlendiriyoruz.