23 Ağustos 2025

İstinye-Çubuklu Hattı: Bir tarafın rahatlığı, diğerinin mağduriyeti mi?

7 yıldır Boğaz'ın iki yakasını birleştiren arabalı feribot seferleri durduruldu. Kimi "Trafik çilesi bitti" diye sevinirken, kimi "Ulaşım kâbusa döndü" diyor. İşte semt sakinleri ve esnafın gözünden kararın artı ve eksileri.

İstanbul Boğazı'nın iki yakası arasında önemli bir ulaşım alternatifi sunan İstinye-Çubuklu arabalı feribot hattının 31 Temmuz 2025 itibarıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından kapatılması gerek hattı kullanan İstanbulluları gerekse hattı işleten firmayı olumsuz etkiledi. Hem Çubuklu hem de İstinye sakinleri hattın durdurulması sebebiyle yaşadıkları sorunları ifade ederken, hattı işleten Narlı Feribot İşletmesi’nin çözüm önerileri de İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nce cevapsız bırakıldı. 7 yıl boyunca kesintisiz hizmet veren arabalı feribot hattının yerine şimdi sadece yayaların binişine müsait deniz dolmuşu yer alıyor.

Sözleşmenin süresi bitti, seferler durdu

Narlı Feribot İşetmesi, hattın işletmesini merhum İBB Başkanı Kadir Topbaş döneminde, 30 Temmuz 2018’de yapılan bir ihaleyle kazandığını ve 7 yıl boyunca gemi başına günlük 19.485 TL sabit kira bedeliyle hizmet verdiğini belirtiyor. Şirket yüksek enflasyon ve artan döviz kurlarına rağmen kira artışı talep etmediğini, personel ve bakım giderlerini kendisinin karşıladığını ve son 4 yılda 70 milyon TL zarar etmesine rağmen kamu yararını gözeterek hizmetini sürdürdüğünü vurguluyor.

Sözleşme süresinin sona ermesiyle birlikte Nazlı Feribot İşletmesi, İBB’ye çeşitli teklifler sunduğunu ancak bunların tamamının reddedildiğini ifade ediyor. Bu teklifler arasında, enflasyonla güncellenmiş kira bedeli olan 160.000 TL'nin altında, sırasıyla 142.000 TL ve 102.000 TL'lik tekliflerin yanı sıra, tüm risk ve zararı üstlenerek hattı işletme ve İBB'ye iskele kirası ödeme önerisi de bulunuyor. Böylelikle işletme, Eskihisar-Yalova hattındaki tecrübeleriyle İstinye-Çubuklu hattını sürdürmeye hazır olduklarını beyan ediyor.

Tüm bu tekliflere rağmen İBB iştiraki Şehir Hatları AŞ, 5 Temmuz 2025 tarihinde resmî web sayfalarında 31 Temmuz 2025 itibarıyla İstinye-Çubuklu arabalı vapur hattının hizmet vermeyeceğini duyurdu; alternatif hizmet olarak aynı güzergâhta, yolcu taşımacılığına özel olarak "deniz dolmuşu" seferlerinin başlatılacağını açıkladı.

Nitekim öyle de oldu, bahsedilen tarihten bu yana Çubuklu-İstinye arasında yaklaşık 10 dakikada gerçekleşen ulaşım, saatler sürecek bir yolculuğa dönüştü. İstanbul'daki trafik yoğunluğunu azaltmada önemli bir rol oynayan bu hattın kapatılması, özellikle Sarıyer ve Beykoz arasındaki araç geçişlerini olumsuz etkilediği muhakkak. Arabalı vapur hizmetinin sona ermesi, sürücüleri köprülere yönlendirerek trafik sorununu daha da artırma potansiyeli taşıyor.

Peki, her şeyden önemlisi bu hattı kullanan ya da bu hattın kullanılmasından etkilenen halk, durumu nasıl değerlendiriyor? Çubuklu-İstinye arabalı feribot hattının durdurulması iyi mi oldu, yoksa kötü mü? Feribotun sağladığı imkânlar neydi ya da ne gibi olumsuzluklar yaratıyordu? İki semtin sakinlerinden ve esnafından bu konudaki fikirlerini Tercüman’a anlatmalarını istedik. Gelin, şimdi onlardan dinleyelim. Rotamızı önce Beykoz’un Çubuklu semtine çeviriyoruz.

“Arabalı feribot hattının kapatılması herkesi olumsuz etkiledi”

Hattın bir ucu olan Beykoz’un Çubuklu semtine geldiğimizde ilk gözlemlediğimiz hattın yerini dolmuş seferlerinin alması oldu. Şehir Hatları yetkilileriyle görüşmek istediğimizde bu konuda konuşamayacaklarını belirttiler, iskelede yer alan Arabalı Vapur Genel Koordinatörlüğü’ndeki çalışanlara durumu sorduğumuzda ise seferlerin durdurulmasına yönelik gayri resmî olarak şu açıklamalarda bulundular: “Bu hattı genellikle ağır tonajlı araçlar kullanıyordu. Sabahları, özellikle de kış ayları burada kamyon yığılması yaşanıyordu. Aslında arabalı vapur seferlerinin kaldırılması sadece onları etkiledi ama onlar için de üçüncü köprü geçişi sağlanacak bildiğimiz kadarıyla. Kış aylarında, bilhassa sisli günlerde bu geçişler zaten zor oluyordu.”

Arabalı feribotun geçmişte yarattığı trafiğe dair benzer bir açıklamayı, iskelenin biraz yukarısında yer alan taksi durağındaki taksicilerden duyduk. Taksicilere göre seferin durdurulması, yoğun bir trafiğin oluşmasını engellemiş oldu: “Feribot seferleri yoğun bir trafiğe sebep oluyordu, bizim için tek sorun araç yığılmasıydı. Seferler sırasında semtte araçla hareket etmek sıkıntılı bir hâl almıştı. Seferlerin iptali buradaki trafiği rahatlattı.”

Peki trafik dışında neler değişmişti, tek sorun trafik miydi, kullanıcılar nasıl etkilenmişti? Bunu en iyi mahallenin bakkalı bilebilirdi. İskeleye yakın bir bakkala durumu sorduğumuzda “Burada insanların mağduriyetini görüyoruz, araçlarını buraya bırakıyorlar, karşıya geçiyorlar, dönüşte yine araçlarını alıp öyle gidiyorlar” şeklinde sorumuzu cevaplandırdı. Yine Çubuklu’nun mahalle marketlerinden birine girdiğimizde çalışanlar; mahallelinin sefer iptali karşısındaki tutumunu, mağduriyetlerini, ekonomik açıdan da kendilerini nasıl etkilediğini şu şekilde özetlediler: “Arabalı feribot hattının kapatılması hem hattı kullanan insanları hem de biz esnafı olumsuz etkiledi. İnsanların işe gidiş dönüşleri etkilendi. Bizim de buradan geçen çok müşterimiz oluyordu. Oradan gelen ya da buradan oraya giden yolcular ihtiyaçlarını almak için bizden alışveriş yapıyorlardı. Biz de ekonomik açıdan olumsuz etkilenmiş olduk. Mahalleli tarafından da çok konuşuluyor, ‘Neden böyle bir şey yapıldı?’ diye. Bence yeniden gelmeli arabalı feribot. Çünkü sadece bölge için değil, o hattı kullananlar için de büyük bir eksiklik yarattı. Buradan 7 dakika sürüyordu karşıya geçmek. Şimdi buradan İstinye taraflarına gitmek saatlerini alıyor insanların. Bir de bu işin trafik meselesi var. Yayalar için geliş gidiş sağlanıyor deniz dolmuşuyla ama burada bu sefer araç yığılması yaşanmaya başladı. İnsanlar arabalarını burada bırakabiliyor, bu yoğunlaştı. Aslında çok güzel bir uygulamaydı, kötü oldu kaldırılması.”

İstanbul trafiği hepimizin malumu. Hele de iş giriş-çıkış saatlerinde köprüde yaşanabilecek araç yoğunluğundan 30-40 dakikalık yol, bazen saatler sürebiliyor. Arabalı feribot hattı bu yolu 10 dakikadan da kısa bir sürede kat etmeyi sağladığı için güzergâhı oldukça ferahlatıyordu, her ne kadar Çubuklu’da biraz kargaşa yaratsa da. Biz de şimdi sadece en fazla 30 kişiye hizmet verebilen “deniz dolmuşu”nu kullanarak karşıya “İstinye’ye” geçiyoruz. İstinye sakininin fikirlerini almaya…

“Seferlerin durdurulmasının hem olumlu hem olumsuz sonuçları oldu”

10 dakikadan az bir sürede İstinye İskelesi’ne ulaşmamızın ardından mahalle esnafı ile konuşmak üzere sahilden yukarıya doğru ilerlemeye başladık. Karşımıza çıkan ilk dükkâna, bir pastaneye girerek dükkân sahibine seferlerin durdurulmasına yönelik gözlemlerini sorduk. Bize verdiği yanıt İBB’nin aldığı bu kararın hem olumlu hem de olumsuz sonuçlarının olduğunu belirtir nitelikteydi: “İyi yönü de var, kötü yönü de. İyi yönü, trafik rahatlamış olması. Eskisi gibi yoğun bir trafik olmuyor artık. Kötü yönü ise kullanıcılar mağdur olması. Örneğin Maslak’ta çalışan işçi kesimi trafiğe takılmadan buradaki feribotla doğrudan karşıya geçerdi. Buradaki trafikle birlikte en fazla 30-40 dakika süren yolculuk, şimdi nereden bakarsanız bakın iki-üç saat sürüyor. O açıdan bakıldığında bir mağduriyet oluşuyor hâliyle.”

Aynı istikamette bulunan kebapçıyla konuştuğumuzda ise çalışanlarının bu hattı sıklıkla kullandıklarını, 31 Temmuz itibarıyla seferlerin iptal olmasının onları fazlasıyla olumsuz etkilediğinden bahsetti: “Bizim elemanlarımız o hatla gidip geliyorlardı, artık kullanamıyorlar. Vatandaşlar da aynı şeyden mustaripler, onlar da soruyorlar ‘Neden kaldırıldı?’ diye. Trafik olsa da iyiydi, işimize yarıyordu, neden kaldırıldığını hiçbirimiz bilmiyoruz. Seferlerin kaldırılmasından kimse memnun değil açıkçası.” Aynı şekilde kebapçının çaprazında yer alan kokoreç dükkânının sahibinden de benzer şikâyetleri dinledik: “Biz arabamızla karşıya 6-7 dakikada geçebiliyorduk bu hat sayesinde, arabalı feribot seferleri iptal olunca trafik de aksadı.”

Buradaki en büyük problem trafik. Arabalı feribot hattını kamyon, tır gibi ağır tonajlı araçların da kullanımında olması gerek Çubuklu gerekse İstinye sokaklarındaki yoğunluğu fazlasıyla kötü etkilemiş. Bu sebeple bir bakıma seferlerin kaldırılması kullanıcıları kötü etkilese de trafik hususunda semt sakinlerini bir noktada memnun etmiş görünüyor. Örneğin İstinye’de bir pilav dükkânı işletmecisiyle konuştuğumuzda kamyonlardan çok rahatsız olduklarını, hattın iptal edilmesinin bu konuda önemli bir gelişme olduğunu, hattı kullanan diğer vatandaşlar için ise sadece otomotivlerin kullanabileceği bir feribot hattının açılmasının daha iyi olabileceğini ifade etti: “Buradan özellikle büyük araçlar geçiyordu. Sabah 07.00’de dahi burası ana baba günü hâline geliyordu, akşam vakti de aynı şekilde trafik kitleniyordu. Büyük araçlar olmasaydı makuldü. Buradan Beykoz’a geçmek isteyenler için belki kullanışlıydı ama Karaköy’e, o sahil hattına gitmek isteyenler için de mağduriyet oluşturuyordu. Öyle ki yolda kalanlara su ve yemek vermek durumunda kalıyorduk. Sırf bu trafiği kontrol altına alabilmek için sık sık trafik ışığı kurdular ama yine de işe yaramadı. Özellikle de büyük araçlar buraya girdiğinde trafiği felç ediyordu, o yüzden otomotivler için arabalı vapur devam edebilir ama bu büyük araçlar için geçiş sadece üçüncü köprüden sağlanmalı.”

Semtte dolaşmaya devam ettiğimizde esnafın bu durumu iki ayrı şekilde değerlendirdiğine şahit oluyoruz. Bir kısmı mağduriyetin farkında olsa da trafik sıkışıklığı sebebiyle alınan kararı hem olumlu hem olumsuz buluyor; bir kısmı ise hattın yeniden kullanıma açılmasını istiyor ve karardan dönülmesini talep ediyordu.

İstinye’de bir halk ekmek şubesi çalışanı “Arabalı feribotun kapanması kötü oldu, keşke devam etseydi” durumdan şikâyetini belirtirken; bir market çalışanı “Trafik çok rahatsız ediciydi, karşıya geçmek için kullanabileceğimiz deniz dolmuşu da şu an faaliyette” diyerek kararı destekliyordu. Her iki durumda da yaşanan sorunlara çözüm bulunmasına yönelik çağrı yer alıyor, belediye yetkililerinin geçişleri ve trafiği olumsuz etkilemeyecek çözüm yolları üretmesi bekleniyor.

Halkın çözüm isteği yanıt bekliyor

İstinye-Çubuklu arabalı feribot hattının kapatılması; sadece İBB ile Narlı Feribot İşletmesi’nin arasındaki bir anlaşmazlık değil, aynı zamanda İstanbul'un ulaşım problemleri, kamu hizmeti anlayışı ve ekonomik gerçeklikler ekseninde çok boyutlu bir sorun. Bir yanda hattın kapanmasıyla Boğaz'ın iki yakası arasında hızlı ve pratik bir geçiş imkânını kaybeden, saatlerini köprü trafiğinde geçirmek zorunda kalan on binlerce sürücü ve bu hareketlilikten ekonomik olarak beslenen esnafın mağduriyeti bulunuyor. Diğer yanda ise özellikle ağır tonajlı araçların yarattığı yoğunluktan, gürültüden ve trafik karmaşasından bunalan semt sakinlerinin yaşadığı rahatlama var.

Görünen o ki halk tarafındaki sorun "Feribot tamamen kalksın mı, kalsın mı?" ikileminden çok, "Nasıl bir feribot hizmeti verilmeli?" sorusunda düğümleniyor. Zira halk ağır tonajlı araçların haricindeki arabalı feribot kullanımını zaten destekliyor ve talep ediyor. Sadece otomobillere hizmet veren, semtlerin yerel trafiğini felç etmeyen ve aynı zamanda şehrin genel trafik yükünü hafifleten bir orta yolun bulunması hem kullanıcıların hem de bölge halkının ortak beklentisi olarak öne çıkıyor. Bu beklentinin nihayetinde ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi artık tüm tarafların sesine kulak vermeli ve hem yerel yaşam kalitesini koruyan hem de metropolün ulaşım ihtiyacına cevap veren sürdürülebilir bir çözüm üretme sorumluluğunu yerine getirmeli.

Podcast

19 December 2023
Doç. Dr. Hasan T. Kerimoğlu
Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
28:19
0:01

Url kopyalanmıştır...