Teknolojinin görünmez gücü: DARPA

Haberin Eklenme Tarihi: 26.08.2025 15:13:00 - Güncelleme Tarihi: 26.08.2025 15:19:00

Hayatımızın akışını değiştiren teknolojilerin çoğu, aslında görünmez bir elin yönlendirdiği uzun vadeli bir vizyonun ürünüdür. Bu vizyonu belirleyen ve ortaya standartlar koyarak tüm dünyayı yönlendiren kurumların başında bilinen adıyla DARPA, yani The Defense Advanced Research Projects Agency var. İnternetten GPS’e, modern tıptaki devrimlerden insansız hava araçlarına kadar pek çok yeniliğin arkasında bu kurum var. Soğuk Savaş’ın en sert günlerinde, ABD’nin bir daha asla teknolojik sürpriz yaşamaması için kurulan bu ajans, bugün de yapay zekâ ve siber güvenlikte sessiz ama etkisi büyük birçok çalışma yürütüyor

DARPA’nın temelde başarısız olma ihtimali yüksek ama başarılı olursa dünyayı değiştirecek fikirleri finanse etmeye çalışıyor ve özel sektörü bu yönde çalışmalara davet ve teşvik ediyor. Günümüzün interneti, GPS, insansız hava araçları, birçok otonom sistem bu stratejinin ürünü. Bugünse siber güvenlik, bilgi bütünlüğü ve insan-makine etkileşimi konularında DARPA’nın yürüttüğü projeler, geleceğin dijital düzenini şekillendiriyor.

Yapay zekâda güven: Kara kutuyu aydınlatmak

Yapay zekâ sistemleri ne kadar güçlü olursa olsun, anlaşılmadıkları sürece güvenilmezlerdir. Derin öğrenme modelleri, çoğu zaman bir kara kutu gibi çalışır; doğru sonuçlar üretir ama bu sonuca nasıl ulaştığını kimse tam olarak bilemez. Kritik karar anlarında ise belirsizlik kabul edilemez.

DARPA’nın XAI (Explainable Artificial Intelligence – Açıklanabilir Yapay Zekâ) programı, bu kara kutuyu şeffaf hâle getirmeyi hedefliyor. Yapay zekânın yalnızca ne karar verdiğini değil, neden bu kararı verdiğini de açıklayan bir yapı inşa ediliyor. Karar mantığı, öncelik verdiği veriler ve değerlendirdiği olasılıklar, anlaşılır bir dille insan operatöre sunuluyor.

Buna paralel olarak AIQ (Artificial Intelligence Quantification – Nicelleştirilmiş Yapay Zekâ) programı, bir sistemin hangi koşullarda hatasız çalışacağını ve hangi senaryolarda başarısız olacağını matematiksel kesinlikte tanımlamayı amaçlıyor. Bu sayede otonom silah sistemleri gibi riskli alanlarda bile güvenlik ve öngörülebilirlik sağlanması hedefleniyor.

Siber güvenlikte makine hızında savunma

Siber dünya artık insan hızında yönetilemeyecek kadar karmaşık. Bir güvenlik açığı keşfedildiğinde, saldırganların bu açığı kullanması saniyeler alırken, insanlar için aynı sorunu çözmek günler sürebiliyor. DARPA bu dengesizliği kırmak için siber savunmayı tamamen otonom hâle getirmeye çalışıyor.

AIxCC (AI Cyber Challenge – Yapay Zekâ Siber Mücadelesi) projesi, milyonlarca satır kodu saniyeler içinde tarayarak bilinmeyen güvenlik açıklarını keşfeden ve aynı anda kendi yamasını üreten yapay zekâ sistemleri geliştirmeyi hedefliyor. Böylece saldırılar başlamadan savunma başlatılıyor.

Diğer yandan GARD (Guaranteeing AI Robustness against Deception – Yapay Zekâda Aldatmaya Karşı Dayanıklılık Programı), yapay zekâ modellerini aldatmaya yönelik saldırılara karşı dayanıklı hâle getiriyor. Örneğin, bir otonom aracın sensörlerini yanıltacak küçük bir etiket ya da bir sesli asistanı manipüle eden görünmez frekanslar gibi saldırılara karşı, sistemlere dijital bağışıklık kazandırılıyor.

Bilgi bütünlüğünün savunulması: Deepfake çağına karşı

Yapay zekâ tarafından üretilen ve gerçeğinden ayırt edilemeyen deepfake içerikler, yalnızca teknolojik bir sorun değil; ulusal güvenlik ve toplumsal istikrar için ciddi bir tehdittir. DARPA, bilgi alanındaki bu riske karşı adli bilişim yeteneklerini bir üst seviyeye çıkarmayı hedefliyor.

SemaFor (Semantic Forensics – Anlamsal Adli Bilişim) programı, bir videonun yalnızca piksellerini değil, anlattığı hikâyenin mantığını da analiz ediyor: Gölgeler ışık kaynağıyla uyumlu mu? Nesnelerin hareketi fizik kurallarına uygun mu? Bu tür detayları inceleyerek en karmaşık manipülasyonları bile ortaya çıkarabiliyor.

MediFor (Media Forensics – Medya Adli Bilişimi) projesi ise her dijital dosya için bir çeşit dijital menşe sertifikası oluşturarak, görüntülerin veya videoların orijinal olup olmadığını ve zaman içinde hangi değişikliklerden geçtiğini takip eden bir güven zinciri kurmayı hedefliyor.

İnsan-makine ortaklığı: Geleceğin savaş doktrini

DARPA’nın vizyonu, insanı denklemden çıkarmak değil; insanın yeteneklerini makineyle birleştirerek daha önce hayal bile edilemeyen seviyelere taşımak. Bunun en çarpıcı örneği, ACE (Air Combat Evolution – Hava Muharebe Evrimi) programı.

Bu program kapsamında, bir yapay zekâ gerçek bir F-16 savaş uçağını tek başına uçurarak karmaşık manevraları başarıyla gerçekleştirdi. Ancak amaç, pilotu kokpitten çıkarmak değil; onu bir görev komutanına dönüştürmek. Pilot, refleksif görevleri ve anlık sensör yönetimini yapay zekaya devrederken, bilişsel kapasitesini daha geniş stratejik kararlar için kullanıyor.

Bu model, insan sezgisini ve stratejik zekâyı makinenin işlem gücü ve hızıyla birleştirerek, savaş alanında tamamen yeni bir paradigma oluşturuyor.

Geleceğin felsefesini anlamak

Geleceği etkili strateji oluşturanlar, planlı ve sistematik hareket edenler ve misyon ve vizyon sahibi olanlar şekillendiriyor. DARPA, yapay zekâ çağını yalnızca teknolojik bir sıçrama olarak değil, güven, şeffaflık ve iş birliği üzerine kurulu yeni bir düşünce sistemi olarak tanımlıyor. Bunu kendileri bu şekilde söylüyor ve attıkları adımlar da bunu doğruluyor. DARPA’nın geliştirdiği projeler, makineleri daha akıllı kılarken insanı da daha yetkin, daha güvende ve daha etkin hâle getiriyor.

Bugün DARPA laboratuvarlarında geliştirilen fikirler ile sadece teknolojinin değil, medeniyetin rotasını çizmek üzere kollarını sıvamış görünüyor. DARPA’nın stratejileri temsil ettiği ülkenin nihai emellerine dair ipuçlarıyla dolu ve rüzgârın yönünü dahi gösteren bir pusula niteliğinde. Bizler, belki bugün rüzgârın yönünü tayin edemiyor olabiliriz. Ancak bu pusulayı doğru okursak kendi gemimizin seyrini değiştirebiliriz.