20 Kasım 2025

Kusursuz Norveç, muhteşem Haaland

Norveç futbolda 28 yıllık hasreti bitirdi. Solbakken’in modern devrimi ve Haaland’ın tarihî performansıyla Oslo yeniden ayağa kalktı. Altın nesil, Avrupa elemelerini domine ederek 2026 Dünya Kupası biletini aldı. Viking fırtınası şimdi Amerika’ya esmeye hazırlanıyor.

Oslo’nun soğuk Kasım geceleri artık bambaşka bir heyecanla dolup taşıyor. Tam 28 yıldır büyük bir turnuvaya hasret kalan Norveç futbolu, 2026 Dünya Kupası biletiyle birlikte âdeta yeniden doğdu. 1998’in efsanevi Marsilya zaferi, Kjetil Rekdal’ın sarı kramponu ile kullandığı penaltı, Tore André Flo’nun zarif bitiriciliği, Henning Berg’in sert savunması ve “Doktor” Egil Olsen’in eksantrik taktikleri… O kadro, Norveç futbolunun zirvesi olarak görülüyordu. Şimdi ise o zirvenin yanına, hatta belki bir adım önüne geçecek yeni bir altın nesil geliyor.

Ståle Solbakken’in öğrencileri, Group I’yi namağlup lider bitirerek tarihe geçti. 10 maçta 10 galibiyet alan, 42 gol atan ve sadece 10 gol yiyen Norveç +32’lik inanılmaz gol avarajı ile grubunu tamamladı. Avrupa elemelerinin tartışmasız en dominant takımı oldular. Moldova’yı 11-1, İsrail’i iki kez 5-0’la geçtiler. Son olarak San Siro’da, 2006 Dünya Kupası şampiyonu İtalya’yı 4-1 yenerek hem intikam aldılar hem de Dünya Kupası biletini ceplerine koydular. İtalya, üst üste üçüncü kez Dünya Kupası’na kalamadı ve onları bu play-off mahkûmiyetine ittiler.

Erling Haaland: Robot değil, canavar!

Bu başarı hikâyesinin tartışmasız en parlak yıldızı Erling Braut Haaland. 25 yaşındaki Manchester City gol makinesi, elemelerde oynadığı 8 maçta tam 16 gol attı ve Avrupa’daki en yakın takipçilerinden (Kane, Arnautović, Depay) tam iki kat fazla gol attı. Sadece kıta genelinde değil, tüm dünya elemelerinin en golcü oyuncusu oldu. Millî formayla 48 maçta 55 gole ulaştı ve 90 yıllık Jørgen Juve rekorunu tarihin tozlu sayfalarına gömdü. Haaland, son 14 millî maçının tamamında fileleri havalandırdı ve bir maçı bile golsüz geçmedi!

İtalya deplasmanında da sahne yine onundu. İlk yarı 1-0 gerideyken Antonio Nusa’nın beraberlik golünden sonra devre biter bitmez ikinci kez sahneye çıktı. İlkini golünü soğukkanlı bir vuruşla, ikincisini ise klasik Haaland kafasıyla attı. Jørgen Strand Larsen’in 90+’da noktaladığı maç, Norveç’in zafer marşı gibiydi.

Alexander Sørloth maç sonrası şöyle dedi: “Erling’e yıllar önce şaşırmayı bıraktım. Sahaya çıkar ve gol atar. Robot gibi… Hayır, robot değil; gol atmak için yaratılmış bir canavar. Onu çift marke yaptıklarında ben, Nusa ve Bobb rahat ediyoruz. O yoksa bu takım asla aynı olmaz.”

Nasıl bu kadar iyi oldular?

Son 5-6 yılda Norveç, taktik ve altyapı devrimi sayesinde İskandinavya’nın en güçlü futbol ülkesi hâline geldi. Özellikle 2014 yılında alınan kararlar ve uygulanan kurallardan sonra büyük bir devrim yaşandı. 2014 yılından beri uygulanan devrim niteliğindeki kurallar ise:

  • Her kulüpte zorunlu “yerel oyuncu kotaları” getirildi (kadronun en az %40’ı Norveçli olmak zorunda).
  • 2016’dan itibaren tüm genç takımlarda 4-3-3 ve possession (topa sahip olma oyunu) temelli oyun zorunlu hâle getirildi. 10 yaşındaki çocuk bile topa sahip olmayı, pas yapmayı öğreniyor.
  • “Teknik direktör lisansı” sistemi değişti: Artık her yaş grubunda UEFA A veya Pro lisanslı hoca çalıştırma zorundalığı getirildi.
  • Kışın salon yerine yapay çim ve ısıtmalı küçük sahalar ağı kuruldu. Yılda 12 ay antrenman imkânı oluşturuldu.
  • Sonuç: Haaland, Ødegaard, Nusa, Bobb, Heggheim gibi 2000-2006 doğumlu 20’den fazla oyuncu aynı sistemde yetişti.

Taktik değişim ve Ståle Solbakken dönemi (2020- )

Eski 4-4-2/uzun top terk edildi. 4-3-3 veya 4-2-3-1 ile yüksek pres ve topa sahip olma oyununa (possession) geçiş sağlandı. Savunma hattının daha önde kurulmasıyla birlikte (ortalama 45-50 m) Haaland’ın koşu alanları fazlalaştırıldı. Orta saha üçlüsünde mutlaka bir “6 numara” (Berge/Odegaard) derin oyun kurucu olarak kullanılırken, iki tane dinamik “8 Numara”lı oyuna geçiş yapıldı. Kanat bekler Ryunin, Wolfe’nin daha çok hücuma çıkarak forvet hattındaki üç oyuncuyu tamamlayan ikili oldular. Daha fazla ceza alanına girerek rakip ceza sahası çevresinde minimum 5 oyuncu ile konumlanma sağlandı. Set hücumlarında Ødegaard’ın yarı alan yaratıcılığı ve Haaland’ın ölümcül bitiriciliği üzerine hücum setleri organize edildi. Doğru zamanda doğru altyapı reformu (2014-2020) artı Solbakken’in modern taktik anlayışı…

Kadronun derinliği ise inanılmaz:

  • Sander Berge (Fulham’ın dinamosu)
  • Kristoffer Ajer (Brentford’un stoperi)
  • Oscar Bobb (Man City’nin yeni De Bruyne’si olmaya aday)
  • Antonio Nusa (Leipzig’de fırtına gibi esen 20’lik kanat)
  • Alexander Sørloth (Atlético Madrid’de gollerine devam ediyor)
  • Ve yedek santrfor (!) Jørgen Strand Larsen (Wolves’ta Newcastle’ın 55 milyon pound teklifini reddettiren adam)

Küçük ülke, büyük plan ;)

Ståle Solbakken: İskandinav futbolunun disiplinli mimarı

Futbolculuk kariyerinde orta saha oyuncusu olarak Norveç millî takımında 58 maçta 9 gol attı. 1998 Dünya Kupası ve 2000 Avrupa Şampiyonası'nda oynadı. 2001'de kalp krizi geçirerek futbolu erken bir yaşta bırakmak zorunda kaldı. Antrenörlük kariyerine ise 2002'de eski takımı HamKam ile başladı. HamKam takımını 2. ligden 1. lige yükselterek büyük başarı elde etti. "Ståle Salvatore" lakabını aldı. Bu dönemde UEFA Pro lisansını alan Norveçli teknik adam, Norveç Futbol Federasyonu'nun eğitim programlarında da eğitmenlik görevini üstlendi ve genç antrenörlere futbol taktikleri üzerine dersler vermeye başladı.  

2006-2011 arası ve 2013-2020 arası iki dönemde Kopenhag ile toplam 8 Danimarka Süper Lig şampiyonluğu ve birden fazla kupa kazanan Ståle Solbakken, 2011-2012 sezonunda FC Köln (Bundesliga'da küme düşme sonrası kovuldu), 2012-2013 sezonunda da 6 ay kadar bir süre Wolverhampton Wonderers’ın teknik direktörlüğünü yaptı.

Solbakken, kariyeri boyunca esnek ama disiplinli bir taktik anlayışını benimsedi. Genellikle hücum odaklı, topa sahip olmayı seven ve yüksek pres yapan bir futbol oynatan Solbakken’in oyunun özellikleri:

  • 4-3-3 (Attacking/Hücum varyasyonu): Özellikle FC Kopenhag döneminin imzası. Kanatlar önündeki geniş alanları kullanılır, orta saha üçlüsü ise dengeli bir oyuna sahiptir (bir defansif, iki box-to-box).
  • 4-4-3 / 4-2-3-1: Norveç millî takımında son yıllarda ağırlıklı olarak bu (2024-2025 elemelerinde compact 4-3-3 olarak tanımlanıyor). Rakibe göre 4-4-2'ye de dönebiliyor (daha defansif oyun gerektiren maçlardaki taktiği).

Bu oyun düzeni içerisinde Solbakken’in taktik prensiplerinde;

  • Yüksek ve agresif pres: Rakibi kendi yarı sahasında boğmayı seviyor. Top kaybında hemen karşı pres başlatıyor (gegenpressing benzeri).
  • Topa sahip olma ve positional play: Topu dolaştırarak rakibin prese gelmesini sağlıyor. Sonrasında hızlı geçişlerle (transition) hücumda yüksek şiddetli koşular ve bindirmelerle gol pozisyonu yaratıyor. "Invite the press, then explode" tarzı.
  • Kompakt blok: Savunmada dar ve bölgesel/alan savunması (zonal marking) yapıyor. 1998 Norveç'ine benzer şekilde adam-adama yerine zonal savunma tercih ediyor.
  • Hücumda çeşitlilik: Kanatlardan bindirme, Haaland/Ødegaard gibi yıldızları serbest bırakma, hızlı kenar ortaları ve ceza sahası içi ve çevresindeki kısa pas kombinasyonları ile gol arıyor.
  • Esneklik: Rakibe göre maç içinde taktik değiştirebiliyor ve maç öncesinde rakibine göre planlar organize ediyor. Güçlü takımlara karşı daha kontrollü (mid-block), zayıf rakiplere karşı dominant possession (yüzde %60 ve daha fazla top hâkimiyeti) oyununu tercih ediyor.

Modern, Pep Guardiola/Arne Slot benzeri positional attack seven ama İskandinav disipliniyle harmanlanmış bir koç. "Takım önce gelir, yıldızlar sisteme uyar" felsefesiyle tanınıyor.

Ødegaard’sız bile kusursuz

Kaptan Martin Ødegaard’in sakatlığı Norveç’i hiç yavaşlatmadı. Arsenal’in maestrosu sahadayken Avrupa elemelerinin asist kralıydı (7 asist). Haaland-Ødegaard ikilisi, Premier League’in en iyilerinden. İki oyuncunun aynı millî takımda olması, 5,5 milyon nüfuslu bir ülke için âdeta bir mucize niteliğinde.

İsrail teknik direktörü Ran Ben Shimon, 5-0’lık hezimetten sonra “Avrupa’da şu anda sadece İspanya bu Norveç’le baş edebilir” demişti. Grup maçları sonuçlarına bakıldığında haklı çıktı.

28 yıl sonra gelen büyük rahatlama

Norveç, daha önce sadece 1938, 1994, 1998 Dünya Kupaları ve 2000 Avrupa Şampiyonası’nda yer almıştı. Haaland’ın babası Alf-Inge 1994 kadrosundaydı, Sørloth’un babası Gøran da öyle. Şimdi oğulları, babalarının yarım kalan hayalini gerçekleştiriyor.

Norveçli gazeteci Lars Sivertsen’in sözleri her şeyi özetliyor:

5,5 milyonluk bir ülkeden hem dünyanın en iyi santrforunu hem de en iyi oyun kurucularından birini aynı anda çıkarmak… Hayatımda bir daha böyle bir nesil görmem mümkün değil. Beş yıl sonra konuşursak, Erling Haaland ve Martin Ødegaard tartışmasız gelmiş geçmiş en büyük iki Norveçli futbolcumuz olacak.”

Haaland, Time dergisine daha önce “Norveç Dünya Kupası’nı asla kazanamaz. Ama sadece katılırsak bu, büyük bir ülkenin şampiyonluğu kadar kutlanır. Oslo’da sokaklar yıkılır” demişti.

O sokaklar şimdiden yıkılmaya hazır. Geçen hafta çıkan “Null Null” (Sıfır Sıfır) şarkısı, 12 kez başarısız olunmuş eleme turlarının mizahi marşıydı. Şimdi o şarkı tarih oldu. Yerine yeni bir marş geliyor: “Vi skal til Amerika!” (Amerika’ya gidiyoruz!)

Haziran 2026’da ABD, Kanada ve Meksika’da, Viking fırtınası esecek.

Kusursuz Norveç, muhteşem Haaland ve altın nesil…

28 yıllık hasret bitti.

Şimdi sıra, yeni bir efsane yazmakta!

Podcast

19 December 2023
Doç. Dr. Hasan T. Kerimoğlu
Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
28:19
0:01

Url kopyalanmıştır...