28 Temmuz 2025

Karadeniz’de barışı yeniden tesis etmek mümkün mü?

Soğuk Savaş sonrası Karadeniz'de denge, NATO genişlemesi ve Rusya'nın müdahaleleriyle değişti. Türkiye, Montrö Sözleşmesi ile barışı korurken, Kırım'ın ilhakı dengeyi yeniden şekillendirdi. Türkiye, bölgede uzlaşma platformu olmaya devam ediyor.

Soğuk Savaş sonrası dönemde Karadeniz’de dengeler Soğuk Savaş dönemine kıyasla önemli ölçüde değişti. Batı kampının tek kıyısı Türkiye iken Bulgaristan ve Romanya’nın NATO’ya dâhil olması dengeleri önemli ölçüde değiştirdi. Rusya’yı karadan çevreleme politikasının deniz uzantısı Karadeniz’de de devam etti ve NATO/AB Gürcistan ve Ukrayna’yı da Batı dünyasına dâhil etmeyi ve Rusya’yı Karadeniz’de küçük bir alanda sınırlamayı hedefledi. NATO’nun 2008 Bükreş Zirvesi kritik bir rol oynadı. NATO’nun ve AB’nin genişlemelerine uzun süre sessiz kalan, hatta bir dönem kendi üyeliği bile gündeme gelen Rusya bu iki devletin batı kampına geçişini ulusal güvenliğinde kırmızı çizgi ilan edip önce Gürcistan, sonra da Ukrayna’ya müdahale ederek Karadeniz’deki dengenin daha fazla batı lehine gelişmesine müsaade etmedi.

Etrafı ateş çemberi ile çevrili Türkiye’nin etrafında göreceli en istikrarlı bölge Karadeniz olsa da Soğuk Savaş’ın sona ermesinden bu yana Türkiye bu istikrar ve barış ortamını muhafaza etmek için büyük çaba sarf etmiştir. Karadeniz’de barışın sigortası Montrö Boğazlar Sözleşmesi ilkelerine sadık kalan ve diğer devletleri de buna davet eden Türkiye, bir yandan Karadeniz’deki varlığını artırmaya çalışan ABD/NATO’yu sınırlandırmaya çalışarak Karadeniz’de barış ortamını muhafaza etmeye çalışmıştır. Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü gibi girişimler sınırlı etki sağlamış olsa da Türkiye’nin dengeli tutumu bu barış ortamının devamında büyük rol oynamıştır.

Barışı denizde muhafaza etmek, yine Türkiye’nin rolü

2008 Rusya-Gürcistan Savaşı ve 2014 Rusya-Ukrayna Krizi Karadeniz’deki dengeleri yeniden değiştirmiştir. Artık sadece resmî 5 devlet tanıyor olsa da fiilî bir Abhazya devletinin Karadeniz’de kıyısı bulunmaktadır. Gürcistan fiilî olarak kontrolü kaybetti ve Gürcistan’ın hangi şartlarda, ne zaman kontrolü sağlayacağı konusunda kimsenin bir fikri ve öngörüsü yok. Rusya’nın Karadeniz filosunun en önemli askerî üssü olan Kırım’daki deniz üssünü Rusya, Rus yanlısı Ukrayna liderleri döneminde uzun süreli kiralamaktaydı. 2013 gösterilerinden sonra Yanukoviç’in iktidardan düşürülmesinden sonra Rusya’nın ilk yaptığı iş Kırım’ı işgal ve müteakiben de ilhak oldu. Böylece daha önce kiraladığı askerî üslerin, özelikle de Sivastapol deniz üssünün şimdi sahibi durumunda. Bir yandan Sivastapol diğer yandan Novorossiyk üssüne yatırım yaparken, Abhazya’daki Ochamcira şehrinde yeni bir üs inşasına başladı. Batı Karadeniz’de Rus varlığını azaltmaya/sınırlandırmaya çalışırken tam tersi bir durum ortaya çıktı ve artık daha fazla üsse sahip, daha güçlü bir Karadeniz filosuna sahip Rusya var karşımızda.

Bu süreçte en istikrarlı politikayı Türkiye yürütmektedir. Üyesi olduğu NATO’nun Karadeniz’e daha fazla nüfuz etmesinin getireceği riskleri göz önüne alarak engellemeye çalışmaktadır. Nitekim âdet olmadığı üzere görevdeki Deniz Kuvvetleri Komutanı açık bir şekilde Türkiye’nin ABD ve NATO’yu Karadeniz’de istemediğini çok açıkça dile getirmiştir. Türkiye hem Rusya ile ilişkilerini istikrarlı bir şekilde sürdürmekte hem de Ukrayna ve Gürcistan’ın toprak bütünlüğünü desteklemektedir. Bundan dolayı tüm taraflar için uzlaşma platformu Türkiye olmaktadır. Karadeniz’de bir barış sağlanacaksa muhtemelen yine Türkiye’nin girişimleri ile sağlanacaktır. Ancak Abhazya ve Kırım’ın statüsü bu barış ve istikrarın önündeki en önemli engel olacaktır.

Rusya’nın politikasının kısa ev orta vadede değişmeyeceği göz önüne alındığında; Ukrayna’nın ve Gürcistan’ın NATO ve AB üyeliğinden vazgeçtiklerine yönelik politika değişikliği ile bölgede barış ve istikrarın sağlanmasına yönelik daha kapsamlı bir Karadeniz Ekonomik İşbirliği gibi bir örgüt belki de Rusya’nın Kırım ve Abhazya sorunlarında politika değişikliğine sebep olabilecektir. Tabii buna Kırım ve Abhazya’daki deniz üslerinin varlığının Ukrayna ve Gürcistan tarafından varlığının kabulü konusu da eklenmelidir. Bölgesel ve küresel gelişmelerden izole bir Karadeniz ve Karadeniz’de barış tüm bölge ülkelerini çıkarına olacaktır. Montrö ise her zamanki gibi bölgedeki barışın sigortası rolü oynayacaktır.    

Podcast

19 December 2023
Doç. Dr. Hasan T. Kerimoğlu
Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
28:19
0:01

Url kopyalanmıştır...