
İngiliz yazardan Türkiye'nin ekonomik bağımsızlık adımlarına övgü
The New Leviathans: Thoughts After Liberalism’in yazarı John Gray Türkiye’nin ekonomik bağımsızlık yolundaki adımlarına dikkat çeken bir yazı kaleme aldı. Türkiye'nin altın rezervlerini Batı’dan geri çekmesi, yerel para birimiyle ticareti ve BRICS ile ilişkilerini güçlendirmesinden övgüyle bahsetti.
Küresel finansal sistem, ABD dolarının hegemonyasının sorgulanması ve çok kutuplu bir dünya düzeninin yükselişiyle derin bir dönüşüm geçiriyor. Bu süreçte, Türkiye gibi ülkeler, ekonomik bağımsızlıklarını artırmak ve dış kırılganlıklarını azaltmak için önemli adımlar atıyor. Türkiye'nin altın rezervlerini Batılı finans merkezlerinden geri çekmesi, yerel para birimiyle ticareti teşvik etmesi ve BRICS gibi alternatif ekonomik bloklarla ilişkilerini güçlendirmesi, bu stratejinin somut örneklerini oluşturuyor.
Altın rezervlerinin geri çekilmesi: Finansal bağımsızlığın sembolü
Türkiye'nin ekonomik bağımsızlık stratejisinin en dikkat çeken unsurlarından biri, altın rezervlerini Batılı finans merkezlerinden geri çekme hamlesidir. Bu adım, uluslararası finans sisteminde ABD hegemonyasına karşı bir direnç göstergesi olarak yorumlanıyor.
Türkiye, 2018 yılında başlattığı bir operasyonla Londra ve New York'ta tutulan altın rezervlerini yurt içine getirmeye başladı. Halkbank, Ziraat Bankası ve VakıfBank gibi kamu bankaları aracılığıyla yürütülen bu süreçte, 220 ton altın Türkiye'ye geri getirildi. Bu hamle, Türkiye'nin altın rezervleri açısından küresel sıralamada 10. sıraya yükselmesine katkı sağladı.
Ancak 2018-2019 döneminde 214,5 ton altının İngiltere Merkez Bankası'na yeniden transfer edilmesi, bu sürecin pratik zorluklarını gözler önüne serdi. Swap gereksinimleri gibi finansal ihtiyaçlar, tam bağımsızlık idealinin bazen gerçeklerle çelişebileceğini ortaya koydu. Buna rağmen, Türkiye'nin 2024 sonu itibarıyla 766,7 ton altın rezervine ulaşması, bu alandaki kararlılığını gösteriyor.
Altın; Türkiye için sadece bir rezerv varlığı değil, aynı zamanda jeopolitik risklere karşı bir güvence aracı. Özellikle mali yaptırımlara karşı bağışıklığı ve hacklenemez olması, altını belirsizlik dönemlerinde cazip kılıyor. 2024'te yapılan bir ankete göre, merkez bankalarının %29'u altın rezervlerini artırmayı planlıyor. Türkiye de bu eğilimi takip ederek hem ulusal güvenliğini hem de finansal özerkliğini güçlendirmeyi hedefliyor.
Yerel para birimiyle ticaret: Dolar bağımlılığını azaltma çabası
Türkiye'nin ekonomik bağımsızlık stratejisinin bir diğer ayağı, uluslararası ticarette yerel para birimlerinin kullanımını teşvik etmek. Bu kapsamda, ikili swap anlaşmaları ve BRICS ülkeleriyle iş birlikleri öne çıkıyor.
Türkiye, Çin ve Rusya gibi ülkelerle yerel para birimleriyle ticareti kolaylaştırmak için swap anlaşmaları imzaladı. Örneğin, Çin ile 2025'te yenilenen swap anlaşması, Türk şirketlerinin ithalatlarını doğrudan Çin yuanı (CNY) ile ödemesine olanak tanıyor. Benzer şekilde, Rusya ile ruble ve Türk lirası (TL) kullanımını artırmaya yönelik görüşmeler devam ediyor.
Bu adımlar, döviz kuru riskini azaltmayı ve dolar bağımlılığını kırmayı amaçlıyor. 2019'da 18,7 milyar dolar olan TL cinsinden dış ticaret hacmi, 2023'te 34,7 milyar dolara yükseldi. Bu artış, TL'nin uluslararası ticaretteki payının giderek arttığını gösteriyor.
Ancak TL'nin oynaklığı ve uluslararası ödeme sistemlerindeki entegrasyon sorunları, bu stratejinin önündeki engeller olarak duruyor. Rusya'nın SWIFT alternatifi SPFS gibi sistemlerin yaygınlaşması zaman alırken, TL'nin küresel kabul görmesi için istikrarın sağlanması gerekiyor. Buna rağmen yerel para birimiyle ticaret, uzun vadede Türkiye'nin dış ticaret dengesini güçlendirecek bir potansiyele sahip.
BRICS ile ilişkiler: Alternatif finansal ittifaklar
Türkiye'nin ekonomik bağımsızlık stratejisinin bir diğer boyutu, BRICS gibi Batı-dışı ekonomik bloklarla ilişkilerini güçlendirmesi. 2024'te "Resmî Ortak Ülke" statüsü kazanan Türkiye, bu blok içinde aktif bir rol oynamayı hedefliyor.
BRICS, Türkiye'ye alternatif finansman kaynakları ve dolar bağımlılığını azaltma imkânı sunuyor. Özellikle BRICS Kalkınma Bankası ve Asya Altyapı Yatırım Bankası (AIIB) gibi kurumlar, Türkiye'nin projelerine destek sağlayabilir. Ayrıca BRICS ülkeleri arasında ulusal para birimleriyle ticaretin teşvik edilmesi, TL'nin uluslararasılaşmasına katkıda bulunabilir.
Ancak Türkiye'nin BRICS ile ilişkilerini NATO ve AB üyeliğiyle dengelemesi gerekiyor. Batı ile gerilimlerin artması, Türkiye'nin geleneksel müttefikleriyle olan bağlarını zorlayabilir. Bu nedenle Türkiye'nin BRICS ile iş birliğini stratejik bir denge unsuru olarak kullanması kritik önem taşıyor.
İç ekonomik dönüşüm: Rekabetçi ve kendine yeterli bir ekonomi
Türkiye'nin ekonomik bağımsızlık stratejisi, sadece finansal hamlelerle sınırlı değil. Ülke, aynı zamanda endüstriyel dönüşüm ve katma değerli ihracatı artırmaya odaklanıyor. Türkiye, 2021'de %11,4 ve 2022'de %5,6'lık büyüme oranlarıyla dış şoklara karşı direncini gösterdi. Ancak yüksek enflasyon ve kur dalgalanmaları gibi zorluklar devam ediyor. Bu nedenle Türkiye'nin rekabet gücünü artıracak yapısal reformlar, uzun vadeli bağımsızlık için hayati önem taşıyor. Türkiye'nin ekonomik bağımsızlık arayışı, Mustafa Kemal Atatürk'ün "Ekonomik bağımsızlık olmadan siyasi bağımsızlık olmaz" sözüyle özetlenen bir mirasa dayanıyor. 1923 İzmir İktisat Kongresi'nde belirlenen ilkeler, bugünün politikalarına da ışık tutuyor.
Türkiye'nin çok kutuplu dünyadaki rolü
Türkiye'nin ekonomik bağımsızlık adımları, küresel finansal sistemdeki dönüşümle uyumlu bir stratejiyi yansıtıyor. Altın rezervlerinin geri çekilmesi, yerel para birimiyle ticaret ve BRICS ile iş birlikleri, Türkiye'nin dış kırılganlıklarını azaltma ve ulusal egemenliğini güçlendirme çabalarının somut örnekleri. Ancak bu süreçte karşılaşılan pratik zorluklar, tam bağımsızlığın karmaşıklığını ortaya koyuyor.
Türkiye; geleneksel Batı müttefikleriyle bağlarını korurken, yükselen güçlerle ilişkilerini derinleştirerek çok kutuplu dünyada önemli bir "orta güç" olarak konumlanıyor. Ekonomik bağımsızlık yolundaki kararlılığı, Türkiye'nin küresel ekonomik düzendeki yerini güçlendirecek kritik bir unsur olarak öne çıkıyor.
Kaynak: John Gray. "Trump in the wilderness". New Statesman. 30.07.2025.

Sesler ve Ezgiler
“Sesler ve Ezgiler” adlı podcast serimizde hayatımıza eşlik eden melodiler üzerine sohbet ediyor; müziğin yapısına, türlerine, tarihine, kültürel dinamiklerine değiniyoruz. Müzikologlar, sosyologlar, müzisyenler ile her bölümü şenlendiriyor; müziğin farklı veçhelerine birlikte bakıyoruz. Melodilerin akışında notaların derinliğine iniyoruz.

Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
Osmanlı Devleti'nden Türkiye Cumhuriyetine miras kalan darbeci zihniyete odaklanarak tarihi seyir içerisinde meydana gelen darbeleri, ihanetleri ve isyanları Doç. Dr. Hasan Taner Kerimoğlu rehberliğinde değerlendiriyoruz.