
Arktik’teki ticaret rekabeti: Grönland satılık mı?
Donald Trump’ın Grönland’ı satın alma fikri ilk başta bir emlakçı refleksi gibi görünebilir. Ancak bu teklif, 21. yüzyılın en sıra dışı jeopolitik hamlelerinden biri olarak tarih kitaplarına geçmeye aday. Stratejik önemi giderek artan Arktik bölgesi neden büyük güçlerin radarında?
Trump’ın Grönland’ı satın alma isteği açıkça bir dış genişleme ve müdahale örneği olarak karşımıza çıkıyor. Aslında bunu ilk defa da dile getirmiyor. 2019'da Donald Trump ilk kez ABD'nin “Grönland'ı satın alması” gerektiğini ilan ettiğinde, Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen bu fikri haklı olarak “saçma” olarak nitelendirmişti. Onlarca yıl önce, dönemin ABD Başkan Harry Truman, Soğuk Savaş sırasında stratejik bir hamle olarak adayı 100 milyon dolara satın almak istemiş ancak Kopenhag bu teklifi kabul etmemişti.
Bugün Danimarka, bölgenin uluslararası ve güvenlik politikalarını yönetirken, Grönland kendi iç işlerinde özgür. Grönland hükûmetinin giderlerinin yarısından fazlası Danimarka tarafından karşılanıyor. Bu, her yıl için 500 milyon dolarlık bir finansman anlamına geliyor. Kısaca dünyanın en büyük adasının şu anda özerk bir statüsü var.
Trump ise ABD’nin Grönland'ın kontrolünün elinde tutmasını mutlak bir zorunluluk olarak görüyor. Hatta bölgeyi (ve Panama Kanalı’nı) ele geçirme arzusunda askerî güç veya ekonomik savaş kullanma olasılığını göz ardı etmeyeceğini açıkça ifade etti. Amerika daha öncede satın alma yoluyla toprak elde etmişti. Yani bu uygulamaya aşina. Ancak bütün satın alımlar, Trump’ın bölgeden agresif bir şekilde ekonomik çıkar sağlama çabalarından uzaktı.
Önce, Amerika tarihindeki toprak satın alımlarına bakalım:
- Louisiana’nın satın alması (1803): Fransa’dan Louisiana’nın satın alınmasıyla Amerika topraklarını iki katına çıkarmış ve başlangıçtaki anayasal tartışmalara rağmen Thomas Jefferson’un en büyük başarılarından biri olarak kabul edilmişti.
- Alaska’nın satın alınması (1867): Dönemin Dış İşleri Bakanı William Seward, Alaska’yı Rusya’dan 7,2 milyon dolara (bugünkü değeriyle 162 milyon dolar) satın almıştı. O günlerde çılgınlık olarak adlandırılsa da bugün stratejik ve ekonomik bir zafer olarak görülüyor.
Trump neden Grönland’ı istiyor?
Peki, en büyük geçim kaynağı balıkçılık olan bölgeyi Trump neden istiyor? The Economist’in hesaplamalarına göre Grönland’ın ekonomik değeri yaklaşık 50 milyar dolar olarak tahmin ediliyor. Bu Amerika’nın savunma bütçesini zorlamayacak bir meblağa denk düşüyor. Adanın nispeten mütevazı ekonomik büyüklüğüne rağmen, jeopolitik ve stratejik değeri finansal değerinin ötesine geçiyor. Grönland'ın stratejik konumunun ve kaynaklarının Amerika’ya fayda sağlaması muhtemel. Ada, ABD balistik füze uyarı sistemi için hayati önem taşıyan, Avrupa'dan Kuzey Amerika'ya en kısa yol üzerinde yer alıyor.
2023'te yapılan bir araştırmaya göre, Avrupa Komisyonu tarafından “kritik ham maddeler” olarak kabul edilen 34 mineralden 25'i Grönland'da bulunuyor. Bunlar arasında grafit ve lityum gibi pillerde kullanılan malzemeler; elektrikli araçlarda ve rüzgâr türbinlerinde kullanılan elementler yer alıyor. Sözün özü ada; mineral, petrol ve doğal gaz zenginliğine sahip. Grönland, Amerika ve Rusya arasında, Arktik buzlarının erimesiyle giderek daha erişilebilir hâle gelen bir bölgede yer alıyor. Bu artan erişilebilirlik, bölgenin küresel deniz taşımacılığı ve askerî operasyonlar açısından değerini artırıyor. Başkent Nuuk, Danimarka’nın başkenti Kopenhag’dan daha çok New York'a yakın. Financial Times’a konuşan Danimarka Uluslararası Araştırmalar Enstitüsü'nde kıdemli araştırmacısı Mikkel Runge Olesen’a göre: “Amerika için sorun, Çin ve Rusya'nın Arktik’e olan ilgisi. ABD, Arktik'i jeopolitik rekabet bölgesi olarak görmeye başladı. ABD için diğer büyük güçleri Grönland'dan uzak tutmak çok önemli.”
Grönland’ı Trump’ın hedefine yerleştiren diğer başlıklar şöyle sıralanıyor:
- ABD, II. Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası’nın Danimarka'yı işgal etmesinin ardından 1941'de Grönland'ı işgal etti. Adada bir askerî üssü kurdu. Amerikan Kuvvetleri o zamandan beri Grönland'ın kuzeybatısındaki daha önce Thule Hava Üssü olarak bilinen Pituffik Uzay Üssü’nde kalıcı bir varlık sürdürüyor.
- Adanın kuzeybatı kıyısında ve Kuzey Kutup Dairesi'nin bin 210 kilometre kuzeyinde Pituffik Uzay Üssü sayesinde Amerika, Rusya’ya karşı olası bir füze fırlatılması için en kısa yörüngeden faydalanabilir.
- Dünyanın en büyük kıta dışı adasının nüfusu sadece 57 bin olabilir. Ancak güvenlik konularında büyük bir rolü var. Arktik’ten geçen hem kuzeybatı hem de kuzeydoğu geçitlerinin başlangıcında yer alıyor ve buzulların erimesiyle ticari nakliyeye daha fazla açılması muhtemel gözüküyor. Böylece jeopolitik olarak giderek daha önemli bir hâle geliyor. Bu durum, ABD’nin rakipleri olan Rusya ve Çin’in dikkatini çekiyor. CNN, Arktik Konseyi’ne atıfta bulunarak, son on yılda Arktik’teki deniz taşımacılığının %37 arttığını belirtiyor. Öte yandan, Rus ve diğer denizaltılar için kritik rotalara yakın bir konumda yer alıyor.
- ABD balistik füze uyarı sistemi için hayati önemde görülen Ada, buzulların erimesiyle açığa çıkacak doğal kaynaklar açısından da zengin. Grönland’ın, Amerikan hükûmeti tarafından “kritik” kabul edilen 50 mineralden 43’üne sahip olduğu biliniyor. Bölgede, Çin dışında en büyük nadir toprak mineralleri yataklarının bulunduğu tahmin ediliyor. Bu mineraller, askerî donanımlar ve yeşil enerji ekipmanları için kritik öneme sahip. Geniş kara kütlesindeki madencilik potansiyeli, cep telefonlarından rüzgâr türbinlerine kadar birçok sektörde son derece önemli. Çin'in kritik mineral ve ilişkili teknolojilerin ihracatını kısıtlama tehditleri, Trump’ın adaya olan ilgisini artırıyor.
- Grönland, aynı zamanda Grönland-İzlanda-Birleşik Krallık (GIUK) geçidinin bir parçası. Bu stratejik nokta, Rus gemilerinin Arktik Okyanusu’ndan Atlantik’e geçmek için kat etmek zorunda olduğu dar geçittir.
- Ayrıca ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu’nun 2008’de yaptığı bir tahmine göre, Grönland kıyılarındaki kuyuların 52 milyar varil petrol üretebileceği düşünülmektedir ki bu, dünya genelinde kanıtlanmış rezervlerin yaklaşık %3’üne eşittir.
Grönlandlılar bu duruma ne diyor?
Trump'ın Grönland’a olan arzusu ve “gerekirse askerî güce başvurma” söylemi başta Danimarka'da ve Avrupa genelinde panik havası yarattı. 57 bin kişinin dünyanın en soğuk ve en ücra köşesinde; geniş, buzla kaplı toprakları jeopolitik bir fırtınaya sürüklemeye devam ediyor. 2009 yılında referandum yoluyla Danimarka’dan bağımsızlık elde etme hakkına kavuşan Grönland sakinlerinin çoğunluğu bağımsızlığı destekliyor. Ancak zamanlama ve yaşam standartları üzerindeki potansiyel etki konusunda bölünmüş durumdalar.
Grönlandlı politikacılar, 2019'dan beri ABD ile iş birliğini ve ticareti güçlendirmekle ilgilendiklerini tekrar tekrar söylediler. Ancak bağımsızlık çabalarını hızlandıran Grönland Başbakanı Mute Egede, adanın satılık olmadığını ve sadece ada halkının geleceğine karar vermesi gerektiğini vurguladı.
Olası senaryolar neler?
%8'i buzla kaplı olduğu için önemli ölçüde kullanılmamış maden zenginliğine sahip Grönland, 300 yıldır Danimarka’ya bağlı. Eğer bölge sakinleri referandum yoluyla bağımsızlığı seçerlerse bile adadaki Amerikan hâkimiyeti devam edebilir. Grönland, doğal kaynaklarını kendi şartlarına göre kullanırken aynı zamanda daha fazla Amerikan askeri üssüne ev sahipliği yapabilir. Grönland bağımsız olursa, ABD toprağı olmadan ABD ile ilişkilendirilmeyi seçebilir. Reuters’a göre ada; Marshall Adaları, Mikronezya ve Palau gibi askerî haklar karşılığında Danimarka sübvansiyonlarını ABD desteği ve korumasıyla değiştirecek sözde bir “özgür ilişki” kurabilir.
Diğer olasılıklar ise Trump’ın Grönland’ı satın almak için Danimarka’ya ekonomik yaptırımlar uygulaması veya adayı doğrudan işgal etmesi olabilir. İkinci seçenek ne kadar akla uzak gözükse de Amerika’nın Grönland'da üsleri ve çok sayıda askerleri olduğu göz önünde bulundurulduğunda adanın fiilen hâkimiyeti zaten Amerika’da.
Trump’ın “Make America Great Again” kampanyası çerçevesinde, bu yayılımcı söylemlerinin ve politikalarının artması muhtemel gözüküyor. İlk döneminde ada yönetimi ve Kopenhag tarafından, "Grönland satılık değil" mottosuyla karşı çıkılan ve absürt olarak görülen bu atılımın sonu nereye varılacak bilinmez ama Trump şimdiden ABD'nin toprak genişlemesi çabalarının bir parçası olarak Kanada'yı ABD'nin 51’inci eyaleti yapmak ve Panama Kanalı'nın kontrolünü ele geçirmek istediğini söyledi bile…
Kısaca, Grönland yalnızca bir toprak alımı değil, aynı zamanda uluslararası ilişkilerin geleceğini şekillendirecek yeni bir güç mücadelesinin habercisi.

Sesler ve Ezgiler
“Sesler ve Ezgiler” adlı podcast serimizde hayatımıza eşlik eden melodiler üzerine sohbet ediyor; müziğin yapısına, türlerine, tarihine, kültürel dinamiklerine değiniyoruz. Müzikologlar, sosyologlar, müzisyenler ile her bölümü şenlendiriyor; müziğin farklı veçhelerine birlikte bakıyoruz. Melodilerin akışında notaların derinliğine iniyoruz.

Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
Osmanlı Devleti'nden Türkiye Cumhuriyetine miras kalan darbeci zihniyete odaklanarak tarihi seyir içerisinde meydana gelen darbeleri, ihanetleri ve isyanları Doç. Dr. Hasan Taner Kerimoğlu rehberliğinde değerlendiriyoruz.