30 January 2025

“Amerikan Rüyası”ndan “Önce Amerika”ya Bir Köprü: James David Vance

Donald Trump’ın ikinci başkanlık döneminin sürpriz hamlelerinden biri hiç şüphesiz JD Vance’in başkan yardımcılığı koltuğuna oturmasıydı. Henüz 40 yaşına yeni girmiş genç siyasetçi bir anda ABD’nin en gözde simalarından birine dönüştü. Peki JD Vance kim ve siyaset basamaklarında nasıl yükseldi?

James David Vance ya da daha yaygın olarak bilinen adıyla JD Vance, 2 Ağustos 1984’te Kentucky’nin Middletown kasabasında dünyaya geldi. Appalachia bölgesinin çalışan sınıf köklerinden gelen Vance, zorlu bir çocukluk geçirdi. Annesi uyuşturucu bağımlılığıyla mücadele ederken, babası hayatının büyük bir kısmında yoktu. Bu zorlu koşullara rağmen Vance’in hayatı, onu Amerikan rüyasından önce Amerika siyasetini izleyecek bir noktaya evirdi.

Vance’in hayatına dair ayrıntılara girmeden önce Vance’i Vance yapan Appalachia kültürü hakkında birtakım bilgiler paylaşmak doğru olacak. Öncelikle ABD’nin Appalachian Dağları boyunca gelişmiş zengin ve benzersiz bir kültürel yapıdan söz ediyoruz. Appalachia bölgesi, New York’tan Alabama’ya kadar uzanan Appalachian Dağları boyunca yer alır ve genellikle Batı Virginia, Kentucky, Tennessee, Kuzey Karolina ve Virginia gibi eyaletleri kapsar. Bölge, 18. ve 19. yüzyıllarda İskoç-İrlandalı, İngiliz, Alman ve Afrikalı göçmenlerin yerleşim yeri olmuştur. Bu etnik çeşitlilik kültürel mirası derinden şekillendirmiştir. Tarih boyunca kömür madenciliği, ormancılık ve küçük ölçekli tarım gibi ekonomik faaliyetlerle öne çıkmıştır.

Appalachian İngilizcesi, bu bölgeye özgü bir aksandır ve İskoç-İrlandalı etkilerini taşır. Bölgenin sözlü gelenekleri güçlüdür; hikâye anlatımı, folklor ve halk efsaneleri önemli bir yer tutar. Örneğin, doğaüstü hikâyeler ve “hollow” (vadiler) efsaneleri popülerdir. Appalachian edebiyatı, yazarlar aracılığıyla bölgenin yaşamını ve mücadelelerini dünyaya tanıtmıştır. Örneğin, Harriette Arnow’un “The Dollmaker” ve James Still’in “River of Earth” gibi eserleri Appalachia’nın kültürel mirasını ve toplumsal zorluklarını anlatır. Bölge genel olarak Protestan Hristiyanlığın farklı mezheplerine bağlıdır, özellikle Baptistler ve Metodistler yaygındır. Appalachia, tarih boyunca ekonomik eşitsizlik ve sosyal izolasyonla mücadele etmiştir. Ancak bu zorluklar, topluluk dayanışmasını güçlendirmiştir. İnsanlar arasındaki "komşuluk" ve yardımlaşma ruhu, Appalachian kültürünün en güçlü unsurlarından biridir. Günümüzde, bölge kültürel mirasını korumaya çalışırken, aynı zamanda modernleşme ve ekonomik sorunlarla da karşı karşıya kalıyorlar. Kömür madenciliği sektöründeki düşüş, birçok topluluğun işsizlikle mücadele etmesine neden oldu.

Vance’in erken yaşam deneyimleri ve içinde büyüdüğü -yukarıda genel olarak özelliklerinden bahsettiğimiz- Appalachia kültürü, daha sonra yazacağı çok satan kitabı “Hillbilly Elegy”nin temelini oluşturdu. Vance, annesinin istikrarsız davranışları ve babasının yokluğu nedeniyle büyük ölçüde büyükannesi tarafından yetiştirilmişti. Büyükannesi, ona disiplin ve çalışma etiği aşıladı, bu da daha sonraki başarılarının temelini oluşturdu. Vance, liseden sonra Deniz Piyadeleri’ne katıldı ve Irak’ta görev yaptı. Bu deneyim, ona disiplin ve liderlik becerileri kazandıracaktı. Askerlik hizmetinden sonra, Ohio State Üniversitesi’ne gitti ve siyaset bilimi okudu. Buradan mezun olduktan sonra, prestijli Yale Hukuk Okulu’na kabul edildi.

Bir kitap ile gelen şöhret

Yale’deki yılları, Vance’in dünya görüşünü şekillendirmede önemli bir rol oynayacaktı. Burada farklı sosyal ve ekonomik geçmişlerden gelen insanlarla tanıştı ve Amerika’nın karmaşık sosyal yapısı hakkında daha derin bir anlayış geliştirdi. Hukuk okulundan mezun olduktan sonra Vance, kısa bir süre bir hukuk firmasında çalıştı. Ancak asıl ilgisi, yatırım ve girişimcilik alanındaydı. Silicon Vadisi'nde Peter Thiel’in yönettiği bir risk sermayesi firmasında çalışmaya başladı. 2016 yılında, Vance’in hayatını değiştirecek olan “Hillbilly Elegy: A Memoir of a Family and Culture in Crisis” adlı kitabı yayımlandı. Kitap, Appalachia bölgesindeki çalışan sınıf beyazların kültürünü ve zorluklarını anlatan bir anı niteliğindeydi. Kitap hızla çok satanlar listesine girdi ve ulusal bir tartışma başlattı. Vance, Amerika’nın unutulmuş bölgelerinin sesi olarak görülmeye başlandı. Daha sonra bu kitabın Oscar ödüllü yönetmen Ron Howard tarafından film uyarlaması da yapıldı. Kitabın başarısı, Vance’i ulusal bir figür hâline getirdi. Televizyon programlarına çıktı, konferanslarda konuştu ve çeşitli yayın organlarında yazılar yazdı. Bu süreçte, Amerikan toplumunun karşı karşıya olduğu sorunlar hakkındaki görüşlerini dile getirme fırsatı buldu.

Vance’in siyasete girişi, birçokları için sürpriz olmadı. 2021 yılında, 2022 Ohio Senato seçimlerinde aday olacağını duyurdu. Kampanyası boyunca çalışan sınıfın sorunlarına odaklandı ve Amerika’nın ekonomik ve sosyal zorluklarına yönelik çözümler önerdi. Kampanya sürecinde, Vance’in görüşleri ve retoriği dikkat çekti. Donald Trump’ın desteğini aldı ve kampanyasında sıkça Trump’ın politikalarını desteklediğini belirtti. Bu durum, bazı çevrelerde eleştirilere neden olsa da Ohio’daki muhafazakâr seçmenler arasında popülaritesini artırdı. Kasım 2022’de yapılan seçimlerde Vance, Demokrat rakibi Tim Ryan’ı yenerek Ohio Senatörü seçildi. Bu zafer, Vance’in siyasi kariyerinde önemli bir dönüm noktası oldu ve onu ulusal siyasetin ön saflarına taşıdı.

“Önce Amerika”

Vance, Ocak 2022’te resmen göreve başladı. Senatör olarak ekonomi, göç ve dış politika konularında aktif bir rol üstlendi. Özellikle Çin’e karşı daha sert bir tutum alınması, Amerikan işçilerinin korunması ve sınır güvenliğinin artırılması gibi konularda öne çıktı. Senato'daki ilk aylarında Cumhuriyetçi Parti’nin popülist kanadıyla yakın ilişkiler kurdu ve parti içindeki “America First” (Önce Amerika) hareketinin önde gelen isimlerinden biri hâline geldi. Ancak Vance’in siyaseten durduğu pozisyonlar tartışmaları da beraberinde getirdi. Özellikle Ukrayna’ya yapılan yardımlar konusundaki şüpheci tutumu ve iklim değişikliği konusundaki bazı açıklamaları eleştirilere neden oldu.

JD Vance’in Trump’a yönelik dönüşümü hem siyasi strateji hem de Cumhuriyetçi Parti içindeki değişimlerin bir yansıması olarak tartışmaların merkezinde yer aldı. 2021 öncesinde Trump’ın liderliğini ve politikalarını eleştiren Vance, 2022’de Senato kampanyası sırasında Trump’ın desteğini alarak seçimi kazanmıştı. Bu durum, Cumhuriyetçi Parti içindeki pragmatizm ve partinin liderine bağlılık dinamiklerini gözler önüne sermesi bakımımdan çok önemliydi.

İşçi sınıfı dostu Cumhuriyetçi

JD Vance’in genç yaşında ABD başkan yardımcısı olarak seçilmesi ve ön plana çıkarılmasının en önemli sebeplerinden biri, hiç şüphesiz onun Amerikan işçi sınıfının zorluklarına dikkat çeken açıklamalarıydı. Amerika Birleşik Devletleri’nin Ortabatı ve Büyük Göller bölgesinde yer alan ve son yıllarda sanayi alanında düşüş yaşayan Rust Belt alanının seçmeninin oylarını kazanmak isteyen Trump, seçim öncesi Vance’i başkan yardımcısı olarak belirleyerek özellikle çelik üretimi ve imalat sanayisinin gerileme yaşadığı bu bölgedeki oylarını artırma stratejisi izledi ve bunda da başarılı oldu. Trump bu hamlenin de etkisiyle Pennsylvania ve Wisconsin’i yeniden kazanırken, Michigan’da da güçlü bir performans sergiledi.

Vance, senatörlük yıllarında dış politikada “Önce Amerika” yaklaşımını benimsemiş ve Ukrayna’ya yapılan yardım konusunda eleştiriler getirmişti. Bu duruşu başkan yardımcılı döneminde de sürdürdüğü taktirde Trump, yönetiminin izolasyonist dış politikasını daha da güçlendirecektir. Bu sebeple Vance’in bu politikaları ileriki dönemde Avrupa ve NATO müttefikleriyle ilişkilerde yeni gerilimlerin ortaya çıkma olasılığını artırma potansiyelini de barındırıyor. Vance, tüm bu özellikleri itibariyle genç yaşı ve entelektüel birikiminin de etkisiyle Trump sonrası Cumhuriyetçi Parti’nin lider adaylarından biri olarak ön plana çıkıyor. Başkan yardımcılığı döneminde izleyeceği politika ile bir sonraki dönem yapılacak başkanlık seçimlerinde Vance’i adaylardan biri olarak görmemiz olasılıklar dâhilinde. JD Vance’in Trump’ın başkan yardımcısı olması, ABD siyaseti için hem içeride hem dışarıda yankı uyandıran bir gelişme olarak hayli dikkat çekici. Bu durum, Trump’ın seçmen tabanını genişletme ve genç, enerjik liderlerle partiye yeni bir soluk kazandırma çabasını da yansıtıyor. Vance’in pragmatik dönüşümünün ve politikalarının uzun vadeli sonuçları hem Cumhuriyetçi Parti’nin geleceği hem de Amerikan demokrasisi açısından belirleyici olacak gibi duruyor.

Podcast

19 December 2023
Doç. Dr. Hasan T. Kerimoğlu
Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
28:19
0:01

Url kopyalanmıştır...