18 Eylül 2025

ABD Orta Doğu'dan çekilmedikçe barış neden imkânsız?

ABD'nin Orta Doğu'daki askerî ve istihbarî varlığı, Sycamore Operasyonu örneğinde görüldüğü gibi, çatışmaları çözmek yerine karmaşıklaştırıyor ve kurumsallaştırıyor. ABD bölgeden tamamen çekilmedikçe bitmeyen çatışma döngüsü sürecek. Barış, ancak dış müdahale dinamiği sona erdiğinde mümkün olabilir.

Orta Doğu, modern dünyanın en karmaşık ve istikrarsız çatışma ekosistemlerinden biri. Bu bölgede süregelen savaşlar, basit bir "iyi-kötü" ikilemiyle açıklanamayacak kadar derin ve çok katmanlı. ABD'nin Soğuk Savaş sonrası dönemde bölgeye müdahil olma stratejisi, genellikle doğrudan askerî operasyonlar ve örtülü faaliyetler (covert action) üzerine inşa edilmişti. Suriye İç Savaşı bağlamında hayata geçirilen Sycamore Operasyonu, bu stratejinin neden başarısız olduğunu ve ABD'nin bölgedeki varlığının neden hiçbir çatışmayı kalıcı olarak sonlandıramadığını anlamak için kritik bir örnek teşkil ediyor.

Sycamore Operasyonu: Kısa vadeli kazanım, uzun vadeli kaos

Sycamore Operasyonu, ABD'nin Özel Kuvvetler ve CIA ortaklığında, IŞİD'e karşı savaşan muhalif grupları eğitmek ve donatmak için yürüttüğü gizli bir programdı. Bu tür örtülü operasyonların temel mantığı, Amerikan askerlerini cephe hattına sürmeden, yerel aktörler vasıtasıyla hedeflere ulaşmaktı. Ancak bu yaklaşım, kaçınılmaz olarak bir dizi stratejik tuzakla sonuçlandı:

Yerel bağlılık sorunu

Eğitilen ve silahlandırılan grupların sadakati, ABD'nin ulusal çıkarlarından ziyade kendi yerel, etnik veya mezhepsel hedeflerine yönelikti. Silahlar ve eğitim, bir noktadan sonra Washington'ın kontrolünden çıkarak bölgesel dengeleri alt üst etmek veya eski düşmanlara karşı kullanılmak üzere farklı aktörlerin eline geçti.

  • Çatışmanın kurumsallaşması: Dışarıdan gelen bu tür müdahaleler, mevcut çatışmayı sonlandırmak yerine, onu besleyerek daha da karmaşık hâle getirdi. Savaşan her fraksiyona farklı küresel ve bölgesel güçlerin destek vermesi, basit bir iç savaşı, vekalet savaşlarından oluşan bir ağa dönüştürdü. Sycamore gibi operasyonlar, bu ağdaki ipleri daha da karmaşıklaştırmaktan başka bir işe yaramadı.
  • Güvenilirlik erozyonu: ABD, bir grubu destekleyip daha sonra jeopolitik durum değiştiğinde onu terk ettiğinde, bölgedeki güvenilirliğini ciddi şekilde zedeledi. Bu, gelecekte iş birliği yapılabilecek yerel aktörlerin de Washington'a olan güvenini sarstı.

ABD varlığı: Çatışmanın bir parçası olmak

Ana fikrimiz burada şekilleniyor: ABD Orta Doğu'dan tamamen çekilmeden hiçbir çatışma sona ermez. Bunun nedeni, ABD'nin artık bölgedeki bir “hakem” veya “tarafsız arabulucu” değil, çatışmanın doğrudan bir parçası hâline gelmiş olmasıdır. Herhangi bir örtülü veya açık müdahalesi, mevcut güç dengelerini bozarak bir aktörü güçlendirir, diğerini zayıflatır ve dolayısıyla diğer aktörleri (Rusya, İran, Türkiye gibi) dengeyi tekrar sağlamak için karşı hamle yapmaya iter. Bu durum, bitmek bilmeyen bir tepki ve karşı tepki sarmalı yaratır.

ABD'nin varlığı, çatışmanın çözümünü değil, sadece şeklini ve yoğunluğunu değiştirir. Irak'ta, Suriye'de veya Yemen'deki çatışmalar, ABD askerî/istihbarat unsurları bölgede olduğu sürece, bir “dondurulmuş çatışma” (frozen conflict) hâlini alır. Taraflar, ABD desteğinin kendilerine stratejik bir avantaj sağlayacağı umuduyla nihai bir uzlaşmaya yanaşmaz. ABD, istemeden de olsa, çatışmanın sönümlenmesinin önündeki en büyük engellerden biri hâline gelir.

Çekilme, ihmal değil strateji

ABD'nin bölgeden “tamamen çekilmesi” fikri, bir içe kapanma veyahut ihmalkarlık olarak algılanmamalıdır. Aksine, bu, stratejik bir tercihtir. Bölgesel aktörlerin, kendi sorunlarını nihayetinde kendi aralarında çözmek zorunda kalacakları bir ortam yaratmak anlamına gelir. Washington'ın rolü, doğrudan müdahil bir oyuncu olmaktan çıkıp ancak taraflar gerçekten bir uzlaşma iradesi gösterdiğinde devreye giren bir diplomatik kolaylaştırıcıya dönüşmelidir.

Sycamore Operasyonu ve benzeri sayısız girişim gösteriyor ki ABD'nin askerî ve istihbarî araçlarla ince ayar yapmaya çalıştığı Orta Doğu jeopolitiği, bu müdahalelere direnç göstermekte ve her seferinde beklenmeyen sonuçlar üretmektedir. Kalıcı bir barışın tesisi, ancak bölgeyi bir satranç tahtası olarak gören dış müdahale çağının sona ermesiyle mümkün olacaktır. Çatışmanın ateşini körükleyen dış unsurlar ortamdan çıkmadıkça, Orta Doğu'nun kanayan yaralarının iyileşmesi imkânsız görünüyor.

Podcast

19 December 2023
Doç. Dr. Hasan T. Kerimoğlu
Darbeler, İhanetler ve İsyanlar
28:19
0:01

Url kopyalanmıştır...