Örfi İdare!

Haberin Eklenme Tarihi: 18.06.2025 12:15:00 - Güncelleme Tarihi: 18.06.2025 12:17:00

1970’te çalışma yaşamını ve temel sendikalar mevzuatını düzenleyen 274 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Yasası ile 275 sayılı Sendikalar Yasası’nda değişiklik yapan bir tasarı gündeme gelmişti. Adalet Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin iş birliğiyle önce meclis, ardından da senatodan geçen tasarı, işçiler ile DİSK’li sendikacıların ve yöneticilerinin tepkilerini çekmişti. Bu tepkiler 15 Haziran 1970 sabahı İstanbul’un belli başlı merkezlerinde gerçekleşen yürüyüşlerle somutlaşmaya başlamış, ardından yürüyüş Kocaeli’ne doğru ilerlerken hareket git gide büyümüştü. Bu yürüyüşler arasında işçiler, DİSK ve DEV-GENÇ temsilcileri ile polis ve askerler birbiriyle çatışmıştı.

“İşçilerin asker ve polisle çatışması sonunda 1 polis, 2 işçi öldü, yüzlerce yaralı” detayıyla Tercüman olayı aktarırken, çatışmanın neticeye ermesi adına verilen Örfi İdare karar ilanını da duyurmuştu. 17 Haziran 1970'te yayımlanan haberin içeriği şöyleydi: “274 ve 275 sayılı kanunların Meclis’ten çıkan yeni şeklini protesto gayesiyle DİSK’in önceki gün bazı iş yerlerinde başlattığı direnme hareketi dün rengini değiştirmiş, rejime karşı ideolojik bir havaya bürünen olaylarda tahrik edilen işçiler, asker ve polisle çatışmış, Hüseyin Kahraman adında bir polis, Yaşar Yıldırım ve Abdurrahman Bozkurt adlarında iki işçi ölmüş, 100’den fazla kişi de yaralanmıştır. Olaylar üzerine İstanbul ve Kocaeli’nde bir ay süre ile Örfi İdare ilan edilmiştir. Komutanlığına da 1. Ordu Komutanı Orgeneral Kemal Atalay getirilmiştir. Son yıllarım en karışık ve kanunsuzluklarla dolu gününü yaşayan İstanbul’da kanlı olaylar yüzünden uçaklar devriye uçuşları yapmış, zırhlı birlikler caddeleri doldurmuş, köprüler açılmış, vapur seferleri iptal edilmiş, hayat felce uğramıştır. Bu arada bilhassa Fenerbahçe ve Levent’te olan silahlı çatışmada kan dökülmüş, halk korkulu ve heyecanlı anlar yaşamıştır.”

Tercüman muhabiri Tokay Gözütok ise şöyle aktarmıştı durumu: “Kan, barut, ölüm Kadıköy’ü cehenneme çevirmişti” başlığıyla “Cehennemden geliyorum…’Kadıköy Cehennemi’nden geliyorum. İstanbul’un sevgilisi Kadıköy bir cehenneme dönmüştü. ‘Koşuyolu Cehennemi’nden geliyorum. Ve bu cehennemden yediğim sopalar taşlar hariç nasıl sağ salim kurtulduğuma hâlâ hayret ediyorum… Allah’a şükrediyorum….”