Artık rahat uyu!
Haberin Eklenme Tarihi: 10.11.2024 00:59:00 - Güncelleme Tarihi: 7.01.2025 18:58:0010 Kasım 1982… Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının 44. yıl dönümü. 12 Eylül 1980 Darbesi’nin üzerinden 2 yıl geçmişti ancak yönetimde hâlâ ordunun sesi, soluğu toplumun ensesinde hissediliyordu. Tercüman’ın manşetinde o gün şu haber yer alıyordu: “Önce devlet anlayışı ile tasvip gören Anayasamızın ışığı altında devlete yönelik suçları yargılayacak olan kuruluş yeni esaslara göre teşkil ediliyor.” Yani Devlet Güvenlik Mahkemeleri gündemdeydi. Böylelikle Türkiye’nin her bölgesinde Devlet Güvenlik Mahkemeleri kurulacak ve bunlar “gerekli görülen” zamanlarda Sıkıyönetim Mahkemelerine dönüştürülebilecekti. Askerî yönetimin sert ilerleyen siyasi ve toplumsal tutumu hâlâ çok net bir şekilde hissedilirken Başkumandan’a ölümünün 44. yılında “Artık rahat uyu!” seslenişinde bulunabiliyordu kamusal söylem… Başkumandan’ın ardında bıraktığı toplum, 12 Eylül’ün ardından acaba ne kadar rahat uyuyabiliyordu, elbette bu tartışılırdı.
Cumhurbaşkanı Evren, yayımladığı mesajda “Atatürk’ün ilke ve inkılapları dışında yol arayanların veya bunları yozlaştırmaya çalışanların 12 Eylül 1980 sonrası düştükleri hazin akıbet, bu gibi hareketlere yeltenenlere daima ibret dersi olmalıdır” derken darbenin meşruiyetini, cumhuriyet ve demokrasi için mücadele vermiş bir liderin ilkelerinden almaya çalışması maalesef elim bir çelişki yaratıyordu. Fakat bu da alışagelen bir şeydi Türk siyasetinde. Bu meşruiyet temeli söylemlerde, törenlerde, kamusal alanda yeniden inşa edilmeye çalışılıyordu.
Bütün yurtta, dış temsilcilikler ve KTFD’de Atatürk’ü anmak için törenler düzenleniyor, Atatürk’ün mirasına sahip çıkıldığı vurgusu yapılıyordu. Tercüman’a bu atmosfer yansısa da Ulu Önder’i büyük bir saygı, minnet ve sevgiyle anıyor, sayfalarına taşıyordu. Ona ithafen şiirler yayımlanıyor, ilk renkli fotoğrafına yer veriliyordu.